Lübnanlılar arasında ‘toplu depresyon’ yaşanırken sinir ilaçları bulunamıyor

Uluslararası bir rapora göre Lübnanlılar dünyanın ‘en kötü’ hayatını yaşıyorlar

Lübnanlılar arasında ‘toplu depresyon’ yaşanırken sinir ilaçları bulunamıyor
TT

Lübnanlılar arasında ‘toplu depresyon’ yaşanırken sinir ilaçları bulunamıyor

Lübnanlılar arasında ‘toplu depresyon’ yaşanırken sinir ilaçları bulunamıyor

ABD merkezli Gallup şirketinin dünya endeksine göre Lübnanlılar ‘dünyanın en kötü hayatını’ yaşıyorlar. Gallup tarafından hazırlanan rapora göre Lübnanlıların yalnızca yüzde 4'ü hayatlarını olumlu olarak değerlendiriyor. Bu da Gallup’un herhangi bir ülkede kaydettiği en kötü sonuç olarak gösteriliyor.
Bu sonuç, Gallup'un 2019'da yaptığı bir araştırmaya dayalı olsa da geçtiğimiz yıl Lübnan'da başlayan ve bu yıl özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve günlük hayatın sıkıntılarını artıran Beyrut Limanı’ndaki büyük patlama sonrasında artan krizler nedeniyle hiçbir Lübnanlıyı şaşırtmıyor.
Tüm bu baskılarla birlikte, sinir ilaçları ve yatıştırıcı ilaçların Lübnan pazarında bulunamaz hale gelen ilk ilaçlar arasında olması garipsenmiyor. Söz konusu ilaçlara verilen sübvansiyonun kaldırılma olasılığına dair söylentilerin ardından Lübnanlılar, bu ilaçları satın almak ve stoklamak için adeta yarışa girdiler. Konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnan Eczaneler Sendikası Başkanı Gassan el-Emin'e göre sinir ilacı tüketiminin yüzdesi, 2015 yılından bu yana yüzde 20 arttı.
Sinir ilacı tüketimindeki artış ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan klinik psikolog Rania El-Bobo bunun psikolojik düzeyde anlaşılabilir bir durum olduğunu, çünkü Lübnanlıların ‘çözüm aramaktan bıktığını ve bulma umudunu da yitirdiğini’ belirtti. Bu yüzden, vatandaşların çözüm aramak yerine psikoterapiye başvurduğunu söyleyen Bobo, bu durumun ‘yarının belirsizliği’ ile de ilgili olabileceğini vurguladı.

Vatan adeta bir hapishaneye dönüştü
Gallup'un raporuna göre mutsuz olan Lübnanlıların yüzdesi 2018-2019 yılları arasında ikiye katlanarak yüzde 43'e ulaşırken anksiyete (kaygı bozukluğu) yaşayanların sayısında yüzde 40 ve baskı hissedenlerin sayısında yüzde 61 yükseliş yaşandı. Bobo’ya göre ülkede ‘toplumsal düzeyde depresyon’dan bahsetmek mümkün. Lübnan'da yaşayan herkesin ‘her zaman bir korku, endişe, boşluk ve karanlık düşünceler’ ile yaşadığını söyleyen Bobo, “Bu durum Lübnanlıların günlük yaşamlarında ve başkalarıyla, özellikle de aileleriyle ilişkilerinde ifade ettikleri bir tür toplu depresyon yaşamasına neden oluyor. Bu da aile içi şiddet vakalarında ve geçiş hakkı gibi basit nedenlerle meydana gelebilecek suçlarda artışa hatta intiharı düşünenlerin sayısında bir yükselişe yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Lübnanlı Kadınlar Ulusal Komisyonu (NCLW), Şubat ve Ekim ayları arasında aile içi şiddet vakalarının bildirmek için telefon hattına gelen ihbar sayısının yüzde 51 arttığını açıkladı. Suçlarla ilgili olarak Beyrut merkezli araştırma şirketi Information International, 2020’nin ilk 9 ayında ölüm sayısının 2019'un aynı dönemine kıyasla yüzde 100 arttığını bildirdi. İntihar vakaları açısından ise Lübnan, herhangi bir artışa tanık olmadı. Ancak geçtiğimiz Temmuz ayında iki gün içinde dört intihar vakasının olması dikkat çekti.
Lübnanlıların kendilerini güvende ve kendisini koruyan bir yönetimin varlığını hissetmediğini, zincirlenmiş gibi hissettiğini söyleyen Bobo, “İnsanlar vatan topraklarında hapsedilmiş gibi. Kovid-19 salgını ile ilgili dünyadaki havalimanı prosedürleri nedeniyle ülkeden ayrılması yasak. Ülkelerin büyük çoğunluğu, salgın veya diğer siyasi nedenlerle Lübnanlıları topraklarına almıyorlar. En zor olanı ise, vatandaşın içinde bulunduğu hayat şartlarını kontrol eden, onu gıda güvenliği ve sağlık hizmetleri eksikliği ile tehdit eden ve bir iradeden mahrum olduğunu hissettiren bir yönetim ile bir hapishanede zincirlenmiş gibi hissetmesidir. Yasadığı olarak deniz yoluyla ölüm teknelerine binerek göç etmeye karar veren Lübnanlıların olduğu gibi tamamen tehlikelerle dolu olsa bile bir umut arayışı içerisindeler” şeklinde konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) istatistiklerine göre geçtiğimiz Temmuz ve Ekim ayları arasında yaklaşık 30 tekne Lübnan'dan ayrıldı.  Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin yanı sıra, özellikle Trablus (Trablusşam) kentinden (Lübnan’ın kuzeyinde bulunuyor ve Akdeniz'in en fakir şehirlerinden biri olarak nitelendiriliyor) çok sayıda Lübnanlı, zor koşullara dayanamayarak ölen çocuklarını denize atmak zorunda kaldılar.
Tam bir insanlık felaketi durumu yaşandığına dikkati çeken Bobo, "Lübnanlılar bu insanlık dışı sahnelere alışıyor ve olumsuz bir şekilde uyum sağlıyor. Bu da insanların psikolojik durumunun kötüleştiğini gösteriyor” dedi. Bobo mevcut durumun böyle devam etmesinin ‘ruhsal hastalıklarda bir artışa, tükenmişliğe veya kaybetmekten korkacak hiçbir şey kalmadığı için toplumsal bir patlamaya’ yol açabileceğine işaret etti.

Toplu hayal kırıklıkları ve şoklar
Lübnan Gallup'un Olumlu Deneyim Endeksi listesinde geçtiğimiz yıl önemli ölçüde gerilerken gerileme bu yıl da devam etti. Esasen mevcut durum bir raporun bu verileri vermesini gerektirmiyor. Bunun için patlamadan kurtulan genç Firas'ın da söylediği gibi artık insanları sürekli korku duymalarına ve gergin hissetmelerine neden olan liman patlaması olayından bahsetmek yeterli. Patlamanın olduğu gün Firas, limanın yakınında bir noktadaydı. Bugüne kadar sesini unutamadığı o patlamanın etkisiyle metrelerce savrulan arabasının camından patlamadan önce çıkan yangından yükselen bulutları çekiyordu. Firas patlama sesiyle arabanın tüm camlarının kırıldığını söyledi.
Firas, patlamanın olduğu gün arabada yanında olan eşinin, herhangi bir ses duyduğunda nasıl korkuya kapıldığını ve bir başka patlama olabileceği korkusuyla günlerce merdivenlerden inerken nasıl büyük korkuyla koştuğunu anlattı.



Karaciğer hasarının 5 erken belirtisi

Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)
Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)
TT

Karaciğer hasarının 5 erken belirtisi

Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)
Sağlıklı bir kişi ile viral hepatite yakalanmış bir kişi arasındaki cilt rengi farkını gösteren görüntü (El-Merkeziyye)

Karaciğer vücuttaki en büyük ve en önemli organlardan biridir ve birçok görevden sorumludur. Kanın pıhtılaşmasını düzenler, toksinleri kan dolaşımından uzaklaştırır, safra üretimine yardımcı olur ve çok daha fazlasını yapar.

Bununla birlikte karaciğer, hastalık veya tekrarlayan yaşam tarzı alışkanlıkları nedeniyle hasar görebilir ve düşük performans gösterebilir.

Şarku’l Avsat’ın HuffPost'tan aktardığı habere göre, ABD'deki Hackensack Meridian Sağlık Merkezi'nde gastroenterolog olan Dr. Douglas Wayne'e göre ‘karaciğer hastalığı’, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı, hepatit ve hatta kanser dahil olmak üzere normal karaciğer fonksiyonunu bozan birçok farklı durumu kapsayan çok geniş bir terimdir.

Diğer yandan ABD'deki Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yardımcı doçent olan hepatolog Dr. Bobo Panini, “Karaciğer hastalıklarının belirti ve semptomları genellikle önemli karaciğer hasarı oluşana kadar ortaya çıkmaz” dedi.

İşte karaciğer hasarının en yaygın 5 erken belirtisi ve bu sorunları fark ederseniz ne yapmanız gerektiği:

*Ciltte veya gözlerde sararma

Panini, “Karaciğer hastalığının ince bir işareti, sarılık olarak bilinen, cildin veya gözlerin beyazlarının sararmasıdır” diyor.

Bu, vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin normal parçalanması sırasında oluşan bir pigment olan bilirubin fazlalığı olduğunda ortaya çıkar. Bilirubin normalde karaciğer tarafından işlenir ve vücuttan atılır, ancak çok fazlası sarılığa neden olabilir ve karaciğer sorunlarına işaret edebilir.

Bu nedenle ciltte veya gözlerde sararma fark ederseniz doktorunuzla konuşmanız önemlidir.

*Koyu renkli idrar

Koyu renkli idrar genellikle endişe edilecek bir durum değildir ve fazladan sıvı almanız gerektiğinin bir göstergesidir.

Wayne, karaciğer hastalığı olan kişilerin koyu renkli idrar yapmasının da normal olduğunu söylüyor. Bunun nedeni, idrarınızı koyu turuncu, kahverengi veya kehribar rengine dönüştürebilen bilirubin birikimidir.

*Kafa karışıklığı

Ruhsal durumunuzdaki büyük değişiklikler göz ardı edilmemelidir. Bunlar karaciğer sorunlarının veya altta yatan başka sorunların bir işareti olabilir. Kafa karışıklığı veya zihni etkileyen başka sorunlar yaşıyorsanız, derhal yardım isteyin.

Panini, “Sağlığı yerinde olan herkeste akut karaciğer yetmezliği gelişebilir ve bu da zihinsel durum veya kişilikte kafa karışıklığı veya uyuşukluk gibi değişiklikler olarak ortaya çıkabilir” diyor.

*Bacaklarda, ayak bileklerinde veya karında şişlik

Wayne, “Karaciğer sorunlarıyla ilgili olmayabilir, ancak bacaklarınızdaki ve ayaklarınızdaki şişlik bir şeylerin ters gittiğini gösterebilir” dedi.

Mayo Clinic'e göre siroz, karaciğerdeki kan akışını yavaşlatır ve kanı organa taşıyan damardaki basıncı artırır. Mayo Clinic, portal ven olarak bilinen bu damardaki basıncın ‘ödem adı verilen bacaklarda ve asit adı verilen karın bölgesinde sıvı birikmesine neden olabileceğini’ belirterek, ‘karaciğerin albümin gibi belirli kan proteinlerini yeterince üretememesi durumunda da ödem ve asit oluşabileceğini’ kaydetti.

*Kolay morarma ve kanama

Wayne, karaciğer hasarı olan kişilerin yaralandıkları yerin kolayca morarabileceğini veya kanayabileceğini söyledi. Bunun nedeni karaciğerin kanın pıhtılaşması için gereken proteinleri üretmesidir. Dolayısıyla karaciğer iyi çalışmadığında kolayca kanamaya yatkın olursunuz.

*Karaciğer hasarınız olduğunu düşünüyorsanız ne yapmalısınız?

Karaciğer sorunları göz ardı edilmemelidir. Çok fazla alkol almak, tip 2 diyabet hastası olmak, ortak iğne kullanmak ve ailede karaciğer hastalığı öyküsü olması karaciğer hasarına yol açabilecek ciddi faktörlerdir.

Herhangi bir karaciğer hasarı belirtisi yaşadığınızı düşünüyorsanız, bunu sağlık uzmanınızla görüşmeniz önemlidir. Diğer belirtiler arasında dışkı değişiklikleri, yorgunluk ve iştah değişiklikleri yer almaktadır.

Panini, şiddetli sarılık, zihinsel durumda beklenmedik değişiklikler, siyah dışkı, kan kusma, karın, ayak bilekleri ve bacaklarda kademeli şişme veya nefes almada zorluk yaşarsanız derhal tıbbi yardım almanızı öneriyor.