İngiltere'de son 24 saatte Covid-19 nedeniyle 521 kişi hayatını kaybetti

İngiltere'de son 24 saatte Covid-19 nedeniyle 521 kişi hayatını kaybetti
TT

İngiltere'de son 24 saatte Covid-19 nedeniyle 521 kişi hayatını kaybetti

İngiltere'de son 24 saatte Covid-19 nedeniyle 521 kişi hayatını kaybetti

İngiltere'de yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınında son 24 saatte 521 kişinin hayatını kaybetmesi ile toplam ölü sayısı 57 bin 551'e yükseldi.
İngiltere'de yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını hızla yayılmaya devam ederken vaka ve can kaybı sayıları artıyor. İngiltere Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre son 24 saatte 16 bin 22 yeni vaka tespit edilirken, toplam vaka sayısı 1 milyon 589 bin 301'e ulaştı. Ülkede Covid-19 nedeniyle son 24 saat içinde 521 kişi hayatını kaybederken, toplam can kaybı da 57 bin 551'e yükseldi.

Noel tatili vaka sayısını ikiye katlayabilir
İngiltere hükümetinin Acil Durumlar için Bilimsel Danışma Grubu (SAGE), Noel bayramı nedeniyle gevşetilecek olan korona virüs kısıtlamalarının vaka sayısını "kolayca ikiye katlanabileceğini" belirtti. SAGE'den yapılan açıklamada, "İnsanların kısa bir süre içinde toplu buluşmalara katılmaları enfeksiyonun bulaşma oranının artmasına neden olacaktır" uyarısı yapılırken bayram sürecinde vakaların ikiye katlanabileceğinin altı çizildi.
Öte yandan İngiltere'de korona virüs nedeniyle 5 Kasım'dan bu yana uygulanan ulusal kısıtlamalar 2 Aralık'ta sona ererek yerini yeniden kademeli yerel kısıtlamalara bırakacak. Üç kademeli olarak uygulanacak olan yerel kısıtlamalara göre İngiltere'nin belirli bölgelerinde işletmeler 2 Aralık'tan itibaren yeniden açılacak. Ülkenin başkenti Londra'da ikinci seviyedeki yüksek kısıtlamalar uygulanacak ve mağazalar, spor salonları, restoranlar ve bakım salonları yeniden açılabilecek. İngiltere'deki yüksek seviye kısıtlamalara göre insanların iç mekanlarda toplanmaları yasaklanırken, dışarıda 6 kişilik gruplar halinde toplanmalara izin verilecek. Ülkenin en yüksek vaka sayılarına sahip olan kuzey bölgelerinde ise çoğunlukla "en yüksek seviye" kısıtlamalar uygulanarak restoran ve barlar paket servis dışında kapalı kalmaya devam edecek.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP