Koalisyon Kuvvetleri, Husilerin hava savunma sisteminin imha etti

Koalisyon Kuvvetleri, Husilerin hava savunma sisteminin imha etti
TT

Koalisyon Kuvvetleri, Husilerin hava savunma sisteminin imha etti

Koalisyon Kuvvetleri, Husilerin hava savunma sisteminin imha etti

Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Koalisyon Kuvvetleri dün, Husi milislere ait “SA-6 Gainful” tipi hava savunma sistemini imha ettiğinin duyurdu. Koalisyon, terörist Husi milislere karşı katı ve caydırıcı tedbirler uygulamaya devam edeceğine, bölgesel ve uluslararası güvenliği tehdit eden bu tür yetenekleri yok edeceğinin sözünü verdi.
Yemen ordusu askeri medyasının bildirdiğine göre, İran tarafından desteklenen Husi milisleri, Hudeyde vilayetinin bulunduğu Yemen’in batı sahilindeki cephelerde Birleşmiş Milletler ateşkesini ihlal etmeye devam ederken, Husiler dün (Salı) Marib ve Nihm cephelerinde meydana gelen savaşlarındaki hava saldırılarıyla büyük kayıplar vererek sert bir darbe aldı.
Kaynaklar, Yemen ordusu kuvvetleri ve halk direnişinin, Sanaa vilayetinin doğusundaki Nihm bölgesi cephelerinde dün (Salı) meydana gelen çatışmalarda milislere ekipman ve insan kaybı bakımından büyük kayıplar verdirdiğini belirtti.
Ordunun resmi sitesi “september.net” sahadaki askeri kaynakların, “Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’na ait çok sayıda tank ve savaş uçağının katılımıyla gerçekleşen şiddetli çatışmalarda, mensuplarını kaçınılmaz bir şekilde ölüme sürükleyen milislere ağır kayıplar verdirildi” şeklindeki sözlerini aktardı.
Kaynaklar, Yemen ordusu kuvvetlerinin, sağlam bir planla aynı cephedeki darbeci milislerden bir grubu tümüyle kuşatma altına aldığını, Husi unsurlardan bazılarının öldüğünü, bir kısmının yaralandığını, diğerlerinin ise esir alındığını açıkladı. Kaynaklara göre ordu, milislere ait bir dizi askeri araç, bir miktar cephane, hafif ve orta dereceli silahları ele geçirdi.
Marib vilayetinin batısında bulunan el-Mahdera cephesindeki kaynaklar, Husi milislerin ordu ve halk direnişi tarafından açılan ateş ve Meşruiyeti Destekleyen Koalisyon Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının ağır bombardımanı neticesinde ekipman ve can kaybı bakımından büyük zarara uğradığını belirtti.
Ordunun resmi internet sitesi “september.net’te” yer alan haberde, “ordu ve halk direnişi ordusunun tankları ve Koalisyon Kuvvetleri savaş uçaklarının katılımıyla el-Mahdera cephesinde iki haftadan uzun süren çatışmalarda, milislere ait tesisler, tahkimatlar ve çeşitli takviyeler vurularak, Husilerin saflarında büyük can kayıpları ve teçhizatta ağır hasarlar meydana geldi.” ifadelerine yer verildi.  
Orduya ait internet sitesi bu bilgiyi doğrulayan saha kaynaklarının, savaşların Salı günü cephenin sağ ve sol cenahlarında yaşandığını, bununla eş zamanlı olarak Meşruiyet Destekleyen Koalisyon Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının Heylan Kavşağı ve Salb sınırında darbeci Husi milislere ait askeri takviye güçlerini etkisiz hale getirdiği bilgisine yer verdi. Aynı kaynaklar, Marib’in batısında, özellikle de el-Mahdera ve Sirvah cephelerinde şiddetli çatışmalara tanık olunduğunu ve Meşruiyeti Destekleyen Koalisyon Kuvvetleri’ne ait savaş uçaklarının aktif katılımıyla gerçekleşen hava destekli operasyonlarda İran destekli darbeci Husi milislerden onlarca kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi.
Yemen ordusu askeri medyasının aktardığına göre, darbeci Husiler herhangi bir ilerleme kaydedemeden aylardır yüzlerce üyesini çeşitli yönlerden Marib istikametine itmeye çalışıyor. Hudeyde’deki Husi ihlalleriyle ilgili olarak, askeri medya kaynakları, Beyt el-Fakih Bölgesi’nin el-Cah mıntıkasında 55 yaşındaki Avada Abaki adlı bir vatandaşın çiftliğindeki işlerle uğraştığı sırada Husi milisleri tarafından açılan ateşle sağ elinden vurulduğunu bildirdi.
Kaynaklar ayrıca, Koalisyon Kuvvetleri’nin Hudeyde şehrinin güneyindeki ed-Dureyhimi Belediyesi’ndeki cephe hattına sızmaya çalışan Husi unsurlarıyla çatışmaya girdiğini ve çatışmalarda milislerin ekipman ve can kaybı bakımından ağır kayıplara verdiğini bildirdi. Koalisyon Kuvvetleri askeri medyası tarafından teyit edilen bilgiye göre, Husilerin son günlerdeki ihlallerinin Hudeyde şehrinin güneyindeki Manzar Mahallesi sakinlerinin darbeci grubun füze ve roketlerinden kaçmak amacıyla evlerini terk etmelerine neden oldu.
Hudeyde’deki Yemen Ortak Kuvvetleri, İran destekli milislerin, Sanaa, Zamar, İb ve Amar bölgelerinden tahkimatta bulunmalarına ek olarak, temas hatlarındaki köyleri ve yerleşim bölgelerini tekrar tekrar hedef alan saldırılarla Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen kırılgan ateşkesi baltalamaya çalıştığını belirtti.  
Ortak Kuvvetler askeri medya kaynakları daha önceki haberinde, Husilerin Hudeyde’deki komutanlarının, Bacil ve Muravaa ilçelerindeki çiftliklerde kurulan kamplara daha fazla sayıda asker çekmek için ilçelerin çevresindeki hareketliliği yoğunlaştığını bildirmişti.
Öte yandan Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi himayesinde Suudi Arabistan'ın Yemen'de yürüttüğü ‘Mayın Temizleme Projesi (MASAM), bu yıl Kasım ayının ikinci haftası itibariyle Husi milisleri tarafından yerleştirilen bin 391 adet mayın söktüğünü açıkladı.
MASAM tarafından yapılan basın açıklamasında, ekip çalışanlarının iki hafta boyunca 36 adet “anti personel mayını”, 198 adet tanksavar, bin 155 adet patlatılmaya hazır mühimmat ve 2 adet patlayıcı düzeneği etkisiz hale getirdiği ifade edildi. Yapılan açıklamada ayrıca, MASAM projesinin başlangıcından bu yana Husi milisleri tarafından Yemen’in çeşitli bölgelerine yerleştirilen toplam 197 bin 982 mayının söküldüğünü, söz konusu mayınların çeşitli yöntemler ve hilelerle gizlenmeye çalışıldığını açıkladı. Husi milisleri tarafından yerleştirilen mayınlar çok sayıda çocuk, kadın ve yaşlının ölümüne, yaralanmasına veya sakat kalmasına yol açtı.



Yemen’de barış seçenekleri

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)
TT

Yemen’de barış seçenekleri

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne brifing verdi. (BM)

Yemen’de sekiz yıldan uzun süredir devam eden çatışmayı sona erdirmek için mevcut barış çabalarını ve çatışan taraflara bazı güçler için oldubittiler dayatmak ile diğer bileşenlerin savunduğu uzlaşmacı yaklaşımlar arasında mevcut olan seçenekleri bir belirsizlik çevreliyor.

Yemenli siyasi medya araştırmacısı Dr. Abdulaziz Cabir'e göre, çatışmanın taraflarının konumları ile Yemen'in geleceğine ilişkin algıları arasındaki genişleyen uçurum, barışı sağlamanın önündeki en önemli zorluklardan birini temsil ediyor.

ss
Hollanda'nın Lahey kenti kısa süre önce Uluslararası Yemen Forumu oturumlarına ev sahipliği yaptı. (Şarku’l Avsat)

Cabir, savaş ve barış ikiliği ve Suudi Arabistan'ın Yemen'de sürdürülebilir barışın temellerini atmaya yönelik sürekli çabaları hakkındaki açıklamasında, barış çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının ülkeyi karmaşık bir sahnenin, yüksek bir belirsizliğin ve küresel ekonomi için güçlü bir arteri temsil eden Kızıldeniz, Babu'l Mendeb Boğazı ve Arap Denizi'ne ulaşabilecek gerçek tehditlerle karşı karşıya bıraktığına inanıyor.

Taraflar arasında uzlaşmaya dayalı bir formül

Dr. Abdulaziz Cabir, Yemen'deki savaş ve barış sahnesindeki aktif güçlerin pozisyonlarını dikkatli bir şekilde okuyarak, çatışma taraflarını ve onların kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşma ve Yemen'deki çatışma ve savaşı sona erdirme konusundaki farklı algılarını uzlaştırmanın şimdiye kadar zor ve karmaşık bir görev olduğunun açık şekilde görüldüğünü belirtti.

Cabir'e göre bu, ‘çoğunun kendi vizyonlarını diğer taraflara empoze edemeyecekleri gerçeğini kabul etmeyi reddetmelerinden kaynaklanıyor. Uzlaşıya dayalı bir formüle ve yaklaşımlara zorlanmaları da çatışmanın taraflarının siyasi gerçekçilikten yoksun olması nedeniyle yaşanıyor.’

Çatışan taraflardan her birinin kontrolü altındaki bölgelerde otoritesini pekiştirmek ve bu bölgelerde özel güvenlik, askeri ve ekonomik düzenlemeler oluşturmak için yaptığı çalışmalar, (örneğin hanedan mezhepçi ideolojisi doğrultusunda kontrol alanlarında düzenlemeler, yasalar ve müfredatlar uygulayan Husi grubu) ve bu büyük değişiklikler kendi içinde büyük bir engel teşkil ediyor. Bununla başa çıkmak ve onu çözmek için bir mekanizma üzerinde anlaşmak çok zaman ve çaba gerektirecek. Devam etmesi de Yemen'de barışı sağlama çabalarıyla çelişiyor.

sad
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Riyad'da bir araya geldi. (SABA)

Cabir, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmelerde çatışmanın taraflarının konumları ile Yemen'in geleceğine ilişkin algıları arasındaki genişleyen uçurumun barışın önündeki en önemli zorluklardan birini temsil ettiğini söyledi. Ayrıca birlik hükümeti ve diğerleri çerçevesinde geçiş dönemine yönelik genel düzenlemelere ek olarak, bu güvensizlik halinin Yemen'de sürdürülebilir barışa ulaşma yolunda bir engel oluşturduğunu belirtti.

def
Yemenli siyaset araştırmacısı Dr. Abdulaziz Cabir. (Şarku’l Avsat)

Başarısızlıklar karşısında gerçeklik

Dr. Cabir, istenen barışa ulaşmanın önünde birçok engel ve zorluğun durduğuna inanıyor. Bunlardan en öne çıkanı, Husilerin elde ettiği, devletin derinliklerine ve eklemlerine kadar ulaşan kapsamlı kontrol. Zira başkent Sana ve kuzey bölgelerin ve vilayetlerin çoğu üzerindeki kontrollerinin sıkılaştırılması, karşı tarafın başarısızlık ihtimalindeki artışla daha da pekişti.

Cabir açıklamasında “Bilindiği gibi bunun nedeni, Husiler ve ona karşı cephede yakınlaşmasına rağmen, meşru hükümet içindeki siyasi eşitsizliğin askeri ve güvenlik tarafına da uzanmasıdır” dedi.

Cabir’e göre, barış sürecinde bir çıkmaza girilmeyerek herhangi bir ilerleme kaydedilmesi, Husilerin meşru hükümete karşı darbelerini geri çekerek büyük tavizler vermesini gerektiriyor. Cabir’e göre onlar için bu bir kazanım kaybı ve özellikle tarihi Yemen sorununun derinliğini ve özünü oluşturan, demokratik yaklaşım ve güç ve zenginlik merkezlerinin dağılımı ile temsil edilen konuları ihmal etmemek için çalışacaklar.

Husilerin ‘sınırlı popülariteleri ve tüm Yemen halkı tarafından reddedilen tiksindirici hanedan yaklaşımları nedeniyle en büyük kaybeden olacaklarının farkında olduklarını’ belirten Cabir sözlerini şöyle sürdürdü:

 Çünkü Yemen sahnesindeki diğer siyasi güçlerle ortak ulusal siyasi paydalara izin vermeyen ırkçı bir terör projesi taşıyorlar. Yaklaşımları ve siyasi ideolojileri, ötekini hanedan, mezhep konumundan boyun eğdirme üzerine kurulu. Bu kibir kırılıp ulusal bir siyasi çerçevede yeniden inşa edilmedikçe barışı kabul edemez.

sc
Sana Uluslararası Havalimanı. (EPA)

Cabir, Suudi Arabistan'ın çabalarına karşı uzlaşmaz tutumun ve şart-talep tavanını yükselterek barış yolunun tıkanmasındaki en büyük sorumluluğun Husi gruba ait olduğunu vurguladı. Ayrıca Husilerin Yemen'in çıkarlarını, güvenliğini, istikrarını ve kalkınmasını hiçe sayan aşırılıkçı ve gerçekçi olmayan ideolojik yaklaşımı benimsediklerini belirtti.

ABD, İngiltere, Çin ve Fransa'nın büyükelçileri, Husi grubunu Yemen krizinde askeri seçeneği terk etmeye çağırmış ve çatışmaya herhangi bir dönüşün, Husi grubunu tamamen uluslararası izolasyona yol açacağı konusunda uyarmıştı.

Yıpratma savaşı korkusu

Siyasi medya sahasında çalışan Yemenli araştırmacı, sahneyi okurken, çatışmanın devamının Yemen'i zor bir aşamaya sokacak uzun vadeli bir yıpratma savaşına yol açacağına dair gerçek korkular konusunda uyarıda bulunuyor.

Özellikle hizmetlerin bozulması ve Güney Geçiş Konseyi de dahil olmak üzere bazı bileşenlere yönelik artan çağrılarla meşru hükümetin Aden ve diğer vilayetler üzerindeki kontrolünü kaybedeceği korkusuyla Yemen, Husilerin Sana ve kuzey bölgelerde şiddetli kontrollerini genişleteceği unutulmuş bir krize dönüşecek.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Reşad el-Alimi birkaç gün önce Mukalla'da Hadramut valiliğine idari, güvenlik ve ekonomik olarak işlerini tam olarak yönetme hakkı verdiğini duyurdu.

Suudi Arabistan-İran yakınlaşması

Yemen sahnesindeki ve çatışmasındaki aktörlerin önceki tüm verilerinin ve konumlarının, Yemen'de sürdürülebilir barışı sağlamak için gerçek tehditler taşıdığı sonucuna varan Cabir, barış çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının ülkeyi küresel ekonomi için güçlü bir arteri temsil eden Kızıldeniz, Babu'l Mendeb Boğazı ve Arap Denizi'ne ulaşabilecek gerçek tehditlerle karşı karşıya bırakacağına inanıyor.

Cabir, Suudi Arabistan'ın Yemen'de sürdürülebilir barışı sağlama çabalarına olumlu bir şekilde yaklaşmak için uluslararası toplumun ortak çabalarına işaret ederek Husi grubuna ve onların arkasındaki İran'a azami baskı uygulamasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Cabir açıklamasının devamında “Bu çabaların başarısızlığı, Yemen'i büyük ölçüde örtüşen senaryoların önüne koyar ve Yemen sahnesine daha fazla yapı, karmaşıklık ve yüksek bir belirsizlik durumu verir” uyarısında bulundu.

Cabir sözlerine şöyle devam etti:

Temel değişkeni, yani Suudilerin genel olarak çatışmaya yönelik politikasını kavramak uygun olur. Özellikle Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nın Tahran ziyareti ve İran Cumhurbaşkanı ile görüşmesiyle sonuçlanan bir yumuşama durumuna tanık olduğu bu aşamada Husilere yönelmesi, Yemen'deki savaşla ilgili bazı gözlemcilere göre Yemen dosyasında yakın bir atılım olduğunu gösteriyor.

Cabir, Suudi Arabistan ve İran'ın sükûnet, çözüm veya savaş yollarına ilişkin pozisyonunun belirleyici olabileceğine ve bunun analiz için bir giriş noktası ve yakın gelecekteki gelişmeleri tahmin etme girişimi olarak benimsenmesine inanıyor. Cabir, Yemenli tarafları Yemen'de adil ve sürdürülebilir bir barışı sağlamak için olumlu ve açık bir şekilde anlaşmaya, kalkınma ve inşaya, Yemen'in bir barış, bilgelik ve refah vahası olan eski dönemine geri dönmesine yönelik olarak hareket etmeye çağırdı.