Kriz Ekibi Nasıriye’de: Irak’ın güneyindeki Şiiler arasında çatışma endişesi hakim

Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)
Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)
TT

Kriz Ekibi Nasıriye’de: Irak’ın güneyindeki Şiiler arasında çatışma endişesi hakim

Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)
Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)

Irak’ın Nasıriye kentinde gösterici gruplar ile Sadr Hareketi yanlıları arasında yaşanan şiddetli çatışmalar nedeniyle Şii nüfusun çoğunlukta olduğu güney ve orta vilayetlerde çatışmaların patlak vermesinden endişe edildiği bir ortamda, Başbakan Mustafa el-Kazimi hükümetinin Nasıriye’deki gerginliği kontrol altına almak amacıyla oluşturduğu Kriz Ağı Ekibi dün kente ulaştı.
Nasıriye’de Cuma günü Sadr Hareketi yanlıları ile gösterici gruplar arasında meydana gelen çatışmalardan yaklaşık 100 kişi etkilendi. Kriz Ağı Ekibi’nde güvenlik bürokrasisinin üst düzey yetkililerden Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci (Ekibin Başkanı) ve Ulusal Güvenlik Servisi Başkanı Korgeneral Abdulgani el-Esedi’nin yanı sıra Ortak Operasyonlar Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığı’ndan üst düzey subayla yer alıyor.
Araci, Nasıriye’nin bağlı olduğu Zikar vilayetine gitmeden önce Twitter hesabından paylaştığı mesajda, oradaki halka seslenerek, “Zikar’daki halkımız, size emniyet ve güvenliği yeniden sağlamak ve fitneyi önlemek için ulusal bir görevde aranızda olacağız. Zor durumu atlatmamız için herkesin sığınağı olan Irak’la birlikte olun. Zikar’a ve bilinçli gençlerine selam olsun” diye yazdı.

Gözlemciler, kriz ekibin ilerleme kaydetmesine şüpheyle bakıyorlar
Başbakanlığın, Kriz Hücresi Ekibi ile ilgili yayınladığı karara göre, Ekibin görevi “Vilayetin işlerini yönetme ve güvenliği sağlama” şeklinde tanımlanıyor. Ayrıca görevini başarıyla tamamlaması için Ekibe tüm yetkilerin verildiği belirtiliyor. Bununla birlikte gözlemciler, vilayetteki kutuplaşmaya ve hükümetin daha önce gönderdiği ekiplerin başarısızlığına (Eylül ayında kaçırılan sivil aktivist Seccad el-Iraki dosyasında olduğu gibi. Irak merkezi hükümetinin müdahalesine rağmen Iraki’nin akıbeti belirsizliğini koruyor) dikkat çekerek, bu Ekibin ilerleme kaydetmesine şüpheyle bakıyorlar.
Buradan hareketle, ülkenin güneyinde Şiiler arasında çatışmaların patlak verme olasılığı, halihazırda yoksulluk ve sıkıntılar nedeniyle yönetime ve yönetimdeki partilere karşı şiddetli bir kin besleyen halk kesimleri ile Ekim 2019’da patlak veren protestoların ardından güneydeki vilayetlerde birçok bürosu göstericiler tarafından ateşe verildiği veya buldozerlerle yıkıldığı için ‘yitirdiği saygınlığını’ yeniden kazanmak isteyen partiler ve silahlı gruplar arasındaki ‘düşmanlıkta’ kendisine zemin buluyor.
Gösterici gruplar, ülkede yıllardır süren kötü yönetimin ve yozlaşmış iktidarın ayrılmaz bir parçası olarak gördükleri Sadr Hareketi’nin son günlerde gerilimi tırmandırma çabalarını göz önüne alarak, Hareketin Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda protestoları dağıtmada başarılı olmasının ardından geriye kalan protesto meydanlarını da ‘silah zoruyla’ dağıtma girişiminde bulunma ihtimali üzerinde duruyor.

Bağdat’ta, öğrenci yürüyüşleri gerçekleştirildi
Cuma günü Zikar ve kent merkezi olan Nasıriye’de yaşanan olaylar sonrasında oluşan gergin ortam sadece bu vilayetin sınırlarında kalmadı. Zira söz konusu gergin ortam Bağdat dahil olmak üzere diğer vilayetlere de yansıdı. Önceki gün okul döneminin başlamasının ardından dün başkent Bağdat’ta, Nasıriye’de Sadr Hareketi’ne bağlı gruplar tarafından saldırıya uğrayan göstericilere destek amacıyla öğrenci yürüyüşleri gerçekleştirildi. Benzer gösteriler Babil, Divaniye, Vasıt ve Meysan vilayetlerinde de yapıldı.
Vasıt vilayeti polisi, Cumartesi günü Nasıriye ile dayanışma gösterilerinin düzenlenmesi nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti. Vasıt’ta gösterilerin yapıldığı meydanda, güvenlik güçlerinin çadırları kaldırmak için harekete geçmesi üzerine bir gösterici kendisini ateşe verdi. Kısa süre sonra göstericinin hayatını kaybettiği bilgisi paylaşıldı.

Nasr Koalisyonu: Olaylardan korku ve endişe duyuyoruz
Irak’ın eski Başbakanı Haydar el-İbadi’nin liderliğindeki Nasr Koalisyonu, dün yaptığı açıklamada, güneydeki vilayetlerde gelişen olaylar nedeniyle korku ve endişe duyduklarını belirtti. Açıklamada, “Her türlü siyasi ve toplumsal çatışmayı, masum kanının dökülmesini veya toplumsal istikrar ve güvenliği tahrip edilmesini reddediyoruz. Biz bu tür şeylerden uzağız” ifadelerine yer verildi. Koalisyon, sokağın siyasi çatışmalara alet edilmesinin, iç barış ve birliği tehlikeye atacağı uyarısında bulundu. Barışçıl gösteri düzenleme hakkına ve tüm siyasi güçlerin ve kesimlerin irade dayatmadan projelerini ve görüşlerini dile getirme hakkına vurgu yapan Koalisyon, tüm taraflara ülkeyi içinde bulunduğu krizlerden çıkarabilecek bir ulusal yönetim denklemi oluşturmak için güvenilir sonuçlar verecek şeffaf ve adil bir seçim sürecini destekleme çağrısında bulundu. Nasr Koalisyonu, hükümetten, can ve mal güvenliğini koruma, güvenliği sağlama ve adaleti uygulama konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesini talep etti.

Merhec: Nasıriye’de yaşananlar aynı mezhebin saflarını bölüyor
Birçok akademik ve kültürel çevreler de güneydeki olaylardan duyduğu endişeyi dile getiriyor. Mustansıriyye Üniversitesi’nden Felsefe Profesörü Ali el-Merhec, açıklamasında, “Başbakanlık davası uğruna ulusal safları bölen tüm bu gerginliği tırmandırmalara ihtiyacımız olduğunu zannetmiyorum. Hareketin (Sadr) Irak’ı mahvetmekle suçlanan hükümetlerin çoğunda bakanları var. El-Halbubi’de (Nasıriye’de gösterilerin yapıldığı meydanın ismi) yaşananlar, toplum saflarını veya aynı mezhepten olan bir bileşenin saflarını bölüyor! Sadr Hareketi’ne muhalefet eden herkesin milliyetçiliğini öne çıkararak Hareketin tasfiye edilmesini istemesi de gerçekçi değil” dedi.

Allavi: Bazı güvenlik güçleri, halen orantısız güç kullanıyor
Vataniyye Koalisyonu lideri İyad Allavi, Nasıriye’de yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Ülkeyi güvenlik, ekonomik, sağlık ve siyasi anlamda saran zor şartlara rağmen bazı güvenlik güçleri, barışçıl göstericilere karşı halen orantısız güç kullanıyor. Halkın iradesine ve ifade özgürlüğüne saygı duyan partiler, bazı vilayetlerde tanık olunan aşırı baskının durdurulması ve buna karışanların yargıya sevk edilmesi için seslerini yükseltmelidir” ifadesini kullandı.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.