Lübnan’da yeni hükümetin akıbeti birkaç gün içinde belli olacak

Lübnan’da yeni hükümetin akıbeti birkaç gün içinde belli olacak
TT

Lübnan’da yeni hükümetin akıbeti birkaç gün içinde belli olacak

Lübnan’da yeni hükümetin akıbeti birkaç gün içinde belli olacak

Lübnan’da hükümet kurma süreci hakkında geniş bilgi sahibi olan siyasi kaynaklar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Kuzey Afrika ve Ortadoğu Danışmanı Patrick Dorrell’in Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Nebih Berri, Saad Hariri ve hükümet kurma sürecinin diğer taraflarıyla yaptığı görüşmelerin sonuçlarında yeni hükümetin doğuşunun hızlandırılmasıyla ilgili ilerleme olup olmadığını değerlendirmek için uygun zamanı bekliyorlar. Bu konu önümüzdeki günlerde, tüm tarafların, Lübnan’ı hızla uçuruma götüren ekonomik çöküşten kurtuluşun mecburi geçidi olan Fransa’nın girişimine bağlı olduklarını teyit edip etmemelerine bağlı olarak netlik kazanacak.
Şarku’l Avsat’ın siyasi kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Macron, özellikle Avn ve Hariri arasında hükümetin kurulmasıyla ilgili süren günlük istişareleri takip etmesiyle elde ettiği verilerin ışığında Dorrell’i Beyrut’a temsilci olarak göndermeye karar verdi. Ancak Dorrell, Macron’un Pine Residence’ta Lübnan’ın üç lideri (cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanı) ve başlıca siyasi gruplar ile yaptığı görüşmelerin sonucunda ortaya çıkan yol haritasına tüm tarafların destek vermesine rağmen, hükümetin kuruluşundaki gecikmenin arkasında yatan sebebi öğrenme konusunda sonuç alamadı. Kaynaklar, Macron’un siyasi işlerle meşgul olmasının, onun hükümetin kurulmasıyla ilgili istişareleri takip etmesine engel olmadığına işaret ederek, Macron’un söz konusu istişareleri, Beyrut’a seyahat etmeden önce Dorrell’in Lübnanlı taraflarla yaptığı açık bağlantılar aracılığıyla takip ettiğini belirten kaynaklar, Dorrell’in istişareleri hareketlendirmek ve Lübnan’ın kurtuluşunun tek yolu haline gelen Fransa’nın girişimini yeniden canlandırma yönündeki arayışlara kapıyı kapatan çıkmazı çözmek için Lübnan’ı ziyaret ettiğini kaydetti.
Kaynaklar, raporunu Macron’a sunmak üzere dün Beyrut’tan ayrılarak Paris’e dönen Dorrell’in, Hariri ile Özgür Yurtsever Hareket Başkanı Cibran Basil arasında iletişim kurmada başarı kaydettiğini söyledi. Basil’in Dorrell ile görüşmesinin ardından Hariri’yi aradığını bildiren kaynaklar, görüşmenin saniyeler içinde son bulduğunu ve bu görüşmeden hükümeti kurulma sürecini hızlandırma sonucunun çıkarılamayacağını, bu olayın ikisi arasındaki sorunun şahsi değil, siyasi olduğu yönünde bir izlenim verdiğini belirtti.
Aynı kaynaklar, Dorrell ile görüşen siyasi grupların Fransa’nın girişimine bağlı olduklarını dile getirmekle birlikte, hükümetin kurulmasında yaşanan gecikmeden dolayı sorumluluğu başkalarına atma çabalarının gözden kaçmadığını ve birçoğunun bu gecikmeden Basil ve Avn’ın sorumlu olduğu kanaatine sahip olduğunu aktardı. Kaynaklara göre, Cumhurbaşkanı Avn, Hariri’nin Basil ile müzakere etmesinde ısrar ederken, Basil ise Hariri ve Avn’ın onayladığını tereddüt etmeden desteklediğini iddia ediyor.
Kaynaklar, birçok tarafın söz konusu gecikmenin sorumluluğunu Avn ve Basil’e yüklediğini ve Hariri’nin bakış açısından yana tavır aldığını söyledi. Zira Hariri, hükümeti kurma müzakerelerinde muhatabının yalnızca Avn olmasında ısrar ediyor ve bu müzakerelere başka bir ortak eklenmemesini talep ediyor. Kaynakların aktardığına göre, Dorrell, Avn’ın “ABD’nin Basil’e yaptırım uyguladığı için hükümetin kurulmadığı” yönündeki görüşüne katılmıyor. Dorrell’in, bazı görüşmelerinde yaptırımlara da değindiğini belirten kaynaklar, görüşmeler sırasında bazı tarafların gecikmenin arkasında ‘birtakım anlaşmaların olduğunu’ söylemesi üzerine, Dorrell’in buna verdiği yanıtta, söz konusu anlaşmaların Paris’i ilgilendirmediğini, Paris’in hükümetin kuruluşunu bu anlaşmalardan bağımsız hale getirmeye önem verdiğini ve dolayısıyla bu ikisi arasında ilişki kurmanın bir gerekçesi olmadığını vurguladı. Kaynaklar ayrıca, “Dorrell’in hükümetin kurulmasını engelleyenlere yaptırım sopasını göstermek için Beyrut’a geldiği” yönündeki söylentileri yalanlayarak, Dorrell’in görüşmeler sırasında “Macron’un hükümetin kurulmasını engelleyen taraflara yaptırım uygulama niyetinde değil” dediğini ancak bununla beraber Macron’un Lübnan’ın kurtuluşunu engelleyenlere karşı başka bir yöntem izleyeceğinin işaretini de verdiğini kaydetti.
Kaynakların aktardığına göre, Dorrell, Beyrut’ta yaptığı görüşmelerin birinde, “Lübnanlılar, başkalarından mali ve ekonomik yardım istemek için önce kendilerine yardım etmeliler. Lübnanlılar, Uluslararası Lübnan’a Destek Konferansı’nın, Lübnanlılara İnsani Yardım Konferansı’na dönüşmemesi için verdikleri taahhütlere bağlı kalmalılar” dedi.
Dorrell, görüştüğü kişilerden duyduklarıyla ilgili detaylara girmekten kaçındığı öğrenildi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Dorrell, yaptığı görüşmelerin sonucunda önümüzdeki günlerde hükümetin kurulmasına dair iyimser mi yoksa kötümser mi olduğu sorusuna yanıt vermekten kaçındı. Zira Dorrell’in bu konuda detay vermesi halinde olayların başka bir yöne evrilmesinden ve görüştüğü kişilere sözlerinden geri adım atma bahanesi vermekten çekindiği belirtiliyor.
Kaynaklar, Dorrell’in ‘herhangi bir hükümet kurmak’ için Beyrut’a gelmediğini, Paris’in gelecek hükümetin liyakatli, dürüst, bağımsız, uzman, siyasi parti mensubu olmayan, Lübnan halkının güvenini kazanan, halkın değişimle beklentilerine yanıt verecek ve talep edilen reformları hayata geçirecek kişilerden oluşması yönündeki tutumuna bağlı olduğunu belirtti. Bu nedenle, hükümetin kurulmasının şu an istişarelerin akıbetini belirlemesi beklenen kritik bir sürece girdiği söylenebilir. Paris, ilgili taraflara hükümeti kurmak için birkaç gün mühlet verdi. Bu mühlet aynı zamanda tarafların verdikleri sözlere sadık kalıp kalmayacakları konusunda bir sınav niteliğinde olacak. Bu da Avn ve Hariri arasındaki hükümet kurma müzakerelerinin yeniden başlama ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte Dorrell, görüştüğü birçok tarafın yaşanan gecikmeden Avn ve Basil’i sorumlu tutmasına rağmen, hükümet üyelerinin sayısı, isimleri ve bakanlıkların dağılımına değinmedi.



Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
TT

Lübnan muhalefeti: Beşli Komite’nin açıklaması Fransa’nın girişimini etkisizleştirdi

Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)
Milletvekili Kerami, Müftü Deryan ile görüştü (NNA)

Beşli komite ülkeleri, Lübnan'da cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyenlere karşı ‘önlem’ almakla tehdit ederken, Lübnanlı milletvekillerinden anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerini ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerini talep etti.

Açıklama, Mısır, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve ABD temsilcilerinin katıldığı Doha'da yapılan toplantı sonrası yapıldı. Fransa'nın Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian’ın katıldığı toplantıda Lübnan liderliğinin, vatandaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasını hızlandırmaya ve gerekli ekonomik reformları uygulamaya yönelik acil ihtiyacı tartışıldı.

Toplantıda, ‘ekonomiyi kurtarmak ve Lübnan halkı için daha müreffeh bir geleceği güvence altına almanın Lübnan liderliğinin ne yapacağına bağlı olduğu’ belirtildi. Toplantıya katılanlar, Lübnanlı milletvekillerinin anayasal sorumluluklarını yerine getirmelerinin ve ülke için bir cumhurbaşkanı seçmeye devam etmelerinin önemini vurguladı.

Lübnan’daki siyasi güçler ise Beşli Komite tarafından yayınlanan nihai bildiriyi yorumlama konusunda farklılık gösteriyor. Muhalefet, diyalog konuşmalarını görmezden gelerek, dolaylı da olsa, Cihad Azur’u desteklemeye devam ederken iktidar kanadı ise Marada Hareketi lideri Süleyman Fraciyye’ye destek veren Fransız girişimine bel bağlıyor.

(Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) kaynakları, komite tarafından yayınlanan açıklama hakkında yorum yapmaktan kaçınırken, daha sonra içerik hakkında bir açıklama yapılacağına dikkat çekti. (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LKP) Milletvekili Giyas Yazbek, nihai açıklamayı ‘muhalefetin yürüttüğü siyasi mücadeleye öncelik, hak ve meşruiyet veren iyi bir adım’ olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yazbek, “Açıklama, talep ettiğimiz anayasal çözümü krizden çıkış için bir yol haritası olarak ortaya koydu ve bu ülkelerin gerçek duruşunu gösterdi. Ayrıca karşı taraf her şeyi bir bütün olarak kendi çıkarına göre değerlendiriyor” dedi.

Yazbek, açıklamasında (Şii) Hizbullah ve müttefikleri tarafından gündeme getirilen diyalog konusunu göz ardı ederken, “Genel olarak muhalefet ve özel olarak LKP olarak, uluslararası hareketten duyduğumuz ve okuduğumuz her şeyin haklı olduğumuzu teyit ettiğini vurguluyoruz. Ayrıca bu koşullar, devrimci normlar kategorisine giren her şey ve devleti devlet üzerinde kontrol altına alma girişimleri karşısında anayasaya bağlılığımızı desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

(Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP), Beşli Komite’nin açıklamasının Fransız girişimini desteklemediğine inanıyor. Dolayısıyla İSP’de Milletvekili Bilal Abdullah’a göre cumhurbaşkanının belirlenmesinde dış taraflar yer almıyor. Abdullah’ın ifadelerinden, Fransız girişiminin feshedildiği anlaşılırken, Şarku’l Avsat’a konuşan Bilal Abdullah, “Açıklamada, Fransız girişiminin bir nevi düzeltme ve tasfiyesi yer almış, liyakatin içeride elde edilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Açıklama, rejim değişikliği ile ilgili diğer konulardan uzakta cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı ve böylece Taif Anlaşması’na bağlılığını ortaya koydu” ifadelerini kullandı.

Marada lideri Süleyman Franciyye’nin adaylığını destekleyen Hizbullah ve müttefiklerine ilişkin olarak ise bu kanat, öyle görünüyor ki açıklamadan sonra atılacak pratik adımları sabırsızlıkla bekliyor. Öyle ki Meclis Başkanı Nebih Berri başkanlığındaki meclisteki Kalkınma ve Kurtuluş bloğundaki parlamenter kaynaklar, açıklamadaki mesajı kendi siyasi gruplarına yönelik veya aleyhte değerlendirmeyi reddetti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Açıklama neleri içerirse içersin ve diyalog çağrısını alt üst eden yorumlar ne olursa olsun kesin olan şu ki, Lübnan’daki ilgili tüm güçlere yetkinin Lübnan’ın olması gerektiğine dair bir mesajdır. Bu nedenle eğer samimi niyet ve irade varsa, Lübnanlıların çözüm üretmesi için bir teşvik olmalıdır” şeklinde konuştu. Kaynaklar ayrıca, bu açıklamayı takip edecek pratik adımların beklenmesi çağrısında bulundu.

Berri’nin dış hareketten ne sonuç çıkacağını bekleme çağrısı yapması sonrasında yakın zamanda bir oturum çağrısı yapıp yapmayacağına ilişkin bir soruya yanıt olarak ise kaynaklar, gelecek hafta beklenen bir hareketten bahsederken, bunu cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısının izleyebileceğine dikkati çekti.

Öte yandan Marada Hareketi liderlerinden Kerim er-Rasi, Fransız girişiminin sona erdiğini söylemekten kaçınıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Rasi, “Açıkçası, açıklama iki şeyi gösterdi; Fransız girişiminin devrilmedi, ancak öte yandan diyalog çağrısında bulunulmayacak” dedi. Kerim er-Rasi, “Paris, başladığı yoldan geri adım atmayacak. Ama iç ve dış engellerle çözüm çok uzakta olabilir” ifadelerini kullandı.

Milletvekili Faysal Kerami ise Başmüftü Şeyh Abdullatif Deryan ile görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamada, “Doha toplantısının hepsi mantıklı olan, devlete başvurma ve cumhurbaşkanı seçimini hızlandırma çağrısı yapan tavsiyelerini okudum. Ancak her şeyden önce karar, Lübnanlıların ve Temsilciler Meclisinin elinde. Lübnanlı politikacılar ve parlamenterlerin bir cumhurbaşkanı seçmek için bir araya gelmeleri gerekiyor. Bu mümkün değilse, kamu işlerinde ve kurumlarda düzeni yeniden sağlayabileceğimiz bir çözüm üretmek için diyaloga geçelim” açıklamasında bulundu.