Kovid-19 mutasyonları etkisiz ve yayılmayı arttırmıyor

Kovid-19 mutasyonları etkisiz ve yayılmayı arttırmıyor
TT

Kovid-19 mutasyonları etkisiz ve yayılmayı arttırmıyor

Kovid-19 mutasyonları etkisiz ve yayılmayı arttırmıyor

University College London’da (UCL) araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) virüsünden meydana gelen bazı mutasyonların, insanlar arasında daha hızlı yayılma yeteneği üzerine olan tartışmaya son noktayı koydu.
Mutasyon, genetik bilgide meydana gelen herhangi bir değişiklik olup, yeni tip örneğinde olduğu gibi “koronavirüsler”, üç farklı şekilde mutasyona uğrayabilen ve nükleik asitleri genellikle tek iplikçikli RNA yapısında olan virüslerin bir alt türüdür. Bunlar ya virüs çoğaldığında veya aynı hücreyi enfekte eden diğer virüslerle girdiği etkileşim yoluyla (rekombinasyon veya yeniden sınıflandırma) ya da virüs konağının bağışıklığının bir parçası kabul edilen konağın RNA yapılanma sistemleri yollarıyla mutasyona uğrarlar.
25 Kasım 2020’de, Nature Communications dergisinin son sayısında yayınlanan çalışmada araştırmacılar, 99 farklı ülkeden koronavirüsten enfekte olmuş 46 binin üzerinde insanın virüs genomlarını analiz etti. Araştırmacılar şu ana kadar Kovid-19 hastalığına sebep olan virüste 12 bin 706 mutasyon tespit ettiler. Bunlardan 398’inin, tekrar eden bir biçimde ve bağımsız olarak meydana geldiklerine dair kanıtlar ortaya koydu. Araştırmacılar bu mutasyonların arasından, salgın sırasında bağımsız olarak en 3 kez evrim geçiren 185 mutasyon tespit etti.
Araştırmacılar, mutasyonların virüsün bir insandan diğerine geçiş kabiliyetini artırıp artırmadığını ve mutasyonun ilk önce virüste gelişip gelişmediğini test etmek için virüsün evrim ağacını modellediler ve evrim ağacının herhangi bir dalında belirli bir mutasyonun giderek daha yaygın hale gelip gelmediğini analiz ettiler. Sonra bu virüsün soyundan gelen mutasyonların belirli bir mutasyona uğramayan yeni tip koronavirüsten daha iyi performans gösterip göstermediğini incelediler.
Sonuç olarak araştırmacılar, yaygın olan mutasyon türlerinden herhangi birinin virüsün bulaşma kabiliyetini artırdığına dair hiçbir kanıta ulaşmadılar. Tam aksine, yaygın mutasyonların büyük bir kısmının virüse karşı nötr olduğunu ortaya koydular. Bunların arasında, virüsü daha bulaştırıcı hale getirebilecek “D614G” olarak adlandırılan virüse ait “Spike” proteinindeki bir mutasyonun, virüsü daha bulaşıcı hale getirebilen yaygın bir mutasyon olduğu bildirildi. Yeni kanıtlar, bu mutasyonun aslında önemli ölçüde artan bir aktarımla alakasının bulunmadığını ortaya koydu.
Araştırmacılar ayrıca, yaygın olan mutasyonların büyük bir kısmının, yeni insan konağına adapte olmasının bir sonucu olarak değil, konak insanların bağışıklık sistemiyle girdiği etkileşimden kaynaklandığı sonucuna ulaştılar.
Araştırmacılar, yakında uygulanacak olan aşıların, insanların bağışıklık sistemi tarafından tanınmaması için yeni virüsün seçici baskılar kurmasının muhtemel olduğunu ve bu baskıların, mutasyonların aşıdan kaçmasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Luci Van Dorp, University College London’ın (UCL) internet sitesinde yayınlanan araştırmayla birlikte yaptığı açıklamasında, “Aşı cephesinden gelen haber harika görünüyor. Ancak virüs gelecekte aşıdan kaçabilen mutasyonlara sahip olabilir. Ancak böyle bir durum meydana geldiğinde bunu derhal rapor edebileceğimizden eminiz. Bu da aşıların gerektiğinde güncellenebilmesine izin verecektir” ifadelerine yer verdi.
Kahire’nin kuzeydoğusundaki Zagazig Üniveristesi’nde eklem hastalıkları uzmanı olan Prof. Dr. Muhammed Semir, çalışmaların bulgularına övgüde bulundu ve mutasyonların izlenmesinin aşılar yapıldıktan sonra da devam etmesi gerektiğini belirtti.
Dr. Semir, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mutasyonları takip etmek için kurulan bu mekanizma, aşının kendisini sağlamaktan daha az önemli olmamalıdır. Çünkü herhangi bir mutasyon, özellikle Spike proteinindeki basit bir mutasyon bile tüm aşı projelerini yok edebilir” ifadelerine yer verdi.
Aşıların çoğu, virüsteki en önemli protein olan ve o protein olmadan insan hücrelerine bağlanabilme ve onlarda enfeksiyona neden olma yeteneğini yitiren “Spike” proteini için genetik materyal kullanılarak tasarlandı ve bu proteinde meydana gelebilecek herhangi bir mutasyon aşı projelerinin anlamsız hale getirebilir.



Eski Doctor Who yıldızından dizinin yeni versiyonuna eleştiri

Fotoğraf: BBC Studios
Fotoğraf: BBC Studios
TT

Eski Doctor Who yıldızından dizinin yeni versiyonuna eleştiri

Fotoğraf: BBC Studios
Fotoğraf: BBC Studios

1982-1984'te Zaman Lordu'nu canlandıran Doctor Who yıldızı Peter Davison, uzun soluklu dizinin son sezonlarını "hikayedeki devasa boşluklar" nedeniyle eleştirdi.

Tom Baker'ın ardından karakterin 5. enkarnasyonunu canlandıran 74 yaşındaki Davison, BBC'nin 2005'te yeniden başlattığı bilimkurgu dizisinin kalitesini sorguluyor.

The Lewis Nicholls Show'a konuşan aktör, "Nedense bilimkurguda saatte 160 kilometre hızla gitmeleri gerektiğini düşünüyorlar" dedi.

Hikayede doğrudan bir sonraki bölüme geçiliyor ve beynin boşlukları doldurması bekleniyor... Belki genç ve sağlıklı biri bunu yapabilir. Bilemiyorum.

Davison, Doctor Who'nun son bölümlerini "ileride izlenmesi istenen" bir yapımın "fragmanına" benzetti.

Kanal patronlarının "insanların dikkat süreleri"yle ilgili endişelerinin, televizyon programlarının kötüleşmesine katkıda bulunabileceğini söyledi.

Davison "Eğer iki dakikada bir bir şeyler olmazsa insanların televizyonu kapatacağını düşünüyorlar, ki bunun doğru olduğuna inanmıyorum" diye devam etti.

Öte yandan Davison, geri dönen dizi sorumlusu Russell T. Davies'in, eski Doctor Who'nun sık sık eleştirilen bir yönünü, yani ana karakterin yol arkadaşını az kullanma alışkanlığını "düzelttiğine" değindi. Ancak dizinin artık hikayeden çok görsel efektlere öncelik verdiğini belirtti.

Oyuncu "Özel efektler daha da iyileştikçe, dizinin sadece onlardan ibaret hale gelmesi gibi bir tehlike var" dedi.

VDFGTH
Peter Davison 1982-1984 döneminde Doctor Who'da oynadı (BBC)

Doctor Who'nun yıllarca demirbaşı olan Davison, 2022'de Jodie Whittaker'ın son bölümünde kısa bir kameoyla rolünü yeniden canlandırmıştı. Whittaker'ın kendisi de geçen ay Ncuti Gatwa'nın veda bölümünde kısa süreliğine görünmüştü.

Davison ayrıca 2005-2010'da dizinin başrolünü üstlenen bir diğer eski Doctor Who yıldızı David Tennant'la birlikte özel bir sesli program yapmıştı. İki yıldızın dizi dışında da bir bağı var: Davison'ın kızı Georgia, 2011'den beri Tennant'la evli.

Tennant, Georgia'ya BBC'de 2008'de yayımlanan "The Doctor's Daughter" adlı bölümde birlikte rol alırken tanışmış ve 2020'de, bir başka Doctor Who yıldızının çocuğuyla evlenmenin "biraz aptalca geldiğini" itiraf etmişti.

Yayıncı Gaby Roslin'in podcast'ine katılan İskoç aktör, ilişkileri hakkında "Doctor Who hayatımın içine işlediği için sonunda doktorlardan birinin kızıyla evlenmek biraz aptalca geliyor; buna aykırı duran pek çok şey vardı" demişti.

Ancak Georgia ilişkilerinin "itici gücünün" kendisi olduğunu belirterek "Bu kadar çok uğraşmasaydım bu gerçekleşmeyebilirdi" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe