Kriz Ekibi Nasıriye’de: Irak’ın güneyindeki Şiiler arasında çatışma endişesi hakim

Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)
Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)
TT

Kriz Ekibi Nasıriye’de: Irak’ın güneyindeki Şiiler arasında çatışma endişesi hakim

Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)
Bağdat’ta dün Nasıriye’deki göstericilerle dayanışma protestoları düzenlendi (AP)

Irak’ın Nasıriye kentinde gösterici gruplar ile Sadr Hareketi yanlıları arasında yaşanan şiddetli çatışmalar nedeniyle Şii nüfusun çoğunlukta olduğu güney ve orta vilayetlerde çatışmaların patlak vermesinden endişe edildiği bir ortamda, Başbakan Mustafa el-Kazimi hükümetinin Nasıriye’deki gerginliği kontrol altına almak amacıyla oluşturduğu Kriz Ağı Ekibi dün kente ulaştı.
Nasıriye’de Cuma günü Sadr Hareketi yanlıları ile gösterici gruplar arasında meydana gelen çatışmalardan yaklaşık 100 kişi etkilendi. Kriz Ağı Ekibi’nde güvenlik bürokrasisinin üst düzey yetkililerden Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci (Ekibin Başkanı) ve Ulusal Güvenlik Servisi Başkanı Korgeneral Abdulgani el-Esedi’nin yanı sıra Ortak Operasyonlar Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığı’ndan üst düzey subayla yer alıyor.
Araci, Nasıriye’nin bağlı olduğu Zikar vilayetine gitmeden önce Twitter hesabından paylaştığı mesajda, oradaki halka seslenerek, “Zikar’daki halkımız, size emniyet ve güvenliği yeniden sağlamak ve fitneyi önlemek için ulusal bir görevde aranızda olacağız. Zor durumu atlatmamız için herkesin sığınağı olan Irak’la birlikte olun. Zikar’a ve bilinçli gençlerine selam olsun” diye yazdı.

Gözlemciler, kriz ekibin ilerleme kaydetmesine şüpheyle bakıyorlar
Başbakanlığın, Kriz Hücresi Ekibi ile ilgili yayınladığı karara göre, Ekibin görevi “Vilayetin işlerini yönetme ve güvenliği sağlama” şeklinde tanımlanıyor. Ayrıca görevini başarıyla tamamlaması için Ekibe tüm yetkilerin verildiği belirtiliyor. Bununla birlikte gözlemciler, vilayetteki kutuplaşmaya ve hükümetin daha önce gönderdiği ekiplerin başarısızlığına (Eylül ayında kaçırılan sivil aktivist Seccad el-Iraki dosyasında olduğu gibi. Irak merkezi hükümetinin müdahalesine rağmen Iraki’nin akıbeti belirsizliğini koruyor) dikkat çekerek, bu Ekibin ilerleme kaydetmesine şüpheyle bakıyorlar.
Buradan hareketle, ülkenin güneyinde Şiiler arasında çatışmaların patlak verme olasılığı, halihazırda yoksulluk ve sıkıntılar nedeniyle yönetime ve yönetimdeki partilere karşı şiddetli bir kin besleyen halk kesimleri ile Ekim 2019’da patlak veren protestoların ardından güneydeki vilayetlerde birçok bürosu göstericiler tarafından ateşe verildiği veya buldozerlerle yıkıldığı için ‘yitirdiği saygınlığını’ yeniden kazanmak isteyen partiler ve silahlı gruplar arasındaki ‘düşmanlıkta’ kendisine zemin buluyor.
Gösterici gruplar, ülkede yıllardır süren kötü yönetimin ve yozlaşmış iktidarın ayrılmaz bir parçası olarak gördükleri Sadr Hareketi’nin son günlerde gerilimi tırmandırma çabalarını göz önüne alarak, Hareketin Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda protestoları dağıtmada başarılı olmasının ardından geriye kalan protesto meydanlarını da ‘silah zoruyla’ dağıtma girişiminde bulunma ihtimali üzerinde duruyor.

Bağdat’ta, öğrenci yürüyüşleri gerçekleştirildi
Cuma günü Zikar ve kent merkezi olan Nasıriye’de yaşanan olaylar sonrasında oluşan gergin ortam sadece bu vilayetin sınırlarında kalmadı. Zira söz konusu gergin ortam Bağdat dahil olmak üzere diğer vilayetlere de yansıdı. Önceki gün okul döneminin başlamasının ardından dün başkent Bağdat’ta, Nasıriye’de Sadr Hareketi’ne bağlı gruplar tarafından saldırıya uğrayan göstericilere destek amacıyla öğrenci yürüyüşleri gerçekleştirildi. Benzer gösteriler Babil, Divaniye, Vasıt ve Meysan vilayetlerinde de yapıldı.
Vasıt vilayeti polisi, Cumartesi günü Nasıriye ile dayanışma gösterilerinin düzenlenmesi nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti. Vasıt’ta gösterilerin yapıldığı meydanda, güvenlik güçlerinin çadırları kaldırmak için harekete geçmesi üzerine bir gösterici kendisini ateşe verdi. Kısa süre sonra göstericinin hayatını kaybettiği bilgisi paylaşıldı.

Nasr Koalisyonu: Olaylardan korku ve endişe duyuyoruz
Irak’ın eski Başbakanı Haydar el-İbadi’nin liderliğindeki Nasr Koalisyonu, dün yaptığı açıklamada, güneydeki vilayetlerde gelişen olaylar nedeniyle korku ve endişe duyduklarını belirtti. Açıklamada, “Her türlü siyasi ve toplumsal çatışmayı, masum kanının dökülmesini veya toplumsal istikrar ve güvenliği tahrip edilmesini reddediyoruz. Biz bu tür şeylerden uzağız” ifadelerine yer verildi. Koalisyon, sokağın siyasi çatışmalara alet edilmesinin, iç barış ve birliği tehlikeye atacağı uyarısında bulundu. Barışçıl gösteri düzenleme hakkına ve tüm siyasi güçlerin ve kesimlerin irade dayatmadan projelerini ve görüşlerini dile getirme hakkına vurgu yapan Koalisyon, tüm taraflara ülkeyi içinde bulunduğu krizlerden çıkarabilecek bir ulusal yönetim denklemi oluşturmak için güvenilir sonuçlar verecek şeffaf ve adil bir seçim sürecini destekleme çağrısında bulundu. Nasr Koalisyonu, hükümetten, can ve mal güvenliğini koruma, güvenliği sağlama ve adaleti uygulama konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesini talep etti.

Merhec: Nasıriye’de yaşananlar aynı mezhebin saflarını bölüyor
Birçok akademik ve kültürel çevreler de güneydeki olaylardan duyduğu endişeyi dile getiriyor. Mustansıriyye Üniversitesi’nden Felsefe Profesörü Ali el-Merhec, açıklamasında, “Başbakanlık davası uğruna ulusal safları bölen tüm bu gerginliği tırmandırmalara ihtiyacımız olduğunu zannetmiyorum. Hareketin (Sadr) Irak’ı mahvetmekle suçlanan hükümetlerin çoğunda bakanları var. El-Halbubi’de (Nasıriye’de gösterilerin yapıldığı meydanın ismi) yaşananlar, toplum saflarını veya aynı mezhepten olan bir bileşenin saflarını bölüyor! Sadr Hareketi’ne muhalefet eden herkesin milliyetçiliğini öne çıkararak Hareketin tasfiye edilmesini istemesi de gerçekçi değil” dedi.

Allavi: Bazı güvenlik güçleri, halen orantısız güç kullanıyor
Vataniyye Koalisyonu lideri İyad Allavi, Nasıriye’de yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Ülkeyi güvenlik, ekonomik, sağlık ve siyasi anlamda saran zor şartlara rağmen bazı güvenlik güçleri, barışçıl göstericilere karşı halen orantısız güç kullanıyor. Halkın iradesine ve ifade özgürlüğüne saygı duyan partiler, bazı vilayetlerde tanık olunan aşırı baskının durdurulması ve buna karışanların yargıya sevk edilmesi için seslerini yükseltmelidir” ifadesini kullandı.



Hamas lideri: Önümüzdeki aşamalarda müzakereler ilk aşamanın şartlarına göre devam edecek

Hamas, müzakerelerin devam ettiğini ancak şartlı olduğunu belirtti. (AFP)
Hamas, müzakerelerin devam ettiğini ancak şartlı olduğunu belirtti. (AFP)
TT

Hamas lideri: Önümüzdeki aşamalarda müzakereler ilk aşamanın şartlarına göre devam edecek

Hamas, müzakerelerin devam ettiğini ancak şartlı olduğunu belirtti. (AFP)
Hamas, müzakerelerin devam ettiğini ancak şartlı olduğunu belirtti. (AFP)

Hamas liderlerinden Basim Naim, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının insani bir aşama olduğunu belirterek, sonraki aşamalardaki müzakerelerin ilk aşamanın koşulları altında devam edeceğini söyledi.

Naim dün El-Aksa TV'ye verdiği röportajda, “İlk aşama çocukların, kadınların ve yaşlıların serbest bırakılacağı insani bir aşamadır” dedi. Naim, hareketin müzakerelerin her turunu ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesi şartına bağladığına dikkat çekti.

Anlaşmanın ilk aşaması pazar sabahı başladı ve 42 gün sürecek. Bu süre zarfında ikinci aşamanın uygulanması için müzakereler yapılacak.

Naim, anlaşmanın ilk haftasından sonra İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin batısındaki er-Reşid Caddesi'nden çekileceğini, yerinden edilmiş insanların herhangi bir kısıtlama ya da arama olmaksızın yaya olarak Gazze Şeridi'nin kuzeyine dönebileceğini ve Gazze Şeridi'nin kuzeyine dönen araçların elektronik taramadan geçirileceğini belirtti.

Naim, Gazze Şeridi'ni Mısır'a bağlayan Refah Sınır Kapısı’nın, yaralıların çıkışı ve yardımların girişi için anlaşmanın yedinci gününde çalışmaya başlayacağını kaydetti.

Anlaşmanın sonraki aşamalarına ilişkin olarak Naim, müzakerelerin ‘ilk aşamanın şartlarına göre devam edeceğini’ söyledi.

Müzakere turlarının ‘çetin geçtiğini ve her turda direnişin koşullarını yerine getirmeye istekli olduklarını’ belirten Naim, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ‘direnişin kararlılığının ardından direnişin koşullarına boyun eğdiğini’ kaydetti.

Naim, İsrail toplumunun Netanyahu üzerindeki baskısının ‘Netanyahu'nun direnişin şartlarına boyun eğmesindeki etkenlerden biri olduğunu’ ifade etti.

Hamas lideri, İsrail anlaşmaya bağlı kaldığı sürece hareketin de anlaşmaya bağlı kalacağını belirterek, “İsrail’in savaşa dönmesini engelleyecek çeşitli faktörler var… Biz onların anlaşmaya ihanet edeceklerini düşünmüyoruz. İşgal hükümeti ve ordusu gerçek bir çıkmazda ve savaşa dönmeme şanslarını arttıran siyasi ve askeri çöküş içinde” ifadelerini kullandı.

Naim şu anda Filistin'deki bölünmüşlüğü sona erdirmek ve ulusal birlik hükümeti kurmak amacıyla çabaların yoğunlaştığını söyledi.

Hamas lideri sözlerini şöyle noktaladı: “Gazze Şeridi'ndeki sahneyi yönetmek için Filistinli grupların üzerinde anlaştığı teknokrat bir hükümet kurmaya çalışıyoruz. Gazze'yi kurcalamaya ve dış tarafların müdahalesine bırakmayacağız.”