Cubeyr: G20 zirvesi sadece siyasi meselelerle ilgilenmiyor

Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el- Cubeyr, bir panelde konuşurken (SPA)
Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el- Cubeyr, bir panelde konuşurken (SPA)
TT

Cubeyr: G20 zirvesi sadece siyasi meselelerle ilgilenmiyor

Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el- Cubeyr, bir panelde konuşurken (SPA)
Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el- Cubeyr, bir panelde konuşurken (SPA)

Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el- Cubeyr, G20 zirvesinde yalnızca siyasi meselelerin ele alınmadığını, aynı zamanda gençleri ve kadıları güçlendirmek yoluyla ekonomik konularla da ilgilendiğine vurgu yaptı.
Cubeyr’in bu açıklaması dün akşam G20 zirvesi kapsamında düzenlenen ‘Dünyayı Yeniden Birbirine Bağlayacak G20’ isimli bir panel sırasında geldi. Devlet Bakanı, Suudi Arabistan'ın ‘küresel ticaretin ana yollarındaki’ konumuna atıfta bulunarak, ‘Krallığın ekonomisinin bölge için istikrar sağlayıcı bir faktör olduğunu’ ifade etti.
Cubeyr, koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele etmek için kolektif olarak çalışmanın önemine vurgu yaptı. Birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan virüse karşı aşı bulmak için yapılan uluslararası çabalara işaret etti.
Suudi Bakan, “G20 ülkeleri salgınla yüzleşmede büyük adımlar attı. Aşı için milyarlarca dolar fon sağladı. Her türlü zorlukların üstesinden gelmeye de devam edecek. Gelecekte ortaya çıkabilecek salgınlarla mücadelede ülkeler arasında örgütlenme ve işbirliği için protokoller olacak” ifadelerini kullandı.
Adil el-Cubeyr, ülkesinin pandeminin etkilerini ele alma çabalarından övgüyle söz ederken hükümet düzeyinde çalışma grupları kurarak, vatandaş ve geçici ikamet sahiplerinin sağlığını birinci öncelik haline getirdiğine vurgu yaptı. Suudi Bakan, faaliyetlerin askıya alınması ve enfeksiyon oranlarının düşürülmesine katkıda bulunan bir çok tedbirin uygulanması, ortaya çıkan etkiler ve salgınla mücadelenin değerlendirilmesi konusunda bir şeffaflığın söz konusu olduğuna dikkati çekti.
Suudi Arabistan Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı, “Yapay zeka, inanılmaz gelişen teknolojilerle başa çıkma mekanizması, gelecek nesillere iş sağlama, eğitim alanında teknolojiyi kullanma ve dünyanın her yerinde refah sağlama açısından bunlarla nasıl başa çıkılacağı gibi büyük zorluklar var” dedi. Dünya genelindeki ülkeler ile uluslararası kuruluşlar arasında ortak sorunları tartışmak için iletişimi kolaylaştırmada teknolojinin önemine vurgu yapan Cubeyr, “Bundan çıkarılacak dersin; birlikte her şeyi bağımsız olarak yapabileceğimiz olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Cubeyr, “Krallık, toplumu güçlendirmek ve toplulukla ilgili birçok olumlu sonuç elde etmek için aralıksız çabalar gösterdi. Bunun yanısıra koronavirüs salgınıyla mücadele etmek için dünya ülkeleri ile temas kurdu. Suudi Arabistan’ın salgını pratik bir şekilde ele aması, toplumun bu zorlukla başa çıkmasını sağladı” ifadelerini kullandı.
Suudi Bakan, G20 zirvesiyle ilgili olumlu bir açıklama yapılacağını, özellikle de önerileri liderlere sunulacak 400'den fazla toplantı olduğunu açıkladı. Zirvenin 2021 yılında İtalya’ya geçişi sırasında, tüm zorluklara başa çıkma becerisine ve deneyimine sahip olunacağına işaret etti.
Cubeyr, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu kapsamında vatandaşların yaşam standardını iyileştirmek, gençleri ve kadınları güçlendirmek, teknolojiyi, yeniliği ve yaratıcılığı kullanmak, eğlence ve turizme odaklanmak için çalışmalarda bulunduğuna dikkati çekti.

BAE’den övgü
Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Uluslararası İşbirliği’nden Sorumlu Devlet Bakanı Rim el-Haşimi, söz konusu panelde yaptığı konuşmada Suudi Arabistan’ın ‘G20 Zirvesi’ başkanlığındaki çabaları ve özellikle pandeminin dayattığı kritik koşullar ışığında zirveyi yönetme ve hazırlamadaki olumlu rolüne övgüde bulundu.
Haşimi, pandeminin sonuçlarının birbirleriyle iletişimin devamlılığı konusunda dünya ülkelerini etkilemediğini ifade ederek, aksine dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen herhangi bir olayda herkese ulaşan bir bağlantının güçlendirilmesine katkıda bulunduğuna işaret etti.
BAE’li Bakan, “G20 Zirvesi aracılığıyla, gençlerin gelecekte teknolojiye dayalı işlere ve yeni sektörlere uyum sağlamasına yardımcı olacağız. Toplumun tüm sorunlarına cevap verebilmek için çalışacağız” şeklinde konuştu.
Haşimi, “Ülkeler bilimsel araştırma ve laboratuvar testlerinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesini önceliklerinin en üstüne yerleştirdiklerinden, salgının sonuçlarına hızlı bir tepki verildi" dedi. Ayrıca ülkesinin çabalarını ve virüsle başa çıkma kabiliyetine övgüde bulunan BAE’li Bakan, toplantıların olağanüstü koşullarda devam ettiğini söyledi.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.