Lübnan kamuoyu yeni seçim yasası tasarısı tartışıyor

24 Kasım’da Beyrut’taki bir plajın yakınında güneşli bir gün geçiren bir erkek ve kadın (AFP)
24 Kasım’da Beyrut’taki bir plajın yakınında güneşli bir gün geçiren bir erkek ve kadın (AFP)
TT

Lübnan kamuoyu yeni seçim yasası tasarısı tartışıyor

24 Kasım’da Beyrut’taki bir plajın yakınında güneşli bir gün geçiren bir erkek ve kadın (AFP)
24 Kasım’da Beyrut’taki bir plajın yakınında güneşli bir gün geçiren bir erkek ve kadın (AFP)

Lübnan, yeni seçim yasasına ilişkin keskin bölünmenin arka planında mezhepsel tıkanıklığı yansıtan başka türden bir siyasi çatışmaya girdi. Öte yandan ortak parlamento komiteleri bugünkü toplantılarına devam ederken, toplantıların gündeminde ise Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin parlamento bloğunun sunduğu proje var. Söz konusu proje, orantılı bir sistemin benimsenmesiyle Lübnan’ın tek bir seçim bölgesi haline gelmesini ön görürken, Hristiyan İkili (Özgür Yurtsever Hareket ve Lübnan Kuvvetleri Partisi) liderliğindeki bir Hristiyan muhalefetle karşılaştı. Aynı şekilde bazı parlamento blokları da seçim projeleri sunmak için girişimde bulunurken, bazı bloklar ise kartların yeniden karıştırılmasına yol açabilecek projeler ortaya koymaya hazırlanmakta.
Yeni seçim yasasına ilişkin siyasi çatışma, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve yeni hükümeti kurmakla görevli Saad Hariri arasındaki istişarelerin, hükümeti kurma krizinin uzaması uyarısı yapan tıkalı bir duvarla karşılaşması nedeniyle bir başka siyasi çatışmaya dahil oldu. Lübnanlılar, ortak komitelerin, seçim yasası hususunda neye ulaşacağını önemsemezken, tüm gözler vatandaşların yüzde 60’tan fazlasının yoksulluk tehdidi altında yaşaması sonrasında ülkenin krizden kurtulmasına odaklanmış durumda.
Lübnanlılar, parlamento bloklarının gözle görülür yokluğu ve öncelikli olarak hükümetin doğuşunu hızlandırmak için baskı yapma rolleri çerçevesinde parlamento komisyonlarının toplanmasına veya parlamento oturumlarının yeniden başlamasına ayak uydurmaya kayıtsız kalmadı. Aynı şekilde ‘seçim yasasının’ komisyonların gündemlerine dahil edilmesi de mezhepsel gerginliği artırmak üzere.
Öte yandan kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Hizbullah ve Emel Hareketi güçlerinin oluşturduğu Şii İkilinin, Ortadoğu bölgesinde meydana gelen değişiklikleri şimdiden tahmin etmeye başladığını belirtti. Kaynaklar, Şii İkilinin, Lübnan’ı tek bir seçim bölgesi haline getirmeye dayanan ve kontrol üstünlüğü sağlayacak yeni bir parlamento kurarak siyasi kararı kontrol etmeyi amaçlayan bir seçim yasa tasarısı önerdiğini dile getirdi.
Aynı kaynaklar, Hristiyan ikili arasındaki koşullu uyumun, Kuvvetler Partisi Başkanı Samir Caca’nın, cumhurbaşkanı seçilmeden önce General Avn ile imzaladığı Maarab Anlaşması’nın yeniden genelleştirilmesine kapı açmayacağına inanıyor. Kaynaklar ayrıca durumu, Caca ve Özgür Yurtsever Hareket lideri Cibran Basil’in cumhurbaşkanlığı hırslarını göz ardı etmeden, Lübnan’ın geleceğine bakış açılarında farklılığa yol açan stratejik anlaşmazlıklara atfetti. Kaynaklara göre Lübnan Kuvvetleri’nin, kendisini Maarab Anlaşması’na karşı doğrudan darbeye sponsorluk yapmakla suçlayan Basil ile ittifaka girme niyetinde olmadığından bahsetmeye dahi gerek yok.
Hristiyan kaynaklara göre Lübnan Kuvvetleri, Berri’nin seçim projesine, Hristiyan temsilini baltaladığı ve Hizbullah’a ‘ülkeye vesayetini dayattığı inancıyla siyasi karar üzerindeki hakimiyetini sıkılaştırma’ fırsatı tanıdığı açısından bakıyor. Kaynaklar, projeyi yürürlüğe koymanın, ‘bir yandan Lübnan’ı tek taraflı sisteme tabi tutmak’ anlamına geldiğini vurguladı. Ayrıca durumun, demokrasiye dayalı bir seçim sistemi benimseyerek, Hristiyan- Müslüman ortaklığını ortadan kaldırmanın yanı sıra, Maruni Patriği Beşara er-Rai’nin Lübnan’ın olumlu tarafsızlığı yönündeki çağrısını etkisizleştirme ve Lübnan’ı, resmi olarak İran liderliğindeki direniş eksenine dahil etme amacı taşıdığı belirtildi.
Diğer taraftan aynı kaynaklar, Hizbullah’ın rolünü ve nihayetinde meclis Başkanı Berri’nin projesiyle tam uyum içinde olmaya karar verip vermeyeceğini ya da projeyi reddeden ve mevcut yasaya sadık kalan Hristiyan uzlaşısı karşısında durup durmayacağını sorguladı.
Lübnan’ın bölgeyi kasıp kavuran siyasi dönüşümlerden etkileneceğini belirten kaynaklar, “Hristiyanların yasaya muhalefet etme tavrı, Müslümanlarla ortaklık hakkı sayesinde Hristiyan varlığını korumaya çalıştıkları kadar, dışarıdaki bahislerden kaynaklanmamaktadır” dedi.
Kaynaklar, seçim yasası taslağını tartışırken, hala uyum sağlamaya önem veren Hizbullah’ın, ‘sonunda müttefiki Avn’un ve Basil liderliğindeki siyasi hareketinin konumunu hesaba katması gerekip gerekmediğini’ soruyor. Kaynaklar ayrıca Hizbullah’ın, kendisini Berri’nin seçim yasası kisvesi altında konuşlanmaya iten bir tavrın değişmesi olasılığına hazır olup olmadığını sorgularken, “Bölgedeki dönüşümleri önleyici bir adım olarak Lübnan’ın etkisiz hale getirilmesi, ancak Hristiyan temsilinin geçerliliğini koruyarak ve Hristiyanları, siyasi yapının en zayıf halkası olarak görmemekle sağlanacaktır. Bu durum, onları genişletilmiş idari ademi merkeziyetçilik talepleri altında önerilerini radikalleştirmeye zorluyor” dedi.
Öte yandan mevcut Cumhurbaşkanı Avn’ın yerine yeni bir cumhurbaşkanı seçmek için parlamento seçimleri tarihinden 1,5 yıl önce tüm gözler, ‘seçim yasasına’ yoğunlaştı.
8 milletvekilinin mevcut parlamentodan istifasıyla boşalan koltukları doldurmak için ara seçimlerin yapılmaması halinde, genel milletvekili seçimleri de uzayabilir. Nitekim böylece Lübnan, iç savaşın patlak vermesi nedeniyle 1976 yılında seçilen parlamentonun deneyiminin acılığını yeniden tadabilir. Bu deneyim, 5 cumhurbaşkanının seçilmesine olanak tanımıştı. Bu liderler ise İlyas Sarkis, Beşir el-Cemil (anayasal görevlerini üstlenmeden önce suikasta kurban gitti), Emin Cemayel, Röne Muavvad (göreve geldikten sonra suikasta uğradı) ve İlyas el-Haravi…



Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.


Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)

İsrail'in Lübnan ile ateşkes anlaşmasını bozabilecek bir gerilime yol açabileceği endişeleri arasında, Lübnan ordusuna destek yollarını görüşmek ve Hizbullah'ı silahsızlandırma çabalarını gözden geçirmek üzere bugün Paris'te Fransa, Suudi Arabistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Lübnan temsilcilerinin katılımıyla dörtlü bir toplantı düzenleniyor.

Fransız kaynakları, İsrail'in savaşa geri dönme yönündeki tekrarlanan ve aleni tehditleri göz önüne alındığında, Paris'in Lübnan üzerinde ciddi bir tehlike hissettiğini belirtiyor.

Paris'teki bilgili kaynaklar, bugün yapılacak toplantının üç ana öncelik çerçevesinde gerçekleştiğini söylüyor; bunlardan ilki, İsrail ve Lübnan arasındaki düşmanlıkların sona ermesini izlemekle görevli mekanizmanın gözden geçirilmesi ve geliştirilmesinin değerlendirilmesidir.

Lübnan'da İsrail'in gerilimi tırmandırmasını engellemek, toplantının ikinci önceliği olacak. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre toplantıya Lübnan Ordu Komutanı General Rudolph Heykel de katılacak ve silahların devletin elinde kalmasını sağlamaya yönelik Lübnan çabalarına dair bir genel bakış sunacak.

Üçüncü öncelik, ABD elçisi Morgan Ortagus'un ülkesinin Lübnan'daki planlarıyla ilgili olarak ne söyleyeceği ile ilgilidir.