İran Fahrizade suikastinin ardından ‘tuzağa’ düşmekten kaçınıyor

Güvenlik Konseyi’nden müdahale etmesini istedi… Trump’ın dönemi bitmeden ABD tarafından bir saldırı düzenlenmesine ilişkin endişeler

İran Fahrizade suikastinin ardından ‘tuzağa’ düşmekten kaçınıyor
TT

İran Fahrizade suikastinin ardından ‘tuzağa’ düşmekten kaçınıyor

İran Fahrizade suikastinin ardından ‘tuzağa’ düşmekten kaçınıyor

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani dün yaptığı açıklamada önde gelen nükleer bilimci Muhsin Fahrizade’nin suikastinden İsrail’i sorumlu tutarak Joe Biden’ın ABD başkanlığını devralmasına haftalar kala bölgede “karışıklık” çıkarmaya çalışmakla suçladı ve ülkesinin bu “tuzağa” düşmeyeceğini söyledi. Aynı zamanda Ruhani “zamanı gelince” bir karşılık verileceğini vurgularken İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney de “intikam” alınması ve suikastten sorumlu olanların “cezalandırılması” gerektiği söyleyerek Fahrizade’nin faaliyetlerinin devam edeceğini söyledi.
İran Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne bir mesaj göndererek olaya müdahale etmesi ve şiddetle kınaması çağrısında bulundu ve ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlık süresi bitmeden önce bir ABD-İsrail saldırısı olabileceğine dair endişelerini dile getirdi. Aynı şekilde İran karşılık verme ve kendini savunma hakkını saklı tuttuğunun da altını çizdi.
Ruhani televizyonda yaptığı açıklamada “İran halkı, Siyonistlerin kurduğu komplo tuzağına düşmeyecek kadar zeki. Onlar (Siyonistler) kaos yaratmaya çalışıyor ancak oyunlarını bozduğumuzu ve kötü niyetli hedeflerine ulaşmada başarılı olamayacaklarını idrak etmeleri gerekiyor” ifadelerini kullanarak İran’ın “düşmanı” olarak gördüğü kişilere uyarıda bulunarak ülkesinin ve yetkililerinin “bu canice eylemi cevapsız bırakmayacak kadar cesur olduğunu ve zamanı gelince bu suça karşılık vereceklerini” vurguladı.
İki gün önce (cuma günü) suikasta uğrayan Fahrizade Tahran yakınlarında pusuya düşürüldü ve arabası kurşun yağmuruna tutuldu. Hastaneye kaldırılan Fahrizade tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Fahrizade alanının en önde gelen İranlı bilim adamlarından biri olarak kabul ediliyordu ve Savunma Bakanlığı Araştırma ve Geliştirme Teşkilatı Başkanı olarak görev yapıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı, “İran’ın nükleer programının geliştirilmesine katkıda bulunan faaliyetleri ve operasyonları” nedeniyle 2008 yılında Fahrizade’nin ismini yaptırım listesine almıştı. İsrail ise daha önceden Başbakan Binyamin Netanyahu aracılığı ile Fahrizade’yi İran’ın varlığını inkar ettiği “askeri” nükleer programın arkasında olmakla suçlamıştı.
Hamaney, İki konunun gündeme alınması gerektiğini vurguladı
Hamaney, web sitesinde yayınlanan bir açıklamada Fahrizade’ye övgülerde bulunarak “Tüm yetkililerden iki konuyu ciddi bir şekilde gündemlerine almalarını istiyorum. İlki bu suçun araştırılması ve suçu işleyenler ile azmettiricilerin kesin olarak cezalandırılması, ikincisi ise şehidin üzerinde çalıştığı bütün alanlardaki bilimsel ve teknik çalışmaların sürdürülmesi” ifadelerini kullandı. İran’ın BM Daimi Temsilcisi Mecit Taht Revançi, BM Genel Sekreteri ve BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Saint Vincent ve Grenadinler’in BM Daimi Temsilcisi Inga Rhonda King’e iki ayrı nüsha halinde bir mektup gönderdi. Revançi söz konusu mektupta suikastı “bir terör saldırısı” olarak tanımlarken BM Genel Sekreteri’ni ve BM Güvenlik Konseyi’ni bu insanlık dışı terör eylemini kınamaya ve faillerine karşı gerekli tedbirleri almaya çağırdı.
Revançi “Geçtiğimiz on yıl boyunca, İran’ın önde gelen bilim adamlarının çoğu terör saldırılarında hedef alınarak öldürüldü. Kesin kanıtlarımız bu suikastların arkasında bazı yabancı tarafların olduğunu net bir şekilde gösteriyor” dedi.
Revançi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şehit Fahrizade’ye korkakça düzenlenen suikast, bundan İsrail’in sorumlu olduğuna dair elimizde ciddi delillerin olmasıyla birlikte, bölgemizde kaos çıkarmak ve İran’ın bilimsel ve teknolojik gelişimini baltalamak için yapılmış başka bir umutsuz girişim. Geçtiğimiz 40 yıl boyunca hiçbir baskı ve terör saldırısı, sosyal ve ekonomik kalkınmamız için gereken bilim ve teknolojiye ulaşmamızı engelleyemedi.”
Aynı zamanda Revançi “ABD ve İsrail’in, özellikle şu an iktidarda bulunan ABD yönetiminin geri kalan günlerinde İran’a karşı yapacağı pervasızca bir harekete” karşı uyarıda bulunarak “İran, halkını müdafaa etmek ve çıkarlarını güvence altına almak için gerekli olan tüm tedbirleri alma hakkını saklı tutuyor” dedi.
Diğer taraftan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “itidalli” davranma ve Orta Doğu’da “gerginliğin tırmanmasına” sebep olacak herhangi bir eylemden kaçınma çağrısında bulundu.
BM Sözcüsü Ferhan Hak, Genel Sekreter’in “itidal” çağrısında bulunduğunu söyleyerek Fahrizade’ye yapılan suikastın ardından “bölgede gerginliği tırmandıracak her türlü eylemden kaçınılması gerektiğini” vurguladı.
Beyaz Saray, ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) olay hakkında hemen bir yorum yapmaktan kaçınırken ABD’li bir yetkili -iki istihbarat yetkilisi ile birlikte- bilim adamına yapılan saldırının arkasında İsrail’in olduğunu ve ABD’nin operasyondan önceden haberdar olup olmadığının bilinmediğini aktardı. Nitekim oldukça yakın olan iki müttefik ülke İran hakkında elde ettikleri istihbarat bilgilerini aralarında paylaşıyor.
Her halükarda, ABD’nin İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleyman’a Irak’ta insansız hava araçları ile suikast düzelmesinin üstünden yalnızca 10 ay geçmişken Fahrizade’ye suikast düzenlenmesi seçilmiş başkan Joe Biden’ın, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı (KOEP) -2015 yılında İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı- yeniden hayata geçirme planlarını sekteye uğratabilir.
Trump, 12 Kasım’da Oval Ofis’te gerçekleştirilen bir toplantıda üst düzey yardımcılarına İran’ın Natanz’daki büyük nükleer tesisini vurma seçenekleri olup olmadığını sormuştu. Trump, Savunma Bakanı Mark Esper’i ve Savunma Bakanlığı’nda çalışan diğer üst düzey yetkilileri görevden aldığından beri, Savunma Bakanlığı ve diğer ulusal güvenlik yetkilileri, Başkan Trump’ın İran’a açıktan veya gizliden operasyonlar düzenlenmesi için emir vereceğinden endişelendiklerini dile getiriyor. Diğer yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Trump hala görevdeyken hareket etmesinden korktuklarını belirtti. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, “İran’ın kötü niyetli eylemlerine” karşı sürekli uyarıda bulunsalar da İran’a askeri bir harekat düzenleme fikrine karşı çıkıyorlar.
Üst düzey bir ABD’li yetkili, suikastın İran’ın bölgedeki, özellikle de Irak’taki ABD güçlerine karşı bir misilleme yapabileceğine dair endişelere yol açtığını vurguladı. Nitekim burada konuşlanan ABD güçleri, İran destekli grupların saldırısına uğramıştı. ABD Başkanı Trump bu ay nükleer programı bozmak üzere İran’a saldırma olasılığını gündeme taşıdığında ABD ordusu ve diğer üst düzey yetkililer, böyle bir hareketin bölgedeki ABD güçlerine karşı olası bir misilleme anlamına geleceğine dair uyarıda bulunarak bunu engellemek için baskı yaptılar. Bununla birlikte ABD merkezli haber sitesi Axios bu hafta İsrail hükümetinin, askerlerine Trump Beyaz Saray’dan ayrılmadan önce ABD tarafından İran’a yapılabilecek olası bir saldırıya karşı hazırlıklı olma talimatı verdiğini aktardı. Haber sitesine demeç veren iki İsrailli yetkili bunun herhangi bir istihbarat bilgisine dayanmadığını yalnızca “çok hassas bir dönem” olacağına yönelik beklentilerden kaynaklandığını söyleyerek Trump’ın hala ABD ordularının en yüksek rütbeli komutanı olduğunu belirtti. Ulusal İran-Amerikan Konseyi Kurucu Başkanı ve İran, İsrail ve ABD İlişkileri Uzmanı Trita Parsi Twitter hesabı üzerinden yaptığı bir dizi paylaşımında İsrail’in, Fahrizade suikastında “baş şüpheli” olduğunu çünkü bunu gerçekleştirecek tecrübeye ve sebebe sahip olduğunu belirtti ve “İran’da yapılan saldırıların şu anda İsrail için bazı dezavantajları var. Nitekim bu, İran’ı kızdırabilir ve ABD’nin de dahil olacağı daha geniş çaplı bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir ve bu da Netanyahu’nun uzun zamandır aradığı bir ABD-İran çatışmasına yol açabilir” dedi. Parsi suikastin, Biden yönetiminin İran ile diplomatik ilişkileri yeniden canlandırma girişimini muhtemelen baltalayacağını söyleyerek İran’ın suikasta bir karşılık vermesini beklediğini belirtti.
Eski CIA Direktörü John Brennan Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda, yapılan suikastın “pervasızca işlenmiş ağır bir suç” olduğuna işaret ederek “ölümcül bir misilleme ve yeni bir bölgesel çatışma turu riski taşıdığını” söyledi. Brennan İran’a çağrıda bulunarak “ABD liderliğinin sorumluluğa geri dönmesini bekleyerek herhangi bir karşılık vermemesini” talep etti. Pentagon’un Orta Doğu’dan Sorumlu eski Müsteşar Yardımcısı Michael Mulroy, Fahrizade’nin öldürülmesinin “İran’ın nükleer programı için bir gerileme” anlamına geldiğini söyleyerek İranlı bilim adamının “aynı zamanda DMO’da yüksek rütbeli bir subay olduğunu ve bunun da İran’ın şiddetli bir şekilde misilleme yapma isteğini artıracağını” kaydetti.
İran İşleri Uzmanı Ariane Tabatabai “İran’ın tüm nükleer programı tek bir kişinin omuzlarında değil. Kendisi önemli bir aktördü. Ancak rolünün en önemli kısımlarından biri, altyapıyı geliştirip programın devamlılığını sağlamak için başkalarını eğitmekti. Nükleer bir silah edinme yönünde rejimin içerisinde daha fazla hareketlilik görürsem şaşırmam” dedi.



Trump, Biden'ın affını otomatik imza kullanarak iptal etti

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
TT

Trump, Biden'ın affını otomatik imza kullanarak iptal etti

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, selefi Joe Biden'ın otomatik kalem kullanarak imzaladığını iddia ettiği af belgeleri de dahil olmak üzere tüm belgeleri iptal etme kararı aldığını söyledi.

Otomatik kalem, bir kişinin imzasını doğru bir şekilde kopyalamak için kullanılır ve genellikle büyük miktarda belge veya protokol niteliğindeki belgeler için kullanılır. Her iki partiden başkanlar da resmi mektupları ve bildirileri imzalamak için bu kalemi kullanmıştır.

Trump ve destekçileri, Biden'ın görevdeyken cihazı kullanmasının eylemlerini geçersiz kıldığı veya bunların tam olarak farkında olmadığını gösterdiği yönünde bir dizi asılsız iddiada bulundu. Biden'ın cihazı af kararlarında kullanıp kullanmadığı ise bilinmiyor.

Trump, Truth Social platformunda, "Bu şekilde imzalanmış af, ceza indirimi veya başka herhangi bir yasal belge alan herkes, bu belgenin tamamen geçersiz ve hiçbir yasal etkisi olmadığını bilmelidir" ifadelerini kullandı.

Biden, ocak ayında görevden ayrılmadan önce, siyasi amaçlı soruşturmalardan korumak istediği aile üyeleri de dahil olmak üzere bir dizi af çıkarmıştı.

Ayrıca şiddet içermeyen uyuşturucu suçları için de bazı suçlulara verilen cezaların azaltılmasını emretti.


Rubio: Trump, Sudan savaş dosyasıyla bizzat ilgileniyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (solda), Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Kabine Odası'nda solunda Başkan Donald Trump ile kabine toplantısı sırasında... 2 Aralık 2025 (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (solda), Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Kabine Odası'nda solunda Başkan Donald Trump ile kabine toplantısı sırasında... 2 Aralık 2025 (AFP)
TT

Rubio: Trump, Sudan savaş dosyasıyla bizzat ilgileniyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (solda), Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Kabine Odası'nda solunda Başkan Donald Trump ile kabine toplantısı sırasında... 2 Aralık 2025 (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (solda), Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Kabine Odası'nda solunda Başkan Donald Trump ile kabine toplantısı sırasında... 2 Aralık 2025 (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı bizzat takip ettiğini söyledi.

Trump, geçen kasım ayında düzenlenen ABD-Suudi Yatırım Forumu'nda, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın çatışmayı çözmek için kendisinden müdahale etmesini istemesinin ardından Sudan'daki savaşı sona erdirmek için çalışacağını açıklamış, Sudan ise Suudi Arabistan ve ABD'nin barışa yönelik çabalarını memnuniyetle karşılamıştı.

ABD-Suudi Arabistan Zirvesi kapsamında düzenlenen ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin de katıldığı ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu'nda konuşan Trump, "Veliaht Prens Sudan'dan bahsederek, 'Efendim, çok sayıda savaştan bahsediyorsunuz ama dünyada Sudan adında bir yer var ve orada olanlar korkunç' dediğini" belirtti.

ABD Başkanı, "Biz zaten bunun üzerinde çalışmaya başladık" dedi. Suudi Veliaht Prensi'nin konunun önemini açıklamasından yarım saat sonra yönetiminin konuyu incelemeye başladığını belirten Trump, "Bu vahşete son vermek için Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Ortadoğu'daki diğer ortaklarımızla birlikte çalışacağız" ifadelerini kullandı.


Papa, Amerika'yı Venezuela Devlet Başkanı'nı askeri güç kullanarak devirmeye çalışmamaya çağırdı

Papa 14. Leo, Roma'ya giden uçakta gazetecilere seçimi ve ABD ile Venezuela arasındaki ilişkiler hakkında konuşuyor (Reuters)
Papa 14. Leo, Roma'ya giden uçakta gazetecilere seçimi ve ABD ile Venezuela arasındaki ilişkiler hakkında konuşuyor (Reuters)
TT

Papa, Amerika'yı Venezuela Devlet Başkanı'nı askeri güç kullanarak devirmeye çalışmamaya çağırdı

Papa 14. Leo, Roma'ya giden uçakta gazetecilere seçimi ve ABD ile Venezuela arasındaki ilişkiler hakkında konuşuyor (Reuters)
Papa 14. Leo, Roma'ya giden uçakta gazetecilere seçimi ve ABD ile Venezuela arasındaki ilişkiler hakkında konuşuyor (Reuters)

Reuters'ın haberine göre Papa Leo, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu askeri güç kullanarak devirmeye çalışmamaları çağrısında bulundu.

Katolik Kilisesi'nin başına geçen ilk Amerikalı olan Papa, Washington'ın Venezuela'da değişim yaratmak istemesi halinde diyalog yolunu denemesinin veya ekonomik baskı uygulamasının daha iyi olacağını söyledi.

Trump yönetimi, Amerikalıların ölümüne yol açan uyuşturucuların tedarikinde Maduro'nun rolü olduğunu iddia ettiği durumla mücadele etmek için seçenekleri değerlendiriyor. Sosyalist Venezuela Devlet Başkanı, uyuşturucu ticaretinde herhangi bir rolü olduğunu reddetti.

Trump'ın Maduro'yu zorla görevden alma tehditleri hakkında basın toplantısında sorulan soruya Papa Leo, "Diyalog veya belki de ekonomik baskı da dahil olmak üzere baskı yolları aramak daha iyidir" dedi.

Papa, papalık görevine başladıktan sonra ilk yurtdışı seyahatini gerçekleştirdiği Türkiye ve Lübnan ziyaretinden dönüşünde yaptığı açıklamada, Washington'un " Venezuela’da değişim yaratmak istiyorsa" başka yollar araması gerektiğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre ajans geçen ay, ABD'nin değerlendirdiği seçenekler arasında Venezuela Devlet Başkanı'nı devirmeye çalışmanın da olduğu ve ABD ordusunun Karayipler'de gerçekleştirdiği büyük çaplı askeri yığınak ve üç ay önce Venezuela açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen teknelere yönelik saldırıların ardından yeni bir operasyon aşamasına hazırlandığını bildirmişti.

Aslen Chicago'lu olan Leo, geçen mayıs ayında seçildi, Peru'da uzun yıllar dini görevlerde bulunduğu için Latin Amerika hakkında da bilgi sahibi.