Lübnan’da bağımsızlık kutlamaları koronavirüs nedeniyle iptal edildi

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, 20 Kasım’da Beyrut yakınlarındaki el-Yerze karargahında Fransa Genelkurmay Başkanı François Lecointre ile bir araya. Geldi. (AFP)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, 20 Kasım’da Beyrut yakınlarındaki el-Yerze karargahında Fransa Genelkurmay Başkanı François Lecointre ile bir araya. Geldi. (AFP)
TT

Lübnan’da bağımsızlık kutlamaları koronavirüs nedeniyle iptal edildi

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, 20 Kasım’da Beyrut yakınlarındaki el-Yerze karargahında Fransa Genelkurmay Başkanı François Lecointre ile bir araya. Geldi. (AFP)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, 20 Kasım’da Beyrut yakınlarındaki el-Yerze karargahında Fransa Genelkurmay Başkanı François Lecointre ile bir araya. Geldi. (AFP)

Hassan Diyab’ın Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos’ta meydana gelen patlamanın ardından başbakanlık görevinden istifa etmesi ve ardından henüz hükümetin kurulmaması nedeniyle Lübnan’daki belirsizlik sürüyor. Ülke, iinde bulunduğu bu zor dönemde, yarın kutlama yapılmaksızın bağımsızlık yıl dönümünü anacak.
Yeni bir hükümetin kurulamaması, hükümeti kurmakla görevli Saad Hariri’nin göreve gelmesinden 1 ay sonra Lübnan sahnesini saran en önemli krizlerden biri olarak görülüyor. Sosyal ve ekonomik alanlarda krizlerin kötüleştiği göz önüne alındığında çözüm, uluslararası toplumun isteklerini karşılayan, reformları uygulayan ve uluslararası toplumun Lübnan’a yardım sağlamasına izin veren bir hükümetten geçiyor.
Yeni talepler ve engeller, siyasi çevrelerde genel hoşnutsuzluğa neden oluyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Lübnan’ın 22 Kasım 1943’te bağımsızlığını kazanması sonrasında kurulan ilk hükümete atıfta bulunarak yaptığı kısa açıklamada “Bağımsızlık, bir hükümetle başladı” ifadesini kullandı. Ardından “Biz neredeyiz?” diye sordu.
Maruni Patriği Beşara er-Rai, 20 Kasım’da yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Lübnan’da, normal koşullarda yaşamıyoruz. Bir yıllık karışıklıktan sonra bir hükümetin kurulamaması bunun kanıtıdır. Bir devrime tanık olduk. Hükümet istifa etti. Ardından koronavirüs salgını baş gösterdi. Daha sonra Hassan Diyab hükümeti, içeride ve dışarıda kabul görmedi. Kendisi bu yüzden istifa etti. Mustafa Edip hükümeti kuramayarak istifasını verdi. Beyrut’un yarısının yıkıldığı, kurbanların verildiği ve devletin sadece pozisyon ve kotalar için savaşmakla ilgileniyor gibi göründüğü bir dönemde Saad Hariri geldi ama o da yapamadı. Sanki başka bir dünyada yaşıyormuşuz gibi. Sadece iç sebepler değil, dış sebepler de var. Bu sebepler, geçen pazar günkü vaazda şu soruyu sormamıza neden oldu: Büyük Lübnan’ın doğuşundan 100 yıl sonra ülkeyi devirme süreciyle mi karşı karşıyayız?”
Lübnan’daki mevcut siyasi eylem yönetimini ‘kimseyi istisna tutmadan’ kınayan Rai sözlerine şöyle devam etti:
“Hepsi bu durumdan sorumludur. Ülkenin tamamının uçup gittiği bir zamanda kimse çıkarlarını feda etmeye hazır değildi. Devleti yağmaladınız, para elde ettiniz. Açlığın ve işsizliğin ne olduğunu anlamıyorsunuz, çünkü çalışmıyor ve diğer ülkelerden iş alıyorsunuz.”
Aynı şekilde Melkite Rum Katolik Topluluğu Yüksek Konseyi de bankaların, hastanelerin, eczanelerin ve okulların kapılarında aşağılanan bir halk ile kotalar için çatışan, Lübnan’ı destekleyen devlet ve kurumlara taviz vermeyi, açılım yapmayı ve iş birliğinde bulunmayı reddeden bir halk arasında uçurumun arttığını bildirdi. Açıklamada hükümetin kurulması konusunda yaşanan gecikmeye itiraz edildiği vurgulandı.
Diğer yandan ülkedeki bağımsızlık kutlamaları koronavirüs nedeniyle iptal edilirken Cumhurbaşkanı Mişel Avn bu akşam, bağımsızlığın 77’inci yıl dönümü münasebetiyle, son gelişmeler çerçevesinde güncel durumu ele aldığı bir açıklama yapacak.
Bağımsızlığın 77’inci yıldönümünde Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn da orduya bugün için talimatlar verdi. “Bugün, resmi ve halk desteğiyle askeri kuruluş, düşman İsrail ile sınırları çizme savaşına giriyor” dedi. Ulusal egemenliğin ihmal edilmediğini belirten Avn, ‘iç barışı bozanlara müsamaha gösterilmeyeceğini’ vurguladı.
General Joseph Avn askerleri, Lübnan’ın düşmanları karşısında tamamen uyanık ve hazırlıklı olmaya çağırdığı açıklamasında şunları söyledi:
“Düşman İsrail, topraklarımıza saldırmak için tehditler savurmakta tereddüt etmiyor. Bize yönelik saldırgan niyetleri sonlanmadı. Terör hücreleri, iç istikrarımızı sarsmayı planlamaktan vazgeçmedi. Bu tehlikelerle mücadele etmek ve çekişmeyi durdurmak zorundasınız. Vatanın güvenliğini ve istikrarını bozanlara müsamaha göstermeyin. Ulusal çıkarlara zarar vermeye ve iç barışı bozmaya çalışanlara geçit vermeyin.”



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.