BioNTech: Koronavirüs aşısı Aralık ayı içerisinde dağıtılabilir

 “Pfizer” şirketinin koronavirüse karşı geliştirdiği aşı (Reuters)
“Pfizer” şirketinin koronavirüse karşı geliştirdiği aşı (Reuters)
TT

BioNTech: Koronavirüs aşısı Aralık ayı içerisinde dağıtılabilir

 “Pfizer” şirketinin koronavirüse karşı geliştirdiği aşı (Reuters)
“Pfizer” şirketinin koronavirüse karşı geliştirdiği aşı (Reuters)

Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşı geliştirmek için ABD merkezli Pfizer şirketi ile çalışan Alman BioNTech'in kurucu ortağı ve CEO'su Uğur Şahin dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, aşı için onay alınmasının ve yıl sonundan önce ABD’de ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde dağıtılmasının mümkün olduğunu duyurdu.
Şahin, AFP’ye verdiği röportajda, “Hala ABD’de veya Avrupa'da veya her ikisinde de ruhsat alma şansımız var” ifadelerini kullandı.
Şahin Cuma günü ABD'de Gıda ve İlaç İdaresi’ne (FDA) aşı ruhsatı başvurusunun yapılacağını açıkladı ve “aşı dağıtımının Aralık ayında yapılabileceğini” sözlerine ekledi.
Yapılan son testlerde, aşının yüzde 95 oranında etkili olduğu ve tehlikeli bir yan etkisinin olmadığı görüldü.
Aşının etkisinin, farklı yaş grupları ve ırklar üzerinde sabit olduğu belirtildi. Diğer kişilere göre yaşlıların ve belirli grupların virüsten daha fazla etkilenmesi sebebiyle aşının bu seviyede etkili olması umut verici bir gelişme oldu. 
Aşının başarı oranı, şu ana kadar gerçekleştirilen ve son aşama olan klinik aşamaya ulaşan aşıların en iyisi oldu. Uzmanlar, bu aşının, salgını sona erdirme yarışında büyük bir başarı olduğunu söylüyorlar.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP