David Fincher’dan Joker’e sert eleştiri: Akıl hastalarına ihanet

Ünlü yönetmen geçen yıla damgasını vuran filme dair düşünceleri açıkladı

David Fincher’dan Joker’e sert eleştiri: Akıl hastalarına ihanet
TT

David Fincher’dan Joker’e sert eleştiri: Akıl hastalarına ihanet

David Fincher’dan Joker’e sert eleştiri: Akıl hastalarına ihanet

Ünlü yönetmen David Fincher, 2019’a damgasını vuran Joker filmine dair fikirlerini açıkladı. Fincher, yönetmenliğini Todd Phillips’in yaptığı filmin akıl hastalığını tasvir etme biçiminin problemli olduğunu belirtti. 
Zihinsel hastalığını merkezde olduğu, unutulmaz filmler arasında yer alan Dövüş Kulübü’nün (Fight Club) yönetmeni Hollywood’un süper kahraman takıntısını eleştirmişti.
Geçen yıl Joker vizyona girmeden önce de verdiği tartışmalı mesaj nedeniyle uzun süre gündemden inmemişti. Vizyona girmesinin ardından tüm dünyada pek çok izleyiciden ve eleştirmenlerden olumlu yorum almıştı. 
Ancak filmin ana karakteri Arthur Fleck’e dair tartışmaların devam ettiği anlaşılıyor. Arthur hem akıl sağlığı sorunları hem de maddi sıkıntılar yaşayan bir karakter olarak tasvir ediliyor. 
Arthur Fleck’in durumu gerçek bir akıl hastalığına dayansa da film bir bütün olarak akıl hastalarının özellikle de ne kadar “tehlikeli” olabileceklerine dair klişeleri sürdürdüğü gerekçesiyle eleştiriliyor. 
Screen Rant'in haberine göre verdiği yeni röportajda David Fincher da Joker’e dair görüşlerini dile getirdi. Fincher, Phillips’in Martin Scorsese’nin Taksi Şoförü’yle (Taxi Driver) Komediler Kralı’nı (The King of Comedy) birleştirdiğini söyledi.
Kimsenin bu malzemeye bakıp şöyle düşüneceğini sanmıyorum: 'Evet hadi (Taksi Şoförü’nün) Travis Bickle’ıyla (Komediler Kralı’nın) Rupert Pupkin’ini alalım ve onları birleştirelim. Sonra akıl hastalarına ihanet ederek onu oyuna getirip milyar dolarlar kazanmak için yeniden satışa sunalım.'
Fincher, Mindhunter ve Se7en gibi seri katil hikayeleriyle biliniyor.  
 



Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
TT

Down sendromlu bireylerde kalp hastalığı riski neden daha yüksek?

Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)
Down sendromu, insanların fazladan bir kromozomla doğması sonucu ortaya çıkan gelişimsel bir engel. Araştırmacılar bu rahatsızlığa sahip kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirtiyor (AFP)

Araştırmacılar bu hafta, Down sendromlu kişilerin kalp hastalığı riskinin yüksek olduğunu açıkladı.

Kişinin fazladan bir kromozomla doğmasından kaynaklanan bu gelişimsel engel, beynin ve vücudun nasıl geliştiğini etkileyebiliyor. Bu, ABD'de kromozomla bağlantılı en yaygın rahatsızlık ve her yıl Down sendromu olan 6 bin bebek dünyaya geliyor. Amerika'da 400 bin ila 600 bin kişinin Down sendromuyla yaşadığı tahmin ediliyor.

Bilim insanları bu genetik rahatsızlığın risk faktörlerinin hepsini olmasa da bazılarını biliyor. Kalp hastalığı riskinin artmasının potansiyel nedeninin, daha yüksek obezite prevalansı, kandaki yağın anormal seviyelerde olması, hareketsiz yaşam tarzı ve düşük tansiyon prevalansının daha düşük olması gibi farklı kardiyovasküler risk faktörlerine bağlı olduğunu söylüyorlar. Down sendromlu birçok birey, gevşek eklemler nedeniyle kas kazanmada zorluklar yaşıyor.

Vücutları da genel nüfusa göre daha hızlı yaşlanıyor, saçları beyazlıyor ve bağışıklık fonksiyonları diğerlerine göre daha erken düşüyor.

İsveç'teki Gothenburg Üniversitesi'nden Dr. Anne Pedersen yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Sonuçlarımız, Down sendromlu bireylerin yaşa bağlı bazı kardiyovasküler çıktılar açısından daha yüksek risk altında olduğunu ve önceki çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu bir şeilde kardiyovasküler risk faktörü profillerinin genel popülasyondan farklı olduğunu gösteriyor.

Araştırma çarşamba günü Journal of Internal Medicine adlı hakemli dergide yayımlandı.

Yazarlar, 1946 ve 2000 arasında İsveç'te doğan 5 bin 100'den fazla Down sendromlu bireyin sağlık durumunu inceledi. Bu kişileri, Down sendromu olmayan diğer İsveçlilerle karşılaştırdılar.

Araştırmacılar, Down sendromunun 4,41 kat daha yüksek iskemik inme riski ve 5,14 kat daha yüksek hemorajik inme riskiyle ilişkili olduğunu saptadı. İskemik inme, bir şey kan akışının beyne ulaşmasını engellediğinde, hemorajik inme de zayıflayan kan damarı yırtıldığında meydana geliyor.

Ayrıca kalp krizi riski Down sendromu olan ve olmayan kişilerde yakınken, Down sendromlu gençlerde yüksek çıktı.

Bu değişikliklerin neden gözlemlendiğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekirken yazarlar, bulguların gelecekte küresel araştırma ve tedavilere yansıyabileceğini söylüyor.

Pedersen, "Bunun Down sendromlu bireylerin izlenmesi ve tedavisi açısından gelecekte etkileri olabilir" diyor.

Independent Türkçe