İsveç, Prens Carl Philip ve eşi Prenses Sofia’nın Kovid-19’a yakalandığını duyurdu

İsveç Prensi Carl Philip ve eşi Prenses Sofia (AFP)
İsveç Prensi Carl Philip ve eşi Prenses Sofia (AFP)
TT

İsveç, Prens Carl Philip ve eşi Prenses Sofia’nın Kovid-19’a yakalandığını duyurdu

İsveç Prensi Carl Philip ve eşi Prenses Sofia (AFP)
İsveç Prensi Carl Philip ve eşi Prenses Sofia (AFP)

Prens Carl Philip ve eşinin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalandığı ve ikisinin de karantinaya alındığı duyuruldu. İsveç Kraliyet Sarayı tarafından dün yapılan açıklamada 41 yaşındaki Prens Carl Philip ile 35 yaşındaki Sofia’nın hafif grip semptomları gösterdiği, durumlarının iyi oldukları bilgisi paylaşıldı.
DPA’nın haberine göre tahtın dördüncü varisi olan Carl Philip, 2015 yılında Prenses Sofia ile evlenmiş ve çiftin iki çocukları olmuştu. Açıklamada ayrıca çocukların da karantinaya alındığı bilgisi verildi.
Kraliyet ailesinin doktoru, bulaşın izini takip etmeye başladı.Kral Carl 16. Gustaf, Kraliçe Silvia, Veliaht Prenses Victoria ve eşi Prens Daniel’in de gün içerisinde Kovid-19 testi yaptırması planlanıyor.
İsveç Kraliyet Sarayı Basın Sözcüsü Margareta Thorgren, Expressen gazetesine verdiği demeçte Kraliyet Ailesi’nin Kraliçe Silvia’nın abisi Walter Sommerlath’ın cenaze törenine katılmak için geçtiğimiz cuma bir araya geldiğini kaydetti.



Golf sahası yakınında yaşamak, Parkinson riskini artırıyor

Araştırmacılar golf sahasından uzaklaştıkça Parkinson riskinin düştüğünü buldu (Unsplash)
Araştırmacılar golf sahasından uzaklaştıkça Parkinson riskinin düştüğünü buldu (Unsplash)
TT

Golf sahası yakınında yaşamak, Parkinson riskini artırıyor

Araştırmacılar golf sahasından uzaklaştıkça Parkinson riskinin düştüğünü buldu (Unsplash)
Araştırmacılar golf sahasından uzaklaştıkça Parkinson riskinin düştüğünü buldu (Unsplash)

Golf sahasına yakın yaşamakla Parkinson riski arasında bir korelasyon saptandı.

Parkinson hastalığı vücudun bazı bölümlerinde titreme, hareketlerde yavaşlama ve kaslarda sertleşmeyle kendini gösteren nörodejeneratif bir bozukluk. Uzmanlara göre hastalığın gelişiminde hem genetik hem de çevresel faktörler etkili. 

Daha önce yapılan araştırmalarda pestisitlere maruz kalmanın Parkinson riskini artırabileceğine dair sonuçlar elde edilmişti. 

Bilim insanları ABD'deki golf sahalarında yüksek seviyede pestisit kullanılmasından ve bu maddelerin suları kirletme ihtimalinden dolayı sahalara yakın yaşamanın Parkinson riskiyle bağlantısını araştırdı. 

Bulguları hakemli dergi JAMA Network Open'da 8 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada ABD'nin 27 ilçesinde Parkinson tanısı alan 419 ve kontrol grubu görevi gören 5 bin 113 kişinin sağlık verileri incelendi. 

Araştırmacılar uydu görüntüleri ve katılımcıların adres bilgilerinden yararlanarak golf sahasına uzaklıklarını belirledi. 

Ekip ayrıca bölgedeki su hizmetlerinin etrafında golf sahası olup olmadığını da hesaba kattı. 

Bulgular, golf sahasına yaklaşık 1,6 kilometre mesafede yaşayanların, Parkinson'a yakalanma riskinin 10 kilometre veya daha uzakta yaşayanlara kıyasla yüzde 126 daha yüksek olduğunu gösteriyor. 

Golf sahasından 18 mile (yaklaşık 25 kilometre) kadar her 1 millik (yaklaşık 1,6 kilometre) mesafe artışında riskin yüzde 9 azaldığı kaydedildi. 

Araştırmacılar Parkinson'a yakalanma riskinin su kaynaklarının golf sahalarına yakınlığından da etkilendiğini buldu. İçme suyu kaynağı golf sahasına yakın olan kişilerin Parkinson'a yakalanma riski yüzde 92 daha fazla. 

Bulgular golf sahası yakınında yaşamakla Parkinson riskinin artması arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurmuyor. Uzmanlar ayrıca Parkinson'a yol açan bütün risk faktörlerinin de hesaba katılmadığını ifade ediyor.

Ancak bilim insanları çalışmada bulunan güçlü bağlantı nedeniyle pestisit kullanımına dikkat çekiyor. Araştırmacılar, golf sahalarındaki pestisit kullanımının yanı sıra bölgedeki yeraltı sularının takip edilmesinin öneminin altını çiziyor.

ABD merkezli Parkinson Vakfı'ndan Dr. Michael Okun, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında şöyle diyor:

Bu golfle ilgili değil; pestisitler, çevre kaynaklı etkiler ve çoğu zaman fark edilmeyen önlenebilir risklerle ilgili. Eğer reaktif tedaviden proaktif önlemeye geçmezsek, bu yük yönetilemez hale gelecek.

Independent Türkçe, MedicalXpress, Newsweek, News Medical, JAMA Network Open