Husilerin Kızıldeniz’deki terör saldırısı engellendi

Husi milisleri tarafından rastgele yerleştirilen 164 adet İran yapımı deniz mayını imha edildi. Yunanistan'a ait bir petrol tankeri küçük çaplı hasar aldı

Tuğgeneral Turki Maliki
Tuğgeneral Turki Maliki
TT

Husilerin Kızıldeniz’deki terör saldırısı engellendi

Tuğgeneral Turki Maliki
Tuğgeneral Turki Maliki

Meşru Yemen hükümetini destekleyen Koalisyon Kuvvetleri, Kızıldeniz’in güneyinde Yunanistan’a ait bir petrol tankerini hedef alan Husi teknesinin gerçekleştirdiği terörist saldırısının önledi.
Koalisyon Kuvvetleri Sözcüsü Tuğgeneral Turki el-Maliki, bu terörist saldırı girişiminin şarapnelleri sonucunda Yunan petrol tankerinde küçük çaplı hasar meydana geldiğini duyurdu. Maliki, “Husi milislerin İran’ın desteğiyle yaptığı düşmanca terörist eylemlerinin, deniz yollarını ve uluslararası ticareti tehdit ettiği konusunda” uyarıda bulundu.
Reuters’ın İngiliz güvenlik şirketi Ambry for Maritime Security’den aktardığına göre, Malta bayrağı taşıyan “Agrari” petrol tankerinin Yunanistan menşeli “TMS Tankers Ltd” şirketi tarafından işletildiğini açıkladı.
Tuğgeneral Maliki, Koalisyon Ortak Kuvvetler Komutanlığı’nın, Koalisyonun deniz operasyonları sahasındaki her türlü deniz tehdidinin etkisiz hale getirmek ve yok etmek için gerekli prosedürleri ve önlemleri uygulamaya devam edeceğini vurguladı.
Koalisyon Ortak Kuvvetler Komutanlığı, bu tehditleri küresel güvenliğine karşı etkisiz hale getirmek için uluslararası ortaklara çabaları birleştirme çağrısında bulundu.
Son günlerde Husi milislerin denizciliğe ve hayati önem taşıyan sivil yapılara karşı düşmanca operasyonlarında önemli bir artış yaşandı. Milisler iki gün önce Suudi Arabistan’ın batısında bulunan Cidde’nin kuzeyindeki petrol ürünleri dağıtım istasyonunda bulunan bir yakıt tankını top mermisiyle hedef alan terörist bir saldırı gerçekleştirdi.
Konuyla ilgili olarak, Koalisyon Kuvvetleri dün Kızıldeniz’in güneyinde terörist Husi milisleri tarafından yerleştirilen bir deniz mayını bulunduğunu ve mayının imha edildiğini duyurdu. Keşfedilen deniz mayınının İran yapımı “Sadaf” tipi olduğuna dikkat çekildi.
Maliki, Koalisyon Kuvvetleri’nin, Husi milisleri tarafından Kızıldeniz’in güneyinde ve Babu’l Mendeb Boğazı yakınında rastgele yerleştirilmiş 164 deniz mayınını kaldırarak imha etme konusundaki başarısına işaret etti.
Maliki, “İran himayesi ve desteğiyle gelen Husi milislerin düşmanca eylemleri, Babu’l Mendeb Boğazı’nı Kızıldeniz’in güneyindeki deniz güvenliğini ve uluslararası seyrüseferi tehdit ediyor” ifadelerine yer verdi.
Yemen’de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu Ortak Kuvvetleri önceki gün, “terörist Husi milisleri tarafından Kızıldeniz’in güneyine yerleştirilen 5 adet İran yapımı “Sadaf” tipi deniz mayınının imha edildiğini duyurdu.
Koalisyona göre, küresel enerji güvenliği, deniz ulaşım yolları, küresel gemi ve deniz araçları ticaretine yönelik saldırıları, terör örgütlerinin boğazlara yönelik tehditlerinin Kızıldeniz’in güneyinden Babu’l Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi’ne kadar genişlemesi, Arap Denizi ve Hürmüz Boğazı’na kadar uzanması küresel güvenlik için stratejik bir tehdit haline geldi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.