Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı'
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık uzay liginde olduğumuzu söylemiştik. Tamamen yerli ve milli mühendislik kabiliyetlerimizle yaptığımız uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı. Bu testlerde 4 kere daha uzaya ulaştık" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ASELSAN Yeni Sistem Tanıtımları ve Tesis Açılışı programına katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesislerin Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından protokol konuşmalarına geçildi. ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir'in ardından konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tesislerin toplu açılışını gerçekleştirdi.
ASELSAN Akyurt Güdüm ve İnsansız Sistemler Seri Üretim Tesisi, ASELSAN Akyurt Camii, ASELSAN İvedik Teknopark Tesisleri ve ASELSANNET Yeni Binası'na canlı bağlantı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1975 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Çıkarması sonrasında kurulan ASELSAN'da bugüne kadar çalışmış ve çalışmakta olan personele teşekkür etti.
Türkiye'nin, cumhuriyet tarihinde gerçekleştirdiği ilk sınır ötesi harekatın ardından katı ve haksız bir ambargoya maruz kalındığını hatırlatan Erdoğan, “Bu durum savunma sanayiindeki eksiklerin ve ihmallerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Harekatın ardından, ASELSAN ve daha sonra diğer savunma sanayii kuruluşlarının faaliyete geçirilmesiyle ülkemiz yeni bir döneme adım atmıştır” diye konuştu.
“Geçtiğimiz 18 yıl boyunca savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefimiz yolunda çalışmalarımızı durmaksızın sürdürdük”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASELSAN'ın kuruluşundan sonra uzun yıllar boyunca savunma sanayiinde Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak konuma gelemediğini söyleyerek, AK Parti iktidarında elde edilen başarıları sıraladı. Erdoğan, “Hükümete geldiğimizde öncelik verdiğimiz alanlardan birini de savunma sanayiinin güçlendirilmesi olarak belirledik. Geçtiğimiz 18 yıl boyunca savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefimiz yolunda çalışmalarımızı durmaksızın sürdürdük.
Rahmetli Özal tarafından kurulan Savunma Sanayii Başkanlığımızı, bu sürecin koordinasyonunu etkin şekilde yürütebilecek bir yapıya kavuşturduk. Bugün Türk savunma sanayii, vakıf şirketlerinden özel sektöre, alt yüklenicilerinden kobilere, üniversitelerden araştırma merkezlerine, teknoparklardan kümelenmelere kadar geniş bir ekosisteme sahiptir. 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken bugün 700'e yakın projenin hayata geçirildiği bir savunma sanayine kavuştuk. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu saldırılara karşı daha etkin mücadele için sadece son 5 yılda 350 civarında yeni proje başlattık.
Savunma sanayii projelerimizin bütçesini 5 buçuk milyar dolardan, 60 milyar dolara yükselttik. Bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 56'dan bin 500'e ulaştı. Sektörün 1 milyar dolar olan cirosu da 11 milyar dolar rakamını yakaladı. Savunma ve havacılık ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar dolar seviyelerine çıktı. Dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde 7 firmayla temsil ediliyoruz. Sadece son 5 yılda 5 firmamız da bu listeye girdi” ifadelerini kullandı.

“İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içerisindeyiz”
Kara ve deniz araçlarıyla Türkiye'nin, dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarına da cevap verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içerisindeyiz. Bugün Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorlukları ve uyguladıkları gizli açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke haline gelmiştir. Sınırlarımız içerisinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabiliyoruz. Sınırlarımız dışında, barış harekatlarını istediğimiz gibi yürütebiliyoruz. Tüm bunları savunma sanayiinde elde ettiğimiz başarıya borçluyuz” diye konuştu.
Savunma Sanayii alanında geleceğe yönelik önemli adımlar atıldığının da altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AR-GE yatırımlarımızı arttırarak ileri teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Sürü İHA yapıyoruz. Gemilerimizin savaş yönetim sistemlerini geliştiriyoruz. İnsansız kara aracı üretiyoruz. Yapay zeka sistemleri üzerinde çalışıyoruz. Elektromanyetik ve lazer silahları tasarlıyoruz” dedi.

“Biz ASELSAN'da yerlisini ürettik”
Türkiye'ye, Azerbaycan'ın haklı mücadelesine destek olduğu için Kanada tarafından ambargo uygulandığını söyleyen Erdoğan, “Son dönemde Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz destek sebebiyle, İHA'larımızın bazılarında kullandığımız kameraya maalesef Kanada ambargo uyguladı. Biz, ASELSAN'da yerlisini ürettik. İHA'larımıza taktık, yolumuza devam ettik. Bununla da kalmadık, aynı kameraların daha iyisini yapmak için şu anda projeyi başlattık. İnşallah her alanda bu anlayışla hareket ederek, yerli ve milli savunma sanayimizi en üst seviyelere çıkartacağız” ifadelerini kullandı.
“ASELSAN, bugün geldiğimiz noktada çok geniş bir alanda faaliyetlerini sürdürüyor”
Gelinen son noktada ASELSAN'ın çok geniş bir alanda faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan, “ASELSAN, bugün geldiğimiz noktada çok geniş bir alanda faaliyetlerini sürdürüyor. Bunlar içinde; haberleşme, radar, elektronik harp, elektro optik, güvenlik, silah ve füze savunma sistemleri, insansız otonom araçlar, mühimmatlar, platformlar, yeni nesil yapay zeka sistemleri, enerji, ulaştırma ve sağlık teknolojilerine kadar birçok başlık var.
Küresel ölçekte birçok ilki başarmış patentli ürünler çıkararak ülkemizin ve mühendislerimizin gücünü ispatlayan ASELSAN, yeni başarılarıyla göğsümüzü kabartıyor. Geldiğimiz noktada ASELSAN, alt yüklenicileri ve paydaşlarıyla beraber envanterdeki ürünlerin seri üretimlerine devam ederken, güvenlik güçlerimize yeni sistemler kazandırmayı da sürdürüyor. Ayrıca elindeki teknolojileri çoklu kullanıma açarak enerji, sağlık, ulaştırma gibi alanlarda çözümler üretiyor. Bugün, bu yeni sistemlerden birinin de teslimini gerçekleştiriyoruz. Elektronik harpte bize çok büyük güç katacak Karakulak Yüksek Frekans Kestirme ve Dinleme Sistemi artık kullanıma hazırdır” diye konuştu.

“Bugün TSK'ya teslim ediyoruz”
ASELSAN tarafından geliştirilen ve bugün itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) hizmetine giren yeni Karakulak Yüksek Frekans Kestirme ve Dinleme Sistemini video yöntemiyle tanıtan Erdoğan, “Hala TSK'nın envanterinde bulunan Korkut Alçak İrtifa Hava Savunma silah sisteminin yenilerini de bugün TSK'ya teslim ediyoruz. Korkut Alçak İrtifa Hava Savunmasını uçak ve helikopterlerinin yanı sıra havadan karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçları gibi hedeflere karşı da en etkili şekilde gerçekleştiriyor. Bu sistemde kullandığımız ATOM ismi verilen 35mm parçacıklı mühimmat ile ülkemiz dünyada az sayıda ülkenin sahip olduğu bir yeteneğe milli olarak sahip hale geldi” şeklinde konuştu.
“Yeni sistem, var olan Koral'a düşman unsurlarını algılama, karıştırma ve köreltme alanında daha üstün kabiliyetlere sahip olacak”
Korkut Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sisteminin videolu tanıtımını da gerçekleştiren Erdoğan, “Bir yandan da güvenlik güçlerimizin sahadaki ihtiyaçları doğrultusunda yeni nesil ürünleri geliştirmeye başlıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz harekatlarda düşman radarlarının tespit edilmesi ve köreltilmesinde Koral Elektronik Harp Sistemimiz çok büyük rol oynadı. Bu sistemin daha gelişmiş versiyonu olan yeni nesil Koral projesini de bugün başlatıyoruz. Yeni sistem, var olan Koral'a düşman unsurlarını algılama, karıştırma ve köreltme alanında daha üstün kabiliyetlere sahip olacak” ifadelerini kullandı.

“Bir müjde de ROKETSAN'dan verelim”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Nesil Koral'ın tanıtımının ardından, 26-29 Ekim tarihlerinde ROKETSAN'ın gerçekleştirdiği başarıya dikkat çeken Erdoğan, “Başlattığımız yeni proje ve teslimini yaptığımız sistemlerin projelendirilmesi, geliştirilmesi ve üretimi için savunma sanayi başkanlığımızı ve ASELSAN'ı bir kez daha tebrik ediyorum. Bir müjde de ROKETSAN'dan verelim. Geçtiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda ROKETSAN'a gerçekleştirdiğimiz ziyarette şanlı bayrağımızı daha da yukarılara taşıdığımızı ve artık uzay liginde olduğumuzu söylemiştik. Uzayın karanlığını, milli teknolojimiz ve mühendislik kabiliyetimizle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda bir kez daha aydınlattığımızın müjdesini de buradan paylaşmak istiyorum. Tamamen yerli ve milli mühendislik kabiliyetlerimizle yaptığımız uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı. Bu testlerde 4 kere daha uzaya ulaştık. Cumhuriyet bayramımızda yaşadığımız bu gururla 2023 vizyonumuz çerçevesinde önemli bir dönüm noktasını da geride bıraktık” dedi.
“Elimizdeki sınırlı kaynağı, kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak birinci önceliğimizdir”
Her alanda yeni başarılara imza atmaya devam edileceğinin vurgusunu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kahraman askerlerimiz, sahada canları pahasına mücadele ederken onlara vereceğimiz en büyük destek savunma sanayiimizi daha ileriye taşımak olacaktır. Savunma sanayiinde, daha planlı daha sistematik ve orta, uzun vadeli hareket etmemiz gereken bir döneme girdik. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurtdışından tedarik edilmesine asla tahammülümüz yoktur. Elimizdeki sınırlı kaynağı, kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak birinci önceliğimizdir.
Bu konuda vakıf şirketlerimizin yanı sıra sektörümüzden de azami gayret bekliyorum. Dünyada savunma sanayii diğer tüm teknolojilerin gelişmesinde lokomotif role sahiptir. Bu alanda yapacağımız her yatırımın ülke kalkınmasına çok büyük katkıları olacağını unutmamalıyız. Eğer bugün ciddi bir cari açığımız varsa, bu cari açığımızı minimize etmede savunma sanayiinin yeri asla inkar edilemez. Savunma sanayindeki kritik teknolojilerin kazanımı için rollerin belirlenmesi, mevcut kabiliyetlerin doğru yönetilmesi, yatırımların planlanması ve kapasitenin etkin kullanımı gerekiyor. İnşallah, savunma sanayiinde kurumlarımız arasındaki işbirliğini daha da geliştirerek hedeflerimize en kısa sürede ulaşacağız” şeklinde konuştu.
Savunma Sanayii sektörüne her türlü desteğin verileceğini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezlerin yetkinlik haritası ve şirketlerin kapasite yöntemi konusunda çok daha güçlü bir koordinasyona ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

“Daha yapacak çok işimiz var”
Savunma Sanayii Başkanlığı ile ilgili bakanlıkların, kurumların daha yakın çalışmalar içinde olmasını isteyen Erdoğan, “İhtiyaç makamı, kullanıcılar ve üreticiler arasındaki bilgi akışının net bir şekilde sağlanması savunma sanayiinin sürdürülebilir gelişimi için en başta gelen şartlardan biridir. Sadece teknolojinin değil, yatırımların da doğru planlanması, mükerrer yatırımlardan kaçınılarak kaynak israfının önlenmesi şarttır. Bu çerçevede Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonu dışında yapılan alternatif alımlar mutlaka eldeki imkanlara ve kabiliyetlere öncelik verilen bir değerlendirmeyle gerçekleştirilmedir. Hayati öneme sahip kritik durumlar dışında, en ideali olmasa bile kendimizin üretmesi veya geliştirmesi mümkün olan her şeyi içeride yapmalıyız.
Her kurum, Savunma Sanayii Başkanlığımızın uzmanlığını bir kenara bırakıp kendi ürün tedarikini kendisi yapmaya kalkarsa mükerrerlik ve israf kaçınılmaz hale gelir. Özellikle teknoloji geliştirmeye yönelik faaliyetlere daha fazla kaynak aktarılmalıdır. Bu kapsamda TÜBİTAK ve benzeri kurumların yaptığı çalışmalar daha etkin bir şekilde desteklenmelidir. TSK'yı Güçlendirme Vakfı'nın savunma sanayimize yaptığı katkıya uygun şekilde yeniden yapılandırılması da düşünülebilir. Daha yapacak çok işimiz var” ifadelerine yer verdi.



Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
TT

Netanyahu, seçim sicilini temize çıkaracak bir af istiyor

Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)
Netanyahu, Tel Aviv Bölge Mahkemesi'ndeki yolsuzluk davasında ifade vermeden önce- Aralık 2024 (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yargılanmasının başlamasından yaklaşık beş yıl sonra dün Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan af talep ederek hem siyasi hem de hukuki arenada şaşkınlık yarattı.

İsrailli analistler ve politikacılar, Netanyahu'nun bu hamlesini Ekim 2026'da yapılacak İsrail parlamento seçimlerine hazırlıkla ilişkilendirerek, seçim öncesinde seçimlerdeki konumunu iyileştirmek istediğini öne sürdüler.

Netanyahu suçunu kabul etmedi ancak bu talebi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Herzog'a aynı dileği dile getiren mektubundan yaklaşık iki hafta sonra geldi.

İsrail Yayın Kurumu'nun siyasi muhabiri Gili Cohen, "Netanyahu, af talebi sayesinde bir sonraki seçimlerde yargılanmadan aday olmak istiyor" görüşünde.

Herzog'un ofisi ise talebin istisnai olduğunu anladıklarını ve tüm görüşleri aldıktan sonra "sorumlu bir şekilde değerlendireceklerini" belirtti. Ancak muhalefet lideri Yair Lapid, Herzog'a hitaben, "Netanyahu'ya suçunu kabul etmeden, pişmanlık duymadan ve siyasi hayattan çekilmeden af ​​veremezsiniz" ifadelerini kullandı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
TT

Washington, İsrail ile Suriye arasındaki gerginliği yatıştırmak için müdahale etti: ABD temsilciler gönderebilir

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar (sağda) ve Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen (solda) dün Kudüs'te bir araya geldiler (EPA)

İsrail Yayın Kurumu KAN, ABD'nin Şam kırsalındaki Beyt Cin köyünde meydana gelen son olayın ardından İsrail ile Suriye arasındaki gerilimi azaltmak için çaba gösterdiğini ve Tel Aviv'e durumu yatıştırması yönünde bir mesaj ilettiğini bildirdi. Washington, bölgesel istikrarı desteklemek için önümüzdeki hafta aralarında Morgan Ortagus’un da olduğu temsilcilerini göndermeyi düşünüyor.

h
Suriye sivil savunma personeli, Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail hava saldırısı sırasında yıkılan bir evi incelerken (AP)

KAN'a göre mektup, İsrail ordusu tarafından Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İslamcı bir grubun üyelerinin tutuklanmasına ilişkin bilgi sahibi olan bölgedeki ülkelerden birindeki bir kaynak tarafından açıklandı. Aktarılan bilgilere göre tutuklular soruşturma sırasında Hamas, İran ve Hizbullah ile bağlantıları olduğunu ve söz konusu taraflardan silahlandırılmaları ve İsrail'e karşı eylemlerde bulunmaları amacıyla finansman aldıklarını itiraf ettiler.

Lübnan merkezli İslamcı grup, tutuklamaların açıklanmasının ardından Suriye topraklarında faaliyetleri olduğu iddialarını ise reddetti.

r
İsrail'in saldırı düzenlediği Suriye'nin Beyt Cin köyündeki bir sokakta yanmış bir askeri araç (AFP)

İsrail televizyonu Kanal 12, perşembe gecesi ve cuma sabahı Suriye topraklarında gerçekleştirilen İsrail operasyonunun, İslamcı gruba askeri takviye sağlamayı engellemeyi amaçladığını bildirdi. İsrail ordusundan kaynaklara göre operasyonun amacı, grubun İsrail topraklarına fırlatılmaya hazır füzeler elde etmesini önlemekti.

Kanal 12, İslamcı grubun Sünni bir örgüt olduğunu, ancak Hizbullah ile iş birliği yaptığını belirtti. Kanal 12’ye göre İsrail, bu grubu artık görmezden gelemeyeceğine karar verdi.

dfrg
55. Paraşütçü Tugayı’ndan yedek askerler Suriye'nin güneyinde konuşlandırıldı, 21 Kasım 2025 (İsrail Savunma Kuvvetleri)

Kanal 12’nin haberine göre son aylarda, çeşitli örgütler tarafından Suriye Golan Tepeleri'nde tampon bölgedeki IDF güçlerini veya İsrail yerleşimlerini tehdit edebilecek altyapı kurma girişimleri arttı. İsrail ordusu da bu yüzden Suriye'nin iç kesimlerinde aktif olarak faaliyet gösteriyor ve aynı bölgede birkaç kez daha aktif olacağı tahmin ediliyor.

Terör örgütlerinin güçlerini artırma girişimlerine yanıt olarak İsrail'in çeşitli ülkeler aracılığıyla Suriye rejimine, bu gelişmelere göz yummaya devam edemeyeceğini belirten mesajlar gönderdiğini de sözlerine ekledi. İsrail, Suriye’nin kararlı adımlar atmasını bekliyor, aksi takdirde İsrail, Suriye’nin Golan Tepeleri'ndeki operasyonlarını yoğunlaştıracak.

Suriye'den gözaltına alınanların İsrail'e karşı terör eylemi planları yaptıklarını ve soruşturma için İsrail'e nakledildiklerini bildiren Kanal 12’ye göre bunlar arasında biri patlayıcı cihazlar yerleştirmiş ve yüksek bir yerden ordu güçlerine ateş açmış olan iki kardeş de bulunuyor. Bilgi, Yedioth Ahronoth gazetesi tarafından da doğrulandı.

Gazete, İsrail'in olayın ardından Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara rejimine ciddi mesajlar gönderdiğini ve misilleme hazırlıklarına başladığını yazdı. Güvenlik kaynakları, Şara'ya bağlı güvenlik unsurlarının olayda herhangi bir rol oynadığının henüz tespit etmediklerini belirtti.

drfgt
Suriye'nin güneyindeki Beyt Cin köyünde İsrail ordusunun operasyon düzenlediği bölgede toplanan Suriyeliler (AFP)

Kaynaklar, bu ciddi olayın İsrail'in düşman unsurların kendi çevresinde yerleşmesine izin vermemesi gerektiğini gösterdiğini ve Suriye'nin istikrarsız bir ülke olması nedeniyle şu anda herhangi bir anlaşmaya varılamayacağını vurguladı.

Kaynaklar şunları ekledi:

“Her şeyden önce, bu olay, devlet olarak ele geçirdiğimiz topraklardan, özellikle Şeyh (Hermon) Dağı'ndan çekilmememiz gerektiğini gösteriyor.”

Kanal 12'nin ikinci bir haberinde, Şam hükümetine yakın bir kaynak, bunun münferit bir olay olduğunu doğruladı ve İslamcı unsurların İsrail'e karşı kaydedilen ilerlemeyi baltalamaya çalıştığı uyarısında bulundu.

Kanal 12 şunları aktardı:

“İsrail ile güvenlik anlaşması hazırlıkları sırasında Batı ülkeleriyle anlaşmazlığa düşmek Şeriat rejiminin çıkarına değildir. Burada Amerika'nın desteği var ve bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Güvenlik anlaşmasına varmak, herhangi bir gerginlikten çok daha önemli.”

Kanal 12’nin haberine göre gerginlik, Suriye'nin güneyinde hala direniş çizgisinin etkisi altında olan ve şiddeti kışkırtan unsurların varlığından kaynaklanıyor ve bu yüzden diğer olaylar gibi münferit olaylar meydana gelebilir.

y6tj
İsrail güçleri, Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki Sayda beldesine ilerliyor (Arşiv - SANA)

İran'ı bu olaya karışmakla suçlayarak Kanal 12 haberinde “(İran) Anlaşmayı istemiyor ve bu nedenle onu sabote etmekle ilgileniyor. Belki de İranlılar ve diğer terörist unsurlar, İslamcı gruplarla birlikte bu işin içindedir” diye ekledi.

İslamcıların genel olarak birbirleriyle iş birliği yapmalarının sorun olduğu belirtilen haberde, İran, Hamas ve Hizbullah’ın Suriye ile İsrail arasında bir anlaşmaya varılmasını istemedikleri kaydedildi. Bu, Suriye hükümetine yakın bir kaynak tarafından da doğrulandı.

Kaynağa göre bazen sahadaki durum buna izin veriyor. Bu bölgede gerçek bir devlet yok, daha çok bir kaos durumu var ve bu nedenle her şey mümkün.

Hükümet Suriye’nin güneyine girerse, sınırlı imkanlarına rağmen durumu kontrol altına alabileceğini söyleyen kaynak, “Bugün, yeni yönetim, tüm dünya ülkeleriyle ilişkiler kurmayı ve yatırım yapmayı amaçlayan ekonomik ve ticari bir yaklaşım benimsedi. İslamcıların kendi iktidarına tehdit oluşturduğunun farkında. Bu yüzden Suriye'deki tüm radikal unsurlar kısıtlanıyor ve bunlarla mücadele ediliyor” dedi.