İsrail Doğu Kudüs işgali kapsamında arazileri tapu siciline kaydediyor

Kudüs'teki Akbat el-Halidiye'deki bir Filistinlinin evi Yahudi yerleşimcilerin işgali için tahliye ediliyor. 2019 (WAFA)
Kudüs'teki Akbat el-Halidiye'deki bir Filistinlinin evi Yahudi yerleşimcilerin işgali için tahliye ediliyor. 2019 (WAFA)
TT

İsrail Doğu Kudüs işgali kapsamında arazileri tapu siciline kaydediyor

Kudüs'teki Akbat el-Halidiye'deki bir Filistinlinin evi Yahudi yerleşimcilerin işgali için tahliye ediliyor. 2019 (WAFA)
Kudüs'teki Akbat el-Halidiye'deki bir Filistinlinin evi Yahudi yerleşimcilerin işgali için tahliye ediliyor. 2019 (WAFA)

Filistinli yetkililer, İsrail işgal yetkililerinin Doğu Kudüs’teki arazileri İsrail tapu siciline kaydetmeye başlama kararına karşı çıkıyor. Yetkililer, bu kararı Müslümanlar ve Hristiyanlar için kutsal sayılan şehrin Yahudileştirilmesi ve içerisindeki ev ve toprakların üzerinde mutlak bir hakimiyet kurma yönünde bir adım olarak değerlendiriliyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Üyesi, Kudüs İşleri Dairesi Başkanı Adnan el-Hüseyni, Filistin radyosuna yaptığı açıklamada “İçindeki her şeyin sözde devlet mülkiyetine girdiğini iddia edip Kudüs'teki topraklar ve binaları kaydederek işgale başlamak, şehir üzerinde tam kontrol sağlamak için atılan son adımdır” ifadelerini kullandı. İşgalcilerin son hareketinin işgal altındaki şehirdeki Filistin varlığını ortadan kaldırmayı amaçladığına dikkat çeken Hüseyni, bunu da uluslararası meşruiyet yasalarına aykırı olarak kayıp şahısların mülklerinin tahsisi ve topraklarına el konularak ilhak edilmesi yoluyla yapmaya çalıştığını söyledi.
İsrail hükümeti Doğu Kudüs'teki gayrimenkul ve Filistin topraklarının İsrail ‘Tapu’ siciline kayıt sürecinin başlatıldığını duyurmuştu.
İsrail Kudüs Bakanı Rafi Peretz, kayıt sürecini başlatma amacının ‘şehrin doğu ve batı kısımları arasındaki birliği’ pekiştirmek olduğunu söyledi. Peretz, yaptığı açıklamada, "Kudüs'ün doğu kesimindeki arazilerin çoğunun düzgün bir şekilde kayıtlı olmaması gerçeği, uzun süredir ele alınması gereken bir konudur” ifadelerini kullandı.
İsrailli Bakan, “Arazi ve mülkleri kaydetmek için geliştirdiğimiz planlar, ilgili çeşitli hükümet bakanlıkları tarafından kabul edildi. Birleşik bir Kudüs bir slogan değil, batı kesiminde olduğu gibi şehrin doğu kısmına da uygulanması gereken bir vizyon” şeklinde konuştu.
Uygulamada, Doğu Kudüs'teki arazilerin yalnızca yüzde 5'i Tapu Siciline kayıtlı iken geri kalan araziler resmi olarak kayıtsız bulunuyor. Tapu tescili, Filistinlilerin gelecekteki devletlerinin başkenti olduğunu iddia ettikleri şehrin doğu kesiminde İsrail'in attığı bir başka adım.
Orient House Harita ve Yerleşim Dairesi Müdürü Halil et-Tefekci şunları söyledi: “Vatandaşların evleri ve topraklarını ele geçirme kararı Yahudileştirme operasyonunun son adımdır. Arazilerin tescili 1967'den beri üç aşamadan geçmiştir: Birincisi, arazi sahiplerinin daha az vergi ödemek istediği için arazilerin bir kısmı kayıt edilmedi. İkinci aşama ise üzerinde tartışmalar olan alanların resmi kayda girmemesi. Üçüncüsü ise şu anki tapu aşamasıdır” dedi.
Tefekci, İşgal hükümetinin 1967'den sonra tescil ve yerleşimi durdurduğunu açıkladı. Bu durumun, söz konusu arazilerin 50 yıl sonra çoktan ölmüş olan sahiplerinin mülkiyetinde kalması ve asıl mirasçıların diğer bölgeler ya da yurtdışında kalmasına neden olduğunu ifade etti. Halil Tefekci, , Kudüs topraklarının büyük bir bölümünü, özellikle de Eski Şehri etkileyen ciddi yansımalarla yüzleşmek için alternatif bir strateji planı olması gerektiğini söyledi.
Öte yandan Kudüs Ekonomik ve Sosyal Haklar Merkezi Direktörü Ziyad el-Hammuri, Kudüslülerin evlerini ve topraklarını kaydettirme ve bunları artan vergiler ve fahiş maliyetler getirme açısından işgal yetkililerinin tapu kaydı açıklamasının tehlikeli yansımaları konusunda uyardı. Bunun, mukaddes şehir, özellikle de Filistin’deki evler üzerinde tam kontrol sağlamak için işgal planının uygulanması anlamına geldiğini ifade etti.
Hammuri, Kudüslülerin kuşatılması ve durumlarının kötüleşmesi de dahil olmak üzere işgal hükümetinin yaptığı çok sayıda ihlalin, Kudüs'ün özelliklerini, Kudüs kapılarının şeklini değiştirerek ve tatil günlerinde sokaklarını aydınlatarak ona yeni bir Yahudi karakteri kazandıracağını söyledi. Bu tedbirlerin, işgal hükümetinin iddia ettiği gibi Kudüs'ün İsrail'in bir parçası veya ‘Birleşik Kudüs’ sloganının peşinde olduğunu da kanıtladığını ekledi.



Hamas savaş sırasında görevlerini ‘terk eden’ yetkilileri cezalandırıyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup silahlı kişiler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda üç İsrailli esirin Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) temsilcilerine teslim töreninde, 22 Şubat 2025. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup silahlı kişiler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda üç İsrailli esirin Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) temsilcilerine teslim töreninde, 22 Şubat 2025. (EPA)
TT

Hamas savaş sırasında görevlerini ‘terk eden’ yetkilileri cezalandırıyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup silahlı kişiler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda üç İsrailli esirin Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) temsilcilerine teslim töreninde, 22 Şubat 2025. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup silahlı kişiler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda üç İsrailli esirin Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) temsilcilerine teslim töreninde, 22 Şubat 2025. (EPA)

Hamas, son zamanlarda çeşitli görevlerde bulunan bir dizi yetkili ve aktivisti, kendilerine verilen görevleri terk edip Gazze Şeridi'nin kuzeyinden güneyine göç etmekle suçlayarak haklarında disiplin tedbirleri aldı.

Hamas kaynakları Şarku’l Avsat'a bu önlemlerin gerek hükümet, siyaset ve hatta askeri alanda gerekse hayırseverlik, sosyal ve savunuculuk çalışmaları alanında çalışan birçok kişiyi kapsadığını açıkladı.

Kaynaklara göre aralarında müsteşarlar, genel müdürler ve hükümet işlerinde daha alt kademelerde görev yapanların da bulunduğu çok sayıda yetkili görevlerinden uzaklaştırıldı ve güneye göç etmeden yerlerinde kalmalarını gerektiren görevlerini terk etmelerinin ardından işleri yeniden yapılandırılıncaya ve durumları değerlendirilinceye kadar eski görevlerine dönmeleri engellendi.

Kaynaklara göre, özellikle devlet güvenlik kurumlarında görev yapan bazı isimler, ‘bazı kurumları, departmanları ve güvenlik dosyalarını yönetmeye duyulan acil ihtiyaç nedeniyle kuzeye döndükten sonra disiplin ve cezai yaptırımlardan muaf tutuldular.’

dfgthy
İsrail tarafından Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Han Yunus'tan güneye göç etmeye zorlanan yerinden edilmiş insanlar (AFP)

Kaynaklar, güvenlik ve siyasi istikrar açısından durumun savaş öncesine dönmesi halinde bu isimlere karşı görevden almaya varan yaptırımlar uygulanacağını belirtti.

Kaynaklara göre, Hamas içinde tanımlanan idari bölümlere göre bölgelerde siyasi, sosyal ve savunuculuk çalışmalarında aktif olan üçüncü ve dördüncü dereceden birçok yetkilinin çalışmalarının dondurulmasına ve çalışmalarıyla ilgili faaliyetleri yönetmek üzere her biri kendi uzmanlığına ve çalıştığı alana göre alternatif kişilerin atanmasına karar verildi.

Askeri düzey

Askeri düzeyde, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, kuzeyde yaşayan yüz binlerce kişinin göç dalgaları sırasında belirli görevleri olan ve bunları bırakıp Gazze Şeridi'nin güneyine giden liderlerinin ve aktivistlerinin hiçbirinin faaliyetlerini dondurmadı. Bunun yerine, İsrail'in çok sayıda kişiyi tasfiye edip öldürmesinin ardından Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşanan ciddi kadro sıkıntısı ışığında askeri çalışmaları yeniden yapılandırmaya odaklandı.

Ancak görevlerini terk edenler için daha sonra belirlenecek cezai tedbirler olduğunu açıklayan kaynaklar, bazılarının önceki görevlerine dönmeyip daha az önemli başka görevlere kaydırılmalarının kararlaştırıldığını, bazılarının ise her kişinin ihtiyacına göre örgütün askeri yapısıyla ilgili prosedürler tamamlanıncaya kadar önceki görevlerini koruduğunu kaydetti.

Kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kalanların ve İsrail güçleriyle çatışmalara katılan yeni askerlerin haklarında kararlar alınacağını ve bazılarının ‘askeri bölgelere’ liderlik edebileceğini, bazılarının da terfi ederek müfrezelere liderlik edebileceğini belirtti.

Bu durumun sadece askeri alanda çalışanları kapsamadığı, aynı zamanda istihbarat ve diğer iç askeri oluşumların üyelerini de kapsadığı ifade edildi.

Savaş sırasında Kassam Tugayları binlerce yeni üye kazanmayı başardı. Daha önce Şarku’l Avsat tarafından ortaya çıkarıldığı üzere, onlara silahların nasıl kullanılacağına dair broşürler ve küçük kitapçıklar aracılığıyla yazılı talimatlar dağıtıldı.

Hamas kaynakları bu katılımın yetersiz olduğunu, bu nedenle bölgelerdeki taburların, bölüklerin, müfrezelerin ve diğer askeri yapıların liderliğinin Kassam Tugayları içindeki olağan sınıflandırmaya göre hızlı bir şekilde yeniden yapılandırıldığını söylüyor.

Hamas, Gazze savaşı sırasında öldürülen mensuplarının sayısını açıklamazken, İsrail'in tahminlerine göre bu sayı en az 12 bin.

Kassam Tugayları kısa bir süre önce genel komutanı Muhammed ed-Dayf, yardımcısı Mervan İsa, Han Yunus Tugayı Komutanı Rafi Selame, Merkez Tugayı Komutanı Eymen Nevfel, Kuzey Tugayı Komutanı Ahmed el-Gandur, Silah ve Savaş Hizmetleri Bölüm Komutanı Gazi Ebu Tamaa ve İnsan Kaynakları Departmanı Komutanı Raid Sabit'in öldüğünü duyurdu.

Ayrıca İsrailli esirleri teslim etmek için yapılan törenler sırasında, bölgelerdeki birçok tugay komutanının ve çeşitli uzmanlık alanlarının kaybedildiği dolaylı olarak ortaya çıkarken, İsrail'in daha önce ortadan kaldırmayı başardığını duyurduğu bazı figürlerin ölmediği de ortaya çıktı.

Kassam Tugayları örgütlenmesi

Kassam Tugayları idari ve örgütsel olarak beş tugaydan oluşan entegre bir askeri sisteme sahiptir: Kuzey Tugayı, Gazze Tugayı, Merkez Tugayı, Han Yunus Tugayı ve Refah Tugayı. Her tugayda bölükler, müfrezeler ve askeri oluşumlardan oluşan birkaç tabur vardır ve 2011'den itibaren ülkede meydana gelen iç olayların ardından iki taraf arasındaki ilişkiler bozulmadan önce Lübnan, İran veya Suriye gibi Gazze dışında askeri eğitim almış kişiler tarafından eğitilen binlerce savaşçı içerir.

Kassam Tugayları'nın 24 askeri taburu bulunmaktadır: Altısı kuzeyde, biri Gazze'de, dördü merkezde, dördü Han Yunus'ta ve biri de Refah'ta.

Coğrafi bölgeye bağlı olarak her taburda en az 600 en fazla bin 200 savaşçı bulunur. Her tabur dört ila altı bölük ve her bölük de coğrafi dağılıma bağlı olarak üç ya da dört müfreze içerir.

Kassam Tugayları'nın savaşçı sayısı net olarak bilinmemekle birlikte, son yıllarda genellikle mümkün olduğunca çok sayıda genç erkeği kendi içinde ‘Kurtuluş Ordusu’ olarak bilinen yapının bir parçası olarak seferber etmeye ve silah altına almaya odaklanmıştır.

Kassam Tugayları'nın resmi yapısında her tugay bir askeri adalet organı, bir üretim ayağı, bir kontrol organı, bir destek ve savaş silahları ayağı, bir operasyon ayağı, bir istihbarat ayağı, bir iç cephe ayağı, bir insan kaynakları ayağı ve bir enstitü ve üniversite ayağından oluşur.