Japonya’da yeni Kovid-19 dalgası hükümete geri adım attırdı

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Japonya’da yeni Kovid-19 dalgası hükümete geri adım attırdı

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Japonya Başbakanı Yoshihide Suga, ekonomiyi canlandırmak için hayata geçirilen hükümet destekli "seyahate çık" kampanyasının yüksek sayıda koronavirüs vakası görülen bölgelerde askıya alınacağını açıkladı.
Japonya'da dört ardışık gün boyunca rekor seviyede Kovid-19 vakası tespit edilmesinin ardından, Japonya hükümeti ekonomiyi canlandırmak için hayata geçirilen ancak salgın endişesi nedeniyle eleştirilerin hedefi olan "seyahate çık" kampanyası ile ilgili geri adım attı. Japonya Başbakanı Yoshihide Suga vaka sayısının fazla olduğu bölgelerde sübvansiyon programının askıya alınacağını duyurdu. Koronavirüs ile mücadele kapsamında kurulan hükümet görev gücü toplantısında konuşan Suga, riskli bölgelere kampanya kapsamında yapılacak yeni seyahatler için rezervasyon kabulünün durdurulacağını söyledi.

"İşbirliği şart"
Hükümet tarafından hayata geçirilen bir diğer sübvansiyon programı olan "yemeğe çık" kampanyasına da değinen Suga, eyalet yönetimlerinden program kapsamında sağlanan indirim kuponlarının dağıtımının durdurulmasını değerlendirmelerini isteyeceğini belirtti. Suga, "Daha sert tedbirler gerektiren durumlardan kaçınmak için halkın işbirliği şart" ifadelerini kullandı.
Japonya’da dört ardışık gün boyunca rekor kıran vaka sayısı dün 2 bin 596 olmuş, 12 kişinin daha yaşamını yitirmesiyle ölü sayısı bin 994'e yükselmişti. Salgında yeni dalga endişeleri karşısında hükümetin seyahat sübvansiyonları eleştirilerin hedefi olurken, kamuoyunun bazı kesimleri salgına rağmen yalnızca ekonomik tedbirlerin önemsenmesine tepki göstermişti.
Japonya Başbakanı Yoshihide Suga geçtiğimiz Cuma yaptığı açıklamada eleştirilere rağmen iç turizmi canlandırmaya yönelik "seyahate çık" kampanyasının devam edeceğini söylemiş, ilgili uzmanların görüşlerini dikkate alarak kampanyayı gözden geçirdiklerini ifade etmişti. Suga, "Uygun şekilde sürdürmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullanmıştı.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”