‘Siyasi para’… Libya’daki iktidara bakış ve ‘Tunus diyaloğunun’ tehditleri

Geçen pazartesi günü sona eren, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun faaliyetlerinden bir görüntü (BM misyonu)
Geçen pazartesi günü sona eren, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun faaliyetlerinden bir görüntü (BM misyonu)
TT

‘Siyasi para’… Libya’daki iktidara bakış ve ‘Tunus diyaloğunun’ tehditleri

Geçen pazartesi günü sona eren, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun faaliyetlerinden bir görüntü (BM misyonu)
Geçen pazartesi günü sona eren, Tunus’taki Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun faaliyetlerinden bir görüntü (BM misyonu)

Libya’da ülkedeki bazı varlıklı isimlerin, ilk turu geçtiğimiz Pazartesi günü sona eren Tunus Diyalog Forumu’ndaki bazı katılımcılardan, gelecek başkanlık seçimleri için para karşılığında ‘oy almaya’ çalıştıkları yönünde çıkan haberler üzerine tepkiler arttı. Bu çerçevede politikacıların soruşturma çemberini genişletme ve ‘bu olaya karışanları’ forumun ikinci turuna dahil etmeme yönünde çağrılar yapıldı.
Tunus’ta siyasi diyaloğun ilk turuna katılan 56 Libyalı politikacı, geçtiğimiz Çarşamba günü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e seslendi. Politikacılar, ‘yozlaşmış uygulamalar’ ve ‘forumun çalışmaları sırasında yürütme otoritesinin aday gösterme sürecini etkileyen siyasi para kullanımı’ hususundaki rahatsızlıklarını dile getirdi. Politikacılar ayrıca, soruşturmaların en yüksek düzeyde şeffaf olması gerektiğini söylerken, bu olaya parmağı karıştığı tespit edilen herkesin, foruma katılımının yasaklanması çağrısı yaptı.
Bu çerçevede başsavcıdan bu duruma ilişkin acil bir soruşturma başlatmasını talep edenler ve Tunus’ta yaşananların ayrıntılarını ortaya çıkarmak için kamuoyuna yönelenler arasında, tepkiler ve siyasi diyaloğun çöküşüne ilişkin duyulan endişe farklılık gösterdi.
BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, geçtiğimiz Pazartesi günü forumun sonunda düzenlenen bir basın toplantısında, ‘başbakanlık pozisyonuna aday gösterme sürecinde’ yolsuzluk uygulamaları ve siyasi para kullanımıyla ilgili ‘ciddi iddiaların varlığı’ hakkında konuştu. Williams, o dönemde
iddiaların koşullarını ortaya çıkarmak için bu hususta bir soruşturma başlatıldığını söylerken, bazı tarafların cezalandırılması halinde ‘uluslararası yaptırımlara maruz kalacakları’ taahhüdünde bulundu.
Libyalı politikacı ve gazeteci Dr. Mustafa el-Fituri de “Yolsuzluk parasının önde gelen Libyalı kapitalistlerinden birinin, geçen hafta Tunus’taki diyaloğun bazı katılımcılarının oylarını satın almaya çalıştığı, iki güvenilir ve bağımsız kaynaktan kesin olarak doğrulandı” dedi. Fituri, teklif edilen meblağların oy başına 200 bin ila 500 bin euro arasında değiştiğini söyledi. Dr. Mustafa el-Fituri, bir basın açıklamasında BM misyonuna, ‘konu açıklığa kavuşana kadar şüphelilerin üyeliğini askıya alıp, bu konuları dikkatlice araştırma’ çağrısı yaptı. “Eğer misyon, diyaloğu resmi olarak sürdürmekte ısrar ederse, isimleri seçen unsur olduğu için şüphelileri derhal başka isimlerle değiştirmelidir. Rüşvet gölgesinde diyalog olmaz” diyen Fituri, diyalog üyelerinin, iki olayı soruşturmak için (olay Tunus’ta yaşandığı için) Tunus ve Libya’ya (şüphelilere) karşı ceza davası açması gerektiğine dikkati çekti. Dr. Mustafa el-Fituri, sessiz kalınmaması gerektiğini söylerken, “Buradaki sorumluluk dayanışmadır. Sessizliğin sonuçları felaket olur” dedi. Fituri ayrıca, “Libyalılar, genel olarak forumda katılımcı seçme yöntemi konusunda çekincelere sahip. Bu nedenle dürüst isimleri, rüşvetle ilişkilendirmeleri uygun değil” ifadelerini kullandı.
Politikacı, misyonun, 2510 sayılı karar uyarınca Libya’da barışçıl çözümü engelleyenleri cezalandırma kararları kapsamında ceza uygulamak için, rüşvet suçlamasıyla mahkum olanları Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) yönlendirmesi gerektiğini vurguladı. Fituri, rüşvetin, aynı zamanda bir engelleme girişimi olduğunu vurguladı.
Libyalı çoğu taraf bu olayla meşgul olurken 56 kişilik grup da ‘bu uygulamaların temelde ahlaki değerler ve dürüstlük kuralları ile uyumsuz olduğunu, aynı zamanda yürürlükteki ceza kanunlarının da ciddi bir ihlali olduğunu’ vurguladı. Grup, “Tarafların, Libya yasalarına tabi Libya vatandaşı olduğu ve Libya yargısının bu uygulamaları inceleme ve yargılama yetkisine sahip olduğu göz önüne alındığında olay, Libya hukukuna aykırıdır. Olay ayrıca, diyaloğun kendi ulusal topraklarında gerçekleşmesi nedeniyle Tunus devleti yasalarına da aykırıdır” ifadelerini kullandı.
Bu çerçevede Libyalı politikacı Süleyman el-Bayudi, Libya başsavcılığına, bu olayla ilgili acil bir soruşturma başlatması çağrısında bulundu. Bayudi, siyasi diyalog üyelerini de ‘toplu veya bireysel olarak medyada görünmeye ve gerçekleri ortaya çıkarmaya’ çağırdı. Yüksek Devlet Konseyi üyesi Saad bin Şerade, Rusya merkezli Sputnik ajansına yaptığı açıklamada, “Tunus’taki diyaloğun başarısızlıkları arasında bir kişiye bağlı bir grup ve başka bir kişiyi desteklemek için para alan başka bir grup var” dedi. Bin Şerade, “Olumlu nokta, seçimlerin gelecek yıl 24 Aralık’ta yapılması. Ancak sorun bu seçimlerin denetlenmesi ile ilgili” dedi.
Aynı şekilde Libyalı analist Abdurezzak el-Dehaş, diyaloğun başarılı olması gereken hususta başarıya ulaştığını ve şu an cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimleri için bir tarihin belirlendiğini söyledi. Dehaş, “Diyalog, başarısız olması gereken konuda, yani Libya’yı ‘her şeyi devirmek isteyen kasklar ve her şeye sahip olmak isteyen sarıklar arasında bölme’ hususunda ise başarısız oldu” değerlendirmesinde bulundu.
Şu anda siyasi ortamda hüküm süren kafa karışıklığı ortasında parlamento üyesi Milletvekili Halid el-Usta, Kanal 218’e yaptığı açıklamada, komitenin, ‘verilen rüşvetlerin yanı sıra üyelere yönelik doğrudan tehditler’ hakkında bilgi aldığını belirtti.
Usta, “Bazı komite üyeleri, bazı taraflardan istenmeyen adımlar atmaları halinde baskı ve tehditle karşılaştı. Çeşitli formatlarda doğrudan ve dolaylı tehdit mesajları mevcut” dedi.



İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamadan önce köy sakinlerine uyarıda bulundu

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).
TT

İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamadan önce köy sakinlerine uyarıda bulundu

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).

İsrail askeri sözcüsü Avichaiy Adraee, bugün Güney Lübnan sakinlerine, özellikle de Yanuh köyüne acil bir uyarıda bulundu.

X platformunda şunları yazdı: “İsrail Savunma Kuvvetleri, Hizbullah'ın bölgedeki faaliyetlerini yeniden kurma yönündeki yasaklı girişimlerine karşı koymak için yakın gelecekte Hizbullah'ın askeri altyapısına saldıracaktır.”

Adraee sözlerine şöyle devam etti: “Ekli haritada kırmızıyla işaretlenmiş bina ve bitişik binaların sakinlerine sesleniyoruz: Hizbullah tarafından kullanılan bir binanın yakınında bulunuyorsunuz ve güvenliğiniz için derhal tahliye olmalı, binadan ve çevredeki binalardan en az 300 metre uzaklaşmalısınız.”

Adraee, “İşaretlenmiş binaların bulunduğu bölgede kalmak sizi riske atar” uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi'nde çatışmanın başlamasıyla bir yıldan fazla süren karşılıklı bombardımanın ardından, geçen yıl kasım ayında ABD arabuluculuğuyla İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes sağlandı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan'daki mevzilerini kontrol etmeye devam ediyor ve ülkenin doğu ve güneyine yönelik saldırılarını sürdürüyor.


Suriye: Kuneytra'daki BM komitesi ‘İsrail ihlallerini’ belgeleyecek

İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)
İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)
TT

Suriye: Kuneytra'daki BM komitesi ‘İsrail ihlallerini’ belgeleyecek

İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)
İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)

İsrail güçleri, Suriye’nin güneyinde bulunan Kuneytra’nın güney kırsalındaki Sayda el-Hanut köyüne altı askeri araçla girdi. Aynı zamanda, İsrail ihlallerini belgelemek üzere bir Birleşmiş Milletler (BM) heyeti Kuneytra vilayetine ulaştı.

Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye bugün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin dört evi aradığını ve dört kontrol noktası kurduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçleri yaklaşık iki hafta önce Şam kırsalında Hermon Dağı eteklerinde bulunan Beyt Cin kasabasında 13 kişiyi öldürmüş, yaklaşık 25 kişiyi de yaralamıştı.

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana, Kuneytra ve Dera kırsalında İsrail’in neredeyse günlük olarak düzenlediği askeri adımlar kayda geçiyor. Bu operasyonlara bazı kişilerin gözaltına alınması da eşlik ederken, gözaltına alınanlardan bir kısmının daha sonra serbest bırakıldığı, diğerlerinin ise halen tutulduğu belirtiliyor.

Şam kırsalındaki Beyt Cin kasabasında operasyon düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)Şam kırsalındaki Beyt Cin kasabasında operasyon düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)

El-İhbariye’ye göre, İsrail ordusuna ait askeri noktalar, Hermon Dağı zirvesinden başlayarak Dera vilayetine komşu olan Yermuk Havzası’na kadar uzanıyor. Kuneytra’da sekiz, Dera’da ise bir İsrail askeri üssü bulunuyor.

Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)

Öte yandan BM’ye bağlı bir gerçekleri araştırma komitesi, bugün sabah saatlerinde Kuneytra vilayetine ulaştı.

Kuneytra Valiliği’nden yapılan açıklamada, heyetin görevinin, ‘İsrail işgal güçlerinin sivillere ve mülklerine yönelik ihlallerini belgelemek’ olduğu belirtildi.

 Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)

BM heyetinin, perşembe günü Kuneytra kırsalındaki Han Arnabe kasabasından bazı sakinlerle bir araya gelerek ‘İsrail işgal güçlerinin ihlallerini’ yerinde incelediği bildirildi.


Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.