İran'da koronavirüs kısıtlamaları sonrası 5 bin sürücüye ceza

Tahran'da koruyucu maske takan İranlı kadınlar (EPA)
Tahran'da koruyucu maske takan İranlı kadınlar (EPA)
TT

İran'da koronavirüs kısıtlamaları sonrası 5 bin sürücüye ceza

Tahran'da koruyucu maske takan İranlı kadınlar (EPA)
Tahran'da koruyucu maske takan İranlı kadınlar (EPA)

İran'da Cumartesi günü başlayan koronavirüs kısıtlamaları sonrası başkent Tahran'da araç trafiği yüzde 80 azalırken, ülke genelinde şehirler arası seyahat yasaklarını ihlal ede 5 bin sürücüye cezai işlem uygulandı.
İran'da Cumartesi günü başlayan koronavirüs kısıtlamaları üçüncü gününde uygulanmaya devam ediyor. Yasak kapsamında 25 eyalet merkezinde zorunlu olmayan iş yerleri kapatılırken, kırmızı ve turuncu eyaletlere seyahat yasağı getirildi. Başkent Tahran'da ise akşam 21.00'den sabah 04.00'e kadar şehir için trafiğe yasak getirilirken, Tahran Emniyet Müdürlüğü başkentte trafiğin yüzde 80 oranında azaldığını açıkladı. İran Emniyet Müdürü Seyyid Kemal Hadinefer, ülke genelindeki kısıtlamalara ilişkin açıklamasında kırmızı ve turuncu eyaletlerde uygulanan şehirler arası seyahat yasağı sonrası 5 bin sürücüye cezai işlem uygulandığını belirterek, "Emniyet güçleri ülkenin bin 181 noktasında konuşlandırıldı. Kırmızı eyaletler arasındaki seyahatlerde gözle görülür bir düşüş yaşandı. Son 24 saat içerisinde 156 bin araca geri dön uyarısı verdik" dedi.
İran Sağlık Bakan Yardımcısı İreç Herirçi ise katıldığı bir televizyon programında, halkın kısıtlamalara uymaması halinde ölüm oranlarında artış yaşanacağı uyarısında bulunarak, "Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden bir kişi 100 ila 200 kişiye virüsü bulaştırıyor" ifadesini kullandı.
Herirçi, koronavirüs teşhisi alanların kendilerini karantinaya almak zorunda olduklarını belirterek, "Maalesef koronavirüs testi pozitif çıkmasına rağmen halkın yüzde 20 ila 25'i halkın arasına karışıyor ve kendilerini karantinaya almıyorlar. Bu durum işimizi çok zorlaştırıyor" dedi.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP