Stephen King neden Pennywise'ı palyaço olarak tasarladı?

King, Pennywise'ın da geçtiği farklı hikayeler yazmamasının gerekçesinin "kendisi için dahi korkutucu" olmasından kaynaklandığını söylemişti (Warner Bros Pictures/AP)
King, Pennywise'ın da geçtiği farklı hikayeler yazmamasının gerekçesinin "kendisi için dahi korkutucu" olmasından kaynaklandığını söylemişti (Warner Bros Pictures/AP)
TT

Stephen King neden Pennywise'ı palyaço olarak tasarladı?

King, Pennywise'ın da geçtiği farklı hikayeler yazmamasının gerekçesinin "kendisi için dahi korkutucu" olmasından kaynaklandığını söylemişti (Warner Bros Pictures/AP)
King, Pennywise'ın da geçtiği farklı hikayeler yazmamasının gerekçesinin "kendisi için dahi korkutucu" olmasından kaynaklandığını söylemişti (Warner Bros Pictures/AP)

Korku türü denince akla gelen ilk isim olan ABD’li yazar Stephen King, farklı yaştan pek çok okuru ve izleyiciyi dehşete uğratan karakteri Pennywise’ı bir palyaço olarak tasvir etmeyi tercih etmişti.
"It" (O) romanının tüyler ürpertici karakteri kendilerine "Kaybedenler Kulübü" diyen ve yaşadıkları bölgenin kanalizasyonlarında yaşayan kötü, şekil değiştiren bir varlıkla karşılaşan bir arkadaş grubunu konu alıyor.
Bu yaratık hedefinin en büyük korkularının şeklini alıyor ve çocukların korkuları yetişkinlerinkinden daha az karmaşık olduğundan onların peşine düşüyor. Fakat bu yaratık genellikle Pennywise ismindeki palyaço kılığına girmeyi tercih ediyor. 
Romanda bu yaratık kurt adam ve cüzzamlı gibi birçok şekil alır ancak Richie Tozier’ın palyaçolardan korktuğunu söylediği 2017 tarihli filmin aksine bahsi geçen çocukların hiçbirinde palyaço korkusu yok. 
Screen Rant'in haberine göre King’in böyle bir tercihte bulunmasının önemli bir sebebi var. Karakteri ilk başta trol olarak düşünen King daha sonra çocukların palyaçolardan daha çok nefret ettiğini fark ederek böyle bir karar vermiş. 
Yazarın böyle bir karar vermesi hayli akıllıca bir karar ve yaratık artık palyaço imgesiyle eşdeğer olarak görülüyor. Ve bununla birlikte Pennywise karakteri korku türünün en unutulmaz ve hala pek çok kişiyi korkutabilen karakterleri arasında yer alıyor.
 
Independent Türkçe, Screen Rant



Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)

Disney+'ta sessiz sedasız yayına giren yeni İspanyol dizisi Yo, adicto, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puan alarak son dönemin en çarpıcı yapımlarından biri haline geldi.

İlk olarak İspanya'da izleyiciyle buluşan ve eleştirmenlerden tam not alan dizide, Javier Giner karakterine hayat veren Oriol Pla, kariyerinin en etkileyici performansına imza atıyor. 

Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele eden bir adamın iyileşme sürecini konu alan Yo, adicto, bu süreci hem duygusal hem de insani yönleriyle işliyor.

Diziyi benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, bağımlılığı basitleştirmeden ve ahlaki çerçeve sıkıştırmadan ele alması. Bir izleyici Google yorumunda şu ifadeleri kullandı:

Bağımlılar nadiren oldukları gibi gösterilir, oysa onlar da insan... İzlemesi zor ama çok güzel. Büyük bir sevgiyle anlatılmış.

Aitor Gabilondo ve Javier Giner tarafından yaratılan dizi, yalnızca madde bağımlılığına değil, onu çevreleyen duygusal karmaşaya da derinlemesine eğiliyor: Travma, suçluluk, utanç, bağışlama ve yeniden yaşamayı öğrenmenin günlük çabası...

Javier'le Nora Navas'ın canlandırdığı terapisti arasındaki ilişki, dizinin duygusal omurgasını oluşturuyor. İkili, sadece bir iyileşme sürecine değil; kimlik, aidiyet ve özsaygıyı yeniden inşa etmeye uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Oriol Pla'nın performansı eleştirmenler kadar izleyicilerden de övgü alıyor. Bir kişi şöyle yazmış:

Oriol Pla'nın oyunculuğu kusursuz. Başta nefret ettiğiniz bir karaktere sonrasında tamamen empatiyle yaklaşmanızı sağlıyor... Onunla gülüyor, ağlıyor, bağımlılıkların ötesindeki varlığını hissediyorsunuz... Mutlaka izlenmesi gereken bir dizi.

6 bölümden oluşan mini dizi, Javier'in dünyasını şekillendiren ailevi ve toplumsal dinamikleri de gerçekçi biçimde yansıtıyor. Bir başka izleyici ise şu yorumda bulunmuş:

Gerçekçi şekilde yorumlanmış bir sosyal tablo. Aile, sosyal çevre ve iş ortamı son derece çağdaş ve inandırıcı bir şekilde işlenmiş.

Bir diğer değerlendirme de dizinin duygusal etkisine dikkat çekiyor:

Kafamızda, kalbimizde bir şeyleri yerinden oynatıyor. Kendi yaşadığımız ya da başkalarının deneyimlediği duygularla yüzleştiriyor.

Sürükleyici anlatımı, derinlikli duygusal yapısı ve güçlü oyunculuklarıyla Yo, adicto, evrensel temalara odaklanan uluslararası diziler arasında şimdiden öne çıkan bir yapım oldu. 

Independent Türkçe, Express, Digital Spy