Cezayir’den teröristlerin esirler karşılığında serbest bırakılmasına tepki

Cezayir, ülkede terörist faaliyetlerin tekrar başlamasından endişeli. (AFP)
Cezayir, ülkede terörist faaliyetlerin tekrar başlamasından endişeli. (AFP)
TT

Cezayir’den teröristlerin esirler karşılığında serbest bırakılmasına tepki

Cezayir, ülkede terörist faaliyetlerin tekrar başlamasından endişeli. (AFP)
Cezayir, ülkede terörist faaliyetlerin tekrar başlamasından endişeli. (AFP)

Ali Yahya
Cezayir'in Mali'de yapılan anlaşmaya yönelik "öfkesi" ikinci bir teröristin tutuklanmasının ardından daha belirgin hale geldi. Söz konusu anlaşma doğrultusunda, aralarında Fransız insani yardım görevlisi Sophie Petronin’in de bulunduğu üç esirin kurtarılması karşılığında 200'den fazla terörist fidye karşılığı serbest bırakılmıştı.
Cezayir Savunma Bakanlığı yabancı tarafları, BM kararlarına aykırı ve şüpheli davranışlarda bulunmaları nedeniyle eleştirdi. Sahel'deki durumu "tehlikeye" atan bu durum Cezayir-Fransa ilişkilerini gerginliğe sürüklüyor.

Şüpheli anlaşma
Cezayir Savunma Bakanlığı, Mali sınırındaki Tamanrasset şehrinde bir diğer teröristin daha tutuklandığını duyurdu. Mali'deki esir kurtarma anlaşması çerçevesinde serbest bırakılan grup içinde Fransız Sophie Petronin de vardı. Serbest bırakılan bir terörist yaklaşık üç hafta önce, Fas sınırındaki Tlemcen şehrinde yakalanmıştı. Bu durum, "şüpheli anlaşmanın" Cezayir’e verdiği zararın boyutunu ortaya koyuyor. Cezayir ise savunma bakanlığı aracılığıyla anlaşmaya karşı duyduğu öfkeyi açıkça bildirdi.
Cezayir Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Tutuklanan terörist, Mali otoriteleri tarafından geçen ay serbest bırakılan 200'den fazla teröristten biridir. Bu terörist, yabancı taraflarca yürütülen müzakerelerin ardından gerçekleşen anlaşmadan faydalandı. Ayrıca üç rehinenin serbest bırakılması karşılığında terörist gruplara önemli bir fidye ödendi. 32 yaşındaki suçlu, ülke sınırlarına girmesinin ve şüpheli hareketlerinin dikkatli bir biçimde takip edilmesinin ardından tutuklandı. Suçlunun tutuklanması sırasında emniyetten alınan bilgilerinden de yararlanıldı. Cezayir'in güneybatısındaki Mali sınırına yakın Timiaouine kasabasındaki yetkili makamlar, Mays kod adlı terörist Hüseyin Veled Ammar Veled Mugniye'yi tutuklamayı başardılar.”

Bir teröristin itirafları
Cezayir resmi devlet televizyonu, teröristin tutuklanmasının ayrıntılarını anlattığı bir kayıt yayınladı.
Mays kod adlı terörist söz konusu video kaydında şunları söyledi:
"2016 yılında Mali’ye gittim. Şilte ve battaniye gibi yatak takımlarının bulunduğu bir mağaza açtım. Silahlı adamlar sık sık dükkanıma gelip ihtiyaç duydukları şeyleri satın alırlardı. Bir gün Fransız ordusuna mensup askerler gelip dükkanımı teftiş etti. Bir örtünün altında silah buldular. Beni askeri bir uçağa bindirip Bamako'ya götürdüler ve Malili yetkililere teslim ettiler. Yetkililer hakkımda araştırma yaptı ve beni hapse attı. Orada Tahir amca, Melik et-Tunusi ve Mustafa el-Cezairi gibi terör suçlaması ile hapis yatan insanlarla tanıştım. 2018 yılının sonundan Ekim 2020'ye kadar, esirlerin serbest bırakılması anlaşmasına kadar hapis yattım.”

Gerileme eğilimi
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü Abdülvehhab Hafyan, konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Fransa'nın esirlerin serbest bırakılması karşılığında fidye ödediği bilinen bir durum. Fransa’yı birinci derecede ilgilendiren konu vatandaşlarıdır. Fidye, Paris'in bazı faaliyetlerine göz yumması karşılığında bölgedeki uyuşturucu kaçakçıları tarafından finanse edilen paradan ödendi. 200'den fazla teröristin serbest bırakılmasına neden olan anlaşma, çıkarlarını önemseyen büyük güçlerin uyguladığı çifte standardın açık bir örneğidir. Büyük güçler bu anlaşmanın bölgede yaratacağı sonuçları dikkate almıyorlar. Bu, esas olarak krizin ömrünün uzamasına katkıda bulunacak. Şu anda ana oyuncular tarafından ortaya atılan slogan ‘çıkar politikası, menfaat, çıkarlara hizmet eden ilkeler’dir. Savunma Bakanlığı'nın eleştirisinin ardından Cezayir-Fransa ilişkilerinin karanlık bir tünele gireceğini düşünmüyorum. Bunu, Fransa'nın gerçekçi olduğunu ve Cezayir'in halen idealizm söylemini ve dilini benimsediğini gördüğüm için söylüyorum. Cezayir diplomasisi gerileme eğilimiyle karşı karşıya. Bu durum Fransa ve onunla birlikte olanların güvenliğini ve istikrarını bozarken Cezayir’i de buna seyirci kalmaya mecbur ediyor. Çözüm, Cezayir'in tepki vermek yerine harekete geçmesidir.”
Diğer yandan güvenlik güçleri üç hafta önce, Mustafa Dirar isimli bir teröristi ülkenin batısındaki Tilimsan şehrinde tutukladı.
Dirar kayda alınan açıklamalarında “2012 yılında Mali'nin kuzeyindeki El-Halil bölgesine gittim. Kısa bir süre içinde bir Tunuslu terörist eşliğinde çocuklara silah eğitimi verdim” dedi.

Kayıtsızlık
Güvenlik uzmanı gazeteci Abdullah Buzid konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bölgede yaşananlar, düşman tarafların Cezayir'i zayıflatma kampanyasında suç ortaklığı yaptıklarını gözler önüne seriyor. Mali anlaşması, Cezayir'i zayıflatma planı çerçevesinde gerçekleştirilen eylemlerden yalnızca biridir. Fransa daha önce, Cezayir'in tepkisini çekmemek için fidyeyi gizlice ödüyordu. Ancak durum değişti ve Fransa, Cezayir'in tutumuna karşı aleni bir şekilde kayıtsız ve ilgisiz kalmaya başladı. Cezayir'in tarihin önceki dönemleriyle ilişkili konum ve ilkelere bağlı kalmak yerine kendisini liderlik yıllarında bölgede ayrı tutması daha iyi olurdu. Zira dünya çok hızlı değişiyor ve buna ayak uydurmanız gerekir.”



Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.