ABD güçlerinin Afganistan ve Irak'tan çekilmesinin sonuçları ne olacak?

Pentagon, Somali'deki kuvvetlerin durumunu tartışıyor

ABD güçlerinin Afganistan ve Irak'tan çekilmesinin sonuçları ne olacak?
TT

ABD güçlerinin Afganistan ve Irak'tan çekilmesinin sonuçları ne olacak?

ABD güçlerinin Afganistan ve Irak'tan çekilmesinin sonuçları ne olacak?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump yönetiminin ABD güçlerini Afganistan ve Irak'tan çekmek istediği teyidi, her iki partiden ABD'li yetkilileri ve Washington'un müttefiklerini endişelendirdi.
Pentagon’un Salı günü bildirdiğine göre ABD, Başkan Trump'ın yurtdışındaki çatışmaları sona erdirme sözü vermesinin ardından Irak ve Afganistan'daki kuvvetleri sayısını yaklaşık 20 yıldaki en düşük seviyelere indirmeyi planlıyor. AFP’nin haberine göre, ABD Savunma Bakan Vekili Miller, Afganistan ve Irak’taki ABD askeri sayısının 15 Ocak 2021 itibariyle 2 bin 500 olacağını bildirdi. Ancak acele bir geri çekilmenin ABD’nin Afganistan’da uğruna mücadele ettiklerinden vazgeçeceği endişelerine karşı çıkan Miller, bu kararın Başkan Trump'ın “Afganistan ve Irak savaşlarını başarılı ve sorumlu bir şekilde sona erdirme ve cesur ABD askerlerini evlerine döndürme arzusunu” yansıttığını vurguladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD askerinin Afganistan'dan erken çekilmesinin Kabil hükümeti ile Taliban hareketi arasındaki barış görüşmelerini çıkmaza sokabileceğini söyledi. Reuters’ın haberine göre, Maas, açıklamalarına “Şimdiye kadar varılan noktayı aceleci davranarak tehlikeye atmamak bizim için son derece önemli” ifadelerinde bulundu. Maas, Washington ve NATO ile temas halinde olduğunu söylediği Alman hükümetinin ABD’nin verdiği bu asker çekme kararının ne sonuçlar getireceği üzerine durduğunu bildirdi.
“ABD’nin bu açıklamasının özellikle de Afgan barış görüşmelerini nasıl etkileyeceği konusunda endişeliyiz” diyen Maas, Afganistan’daki taraflar arasındaki müzakerelerin zaten yeterince karmaşık ve sona ermekten uzak olduğunu da sözlerine ekledi. Aynı zamanda, “Böyle bir durumda, askerleri erkenden çekmenin kesinlikle getireceği daha çok engele sebebiyet vermemeliyiz” dedi.
Reuters’a konuşan ABD'li yetkililer, dünya çapındaki ABD kuvvetlerinin azaltılması kapsamında Başkan Trump'ın Somali’deki neredeyse tüm ABD güçlerini çekebileceğini öne sürdü. İsim vermek istemeyen yetkililer, ABD ordusunun bu konuda henüz emir almadığını, ancak emirlerin yakında çıkarılacağına dair beklentilerin arttığını dile getirdi.
Somali'de, El Kaide ile bağlantılı Eş-Şebab ile savaşında yerel güçlere  yardım eden yaklaşık 7 bin ABD askeri bulunuyor. Bu durum ABD’de pek ilgi görmese de Pentagon’un El Kaide ile savaşma yönündeki için küresel çabalarının temel taşı olarak kabul ediliyor.
Bu konu üzerine duran Miller, Somali’de az sayıda ABD askeri bırakmaya karar verebilir. ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Koordinatörü Nathan Sales, Salı günü yaptığı açıklamada ABD kuvvetlerinin Somali'deki planlarını tartışmayı reddetti. Ancak Doğu Afrika güvenliğine tehdit oluşturan Eş-Şebab’ın Kenya'ya saldırılar düzenlediğini belirtti. Hareketin iki liderine yaptırım uygulandığını duyurduğu sırada “Eş-Şebab, Somali'de ve bölgede giderek daha önemli bir tehdit olmaya devam ediyor. ABD, bu tehlikeli terörist grubu yenmek ve zayıflatmak için mevcut araçları kullanma sorumluluklarını çok ciddiye alıyor” açıklamalarında bulundu.
Reuters'ın haberine göre eleştirmenler, Eş-Şebab’a yönelik yaklaşımda bu derece büyük bir değişikliğin ciddi riskler taşıdığını söylüyor. 2019 yılına kadar üç yıl boyunca Danab özel kuvvetleri komutanlığı görevinde bulunan Albay Ahmed Abdullah Şeyh, “Bu tür bir geri çekilme kararı, Ancak ABD’ye olan güveni zayıflatabilir. Bunu siyaset belirliyor” ifadelerini kullanıyor.
ABD, yaklaşık üç hafta önce Bosaso ve Galkayo’dan çekilmişti. Güneydeki liman kenti Kismayo’da, Baledogle'daki özel hava kuvvetleri üssünde ve Başkent Mogadişu’daki kuvvetler ise görevlerine devam ediyor. Hızlı bir geri çekilmenin sahayı Eş-Şebab’a bırakma riski taşıdığını öne süren Albay Şeyh, “Geri çekilme, bir boşluğa neden olacaktır. Somalili güvenlik güçleri, ABD güçlerinin varlığı sayesinde morallerini yüksek tutuyor. Saldırıya uğradıklarında hava desteği ve tıbbi tahliye imkanları oluyor” ifadelerini kullanıyor.
İç savaş, 1991 yılından bu yana Somali’yi kasıp kavuruyor. Ancak Afrika Birliği’nin de desteklediği Barış Gücü, geçtiğimiz 10 yıl içerisinde başkentin ve ülkenin büyük bölümlerinin kontrolünü Eş-Şebab hareketi elinden aldı.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.