Somali, Trump yönetiminin ABD güçlerini geri çekme planından endişeli

12 Haziran 2018’de Somali’de öldürülen bir meslektaşlarının cenazesini nakleden ABD askerleri. (AP)
12 Haziran 2018’de Somali’de öldürülen bir meslektaşlarının cenazesini nakleden ABD askerleri. (AP)
TT

Somali, Trump yönetiminin ABD güçlerini geri çekme planından endişeli

12 Haziran 2018’de Somali’de öldürülen bir meslektaşlarının cenazesini nakleden ABD askerleri. (AP)
12 Haziran 2018’de Somali’de öldürülen bir meslektaşlarının cenazesini nakleden ABD askerleri. (AP)

Washington yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump’ın görev süresi sona ermeden önce binlerce kuvvetini Somali’den geri çekmeye yöneldi. AP’nin haberine göre uzmanlar, sözkonusu adım için ‘olabilecek en kötü zamanlama’ değerlendirmesinde bulundular.
CNN, geçen çarşamba günü ABD istihbaratına bağlı bir subayın Somali’de öldürüldüğünü duyurdu. Kanal, isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkiliden aktardığı haberde bir subayın da yaralandığı bilgisini verdi. Ancak subayın kimliğini açıklamadı.
Somali, savaş ağalarından El-Kaide ile bağlantılı Eş-Şebab Hareketi’ne, DEAŞ ile bağlantılı terör grubuna kadar 30 yıl süren bir kaosa tanık oldu. Örgütler ülkenin parçalanmasına neden oldu. ABD Büyükelçiliği, diplomatlar ve personellerin ülkeden çıkmasından 28 yıl sonra, geçen yıl Somali’ye geri döndüler.
Somali, cumhurbaşkanlığını ve parlamentoyu kimin yöneteceğini belirlemek amacıyla gelecek birkaç hafta içerisinde başlayacak hararetli bir seçim sürecinde. Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları, 5 bin ila 10 bin arasında savaşçıyı kapsayan ve şirketler ile sivillerden gasp edilen paralarla mali destek sağlayan eş-Şebab hareketinin bomba yapma becerilerini geliştirmeye çalıştığını aktardılar.  
Diğer 19 bin personele sahip Afrika Birliği Somali Misyonu (AMISOM), ‘güvenliğin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazır olmadığı’ açıklamasında bulunan ülkeden geri çekilmeye başladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Afganistan ve Irak ile ilgili verdiği geri çekilme emirlerinin ardından Somali’de konuşlanmış ABD güçleri için de aynı talimatı verip vermeyeceği ya da ocak ayında görevden ayrılıncaya kadar durumun değişip değişmeyeceği ise henüz belli değil. Ancak Cibuti ve Kenya’dan gelen Eş-Şebab ve DEAŞ savaşçılarına karşı Somali'de ABD insansız hava aracı saldırılarının durumun ciddiye alındığını gösterdiği kaydedildi. Eş-Şebab, bu yılın başlarında ABD güçlerine karşı ölümcül bir saldırı gerçekleştirmişti.
Diğer yandan Savunma Bakanlığı Genel Müfettişi tarafından çarşamba günü yapılan bir açıklaya göre Eş-Şebab hareketi, bölgedeki ABD çıkarlarına yönelik saldırılara odaklanırken, Afrika’daki ABD liderliği ise bu yıl ‘keskin bir değişim’ ile karşı karşıya kaldı. Bakanlık, Eş-Şebab’ın Afrika’daki en tehlikeli örgüt olduğu görüşünde.

Terörizmle mücadele
Ulusal güvenlik konularında başbakana danışmanlık yapan, ‘AMISOM’ liderinin özel danışmanı görevini sürdüren Somalili Uzmanı Samira Gayed, CNN’e verdiği röportajda şunları söyledi:
“İlk olarak bu konu, Somali güvenlik sektörü için felakettir. ‘Neden şimdi?’ sorusunun da sebebi budur. Özellikle son 3,5 yılda Somali güvenlik sektörü büyük bir gelişmeye tanık oldu ve ABD ile yakın bir iş birliği kurmak için uğraştı.”
Gayed, son olumlu gelişmelerin Washington’ın askeri planların geliştirilmesine yardım ederek ABD ve Somali hükümetleri arasında bir ‘savaş konseyi’ inşa edilmesini de kapsadığını belirtti. “Bunlara, Somali liderliğindeki operasyonlar diyoruz. Ancak ABD aslında bizi yakından destekliyor” ifadelerini kullanan yetkili, ABD ordusunun şu an yaklaşık bin askerden oluşan, istihbarat ve koruma sağlayan ‘Danab’ isimli elit bir Somali gücünü eğittiği bilgisini paylaştı. “Danab genişliyordu. Bu nedenle bu haber son derece şok edici görünüyor. Ama şu an böyle bir plana devam etmek gerçekten mümkün mü?” diye sordu.
Diğer yandan ABD ordusu, Danab birliklerinin Somali’deki 5 eyaletten 4’ünde faaliyet gösterdiğini duyurdu. Ordu, Somali Ulusal Ordusu’nun 30 Eylül’de sona eren ve 3 ay için başlattığı saldırıların yaklaşık yüzde 80’inin başarıya ulaştığını, neredeyse tüm saldırıların Eş-Şebab’a karşı yürütüldüğünü bildirdi.
Uluslararası Kriz Grubu’ndan analist Ömer Mahmud, Danab kuvvetlerinin, Somali güçlerinin ‘daha uygun ve daha az aşiret odaklı’ nasıl geliştirilebileceğine dair bir model doğrultusunda faaliyet gösterdiğini belirtti.
Aynı şekilde ABD kuvvetlerinin Somali’den çekilmesi, ülkenin kuzeyinde DEAŞ’a bağlı yüzlerce savaşçıdan oluşan küçük kuruluşların yanı sıra Eş-Şebab hareketi içerisinde bir kazanım olarak görülüyor. Mahmud konuya dair, “Eş-Şebab hareketi açısından yalnızca kararlılığa ihtiyaç var. Afganistan’da Taliban ile olası müzakerelere girme ihtiyacını da sorgulayabilirler” dedi.
Ulusal güvenlik uzmanı Gayed ise konuya dair yaptığı değerlendirmede Eş-Şebab’ın mesajlarının, her zaman bu radikalizm yanlısı grupların iktidarda kalacağını ve dış güçlerin nihayetinde ayrılacağını gösterdiğini  vurguladı. ABD’nin geri çekilmesinin buna hizmet edeceğini belirten Gayed, geri çekilmenin Rusya ve Çin gibi diğer güçlerin önünü açacak olmasına rağmen başka hiçbir ülkenin katılımının ABD ordusunun yerini  almasının beklenmediğini vurguladı. Samira Gayed, Somali’de ayrıca Türk kuvvetleri tarafından eğitilmiş yaklaşık bin 500 özel kuvvet olduğuna da dikkat çekti.

Güvenlik
Brookings Enstitüsü’ünden Afrika Güvenlik Girişimi Direktörü Vanda Felbab-Brown, bu hafta video konferans aracılığıyla katıldığı bir faaliyette ABD güçleri olmadan Eş-Şebab’ın Afrika Birliği kuvvetlerini daha kolay yeneceği uyarısında bulundu. Komşu çatışmasının Somali’den daha fazla Etiyopya gücünün çekilmesine yönelik oluşturduğu baskıyla ABD kuvvetlerinin geri çekilmesinin, ‘aslında mümkün olan en kötü zamanda geldiğini’ vurguladı.
Gayed ise ABD kuvvetlerinin AMISOM’a sağladığı desteğin son derece büyük ve önemli olduğunu söyledi. Yetkili, Afrika Birliği güçlerinin gelecek yılın sonlarında geri çekilmesinin de zamanlama olarak oldukça kötü olduğunu dile getirdi.
Diğer yandan ABD Savunma Bakanlığı Genel Müfettişi tarafından yapılan açıklamaya göre Washington, Somali’deki güçlerinin ‘gelecek yıl ülkede güvenliği’ devralma planında belirlenen yoldan sapma yaşandığını bildirdi.
Açıklamada, Somali güçlerinin Eş-Şebab tehdidini tek başına kontrol altına alamayacağı uyarısı yapıldı. Ayrıca finansal destek için halen uluslararası topluma bağımlı oldukları, ‘bazen aylarca maaşlarını alamadıkları’ belirtildi.



ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times