Cezayir Cumhurbaşkanı’nın ‘sağlık engeli’ nedeniyle azledilmesi yönelik sesler yükseliyor

Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un sağlığı hakkında gizem hakim (AFP)
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un sağlığı hakkında gizem hakim (AFP)
TT

Cezayir Cumhurbaşkanı’nın ‘sağlık engeli’ nedeniyle azledilmesi yönelik sesler yükseliyor

Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un sağlığı hakkında gizem hakim (AFP)
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un sağlığı hakkında gizem hakim (AFP)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un Özel Yardımcısı Abdulhafız Alahum’un açıklamaları, Cumhurbaşkanı’nın sağlık durumu hakkında daha fazla belirsizliğe sebebiyet verdi. Tebbun’un koronavirüs tedavisi görmek için Almanya'da özel bir kliniğe nakledilmesinin ardından tam bir ay geçti.
Nitekim, Cumhurbaşkanı’nın hükümeti yönetememesi durumunda görevden azledilmesini öngören anayasa metninin Tebbun’un kamusal sahnede uzun süredir yer almaması dolayısıyla uygulamaya konması çağrıları artıyor.
Fransızca El Watan gazetesinin haberine göre, Tebbun’un Özel Yardımcısı Alahum, Cumhurbaşkanı’nın yurtdışındaki tedavisi hakkında RT (Russia Today) kanalına herhangi bir açıklamada bulunmadı. Bu konuya girmekten kaçındığını söyleyen Alahum, bu hususta açıklama yapmakla görevli olanın Cumhurbaşkanlığı Medya Dairesi olduğunu vurguladı.
RT’nin 24 Kasım’daki haberine göre, Cumhurbaşkanı Tebbun “tedaviye olumlu yanıt verdi”. Tebbun’un kendisiyle beraber Almanya’ya giden oğlu ile konuştuğu, oğlunun ise tedaviye yanıt verdiğini söylediği babasının sağlığı konusunda oldukça iyimser olduğunu dile getirdiği belirtildi. Bu ifadeler, yabancı haber sitelerindeki “Cezayir Cumhurbaşkanı’nın sağlığının kötüleşmesi sonucu ölüm olasılığının bulunduğu” haberlerine dolaylı yoldan verilen cevap niteliğindeydi.
‘Güvenilir kaynaklardan’ alıntı yapan El Watan, Cumhurbaşkanı Tebbun’un “hastalığı tamamen atlattığı, ancak sağlığını daha iyiye götürmek için Almanya'da kalış süresini uzattığı, birkaç gün içinde ülkeye geri döneceğini” bildirdi.
Cumhurbaşkanı Tebbun’un uzun süredir yokluğu, Cezayirlilerin eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika ile yaşadığı kötü deneyimi hatırlatıyor. Nitekim Buteflika’nın siyasi faaliyetleri, sağlığı nedeniyle, 27 Nisan 2013'ten halk hareketi baskısı altında istifa ettiği güne altı yıl boyunca askıya alınmıştı. İktidarı altındaki bakan ve danışmanlar, Buteflika’nın ‘projeleri takip ettiğini ve hükümete talimatlar verdiğini’ vurgulayarak sağlığının geldiği noktayı saklamıştı. Cezayirliler ise Buteflika’nın kendisini tekerlekli sandalyeye mahkum eden beyin felci geçirdiğinden habersizdi. Dolayısıyla Tebbun’un sağlığıyla ilgili mevcut yetkililerden alınan haberlere, medyada fotoğrafı yer almadığı sürece şüpheyle yaklaşılıyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı’nın hükümeti yönetemeyeceğinin kanıtlanması durumunda görevden azledilmesini öngören anayasa metninin uygulanması isteniyor. Söz konusu maddenin uygulanmasını talep eden sosyal medya kampanyasını yürüten avukat ve aktivist Abdurrahman Salih ise şu açıklamalarda bulundu:
“Cumhurbaşkanı’nın ciddi ve kronik bir hastalık nedeniyle görevini yerine getirmesi imkansız hale geldiği taktirde Anayasa Konseyi’nin zorunlu olarak bir araya gelmesi gerekiyor. Bu tür bir sağlık engelinin uygun tüm yollarla kanıtlanmasının ardından, parlamentoda oylama yapılması öneriliyor. Parlamento, Cumhurbaşkanı’nın sağlık engelinin parlamento üyelerinin üçte ikisi çoğunluğuyla kanıtlandığı sonucuna varıldığını iki meclisin ortak oturumunda açıklıyor. Ardından ise Millet Meclisi Başkanı, devlet başkanlığını en fazla 45 gün süreyle vekaleten üstlenmekle görevlendiriliyor. Sağlık engelinin 45 gün sonrasında da devam etmesi halinde, cumhurbaşkanlığı makamının zorunlu istifa kararı ile boşaltıldığı bildiriliyor. Cumhurbaşkanının istifası veya ölümü halinde ise yine Anayasa Konseyi’nin zorunlu olarak bir araya gelmesi ve cumhurbaşkanlığının nihai boşluğunu kanıtlaması gerekiyor. Makamın boşaldığına dair nihai beyanname şahitliği derhal zorunlu olarak bir araya gelen parlamentoya iletiliyor. Nitekim Millet Meclis Başkanı, devlet başkanlığı görevini en fazla 90 gün süreyle üstleniyor. O sırada ise devlet başkanlığı seçimleri düzenleniyor. Bu şekilde atanan devlet başkanı, cumhurbaşkanlığına aday olamıyor.”



Lübnan hükümeti: Bakanlık bildirisinde ‘Hizbullah üçlemesinden’ vazgeçildi

Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
TT

Lübnan hükümeti: Bakanlık bildirisinde ‘Hizbullah üçlemesinden’ vazgeçildi

Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)
Yeni Lübnan hükümetinin Baabda Sarayı'nın avlusundaki hatıra fotoğrafı. (Lübnan Cumhurbaşkanlığı - EPA)

Yeni Lübnan hükümeti dünkü ilk oturumunda, önceki hükümetlerde kullanılan Hizbullah üçlemesini kaldıracak bir bakanlar bildirisi hazırlamak üzere komite oluşturdu. Cumhurbaşkanı'nın yemin konuşması ve Başbakan'ın görevlendirme konuşmasının temel alınacağı bildirinin ‘kısa ve net’ olacağı belirtilirken, bildirinin birkaç gün içinde tamamlanacağı iyimserliği dile getirildi.

Hükümetin ilk oturumunda Cumhurbaşkanı Joseph Avn Lübnan'ın ‘reformlarla’ yükselmesi gerektiğini vurguladı. Avn, ‘yolsuzlukla mücadele idari, adli ve güvenlik atamalarının yanı sıra mevcut acil konuların ele alınmasıyla başlayarak, güven tesis etmenin’ önemli olduğunu ifade etti.

Başbakan Nevvaf Selam ise dün gece Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bakanlar bildirisinin başta ‘devam eden İsrail işgali ve yeniden inşa meselesi’ olmak üzere tüm zorluklara yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Selam Şarku’l Avsat'ın bir sorusuna cevaben şu yanıtı verdi: “Bildiri, 1701 sayılı kararın ve ateşkes anlaşmasının tam olarak uygulanmasının yanı sıra, yeniden inşa sürecine bağlılığı da vurgulamalıdır. Ayrıca mali ve ekonomik reform ile siyasi reform gibi diğer zorlukları da ele almalıdır. Bunlar el ele gidiyor, bu yüzden hükümeti ‘reform ve kurtarma hükümeti’ olarak adlandırdım.” Lübnan'ın ‘İsrail'in tamamen çekilmesini istediğini ve bunu tarihinden önce gerçekleştirmek için diplomatik ve siyasi güçleri seferber etmeye devam edeceğini’ vurgulayan Selam, ‘İsrail'e baskı yapmak için diplomatik çabaların seferber edilmesi gerektiğini’ kaydetti.