Rusya'nın müdahalesi Karabağ’da silah seslerini susturdu

Bakü ‘zafer’ ilan ederken Erivan iç sarsıntılarla boğuşuyor.

Dün Erivan'daki Ermeni Parlamentosu binasına giren göstericiler Putin ve Aliyev'in imzaladığı anlaşmayı protesto ettiler. (EPA)
Dün Erivan'daki Ermeni Parlamentosu binasına giren göstericiler Putin ve Aliyev'in imzaladığı anlaşmayı protesto ettiler. (EPA)
TT

Rusya'nın müdahalesi Karabağ’da silah seslerini susturdu

Dün Erivan'daki Ermeni Parlamentosu binasına giren göstericiler Putin ve Aliyev'in imzaladığı anlaşmayı protesto ettiler. (EPA)
Dün Erivan'daki Ermeni Parlamentosu binasına giren göstericiler Putin ve Aliyev'in imzaladığı anlaşmayı protesto ettiler. (EPA)

Dağlık Karabağ'daki savaş cephelerinde yaşanan gelişmeler hız kazanırken Kremlin'in dün ani ve kararlı müdahalesinden saatler sonra, Ermenistan ve Azerbaycan arasında acil ateşkesi öngören üçlü bir anlaşmanın imzalandığı duyuruldu. Kremlin'in resmi internet sitesinde yayınlanan anlaşma metninde, Dağlık Karabağ bölgesi çevresinde yeni bir nüfuz haritasının çizileceği düzenlemeler yer aldı. Yeni düzenlemeler, Azerbaycan kuvvetlerinin bir eksende kaydettiği ilerleme sonrası ortaya çıkan yeni saha doğrultusunda geldi.
Moskova dün yeni ateşkes hattında savaşan tarafları ayırmak için Rus güçlerinin bölgeye konuşlandırmaya başladı. Azerbaycan ile Rusya arasında ateşkesin izlenmesinde Türkiye’nin rol üstlenip üstlenmemesi konusunda ise anlaşmazlıklar yaşandı.
Rusya Savunma Bakanlığı'nın pazartesi akşamı Azerbaycan tarafından Ermenistan topraklarında bir Rus askeri helikopterinin düşürüldüğüne dair açıklamasından saatler sonra tarafların hamleleri hız kazanırken bölgede 47 gündür devam eden çatışmaların seyri değişti.
Bakü, helikopteri kazara düşürdüğünü kabul ederken resmi bir özür diledi. Moskova'ya tazminat ödemeye hazır olduğunu söyledi. Bu gelişme, Kremlin'i üç taraf arasında acil bir müzakere başlatmaya yöneltti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin salı gecesi geç saatlerde televizyonda kısa bir konuşma yaptı ve ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında Dağlık Karabağ’da ateşkese dair ortak bir bildirge imzaladığı duyuruldu.
Azerbaycan ve Ermenistan kuvvetlerinin mevcut pozisyonlarında kalmalarını öngören anlaşmada ateşkesin tam olarak 10 Kasım’da, Moskova saatiyle gece yarısından itibaren başlayacağı belirtildi.
Anlaşmaya göre Erivan’ın Dağlık Karabağ'ın Ermenistan ile bağlantısını garanti eden beş kilometre genişliğindeki Laçin Koridoru'nu kontrolünde tutması şartıyla Kelbecer bölgesini ayın ortasına kadar, Laçin bölgesini ise gelecek ayın başında Azerbaycan'a iade etmesi gerekiyor. Anlaşma, Bakü'nün daha önce kontrol sağladığını duyurduğu Şuşa bölgesinin teslim edilmesi gereken topraklar arasında olmadığını teyit ederken bir başka madde Erivan'ın Ağdam bölgesini ve işgal ettiği Azerbaycan'ın Gazah bölgesini 20 Kasım'a kadar Bakü’ye iade etmesini öngörüyor.
Anlaşma, Rusya’nın Dağlık Karabağ’daki temas hattı ve Laçin Koridoru boyunca 90 zırhlı personel taşıyıcı ve 380 parça özel teçhizatlı bin 960 askerlerden oluşan barış gücü birliklerini konuşlandırmasını öngörüyor. Ayrıca Rus birlikleri, Ermeni ordusunun kararlaştırılan bölgelerden çekilmesiyle eşzamanlı olarak konuşlandırılacak.
Taraflar, Rus birliklerinin bölgedeki varlığını beş yıl olarak belirlerken anlaşmanın tüm taraflarının onayı ile ek süreler verilerek otomatik olarak yenilenebileceği konusunda anlaştılar. Aynı şekilde taraflar, barışın korunması ve ateşkesin izlenmesi için bir merkezin kurulması konusunda da uzlaşıya vardı.
Anlaşma ayrıca önümüzdeki üç yıl içinde bölgesel başkent Stepanakert ile Ermenistan arasında iletişimi sağlamak amacıyla Laçin Koridoru boyunca yeni bir yol inşa etmek için bir plan geliştirilmesini ve Rus Barış Gücü birliklerinin daha sonra bu yolu korumak için yeniden konuşlandırılmasını içerirken plan mevcut ateşkesin nihai olarak kabul edilmesinin başlangıcı olarak görüldü. Azerbaycan, Laçin Koridoru boyunca ulaşım hatlarının güvenliğini sağlayacak.
Bir başka maddede taraflar, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) gözetiminde yerlerinden edilmiş kişilerin ve mültecilerin Dağlık Karabağ ve çevre bölgelere geri dönüşlerini garantilemeyi kabul etti.
Anlaşma ile ayrıca bölgedeki tüm ekonomik bağlantılara ve ulaşıma getirilen yasağın kaldırıldı. Bu bağlamda Ermenistan, Azerbaycan'ı Nahçıvan'a doğrudan bağlayacak yeni ulaşım hatları inşa etme planı çerçevesinde, Rusya sınır koruma güçlerinin planın uygulanmasını sağlaması şartıyla, Azerbaycan'ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım hatlarının güvenliğini sağlama sözü verdi.
Diğer yandan anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından Ermenistan’ın başkenti Erivan ve diğer Ermeni bölgeleri, şiddet olaylarına dönüşen geniş çaplı protesto gösterilerine tanık oldu. Göstericiler parlamento binasını ve diğer hükümet binalarını basarak Azerbaycan'a ‘teslim olmayı’ reddettiler. Ermenistan iç sarsıntılarla boğuşurken bu durum Başbakan'ı ateşkesin ülkeyi daha geniş kayıplardan korumak için acil bir mesele haline geldiğini söylediği bir açıklama yapmaya itti. Ermenistan ordusunun, seferberliğe ve savaşmaya devam etme imkanlarının sınırlı hale gelmesinin ardından kendisinden anlaşmayı imzalamasını istediğini söyleyen Başbakan Paşinyan, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin çalışmaları sırasında yeniden konuşlanmasına izin vermeyen onlarca olayın yanı sıra gönüllü grupların mücadele kabiliyetinin zayıflığı ve askerlik hizmetinden kaçışlar gibi asker bulma konusundaki zorluklar dahil olmak üzere bir dizi sorunla karşı karşıya geldiğine işaret etti.
Kendisine yöneltilen bir soru üzerine Azerbaycan’a ait insansız hava araçlarının (İHA) Dağlık Karabağ'daki Ermeni güçlerine büyük zarar verdiğini belirten Paşinyan, Ermeni ordusunun neden benzer silahlar üretmediği sorusu üzerine ise, geçtiğimiz yıllarda bununla ilgili yetkili kurumların başındaki herkesin sorumluluklarını üstleneceğini bildirdi.
Paşinyan, içinde bulundukları durumun zorluğunu itiraf edercesine şu ifadeleri kullandı:
“Bölgedeki çatışmalar aynı hızda devam etseydi Karabağ tamamen kaybedilirdi, Füzuli, Cebrail, Kubatlı, Zengilan ve Hadrut Mahallesi'ni neredeyse tamamen kaybettik. Çatışma, başkent Stepanakertin 2-3 kilometre yakınlarına kadar ulaştı. Aynı hızda devam etseydi, birkaç gün içinde Artsah'ı (Dağlık Karabağ'ın Ermenice adı) kaybederdik.”
Diğer yandan Ermenistan’daki protesto gösterileri nedeniyle Ermenistan Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı, ortak bir açıklama yaparak halkı sakinleştirmeye çalışmak zorunda kaldı. Açıklamada, devletin temellerini sarsacak eylemlerden kaçınılması, çeşitli hatalardan dersler çıkarılması ve kahraman bir halkın hak ettiği çok daha güçlü ve verimli bir ordu yaratılması çağrısı yapıldı.
Buna karşın Bakü, ‘tam bir zafer’ ilan ederek sonucu kutladı. Cumhurbaşkanı Aliyev, anlaşmanın ulaşılan en iyi metin olduğunu ve hedeflerini tam anlamıyla karşıladığını söyledi. Askeri operasyonlarla büyük başarılar elde ettiklerini belirten Aliyev ”Çıkarlarımızı karşılayan bir siyasi sürecin zamanı geldi” dedi.
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Aliyev’in Türk askerlerinin bölgedeki ateşkesin izlenmesi çalışmalarına katılacağını söylemesi oldukça dikkat çekiciydi. Bu açıklamaya, Kremlin'den ve Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yanıt geldi. Kremlin’den yapılan açıklamada, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesindeki çatışmaları durdurmaya yönelik yapılan üçlü anlaşmada, bölgeye Türk barış güçlerinin konuşlandırılabileceğine dair herhangi bir atıf bulunmadığı vurgulandı. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov yaptığı açıklamada, “Taraflar bu konuda hemfikir değildi ve Dağlık Karabağ'da Türk askerlerinin varlığına dair bir uzlaşı yapılmadı” dedi. Ateşkesin izlenmesi için Azerbaycan topraklarında bir merkez kurulmasının gündeme geldiğini belirten Peskov, merkezin Dağlık Karabağ’da değil, Azerbaycan’da olacağının altını çizdi. Peskov, Dağlık Karabağ’daki ateşkesi izlemek için Azerbaycan’da bir merkez kurulması konusunun ‘ayrı bir anlaşmaya tabi olacağını’ da sözlerine ekledi.
Peskov ayrıca Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanları ABD ve Fransa’nın, ‘Ermenistan ve Azerbaycan halkları için bir zafer’ olarak nitelendirdiği ateşkes anlaşmasının hazırlanmasına katılmadıklarını, çünkü bu sayede savaşın durduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Aliyev, anlaşmada merkezin kurulmasını şart koşan bir madde olduğuna işaret etti. Söz konusu merkezin, Rus ve Türk askeri personeline ev sahipliği yapacağını ve Türkiye’nin çatışmayı uzlaştırmaya ve ateşkesi izlemeye yönelik ileride yapılacak çabalarda resmi bir role sahip olacağını söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Türkiye’nin Dağlık Karabağ'daki ateşkesin izlenmesine dahil olduğunu doğrulayarak ateşkesin nasıl izleneceğine dair görüşmelerin devam ettiğini bildirdi. Çavuşoğlu, tüm izleme sürecinin ortak yapılacağını ve Azerbaycan'da kalmaya devam edeceklerini vurguladı.
Buna karşın Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türk barış gücü birliklerinin bölgeye konuşlandırılması konusundaki tutumunu bir kez daha yineledi. Bakanlık Sözcüsü Mariya Zaharova yaptığı açıklamada, ‘sadece Rusya'nın barış gücü askerleri bölgede konuşlandırılacağını’ söyledi. Zaharova, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un dün sabah Türk mevkidaşını aradığını ve görüşme sırasında Ankara'nın ‘üçlü bildiriye desteğini’ ifade ettiğini belirtti.



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.