NASA'dan Mars müziği: Kızıl Gezegen'in bulutlarındaki hareketler sese dönüştürüldü

Mars'taki hava durumunu tahmin etmek için kullanılan Pleiades, ortalama bir bilgisayardan yüz binlerce kat daha hızlı (NASA)
Mars'taki hava durumunu tahmin etmek için kullanılan Pleiades, ortalama bir bilgisayardan yüz binlerce kat daha hızlı (NASA)
TT

NASA'dan Mars müziği: Kızıl Gezegen'in bulutlarındaki hareketler sese dönüştürüldü

Mars'taki hava durumunu tahmin etmek için kullanılan Pleiades, ortalama bir bilgisayardan yüz binlerce kat daha hızlı (NASA)
Mars'taki hava durumunu tahmin etmek için kullanılan Pleiades, ortalama bir bilgisayardan yüz binlerce kat daha hızlı (NASA)

Bilim insanları, Güneş Sistemi’ndeki en büyük toz fırtınalarına sahip gezegen olan Mars’taki bulut hareketlerini sese dönüştürdü ve flütle çaldı.
Birleşik Krallık’taki Anglia Ruskin Üniversitesi’nden Dr. Domenico Vicinanza ve Exeter Üniversitesi’nden Dr. Genevieve Williams, çalışmalarında, NASA’nın Kızıl Gezegen'in hava durumunu tahmin etmek için kullandığı Pleiades isimli süper bilgisayarın verilerini kullandı.

Daily Mail’in aktardığına göre, verileri çalışabilmek için görüntü izleme sisteminden yararlanan ikili, daha sonra, model çıkarabilmek için söz konusu verileri filtreledi. Ardından bunları melodik aralıklarla eşleştirdi ve böylece gezegendeki bulutların hareketlerini sese dönüştürdü.
Veri sonifikasyonu diye bilinen bu işlem tamamlanınca, Fairmont State Üniversitesi’nden flütçü ve müzikolog Alyssa Schwartz parçaya hayat verdi.
NASA söz konusu eseri yayımladı ve bundan ufak parçalar, internet sitesinden indirilebiliyor.
Öte yandan Dr. Vicinanza, çalışmaları hakkında şu ifadeleri kullandı:
Gerçek müziği yaratabilmek için gerçek bilimsel verileri kullandık. Böylece Alyssa, Mars’taki bulutların hareketlerinin şeklini çalabildi.
Projelerinden gurur duyduğunu ifade eden bilim insanı, NASA'nın verilerini çalışırken kullandıkları çıkarma ve modelleme tekniklerini kendi akademik araştırmalarında da kullandıklarını belirtti.
Modellerinin, veri bilimcilerin düz bir çizgide ilerlemeyen ve karmaşık verileri inceleyebilmesinin yanında bunlardan model çıkarabilmesini sağladığını da ifade etti ve ekledi:
Çalışmamızın büyük miktarda sağlık verilerini incelemek, ekonomi hakkında tahminler yürütmek ve tabii ki müzik yapmak gibi pratik kullanım çeşitleri var.
 
Independent Türkçe, Daily Mail



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news