Fetih ve Hamas “uzlaşmayı” tamamlamak için Kahire’de

Fotoğraf Reuters
Fotoğraf Reuters
TT

Fetih ve Hamas “uzlaşmayı” tamamlamak için Kahire’de

Fotoğraf Reuters
Fotoğraf Reuters

Fetih ve Hamas hareketlerinden iki heyet, uzlaşma görüşmelerini tamamlamak üzere dün Kahire'ye gitti.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın seçimler için kararname çıkarmadan önce iki heyetin tartışılan tüm noktalar üzerinde anlaşmayı sabırsızlıkla beklediklerini aktardılar.
Hamas'ın genel seçim, ortaklık ve çalışan memurlarıyla ilgili talepleri var.
Kahire'de Filistinli örgütlerin genel sekreterlerinin görüşmelerinin, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın seçim kararnamesi çıkarmasının önünü açması bekleniyor.
Mısır, Filistin yönetimi ve Hamas’a söz konusu diyaloglara ev sahipliği yapmayı kabul ettiğini bildirdi. Fetih Hareketi Hamas ile geçen eylül ayında İstanbul'da düzenlenen toplantıda 6 ay içinde önce yasama, ardından başkanlık ve Ulusal Konsey'den başlayarak kademeli seçimler yapma konusunda anlaşmıştı. Daha sonra iki hareketin liderliği, seçim kararnamesinin çıkarılması için Filistinli gruplarla daha geniş bir anlaşma yapılacağı ve ardından "mekanizmalar, yasalar ve seçimler " konularının tartışılacağı kapsamlı bir ulusal diyalog yapma konusunda anlaştılar.
İki hareket, seçim kararnamesini çıkarmadan önce grupların Abbas'a yazılı onaylarını ileteceği genel bir anlaşmaya varmak için Filistinli gruplarla toplantılar yaptı.
Ancak Fetih yetkilileri, Hamas’ ın seçim önerisine yazılı bir cevap göndermekte gecikmesi nedeniyle kararın çıkarılması konusunda şüphelerini dile getirdi.
Buna karşılık Hamas dün yaptığı açıklamada, Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri başkanlığındaki heyetin ulusal uzlaşı dosyasıyla ilgili görüşmeleri ve diyalogları tamamlamak istediğini bildirdi. Hareket, ulusal davanın karşı karşıya olduğu zorluklarla yüzleşmek için tüm Filistinli vatanseverlerin dahil olduğu ortak bir mücadele stratejisi inşa etme konusunda ısrarını da bir kez daha yineledi.
Hamas delegasyonu, hareketin başkan yardımcısı Şeyh Salih el-Aruri ve komutanları Halil el-Hayya'dan oluşuyor. Fetih heyetinde de Fetih Merkez Komite Sekreteri Cibril Racub ve komitenin iki üyesi Ahmed Heles ve Ruhi Fettuh bulunuyor. Toplantılar, ABD Başkanı Joe Biden'ın ABD seçimlerinde kazandığı zaferden sonra, Fetih Hareketi’nin uzlaşmadan uzaklaştığı iddialarını ortadan kaldırıyor.
Bazı kesimler Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı geri adım atmakla suçladı. Zira Abbas, İsrail hükümeti ve ABD yönetimine baskı unsuru olması için, terörist olarak görülen Hamas ile ittifak yapmak istiyordu.
Fetih ve Hamas bölünmeyi sona erdirmek uzun yıllardır bir uzlaşmaya varmaya çalışıyorlar. Ancak henüz bunu başarabilmiş değiller.



Sudan'da Hayat Kurtarma ve Barış için Müttefikler Grubu’ndan “insani ateşkes” çağrısı

Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)
Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)
TT

Sudan'da Hayat Kurtarma ve Barış için Müttefikler Grubu’ndan “insani ateşkes” çağrısı

Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)
Darfur’daki bir mülteci kampındaki izolasyon merkezinde tedavi gören kolera hastaları (AFP)

“Sudan'da Hayat Kurtarma ve Barış için Müttefikler Grubu” dün Sudan’da savaşan tarafları ‘Cidde Taahhütleri’ne uymaya ve insani yardım için zaman zaman ateşkes ilan edilmesine izin vererek, çatışma bölgelerine hayat kurtaran yardımların ulaşmasını ve sivillerin tehlikeden uzaklaşmasını sağlamaya çağırdı.

Suudi Arabistan, ABD, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Afrika Birliği (AfB) ve Birleşmiş Milletler'den (BM) oluşan grup, Sudan'daki insani durumun her geçen gün daha da kötüleşmesinden duydukları derin endişeyi dile getirdi. Bu durum, ciddi yetersiz beslenme ve kıtlık çeken insan sayısının artması ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı engelleyen birçok engel nedeniyle, başlıca bölgelerde insani durumla müdahaleyi geciktiriyor veya engelliyor.

Grup tarafından yapılan ortak açıklamada, bu savaşta en büyük bedeli sivillerin ödediği vurgulandı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Sudan'daki durumun kötüleşmesi ve insani ihtiyaçların kritik seviyelere ulaşmasıyla birlikte, çatışmanın tarafları sivilleri korumak ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak için acil önlemler almalıdır. Uluslararası insani hukuk ve 2023 mayısında imzalanan Sudan'daki sivilleri korumayı taahhüt eden Cidde Deklarasyonu'na göre yardımların onlara ulaşmasını kolaylaştırmak zorundalar.”

Grup, savaşan taraflara insani faaliyetleri engelleyen ve önleyen tüm bürokratik engelleri kaldırmaları, ana ikmal yollarını konvoylar ve insani yardım çalışanları için açık tutmaları, ateşkes dönemleri ilan etmeleri,  gerektiğinde başka düzenlemeler yapmaları, Adri Sınır Kapısı’nın uzun soluklu olarak açılması, Darfur ve Kordofan'a giden temas hatları üzerindeki ana yolların öngörülen ve sürdürülebilir kullanımı konusunda anlaşmalar yapılması ile Güney Sudan'dan ilave sınır kapıları açılması çağrısında bulundu.

Ayrıca, insani yardım kuruluşlarının Sudan'ın her yerinde ihtiyaç sahibi tüm sivillere güvenli bir şekilde yardım sunabilmeleri ve diğer tarafların kontrolündeki bölgelerde yardım çalışmaları yaptıkları takdirde misilleme korkusu yaşamadan çalışabilmelerinin garanti altına alınması, sivillerin yardım ve hizmetlere güvenli bir şekilde erişebilmelerinin sağlanması, BM’nin ülke genelinde, özellikle Darfur ve Kordofan'da insani ihtiyaçların acil olduğu bölgelerde sürdürülebilir bir insani varlık göstermesine izin verilmesi ve bunun kolaylaştırılması talep edildi.

Sudan'ın tamamında iletişim hizmetlerine yeniden erişimin sağlanması ve başta enerji, su ve sağlık altyapısı olmak üzere hayati öneme sahip sivil altyapının korunması çağrısı yapılan açıklamada, bazı bölgelerde, özellikle Kuzey Darfur ve Kordofan'da, insani yardım aktörlerinin yardım çalışmaları yapabilmesi için durumu yatıştırmaya yönelik önlemlerin acilen alınması gerektiği belirtildi.

Grup, insani yardım çalışanları, onların merkezleri ve mülkleri dahil olmak üzere sivillerin korunması yükümlülüğünün yanı sıra insani yardımların ihtiyaç sahiplerine hızlı ve engelsiz bir şekilde ulaştırılması ve bunun kolaylaştırılması gibi ilkeleriyle uluslararası insani hukuka tam olarak saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.