Libya Siyasi Diyalog Forumu Tunus’ta devam ediyor

Çatışma tarafları 18 ay içerisinde seçimlerin yapılmasına yönelik uzlaşma sağladı

Dün başkent Tunus’ta dördüncü günün de devam eden Libya diyaloğuna katılanların bir kısmı (AFP)
Dün başkent Tunus’ta dördüncü günün de devam eden Libya diyaloğuna katılanların bir kısmı (AFP)
TT

Libya Siyasi Diyalog Forumu Tunus’ta devam ediyor

Dün başkent Tunus’ta dördüncü günün de devam eden Libya diyaloğuna katılanların bir kısmı (AFP)
Dün başkent Tunus’ta dördüncü günün de devam eden Libya diyaloğuna katılanların bir kısmı (AFP)

Tunus’ta düzenlenen Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun dördüncü gününde katılımcılar, önümüzdeki geçiş döneminde çeşitli Libya kurumlarına verilecek yetkilerin genel çerçevesini ve aynı şekilde başkanlık ve parlamento seçimleri yapılmadan önce geçiş aşamasında kurulması planlanan Libya kurumlarına verilecek yetkileri tartıştılar.
Libya Siyasi Diyalog Forumu, Tunus Anlaşması’nın meşruiyetine ilişkin görüşmelerin üçüncü gününde kaydedilen anlaşmazlıkların ardından dördüncü gününde de devam etti. Bu da beklentilerin çıtasının toplantının ilk iki gününden farklı olmasına yol açtı. Zira kapsamlı çözüme hazırlık aşamasının siyasi programlarının belgesi hakkında yapılan müzakerelere katılan kişilerin görüşleri ve tutumları farklıydı. Bu belgede geçiş aşamasını fiilen sona erdirecek seçimlere hazırlanmak için çalışacak yeni bir başkanlık konseyi ve yeni bir hükümet kurulması üzerinde uzlaşma sağlandığı yer alıyor.
Bazı katılımcılar 2015 yılında Fas’ta imzalanan Suheyrat Anlaşması’nın sonuçlarının esas alınması gerektiğinde ısrarcı olurken diğer katılımcılar siyasi çözüme Suheyrat Anlaşması’nın lağvedilip Gammarth Belgesi adını taşıması beklenen bir Tunus Anlaşma Belgesi hazırlanması ile ulaşılacağını savunuyor.
Bu bağlamda gözlemciler bu anlaşmazlığın, forumun sponsorluğunu üstlenen UNSMIL’nin erken çağrılara yanıt vermesine zemin hazırlayacağını düşünüyorlar. Söz konusu çağrıların arasında tüm ihtilaf noktaları hakkında yapılan istişarelerin sona erdirilmesi ve Libya krizine kapsamlı bir çözüm bulunması amacıyla müzakerelerin cumartesi yerine önümüzdeki haftaya kadar uzatılması yer alıyor.
Tunus’taki Libya Diyalog Forumu, bir başkan ve iki yardımcıdan oluşacak bir başkanlık konseyi üzerinde bir hafta içerisinde uzlaşma sağlanmasını, anayasal kurumların adaylık koşullarının belirlenmesini, tek bir hükümet kurulmasını ya da bir başbakan atanmasını ve 18 ay içerisinde başkanlık ve parlamento seçimlerinin yapılması için bir tarih belirlenmesini hedefliyor.
Ancak bu anlaşmazlıklara rağmen BM Libya Özel Temsilcisi ve UNSMIL Genel Sekreter Vekili Stephanie Williams görüşmelerin gidişatına ilişkin daha fazla iyimser görünüyor. Nitekim Williams Tunus’ta Libyalı heyetler arasında gerçekleşen müzakerelerin “ilerleme kaydettiğini ve görüşmelerin yapıcı bir atmosfer içerisinde devam ettiğini” belirtti.
Williams aynı zamanda güvenlik düzenlemeleri ve güçlerin çekilmesine ilişkin alt komitenin ayrı ayrı toplandığını ve 5+5 grup toplantısında onaylanan planını sunduğunu da sözlerine ekledi. Williams komitenin toplantı sonuçlarını Ortak Askeri Komite’ye sunacağına işaret etti.
Williams konuşmasını iyimser bir şekilde sürdürerek Libya’nın geleceğine ilişkin Tunus’ta yapılan siyasi görüşmelerde 18 ay içerisinde seçimlerin yapılması için uzlaşma sağlandığını vurguladı. Aynı şekilde Williams hala büyük engellerle karşı karşıya olan barış sürecindeki “açılıma” övgüde bulundu.
Aynı zamanda Williams toplantıda “özgür, şeffaf, kapsayıcı ve güvenilir bir parlamento ve başkanlık seçimi” düzenlenmesine yönelik bir yol haritası üzerinde ön anlaşmaya varıldığını da belirtti. Williams anlaşmanın Libya kurumlarını tek bir çatı altında toplamaya yönelik adımlar içerdiğini belirterek dün yapılan görüşmelerin ana gündem maddesinin seçimlerden önceki aşamayı denetlemek için yeni tek bir geçiş hükümeti kurulmasının ve bu hükümetin yetkileri ile ayrıcalıklarının tartışılması olduğunu vurguladı.
Tunus’un eski Dışişleri Bakanı el-Munci el-Hamidi, Tunus Cumhurbaşkanlığı tarafından denetlenecek ve Libya ile komşu ülkelerdeki aktif taraflar ve Libya’daki uluslararası taraflardan oluşacak bir takip komitesi oluşturulması çağrısında bulundu. Böylece bu komiteye, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda belirlenecek olan geçiş sürecinde Libya hükümetini destekleme görevi verilmiş olacak. Hamidi yaptığı basın açıklamasında Libya’nın siyasi ve güvenlik durumunun oldukça büyük zorluklarla karşı karşıya kalacağını ve bunların başında silahlı milislerin dağıtılmasının, paralı askerlerin ortadan kaldırılmasının, Libya için yeni bir anayasa taslağının oluşturulmasının ve seçim yasasının çıkarılmasının yer aldığını belirtti. Hamidi bu komitenin destek ve tavsiye vermek ile yükümlü olacağını da sözlerine ekledi.
Bu sırada Libya’daki siyasi kaynaklar, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu üyesi Abdurrahman es-Suveyhili’nin bir mutabakat komitesi oluşturulmasına ve altı katılımcıdan oluşan siyasi diyaloğun şekillendirilmesine ilişkin bazı noktaları reddederek diyalog komitesinden ayrıldığı bilgisini paylaştı.
Suveyhili geri çekilmesini UNSMIL’nin anayasa değişikliği referandumunu reddedip yeni bir geçiş aşamasına geçmek yerine cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine gitmesine bağladı.
Tunus buluşması ülkenin siyasi, askeri ve toplumsal dokusunu temsil etmek üzere BM tarafından seçilen 75 kişinin katılımına tanık oluyor. Sürece yönelik eleştiri yapıldığı ve güvenilirliğin sorgulandığı bir sırada diyaloga katılanlar gelecek hükümete katılmayacaklarına dair taahhütte bulundular.



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.