İranlı nükleer fizikçi Fahrizade’nin öldürülmesine İsrail’de yorum yok… Netanyahu suikastın ardından konuştu: ‘Çok başarım var’

Netanyahu, Nisan 2018’de yaptığı sunumda Muhsin Fahrizade’nin İran’ın silahlanma programındaki rolüne işaret ediyor (Reuters)
Netanyahu, Nisan 2018’de yaptığı sunumda Muhsin Fahrizade’nin İran’ın silahlanma programındaki rolüne işaret ediyor (Reuters)
TT

İranlı nükleer fizikçi Fahrizade’nin öldürülmesine İsrail’de yorum yok… Netanyahu suikastın ardından konuştu: ‘Çok başarım var’

Netanyahu, Nisan 2018’de yaptığı sunumda Muhsin Fahrizade’nin İran’ın silahlanma programındaki rolüne işaret ediyor (Reuters)
Netanyahu, Nisan 2018’de yaptığı sunumda Muhsin Fahrizade’nin İran’ın silahlanma programındaki rolüne işaret ediyor (Reuters)

İsrail medyası, İranlı nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade suikastını flaş haber olarak geçti ve bu olayı “büyük oranda dramatik bir gelişme” diye niteledi. İsrail medyası rutin televizyon programlarını yarıda keserek suikastla ilgili uzun uzadıya programlar yaptı. Kanal 12 televizyonunun Arap İşleri Editörü, Fahrizade için “İran’ın nükleer projesinin babası ve annesi” nitelemesini kullandı.
Tel Aviv, suikastı İsrail’in uyguladığını veya büyük ölçüde katkı verdiğine işaret eden haberlerle ilgili resmi bir açıklama yapmadı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Fahrizade suikastının duyurulmasının hemen ardından evinden paylaştığı bir video mesajda “Bu haftaki bütün başarılarımı ilan edemem ancak başarılarım çok” dedi. Güvenlik uzmanı ve yazar Yossi Melman, “Mükemmel Olmayan Casuslar” isimli son kitabında Fahrizade’nin “İran askeri nükleer programının beyni ve müdürü” olduğunu belirterek, İsrail ordusuna bağlı Askeri İstihbarat birimi AMAN ile Mossad’ın daha önce Fahrizade’nin konumunu tespit etmekte başarısız olduğunu ifade ediyor. Melman, kitabında ayrıca, Mossad’ın 2007’nin ortalarından bu yana İran’da nükleer alanda çalışmalar yapan üst düzey bilim insanlarına karşı bir dizi suikast düzenlediğini yazıyor. İsrail, Melman’ın verdiği bu bilgiyi resmi olarak teyit etmiş değil. Fakat Netanyahu, 2018’de İran’ın nükleer arşivini ele geçirdiklerini belirttiği basın toplantısında Fahrizade’nin fotoğrafını göstererek açıkça suikastla tehdit etmişti.
Netanyahu’nun bahsi geçen basın toplantısı sonrası İsrail medyası 57 yaşındaki Fahrizade ile ilgili detaylı haberlere yer verdi. O haberlerden bazılarında, Fahrizade’nin İran’ın başkenti Tahran’daki İmam Hüseyin Üniversitesi Fizik Fakültesi mezunu ve nükleer fizik alanında uzman olduğu belirtiliyordu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) “İran Askeri Nükleer Projesinin beyni” olması dolayısıyla Fahrizade’ye yaptırım uyguladı. İsrail istihbarat servisleri, Fahrizade’nin, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve İran Savunma Bakanlığı’nın yürüttüğü İran Askeri Nükleer Projesi’nin İdari Bilim Sorumlusu olduğunu iddia ediyor.
İsrail'de yayın yapan Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, Fahrizade’nin “nükleer bomba yapımında gereken kimya ve nükleer fizik alanlarında geniş kapsamlı bilgilere sahip, yöneticilik konusunda dikkat çekici bir yeteneği olan ve İran devrimine ve DMO’ya gönülden bağlı” bir kişi olduğu ifade ediliyor. Haberde, ABD istihbaratının Pakistanlı nükleer fizikçi Abdulkadir Han’a atıfla Fahrizade için “İranlı Abdulkadir Han” lakabını kullandığı belirtiliyor. Abdulkadir Han, uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjleri İran’a tedarik eden kişidir. Fahrizade’nin 2003’e kadar İran Atom Enerjisi Kurumu başta olmak üzere üst düzey idari ve araştırma makamlarında çalıştığı aktarılan haberde, Natanz Nükleer Tesisi'ndeki reaktörlerin ifşa olmasının ardından İran’ın yön değiştirdiği ve bu kapsamda enerji amaçlı nükleer proje ile gizli askeri projeyi birbirinden ayırma yoluna gittiği ifade ediliyor. Haberin devamında, açığa çıkan Natanz ve Buşehr gibi nükleer tesisler ile uluslararası kurumların yakın denetimindeki tesislerin birbirinden ayrıldığı, İran’ın başka bir amaç için (nükleer silah geliştirme) çalışmalarını gizli alanda sürdürdüğü ve bu çerçevede Fahrizade’ye merkezi bir konum tahsis edildiği iddia ediliyor.
Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, gözlemcilerin 2005’ten bu yana Fahrizade’nin rolü konusunda uyarılarda bulundukları belirtiliyor. Habere göre, Fahrizade daha sonraki süreçte atomik patlama cihazlarının geliştirilmesiyle ilgilenen “Silah Grubu” ekibinin sorumlusu sıfatıyla BM gözlemcileri tarafından sorgulanması gereken bir hedef haline geldi. İran muhalefeti ve Mossad’ın İran nükleer programını deşifre etmede gösterdikleri çabalar kapsamında takip, telefon dinlemesi, ele geçirilen istihbarat bilgileri ve Tahran telefon rehberinde yapılan araştırmalar üzerinden Fahrizade hakkında çok sayıda bilgi edinildiği belirtiliyor. Habere göre, Fahrizade hakkında bilgi toplamak için yapılan tüm bu çalışmaların sonucunda Fahrizade’nin başkanlığını yaptığı “Hazırlık ve Modern Savunma Teknoloji Merkezi” ile ilgili bilgiler, güvenlik kameralarıyla çevrili bir binanın ikinci girişindeki ofisi, Tahran’daki Şehid Muhlelati Caddesi’nde bulunan evinin adresi ve şahsi telefonun numarasına ulaşıldı.
İran, Fahrizade’nin gözlemciler tarafından sorgulanmasını ve ona ulaşılmasını engelliyordu. Fahrizade 2008’de İran nükleer programında rol alan kişiler listesine dahil edildi. Bu listedekilere bireysel yaptırımlar uygulanıyor. Ayrıca Fahrizade’nin Avrupa ve ABD’deki malvarlıkları donduruldu.



Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.


Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı görüşme sırasında Oval Ofis'te karşılaştığı en tuhaf şeyin "Beyaz Saray'da UFC" başlıklı bir dosya olduğunu açıkladı.

Çarşamba günü Adam Friedland Show'a katılan Mamdani, odaya girdiğinde mobilyaların üzerine serpiştirilmiş "bir sürü farklı sehpa üstü kitabı" gördüğünü söyledi.

"Bunlardan biri 'Beyaz Saray'da UFC' isimliydi" diye devam eden Mamdani, başkanın gelecek yıl haziranda Amerika'nın 250. yıldönümünü kutlamak için Güney Çimleri'nde düzenlemeyi planladığı karma dövüş sanatları etkinliği hakkında daha önce "hiçbir fikri olmadığını" da ekledi.

dfrgty
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 25 Kasım 2025 Çarşamba günü Adam Friedland'e röportaj verdi (The Adam Friedland Show/YouTube)

"Sadece göz gezdiriyordum" diyen Mamdani, daha fazla ayrıntı istendiğinde, bunun aslında gelecek yaz Beyaz Saray'da kurulacak sekizgen şeklindeki kafes arenanın nasıl görüneceğine dair konsept çizimlerinden oluşan bir dosya olduğunu açıkladı.

Friedland dövüşe katılmayı düşünüp düşünmediğini sorunca seçilmiş belediye başkanı kıkırdayarak "Hayır!" cevabını verdi.

Trump bu spor etkinliğinden ilk olarak temmuzda, Iowa Eyaleti Fuar Alanı'nda yaptığı bir konuşmada söz etmişti. Etkinliğin, ABD Başkanı'nın da 80. doğum günü olan 14 Haziran 2026'da düzenlenmesi ve dövüşçülerin Lincoln Anıtı önünde tartılması bekleniyor.

Trump ilk önce, 25 bin kişinin müsabakayı canlı izleyebileceğini söylemiş ancak UFC Başkanı ve CEO'su Dana White, eylülde Fox News'un sorusuna cevap verirken kapasitenin sadece 5 bin kişi olduğunu açıklamıştı.

White, müsabakayı 85 bin kişilik bir kalabalığa aktarmak için yakındaki bir parka büyük ekranlar kurulacağının sözünü vermişti.

Ayrıca ekimde Sports Business Journal'a yaptığı açıklamada, şirketinin etkinlikten sonra Güney Çimleri'nin onarımı için 700 bin dolar ödeyeceğini söylemişti.

Hangi dövüşçülerin mücadelede yer alacağına dair henüz bir açıklama yok.

Dövüş sporlarıyla epeydir ilgilenen Trump, geçen yılki başkanlık seçimlerini kazandıktan sonra Mar-a-Lago'daki zafer partisinde konuşma yapan White'la da uzun süredir arkadaş.

Seçim kampanyası sırasında eski dövüşçü ve podcast sunucusu Joe Rogan'a verdiği röportajın, Trump'ın daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı olduğu söyleniyordu.

Başkan, son bir yılda Elon Musk'ın yanı sıra Robert F. Kennedy Jr. gibi kabine bakanlarıyla UFC müsabakalarına katıldı. İrlandalı eski UFC şampiyonu Conor McGregor ise Aziz Patrick Günü'nde Beyaz Saray'da ağırlanmıştı.

Mamdani'nin cuma günü Trump'la yaptığı görüşme, başkanın, demokratik sosyalisti seçim kampanyası sırasında "yüzde 100 komünist deli" diye nitelendirmesine ve kazanması halinde New York'tan federal fonları çekmekle tehdit etmesine rağmen, beklenmedik bir şekilde samimi geçti. Bu sonuç, MAGA müttefiklerini şoke etti.

Independent Türkçe


Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
TT

Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)

Amerikan ordusunun Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle ABD'yle Venezuela arasında başlayan gerginlik sürüyor. 

Donald Trump yönetimi, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu da dahil ettiği Cartel de los Soles'i Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine dün eklemişti. 

Öte yandan Trump, "terör örgütü lideri" olmakla suçladığı Maduro'yla görüşmeye açık kapı bıraktığını da söylemişti.

Reuters'ın analizinde, Venezuela'nın ABD'yle müzakereye başlaması durumunda çoğunlukla Çin'e sattığı ham petrolü "pazarlık kozu" olarak kullanabileceği belirtiliyor. 

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Venezuela'nın petrol üretimi bu yıl günde 1,1 milyon varil civarında sabitlendi. Nakliye verilerine göre, ihracatın yüzde 80'inden fazlası haziran ve ekim arasında Çin'e gönderildi.

Analistler, pazarlık kozu olarak bu sevkıyatların bir kısmının ABD'ye yönlendirilebileceğini ve Amerikan şirketlerine esnek işletme lisansları verilebileceğini söylüyor. 

Trump ilk döneminde Venezuela Devlet Petrol Şirketi'ni (PDVSA) yaptırım listesine almıştı. 2019'daki bu hamlenin ardından PDVSA'nın tedarik sözleşmelerinin çoğu askıya alınmış, şirket neredeyse tüm petrolünü spot piyasada büyük indirimlerle satmak zorunda kalmıştı.

Enerji analisti Thomas O'Donnell, "ABD'ye daha fazla petrol göndermek ve onların Venezuela'daki yatırımlarını korumak Maduro'nun sunabileceği bir teklif" diyor. 

Washington, Maduro yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını savunuyor. İddiaları reddeden Karakas ise Trump yönetiminin ülkede darbe planladığını öne sürüyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı ve Petrol Bakanı Delcy Rodriguez, pazartesi günkü açıklamasına ABD'nin petrol nedeniyle ülkesini hedef aldığını savunmuştu. 

Kolombiya lideri Petro: Trump'ın derdi petrol

Kolombiya lideri Gustavo Petro da CNN'e verdiği röportajda, Trump yönetiminin Venezuela üzerindeki baskılarının uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleden çok ülkenin petrolüne erişmekle ilgili olduğunu ileri sürdü. 

Petro, Venezuela'nın küresel uyuşturucu ticaretinin küçük bir kısmında rol oynadığını savunarak, ABD'nin ülkedeki geniş petrol rezervlerini ele geçirmeye çalıştığını iddia etti.

Batı Yarımküre'de uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için Güney Mızrağı Operasyonu başlattığını bu ay duyuran ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etti.

Bölgede en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Reuters, CNN