İran rejimi Afrika Kıtası’na nasıl sızdı?

Tahran, suikast planlarından milis ordularını eğitmeye kadar, siyasi gücünü düşmanlarına karşı güçlendirmek umuduyla Afrika'daki nüfuzunu artırmaya devam ediyor

Tahran, savaşçıları Ortadoğu'da savaşmaları için eğiterek ve siyasi hedeflerine ulaşmak için milisleri finanse ederek Afrika'daki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
Tahran, savaşçıları Ortadoğu'da savaşmaları için eğiterek ve siyasi hedeflerine ulaşmak için milisleri finanse ederek Afrika'daki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
TT

İran rejimi Afrika Kıtası’na nasıl sızdı?

Tahran, savaşçıları Ortadoğu'da savaşmaları için eğiterek ve siyasi hedeflerine ulaşmak için milisleri finanse ederek Afrika'daki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)
Tahran, savaşçıları Ortadoğu'da savaşmaları için eğiterek ve siyasi hedeflerine ulaşmak için milisleri finanse ederek Afrika'daki nüfuzunu artırmaya çalışıyor (Reuters)

El-Anud en-Nuhayt
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kasım Süleymani'nin öldürülmesi emrini vermesinden bu yana Batılı ajanlar, İran'ın nasıl bir misilleme yapılacağını öğrenmeye çalışırken ihtimallerle ile ilgili en üst düzeyde alarm durumuna geçtiler.  Bazıları, bu misillemenin Tahran'ın yıllar boyu kurduğu ve yerel yönetimler tarafından çok az incelemeye tabi tutulan gizli ağlarının olduğu Afrika'da gerçekleşebileceğine inanıyorlar.

Gizli ağlar
The Economist dergisi, son yıllarda İran'ın Afrika Kıtası’ndaki yerel yönetimlerin kontrolü dışında gizli ağlar kurduğunu ortaya koydu. Dergi, 2013 yılında Nijerya polisinin üç Lübnanlıyı tutukladığını ve kuzeydeki en büyük şehir olan Kano'da bir silah deposu bulduğunu bildirdi. Tutuklanan Lübnanlıların üçü de Hizbullah ve İran'ın Lübnan’daki siyasi kolunun üyesi olduklarını kabul ettiler. Ayrıca İsrail büyükelçiliğine ve diğer Batılı ülkelere ait hedeflere saldırmayı planladıklarını söylediler.

İranlılar 15’er yıl hapis cezasına çarptırdılar.
Kenya polisi ise bir yıl önce Mombasa şehrindeki bir golf sahasında saklanmış patlayıcıların sahibi iki İranlıyı tutukladı. Batı ülkelerine ait hedeflere saldırı hazırlığında olmakla suçlanan İranlılar 15’er yıl hapis cezasına çarptırdılar.
Tutuklu İranlılar için yasal itirazda bulunmak üzere 2016 yılında iki İranlı, Kenya’nın başkenti Nairobi'ye gönderildi. Ancak onlar da İsrail büyükelçiliğine saldırı hazırlığında oldukları suçlamasıyla sınır dışı edilmek üzere tutuklandılar. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Kenya polisi geçtiğimiz yıl iki kişinin, İran büyükelçisini kandırarak büyükelçiye hükümlüleri serbest bıraktırabileceklerini söylediklerini açıkladı. Ancak büyükelçi bu açıklamayı reddetti.

Kudüs Gücü'nün hataları
Bu hataların ana sebebinin İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı kanadı olan Kudüs Gücü olduğuna inanılıyor. Ancak bu askeri oluşum, Afrika'da oyunun kurallarını değiştiriyor ve yardım için yerel halka yöneliyor olabilir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından geçtiğimiz yıl Aralık ayında yayınlanan bir raporda, 2019 yılında Çad'da gözaltına alınan İsmail Cidde, Batı ülkelerine, Suudi Arabistan’a ve İsrail’e ait hedeflere saldırmaları için Orta Afrika, Çad ve Sudan'da terör hücreleri toplama ve eğitme konusunda Kudüs Gücü'ne yardım etmekle suçlandı.
Rapora göre İsmail Cidde'nin tanıdıkları arasında, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 2013'ten 2014'e kadar geçici olarak Cumhurbaşkanlığı yapan isyancı lider Michel Djotodia da vardı. Rapora göre Djotodia, 2016 yılında İran’da Kudüs Gücü yetkilileriyle görüştü. Raporda Tahran’ın, iktidara gelmesine yardım etmesi karşılığında onlara bir terör ağı kurmaları için onay vermekle suçlanan Djotodia’nın avukatı bu iddiayı yalanladı.
Batılı bir istihbarat kaynağı, Nijer polisinin yakın zamanda sorgu sırasında Kudüs Gücü’nün hassas gizli operasyonlarda uzmanlaşmış ‘Birim 400’ kolunda çalıştığını kabul eden bir kişiyi tutukladığını söyledi. Şüpheli, İran’a yaptığı bir gezi sırasında kendisine görev verildiğini ve oraya silah eğitimi için birkaç kez gittiğini itiraf etti.
Kaynak ayrıca şüphelinin Kudüs Gücü’nün Çad, Eritre, Gambiya, Sudan ve Güney Sudan'da ağlar kurmasına, istihbarat toplamasına ve politikacılara rüşvet vermesine de yardım ettiği, bununla birlikte Tahran’ın ondan ABD yaptırımlarını atlatmak ve gizli operasyonları finanse etmek için Nijer'de maden ruhsatı almasını istediğini belirtti.
Öte yandan Hizbullah, yıllarca Nijeryalıları silah altına aldı ve eğitti. Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü'nün (MEI) 2018 yılında yayınladığı bir raporda, İran’ın Hizbullah’ı bu kişilerin eğitimini artırmaya yönlendirdiği ve Nijerya’ya saldırılar başlatmak ve Nijerya’yı ‘İsrail ve Batı ülkelerinin bölgeye yönelik planlarını gerçekleştirmesini engellemek’ için bir operasyon üssü olarak kullanmayı umduğuna işaret etti. Rapor ayrıca Şii mezhebinde İslam dinine geçen Batı Afrika'dan askerlerin, Suriye'de İranlılarla birlikte savaştıklarını kaydetti.

ABD büyükelçisine suikast planı
Geçtiğimiz Eylül ayı başlarında ABD basınında yer alan ve adı açıklanmayan yetkililere dayandırılan bir haberde İran'ın Kasım ayında ABD’de yapılan başkanlık seçimlerinden önce ABD’nin Güney Afrika Cumhuriyeti Büyükelçisini öldürmeyi planladığı öne sürüldü. Haberde böyle bir komplonun, Trump'ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi emrini vermesinin ardından bir misilleme saldırısı olacağı kaydedildi. Ancak Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Güvenlik Ajansı, Tahran'ın ABD’nin Pretorya Büyükelçisi Lana Marks'a suikast düzenlemeyi planladığına dair hiçbir kanıt bulamadığını açıkladı. Devlet Güvenlik Ajansı Mava Scott tarafından yapılan açıklamada, ‘şuan var olan bilgilerin, ABD’nin Pretorya Büyükelçisi’ne yönelik gerçek bir tehdit iddiasını desteklemeye yetmediği’ belirtildi.
Bununla birlikte, İranlılar dünyanın diğer bölgelerinden savaşçıları çeşitli çatışmalarda kendilerine katılmaları için desteklemeye devam ediyor. Tahran, son yıllarda silah satmak, savaşçıları Ortadoğu'da savaşmaları için eğitmek ve siyasi hedeflerine ulaşmak için milisleri finanse etmek gibi faaliyetlerle Afrika'daki bazı ülkelerde nüfuzunu artırmaya çalışıyor. Ayrıca, Güney Afrika da dahil olmak üzere bu ülkelerden bazılarıyla önemli ticari ilişkileri var.
Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Phillip Smyth, konuya ilişkin değerlendirmesinde, İranlıların her zaman temkinli olduklarını ve saldırı sırasında ortaya çıkmaktan kaçınmak için ‘makul inkar’ olarak ifade ettiği bir koşulu aradıklarını vurgulayarak “İranlıların hemen saldırmasını beklemiyorum” dedi.
İranlıların misilleme için beklenmedik bir yerde kolay bir hedef arayabileceklerini söyleyen Smyth,  “İranlılar dünya çapında nüfuz sahibi olduklarını göstermek isteyeceklerdir. Olgunlaşmış koşullar veya daha kolay hedefler arıyor olabilirler. Bunun için Afrika çok uygun bir zemin olabilir. Kuzey Amerika, Avrupa veya başka birçok yerde de uygun bir zemin bulunabilir” şeklinde konuştu.
Mevcut ve eski terörle mücadele yetkilileri, İran rejiminin, kötü niyetlerini ve ideolojisini yaymak için bu genel faaliyet modeline sahip olduğunu doğruluyorlar.  Bu yetkililerden biri, “Tahran'ın elinden geldiğince kanatlarını açmaya çalışması ve gözetim altında çalışabilen yerel halkı kullanması mantıklı geliyor. Manşetlere çıkmayı dört gözle bekliyorlar. Afrika'yı seçtiler çünkü orada çalışmak kolay” ifadelerini kullandı.



Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşmek üzere Berlin'e gidiyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
TT

Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşmek üzere Berlin'e gidiyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)

Konu hakkında bilgi sahibi bir ABD yetkilisi, Büyükelçi Steve Wittkoff ve Başkan Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'in bu hafta Berlin'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşeceğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yetkili, Wittkoff'un yarın ve pazartesi günleri Fransa, İngiltere ve Almanya'dan yetkililerle de görüşeceğini ifade etti.

Üst düzey bir ABD yetkilisi, Alman Basın Ajansı'na (DPA) Witkoff'un Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı ​​yetkililerle görüşeceğini doğruladı.

Zelenskiy'nin pazartesi günü Berlin’e gelerek Almanya Başbakanı Friedrich Merz, çeşitli Avrupa devlet ve hükümet başkanları ile Avrupa Birliği ve NATO liderleriyle görüşmesi bekleniyor.

Witkoff, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeye yönelik ABD önerisi konusunda Ukrayna ve Rusya ile müzakerelere öncülük etti. Witkoff'un gönderilmesi kararı, Washington'un savaşın sona erdirilmesi planının şartları konusunda Kiev ile kalan farklılıkları giderme konusundaki artan aciliyetini vurguluyor.

Wall Street Journal'ın haberine göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in de toplantıya katılması bekleniyor.

Beyaz Saray perşembe günü yaptığı açıklamada, Trump'ın barış görüşmelerinde ilerleme kaydedilebileceğine inanması halinde, ancak o zaman toplantıya bir yetkili göndereceğini belirtti.


Haberlere göre Herzog, Trump ile görüşmesinden önce Netanyahu'yu affetme konusunda bir karar vermeyecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Haberlere göre Herzog, Trump ile görüşmesinden önce Netanyahu'yu affetme konusunda bir karar vermeyecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)

İsrail Yayın Kurumu, herhangi bir kaynak göstermeden, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere ABD'ye gitmesinden önce kendisine af çıkarılması konusunda bir karar vermesinin olası olmadığını bildirdi.

Times of Israel'e göre, bu durumun Trump'ın Netanyahu ile görüşmesinde af konusunun gündeme gelebileceği anlamına geldiğini de belirtti.

Netanyahu, üç yolsuzluk davasıyla karşı karşıya; bunlardan biri, Netanyahu ile Yediot Aharonot gazetesinin genel yayın yönetmeni Arnon Mozes arasında "rakip gazeteleri zayıflatmak karşılığında medyada daha fazla yer alma" konusunda yapılan gizli görüşmeleri içeriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yıllardır süren yolsuzluk davasında affedilmesi için geçen pazar günü Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a başvuruda bulundu.Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Netanyahu, ceza yargılamasının İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve affın devletin kamu yararına hizmet edeceğini savundu.

İsrail'in kuruluşundan bu yana en uzun süre görev yapan başbakanı olan Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını uzun zamandır reddediyor.

Reuters'e göre avukatları cumhurbaşkanlığı ofisine yazdıkları bir mektupta Netanyahu'nun, yasal sürecin tamamen beraatiyle sonuçlanacağına hala inandığını belirtti.


Kaynaklar: Biden dönemi boyunca Amerika Birleşik Devletleri İsrail'den istihbarat bilgilerini gizledi

İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
TT

Kaynaklar: Biden dönemi boyunca Amerika Birleşik Devletleri İsrail'den istihbarat bilgilerini gizledi

İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi altı kaynak, eski Başkan Joe Biden'ın yönetimi sırasında ABD istihbarat yetkililerinin, Gazze'deki savaş çabalarının yürütülme biçimine ilişkin endişeler nedeniyle İsrail ile bazı önemli bilgilerin paylaşımını geçici olarak askıya aldığını söyledi.

2024 yılının ikinci yarısında ABD, İsrail hükümetinin rehineleri ve Hamas militanlarını hedef almak için kullandığı Gazze üzerinde uçan bir ABD insansız hava aracının canlı yayınını kesti. Kaynaklardan beşi, askıya alma işleminin en az birkaç gün sürdüğünü belirtti.

İki kaynak, ABD'nin ayrıca İsrail'in Gazze'deki kritik askeri tesisleri hedef alma çabalarında belirli istihbaratı nasıl kullanabileceğine dair kısıtlamalar getirdiğini söyledi.

Her iki kaynak da kararın ne zaman alındığını belirtmekten kaçındı. Tüm kaynaklar, ABD istihbarat bilgilerini tartışmak için anonim kalmayı talep etti. Karar, ABD istihbarat camiasında Gazze'deki İsrail askeri operasyonlarında öldürülen sivillerin sayısı hakkındaki artan endişelerle birlikte geldi.

Kaynaklar, yetkililerin, İsrail'in iç güvenlik servisi Şin Bet tarafından Filistinli tutsaklara yapılan kötü muameleden endişe duyduğunu bildirdi.

Kaynaklardan üçü, yetkililerin ayrıca İsrail'in ABD istihbaratını kullanırken savaş hukukuna uyacağına dair yeterli güvence vermemesinden de endişe duyduğunu belirtti.

ABD yasalarına göre, istihbarat teşkilatları herhangi bir yabancı ülkeyle bilgi paylaşmadan önce bu güvenlik önlemlerini almak zorundadır.

İki kaynak, istihbarat camiası içinde bilgi saklama kararının sınırlı ve taktiksel olduğunu ve Biden yönetiminin istihbarat paylaşımı ve silah transferi yoluyla İsrail'e desteğini sürdürme politikasını koruduğunu belirtti.

Kaynaklar, yetkililerin, İsrail'in ABD istihbarat bilgilerini savaş hukukuna uygun olarak kullanmasını sağlamaya çalıştığını ifade etti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, istihbarat yetkililerinin Beyaz Saray'dan emir almaya gerek duymadan belirli bilgi paylaşımı kararlarını derhal alma yetkisine sahip olduğunu söyledi. Başka bir bilgi sahibi kaynak ise İsrail'in ABD istihbarat bilgilerinin kullanım şeklini değiştirme taleplerinin, bu bilgilerin nasıl kullanılacağına dair yeni güvenceler gerektireceğini belirtti.

Reuters, bu kararların tarihlerini veya Başkan Joe Biden'ın bunlardan haberdar olup olmadığını belirleyemedi. Biden'ın sözcüsü ise yorum talebine yanıt vermedi.