ABD’nin B-52 bombardıman uçaklarının Ortadoğu'ya verdiği mesajlar

ABD, Trump'ın görev süresi bitmeden önce Tahran'a saldırma niyetinde olduğuna dair haberlerin ortaya çıkmasından günler sonra, B-52H tipi stratejik bombardıman uçaklarını Ortadoğu'ya gönderdi.

ABD Başkanı Trump ve First Lady Melania, Bağımsızlık Günü kutlamalarında B-52 bombardıman uçaklarının geçişini izlediler. (AFP)
ABD Başkanı Trump ve First Lady Melania, Bağımsızlık Günü kutlamalarında B-52 bombardıman uçaklarının geçişini izlediler. (AFP)
TT

ABD’nin B-52 bombardıman uçaklarının Ortadoğu'ya verdiği mesajlar

ABD Başkanı Trump ve First Lady Melania, Bağımsızlık Günü kutlamalarında B-52 bombardıman uçaklarının geçişini izlediler. (AFP)
ABD Başkanı Trump ve First Lady Melania, Bağımsızlık Günü kutlamalarında B-52 bombardıman uçaklarının geçişini izlediler. (AFP)

Ahmed Abdulhakim
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya dün gerçekleştirdiği yurt dışı gezisine eşlik eden ABD'li bir yetkili, Beyaz Saray'daki son günlerini geçiren ABD Başkanı Donald Trump ve yönetiminin İran’a uygulanan ‘azami baskı’ politikaları çerçevesinde Tahran'ı caydırmaya yönelik hamlelerini artırdığını bildirdi. Yönetimin, yeni Başkan Joe Biden ve ekibinin bu konudaki yaklaşımı sürdürmesini umarak hamlelerine hız verdiğini vurguladı.
Tahran, ABD’nin eski Başkan Barack Obama döneminde imzalanan ve Trump'ın çekildiği nükleer anlaşmaya geri dönmesi ve son üç yıldır Washington tarafından kendisine uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması umuduyla Trump'ın yönetimdeki kalan günlerini saymaya devam ediyor. ABD ise ‘saldırganlık’ olarak nitelediği eylemleri caydırmak amacıyla ‘uzun bir görev’ için B-52H tipi stratejik bombardıman uçaklarını Ortadoğu'ya gönderdi.
Bu gelişme, Başkan Trump’ın, önümüzdeki haftalarda İran'daki büyük bir nükleer sahayı hedef almak için ABD’li komutanlarla önlerindeki seçenekleri görüşmeyi istediğine dair birkaç gün önce basına sızan bilgilerin ardından yaşandı. Ancak komutanların, Trump’ı böyle bir adım atmaktan vazgeçirdikleri biliniyor.

B-52 bombardıman uçakları Ortadoğu'da
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’ndan (CENTCOM) 21 Kasım cumartesi akşamı yapılan açıklamada, Kuzey Dakota eyaletindeki Minot Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki uzun menzilli B-52H Stratofortress stratejik bombardıman uçaklarının aynı gün Ortadoğu’ya gönderileceği bildirildi.
CENTCOM açıklamasında uçakların ‘uzun bir görev’ için gönderildiği ve bu adımın hedefinin ‘Ortadoğu’daki saldırgan eylemleri caydırmak ve ABD'nin ortaklarını ve müttefiklerini rahatlatmak’ olduğu belirtildi. Washington’ın herhangi bir çatışmaya neden olmak istemediğinin altı çizilen açıklamada “yine de ABD’nin dünyadaki olası herhangi bir acil duruma müdahale etmeye kararlı olduğu” vurgulandı.
Bölge genelinde denizcilik ve ticaret faaliyetlerinin serbestliğini koruma taahhüdüne dikkat çekilen açıklamada, sürdürülen görevin ABD ordusunun kısa sürede dünyanın herhangi bir yerinde muharebe hava gücünü konuşlandırma ve bölgesel istikrar ve güvenliğin korunmasına yardımcı olmak için CENTCOM operasyonlarına entegrasyon yeteneğini kanıtladığı belirtildi.
New York Times’ın haberine göre ABD'nin en son adımı, Başkan Donald Trump’ın görev süresinin 20 Ocak’ta sonlanmasından önce İran’a askeri bir saldırı başlatmaya niyetlenmesine kadar varan ve Washington ile Tahran ve müttefikleri arasında son haftalarda artan gerilim çerçevesinde atıldı. CENTCOM Komutanı Orgeneral Kenneth F. McKenzie geçtiğimiz perşembe günü yaptı açıklamada “İran'ın kötü niyetli faaliyetleri, bölgedeki komşularını istikrarsızlaştırıyor ve küresel güvenliği ve ticareti tehdit ediyor” dedi.
Gazetenin haberine göre Başkan Trump danışmanlarına, İran'daki büyük bir nükleer tesisi hedef alma seçenekleri olup olmadığını sordu. Fakat danışmanları Trump’ı askeri bir saldırı başlatma fikrinden vazgeçirdiler. Gazetenin kimliğini açıklamadığı ve aralarında görevlilerin de bulunduğu dört ABD’li yetkili yaptıkları açıklamada,  Trump’ın uluslararası müfettişlerin İran'ın nükleer stokunun arttığını açıklamasından bir gün sonra Oval Ofis'teki bir toplantıda danışmanlarıyla konuyu tartıştığını aktardılar.
Başkan Yardımcısı Mike Pence, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Savunma Bakanı Vekili Christopher Miller ve Genelkurmay Başkanı Mark Milley dahil olmak üzere bir grup ABD’li yetkilinin, Başkan Trump’a İran’daki nükleer tesislere yönelik askeri bir saldırı başlatmanın başkanlığının son haftalarında kolaylıkla tam ölçekli bir çatışmaya dönüşebileceği uyarısında bulundukları belirtildi. Haberde ayrıca gerek füzeli gerekse siber olmak üzere herhangi bir olası saldırının Natanz Nükleer Tesisi’ni hedef almasına kesin gözüyle bakıldığı vurgulandı.

Washington ‘azami baskı’ politikasının sürmesini istiyor
Diğer yandan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya yurt dışı gezisinde eşlik eden ABD'li bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin Biden yönetimin de İran dosyasına yönelik yaklaşımı sürdürmesi ve İran’a uygulanan azami baskı politikasına devam etmesini umduğunu söyledi.
AFPnin haberine göre adının açıklanmasını istemeyen yetkili, Abu Dabi'de (Pompeo'nun Avrupa ve Ortadoğu turundaki duraklardan biri) verdiği demeçte “Trump yönetiminin birkaç yıldır İran'a uygulanan azami baskı politikasına odaklandığı herkesçe biliniyor” açıklamasında bulundu. Azami baskı politikasını ‘rejimi bölgedeki Tahran yanlısı silahlı gruplara gidecek milyarlarca dolardan mahrum bırakan muazzam bir başarı’ olarak nitelendiren yetkili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“ABD yönetiminin İranlıları normal bir devlet gibi davranmaya teşvik etmek için üzerinde oldukça çok çalıştığı bu etkinin sürdürülmesini umuyorum. Tahran rejimi kasım ayında, yani Biden'ın kazandığı başkanlık seçimleriyle bir değişiklik olmasını umuduyla bütçesini halkı için kullanmak yerine milislere para dağıtmayı tercih ederek halkı büyük zorluklara göğüs germeye zorladı. Takipteyiz. Bekleyip neler olacağını göreceğiz.”
Trump yönetiminin 20 Ocak'a kadar görevde olduğunu ve İran'a uygulanan yaptırımlara atıfta bulunarak politikalarını sonuna kadar uygulamaya devam edeceğini söyleyen yetkili, yönetimin tartışılmakta olan askeri harekat seçeneğini saklı tuttuğuna işaret etti.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo iki gün önce İsrail gazetesi Jerusalem Post’a verdiği röportajda “Tüm seçenekler masada” ifadelerini kullandı. Pompeo röportajdan birkaç saat önce İsrail'den yaptığı açıklamada, İran rejimine yönelik azami baskı kampanyasının halen çok etkili olduğunu vurgulayarak, “Önümüzdeki haftalarda ve aylarda İran'a yeni yaptırımlar uygulayacağız” dedi.

Tahran gelişmeleri nasıl görüyor?
İran’ın tutumu ile diplomasi ve ABD'nin daha hızlı gelişmesine yönelik askeri tehditler arasında bir tezatlık söz konusu. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami’nin İran'ın ‘hayati çıkarlarını savunmak için belirli bir coğrafi bölgeye bağlı olmayacağını’ duyurmasından üç gün sonra dün Tahran, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün ağzından Kasım Süleymani suikastı de dahil olmak üzere ABD’nin kendisine karşı işlediği ‘suçların’ iki ülke arasında ‘dikkatli bir düşünmeye’ dayalı iletişimi engellemeyeceğini açıkladı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade dün düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
"ABD ve İran gibi Birleşmiş Milletler (BM) üyesi iki ülke arasında dikkatli düşünmeye dayalı bir iletişim olması doğaldır. Ancak bu, İran'ın bu suçları unuttuğu anlamına gelmez. ABD’den talep ettiklerimizle ilgili bir değişik söz konusu değildir.”
DMO Genel Komutanı Hüseyin Selami, The New York Times tarafından yayımlanan ‘bilgilerden’ günler sonra perşembe günü yaptığı ve DMO medya birimi Sepah News tarafından aktarılan açıklamasında, ülkesinin ‘güvenliği ve hayati çıkarlarını savunmak için belirli bir coğrafi bölgeye bağlı olmayacağını’ vurguladı. Selami, ‘füze sistemleri’ ile donatılmış, helikopterler ve insansız hava araçları (İHA) için piste sahip olan ve okyanus aşabilen ‘Şehit Rudeki’ gemisinin Devrim DMO Donanması filosuna eklendiği törende yaptığı konuşmada “Biri çıkıp bu insanların çıkarlarını tehdit etmek isterse yeryüzünde kendisine güvenli bir nokta bulamayacağı kesindir” ifadelerini kullandı.
Selami sözlerini şöyle sürdürdü:
“Stratejimiz savunmaya yöneliktir. Yani savunma stratejimize saldırı taktiklerinin eşlik etmesi dışında hiçbir ülke için herhangi bir tehdit oluşturmayız.”

 B-52 bombardıman uçakları ilk olarak 1948'de nükleer silah taşıyıcısı olarak tasarlandı. Daha sonra görev tanımları gelişti. (AFP)
ABD'nin B-52H Stratofortress stratejik bombardıman uçakları hakkında bilinenler

Uzun menzilli ve süpersonik, jet motorlu B-52 tipi Stratofortress stratejik bombardıman uçakları ABD'nin Soğuk Savaş dönemi silahlarından biri olarak biliniyor. B-52 tipi uçaklarının 700’ü söz konusu dönemde üretildi. Havada yakıt ikmaline gerek kalmadan 8 bin 800 mili aşkın savaş menziline sahip olan ve nükleer bomba taşıması için tasarlanan bombardıman uçağı 35 tona ulaşan büyük bomba ve mühimmat kapasitesi sayesinde ABD’nin havadaki en büyük gücü olarak biliniyor.
B-52’yi üreten ABD’li dev uçak üreticisi Boeing’in internet sitesine göre söz konusu uçaklar ilk kez 1948 yılında, nükleer bomba taşıması için tasarlandı. Ancak daha sonra uzun menzilli stratejik bombardıman uçağına dönüştürüldü. Uzunluğu 49 metre olan uçağın kanatları arasındaki mesafe 56 metreye ulaşıyor. Uçağın ağırlığı ise 83 tonun üzerinde. Maksimum 219 bin 600 kilogram ağırlık ile kalkış yapabiliyor.
Bombardıman uçağının gücü, 17 bin metre yükseklikte saatte 960 kilometre hızda uçabilen kanatlara eşit olarak dağıtılmış sekiz helikopter motoruna dayanıyor. Bombalar, akıllı silahlar, mayınlar ve füzeler gibi yaklaşık 31 bin 500 kilogram ağırlığında çeşitli mühimmatları taşıma ve bırakma kabiliyetine sahip. Ayrıca nükleer füzeler ve konvansiyonel mühimmat da taşıyabiliyor.
B-52 bombardıman uçakları, 1991 yılında Vietnam Savaşı ve Kuveyt Savaşı sırasında ‘halı bombardımanı’ olarak isimlendirilen saldırıları gerçekleştirdi. Bu uçaklar bazı görevlerde ABD’den havalanarak Irak'taki hedefleri bombaladıktan sonra ABD’nin Hint Okyanusu'ndaki Diego Garcia Üssü’ne iniyorlardı. Uçaklar ayrıca ABD’nin 2001 yılında Afganistan'ı işgali sırasında da yoğun olarak kullanıldı.



İtalya: Yüksek Mahkeme, Kuzey Akım saldırılarında şüphelinin iadesini reddetti

Kuzey Akım 2 boru hattından sızan gaz kabarcıkları, Danimarka'nın Bornholm adası yakınlarındaki Baltık Denizi'nin yüzeyine yükseliyor (Reuters)
Kuzey Akım 2 boru hattından sızan gaz kabarcıkları, Danimarka'nın Bornholm adası yakınlarındaki Baltık Denizi'nin yüzeyine yükseliyor (Reuters)
TT

İtalya: Yüksek Mahkeme, Kuzey Akım saldırılarında şüphelinin iadesini reddetti

Kuzey Akım 2 boru hattından sızan gaz kabarcıkları, Danimarka'nın Bornholm adası yakınlarındaki Baltık Denizi'nin yüzeyine yükseliyor (Reuters)
Kuzey Akım 2 boru hattından sızan gaz kabarcıkları, Danimarka'nın Bornholm adası yakınlarındaki Baltık Denizi'nin yüzeyine yükseliyor (Reuters)

İtalya Yüksek Mahkemesi, Kuzey Akım doğalgaz boru hattına yönelik saldırıların planlayıcısı olduğundan şüphelenilen Ukrayna vatandaşının Almanya'ya iadesini durdurdu. Şüphelinin avukatı dün Alman Basın Ajansı'na yaptığı açıklamada, mahkemenin Ukrayna vatandaşının iadesini durdurduğunu söyledi.

Roma'daki Yargıtay, alt mahkemenin kararını beklenmedik bir şekilde bozdu. Dava şimdi yeni bir karar için başka bir mahkemeye yeniden gönderilecek.

Kimliği Serhiy K. olarak belirlenen şüpheli, ağustos ayı sonlarında ailesiyle tatildeyken tutuklandı. Alman savcılar, 49 yaşındaki şüpheliyi bir patlamaya ve anayasaya aykırı sabotaj eylemine karışmakla suçluyor.

Eylül 2022'de gerçekleşen saldırılar, iki boru hattını kapatarak uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. Dört boru hattından üçünde sızıntı tespit edildi.

Kuzey Akım 1 boru hattının Rusya'dan doğrudan Almanya'ya gaz taşıdığını belirtmekte fayda var. Kuzey Akım 2 boru hattı ise Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesi nedeniyle kapatılmıştı.


Beyaz Saray, hükümetin kapanması nedeniyle 10 bin kişinin işten çıkarılmasını bekliyor

Beyaz Saray'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Beyaz Saray'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, hükümetin kapanması nedeniyle 10 bin kişinin işten çıkarılmasını bekliyor

Beyaz Saray'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)
Beyaz Saray'ın genel görünümü (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray, dün yaptığı açıklamada, Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'ın Demokratlar üzerindeki baskısını artırması nedeniyle hükümetin kapanması sırasında muhtemelen en az 10 bin federal çalışanı işten çıkaracağını duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın AP'den aktardığına göre Kongre harcama anlaşmazlığını çözmede hareket etmezken, Trump buna karşılık olarak iş gücüne baskı yapma tehditlerini yerine getirebilir. Bu arada hükümetin kapanması üçüncü haftasına girdi.

Beyaz Saray Yönetim ve Bütçe Ofisi Direktörü Russell Vought, The Charlie Kirk Show'a verdiği röportajda beklenen işten çıkarma sayısı sorulduğunda, "Sanırım 10 binin üzerinde işten çıkarmayla sonuçlanacağız" dedi. Vought, "Bürokrasiyi mümkün olduğunca ortadan kaldırmak için çok agresif olmak istiyoruz" ifadesini kullandı.

Adalet Bakanlığı tarafından mahkemeye sunulan belgeler, cuma günü 4 binden fazla çalışanın işten çıkarıldığını ve en çok etkilenenlerin Hazine, Sağlık, Eğitim ve Konut bakanlıkları olduğunu gösteriyor.

Vought, bunun yalnızca "genel bir bakış" olduğunu ve daha fazlasının olacağını açıkladı.

Trump, Demokratların kasım ayı sonuna kadar hükümete fon sağlama kararını desteklemeyi reddetmeye devam etmesinin, muhalefet partisine sadık olduğu düşünülen çalışanların toplu işten çıkarılmalarına yol açacağı konusunda uyardı.

ABD Başkanı, krizin gıda bankalarında uzun kuyruklar oluşmasına yol açması nedeniyle, maaşlarından ilk kez mahrum kalacak askerlerin maaşlarının ödenmesi için bir yol bulacağına söz verdi.


İsrail'den Trump yönetimine: Hamas, rehinelerin cesetlerini kurtarmak için yeterli çaba göstermiyor

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne ait araçların gelişi ve dün akşam teslim edilen iki İsrailli rehinenin naaşlarının taşınması sırasında El-Kassam Tugayları mensupları (EPA)
Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne ait araçların gelişi ve dün akşam teslim edilen iki İsrailli rehinenin naaşlarının taşınması sırasında El-Kassam Tugayları mensupları (EPA)
TT

İsrail'den Trump yönetimine: Hamas, rehinelerin cesetlerini kurtarmak için yeterli çaba göstermiyor

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne ait araçların gelişi ve dün akşam teslim edilen iki İsrailli rehinenin naaşlarının taşınması sırasında El-Kassam Tugayları mensupları (EPA)
Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne ait araçların gelişi ve dün akşam teslim edilen iki İsrailli rehinenin naaşlarının taşınması sırasında El-Kassam Tugayları mensupları (EPA)

Axios, İsrailli ve Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, İsrail'in çarşamba günü Trump yönetimine Hamas'ın rehinelerin cesetlerini kurtarmak için yeterli çaba göstermediğini ve Gazze anlaşmasının bu durum değişmeden bir sonraki aşamaya geçmesinin zor olacağını bildirdiğini aktardı.

Kaynaklar, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in dün Trump'ın elçileri Steve Witkoff ve Jared Kushner ile görüştüğü ve Hamas'ı cesetleri iade etme konusunda "kasıtlı olarak ağırdan almakla" suçladığını ifade etti.

İki İsrailli yetkili, İsrail'in ABD'ye Hamas'ın iddia ettiğinden daha fazla sayıda cesede erişebildiğine dair istihbarat sağladığını söyledi.

Axios, Hamas'ın önceki gün üç rehinenin, dün de iki rehinenin daha cenazelerini teslim etmesiyle ateşkes anlaşmasıyla ilgili bir krizin son 24 saat içinde önlendiğini ve 28 cenazeden dokuzunun teslim edildiğini belirtti.

ABD haber sitesine göre, İsrail, Gazze'ye girişine izin verilen yardım kamyonlarının sayısını yarıya indirme ve Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Refah sınır kapısını kapalı tutma tehditlerinden geri adım attı.

Hamas bugün yaptığı açıklamada, anlaşmaya uyduğunu ve ulaşabildiği tüm canlı tutukluları ve cesetleri teslim ettiğini belirtti. "Kalan cesetleri aramak ve kurtarmak için önemli çabalar ve özel ekipman gerekecek."

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre İsrailli yetkililer, az sayıda cesedin yerini tespit etmenin zorluğunu kabul ediyor, ancak 15 ila 20 cesedin hızla teslim edilebileceğini iddia ediyorlar.

Web sitesinde, ABD'nin ateşkes anlaşmasının bir sonraki aşaması için müzakerelere başlamak ve Gazze'yi kimin yöneteceği gibi hassas konuları ele almak istediği belirtildi. Ancak İsrailli yetkililer, rehinelerin kalıntılarının iadesi konusunda ilerleme kaydedilmeden bir sonraki aşamaya geçmenin zor olacağı konusunda uyarıyor.

ABD'li bir yetkili, "Hamas tüm cenazeleri iade edecek, ancak bu zaman alacak. Üzerinde çalışmaya devam edeceğiz, ancak anlaşmanın çökmesine izin veremeyiz" ifadelerini kullandı.

İsrailli yetkililer, İsrail'in ABD yönetimine, Hamas'ın silahsızlanmasını ve iktidarı bırakmasını, İsrail'in ise Gazze'den çekilmeyi genişletmesini öngören anlaşmanın ikinci aşamasına geçme taahhüdünü bildirdiğini belirtti.

Ancak yetkililer, cenazelerin hızlı bir şekilde iade edilmesi halinde ikinci aşamaya geçişin daha hızlı olacağını vurguluyor.