Avrupa’daki havalimanları, aşıların taşınmasındaki zorlukları aşmaya hazırlanıyor

Avrupa’daki havalimanları, aşıların taşınmasındaki zorlukları aşmaya hazırlanıyor
TT

Avrupa’daki havalimanları, aşıların taşınmasındaki zorlukları aşmaya hazırlanıyor

Avrupa’daki havalimanları, aşıların taşınmasındaki zorlukları aşmaya hazırlanıyor

Kovid-19 virüsüne karşı geliştirilen biri dizi aşının onaylanma tarihi yaklaşırken, Avrupa’nın büyük şehirlerindeki bazı havalimanları çalışanları, milyonlarca doz aşının dünyanın çeşitli yerlerine nakledilmesi için eşi görülmemiş lojistik zorlukların üstesinden gelmeye hazırlanıyor.
Frankfurt, tıbbi ürünlerin taşınması hususunda Avrupa’nın en büyük merkezi kabul ediliyor ve yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı milyonlarca kişinin aşılanma sürecinin başarılı olmasında büyük bir rol oynayacak. Lufthansa şirketinin Kargo Operasyonları Müdürü Karen Kristan, sıcaklığın belli bir seviyede tutulduğu soğutmalı kargo merkezi binasındaki turu sırasında Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, “Kritik bir aşamaya girdiğimiz için şu anda psikolojik baskı da artıyor” ifadelerine yer verdi.
Eski bir hemşire olmasının sağladığı avantajlardan da yararlanan Kristan, ekibinin göreve hazır olduğundan emin görünüyor. Zira, “operasyonlar planlandı, kendimize çok güveniyoruz, çünkü çok iyi bir şekilde hazırlandık” diyor.
Frankfurt Havaalanı Hizmetleri’nin (Fraport AG) kargoyla ilgili altyapı Müdürü Max Philipp Conrady ise, AFP’ye verdiği demeçte daha ileriye giderek, “Ağustos ayından bu yana hazır bir durumdayız” dedi.
Frankfurt Havalimanı’ndaki kargo binası, koronavirüs salgınının patlak vermesinden bu yana, yolcu sayısının önemli ölçüde azaldığı ve havayolları uçuşlarının askıya alındığı bir dönemde, ilaç, sağlık personeli kıyafetleri ve maske sağlamak için küresel tedarik zincirini destelemek adına gece gündüz durmaksızın çalışıyor. Havalimanını işleten Fraport Grubu’na göre, ana yolcu terminaline birkaç kilometre uzaklıkta bulunan geniş ve sıcaklığın belli bir seviyede tutulduğu bina, 2019 yılında 120 bin ton aşı, ilaç ve diğer tıbbi ürünleri depoladı. Bina, ilaçların depolanması için çok önemli olan kontrollü bir sıcaklığa sahip 12 bin metrekarelik bir alana yayınlan depolardan oluşuyor.
Kristan, futbol sahası büyüklüğünde olan yaklaşık 8 bin metrekarelik bir alanın sadece Lufthansa’ya tahsis edildiğini ifade etti. İklimlendirme sistemleri istenilen havayı pompalarken depolar harıl harıl çalışıyor, çalışanlar bir yerden başka bir yere gidiyor, bazılarıyla forkliftler kullanıyor. Depolardan birine aşılamaya hazır halde kutulanmış kızamık aşıları yerleştirildi.
Sıcaklığın 2 ila 8 santigrat derece arasında ayarlandığına işaret eden Kristan’a göre, Frankfurt Havalimanı’nda aşılar için uygun sıcaklığa sahip 2 bin metrekare alana sahip soğutmalı depo bulunuyor. Fraport, geçtiğimiz günlerde, aşıların soğuk hava depolarından uçaklara taşınması için geliştirilmiş soğutmalı araçlara yatırımlarını artırdığını ve şimdiden bunlardan 20 tanesine sahip olduğunu, böylece birden fazla sevkiyatı aynı anda uçaklara yüklemesinin mümkün olduğunu ilave etti.
AstraZeneca’nın ilaç firmasının Oxford Üniversitesi işbirliğiyle geliştirdiği aşı gibi bazı aşıların, taşınma sırasında normal seviyelerde soğutulmuş ortamlarda  saklanabilmesi mümkün. Ancak, buna karşın Frankfurt Havalimanı’na yaklaşık 20 km mesafedeki Mantes’te bulunan Biontech laboratuvarında geliştirilen Pfizer aşısının yaklaşık eksi 70 santigrat derece sıcaklıkta saklanması gerekiyor. Bu ise, aşının son derece sabit sıcaklıklarda tutulması için kuru buz kullanan araba boyutunda konteynerler gerektiriyor. Bu şartlarda, herhangi bir güç kaynağı olmadan uzak mesafelere ulaşması için yeterince uzun bir süre olan 120 saate kadar sıcaklığı sabit tutularak saklanabiliyor.
Avrupa Birliği kısa bir süre önce 300 milyon doz “Pfizer-Biontech” aşısı satın almayı kabul etti ve bu satın alım, büyük bir kısmı önümüzdeki aylarda Frankfurt Havalimanı’nda yoğunlaşacak olan devasa bir lojistik hareketliliğin habercisi. Franskfurt Havalimanı çok soğuk kargoları saklayabilme imkanlarına sahip olmasına rağmen Kristan, uçuş imkanlarının aşı dağıtım hızını etkileyen önemli bir faktör olacağını belirtti.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından geçtiğimiz Eylül ayında yayınlanan değerlendirmelere göre, yaklaşık 8 milyarlık dünya nüfusuna tek doz aşı sağlamak için yaklaşık 8 bin tane Boeing 747 uçağının gerekli olacağı ifade edildi. Birlik, kargo sektörünün “tarihindeki en büyük taşımacılık sorunuyla” karşı karşıya olacağını ilave etti. Sıcaklığı sıfır santigrat derecenin altında tutma ihtiyacı olmadıkça, kargo uçakları genellikle bir milyon doza yakın aşıyı taşıyabiliyor. Havayoluyla sağlanan küresel kargo sevkiyatının yüzde 40’ının genellikle salgın sebebiyle sayıları önemli ölçüde azalmış olan yolcu uçaklarıyla taşınıyor olması belki de bu zorluğun boyutunu artıran şey oldu. DHL tarafından finanse edilen bir araştırma, 10 milyar dozun taşınması için 15 bin uçuş gerekeceği tahmininde bulundu.
Öte yandan Conrady, “Optimum trafik düzeyine nasıl ulaşabileceğimizi görmek için üreticilerle iletişim halindeyiz. Frankfurt gibi hava ulaşım merkezlerinde pek çok şey, operasyonun başarısına bağlıdır. Aşılar küresel düzeyde hızlı bir biçimde dağıtılmadıkça, havacılık sektörü normal seyrine devam etmek için ihtiyaç duyduğu yolcu sayına sahip olamayacak” ifadelerine yer verdi.



Ukraynalı drone firmaları NATO pazarında: “Yılda milyonlarca İHA üretiliyor”

Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (Reuters)
Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (Reuters)
TT

Ukraynalı drone firmaları NATO pazarında: “Yılda milyonlarca İHA üretiliyor”

Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (Reuters)
Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (Reuters)

Ukraynalı drone firmaları, NATO ülkelerine ürün satışlarını geliştirmek istiyor. 

Bloomberg'ün haberinde, Rusya'yla yarışabilmek için nakde ihtiyaç duyan Ukraynalı savunma şirketlerinin, Avrupalı müttefiklerle ihracatı artırmak istediği belirtiliyor. 

Analizde, Rusya'yla 2022'de patlak veren savaşın da etkisiyle Ukrayna'nın "drone sektöründe süper güce" dönüştüğü ifade ediliyor. Ülkedeki firmaların, bir yılda çeşitli türlerde yaklaşık 4 milyon insansız hava aracı (İHA) üretebildiğine dikkat çekiliyor. ABD ise buna kıyasla yılda 100 bin civarı askeri drone üretebiliyor. 

Ukraynalı firmaların, drone teknolojilerini satmak ve İHA üretimi için daha güvenli tesisler kurabilmek amacıyla diğer Avrupa ülkelerindeki şirketlerle ortak projeler yürüttüğü ifade ediliyor.

Bu kapsamda ilk ihracat hamlelerinden birini yapan Ukraynalı Aleksandr Hraçov'un TSIR firması, Finlandiya'da yeni bir tesis kuruyor. Hraçov hem cephedeki Ukraynalı askerlerin elini güçlendirmek hem de üretimi artırmak için Batılı ülkelerin finansmanlarından faydalanmak istediklerini söylüyor. 

Birleşik Krallık ve Ukrayna'nın da ortak drone üretimi planları yaptığı geçen ay medyaya yansımıştı. 

Ukraynalı İHA geliştiricisi Skyeton geçen yıl Slovakya'da tesis kurmuştu. Bunun ardından şirket BK ve Danimarka'daki firmalarla da ortak anlaşmalar imzalamıştı. Şirketin kurucusu Aleksandr Stepura, Slovakya'daki tesis için yabancı ülkelerden toplamda 10 milyon euro fon aldıklarını söylüyor.

Bunlara ek olarak Danimarka'nın da Ukraynalı firmalarla ortak savunma projeleri için 500 milyon kron (yaklaşık 3,2 milyar TL) kaynak ayırdığı aktarılıyor. Bu yıl açılacak bir tesiste, Ukrayna menşeli Flamingo seyir füzelerini tasarlayan Fire Point'in roketleri için yakıt üretilecek. Ukrayna lideri Volodirmi Zelenski, yaklaşık 3 bin kilometre menzile sahip füzeler için "En başarılı silahlarımızdan biri" demişti.

Haberde, Avrupa ülkelerinin doğrudan savaşta denendiği ve düşük maliyetle çok sayıda üretilebildiği için Ukraynalı şirketlerin İHA modellerine büyük rağbet gösterdiğine dikkat çekiliyor.  

Ukrayna Dijital Dönüşüm Bakanı Mihaylo Fedorov, eylüldeki açıklamasında ülkede hız kazanan drone sektörüne dair şunları söylemişti: 

2022'de Ukrayna'da 10 drone üreticisi vardı, şimdiyse 500 tane var. Cihazınız Ukrayna'da test edilmediyse, küresel savunma teknolojisi pazarında yeriniz yoktur.

Rusya'ya ait olduğu savunulan drone'ların eylülde Romanya, Estonya ve Danimarka gibi ülkelerin hava sahalarını ihlal etmesi Avrupa Birliği (AB) ve NATO'dan tepki çekmişti. Kremlin ise hava sahası ihlali iddialarını reddetmişti.

AB, muhtemel İHA saldırılarının önceden algılanıp önlenmesi için bir "drone duvarı" oluşturulması da gündeme getirmişti. 

Diğer yandan Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Bağımsız Uluslararası Ukrayna Araştırma Komisyonu, Rusya'nın drone'larla savaş suçu işlediğini bildirmişti. 27 Ekim'de yayımlanan raporda, sivillerin kamera takılı drone'larla uzun mesafeler boyunca takip edildiği belirtilmişti. Ayrıca İHA'ların sığınacak yer arayan sivillere zaman zaman bombalarla saldırdığı da öne sürülmüştü. 

Independent Türkçe, Bloomberg, Kyiv Independent


FBI Direktörü, Birleşik Krallık istihbaratını çok kızdırmış

Patel'in 27 yaşındaki şarkıcı sevgilisi Alexis Wilkins'le yaptığı özel seyahatlerde FBI'ın uçağını kullandığı iddiası, ABD'de tepki topluyor (Alexis Wilkins/Facebook)
Patel'in 27 yaşındaki şarkıcı sevgilisi Alexis Wilkins'le yaptığı özel seyahatlerde FBI'ın uçağını kullandığı iddiası, ABD'de tepki topluyor (Alexis Wilkins/Facebook)
TT

FBI Direktörü, Birleşik Krallık istihbaratını çok kızdırmış

Patel'in 27 yaşındaki şarkıcı sevgilisi Alexis Wilkins'le yaptığı özel seyahatlerde FBI'ın uçağını kullandığı iddiası, ABD'de tepki topluyor (Alexis Wilkins/Facebook)
Patel'in 27 yaşındaki şarkıcı sevgilisi Alexis Wilkins'le yaptığı özel seyahatlerde FBI'ın uçağını kullandığı iddiası, ABD'de tepki topluyor (Alexis Wilkins/Facebook)

FBI Direktörü Kash Patel'in ABD'nin istihbarat konusundaki en önemli ortaklarından birini kızdırdığı ortaya çıktı. 

New York Times'ın (NYT) haberine göre diğer ülkelerin güvenlik ve istihbarat örgütlerinin liderleriyle bir araya gelmek için mayısta Londra'ya havalanan Patel, uçağının zirvenin gerçekleştirileceği otele yakın bir havalimanına inmesini son dakikada istedi.

Amerikan gazetesinin kaynakları, Britanyalı yetkililerin bu talebi güvenlik gerekçesiyle reddettiğini söyledi.

Patel'in koruma ekibine tüm ısrarlara rağmen Birleşik Krallık'ta silah taşıma izni de verilmediği aktarıldı. 

ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın yer aldığı istihbarat ittifakı Beş Göz'ün güvenlik ve istihbarat liderleri Windsor Kalesi'nde Kral III. Charles'la yemek yerken aralarına Patel'in sevgilisi Alexis Wilkins de katılmış. 

Grup fotoğrafı çekilirken Patel'in Kral III. Charles'ın arkasına geçmesinin göze battığı bildiriliyor.

Habere göre 45 yaşındaki istihbaratçının üst düzey toplantılara kasket ve kapüşonlu kıyafetlerle gelmesi de diğer katılımcıları sinirlendiriyor.

NYT'nin başlığa çektiği meseleyse Patel'in, Birleşik Krallık'ın iç istihbarat servisine verdiği sözü tutmaması oldu. 

MI5 Direktörü Ken McCallum, Londra'da çalışan ve gözetim teknolojileri alanında kendilerine destek sağlayan bir FBI uzmanına verilen fonun kesilmemesini istemiş. 

Patel, yabancı ajanlar ve teröristlere karşı mücadelede etkin olan ve yeni Çin Büyükelçiliği'ni gözetlemesi beklenen bu kişi hakkındaki talebe olumlu yanıt verse de bir süre sonra pozisyonu kapatılan FBI uzmanı ABD'ye dönmüş. 

NYT, Birleşik Krallık istihbaratının Patel'e güveninin özellikle bu olayla sarsıldığını vurguluyor.

Beş Göz üyelerinin birbirine güvenmesinin hayati önemde olduğuna dikkat çekiliyor. 

FBI'ın, Trump'ın ABD'de düşman saydığı kişilere odaklanmasını sağlayan Patel'in diğer birimler tarafından dengesiz ve güvenilmez biri gibi görüldüğü bildiriliyor. 
 

Independent Türkçe, New York Times, Daily Beast


Yapay Zeka Soğuk Savaşı kızışıyor: “Her şey yeniden belirlenecek”

Analizde, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka mücadelesinin küresel ekonomi için sonuçları olacağına da değiniliyor (Reuters)
Analizde, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka mücadelesinin küresel ekonomi için sonuçları olacağına da değiniliyor (Reuters)
TT

Yapay Zeka Soğuk Savaşı kızışıyor: “Her şey yeniden belirlenecek”

Analizde, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka mücadelesinin küresel ekonomi için sonuçları olacağına da değiniliyor (Reuters)
Analizde, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka mücadelesinin küresel ekonomi için sonuçları olacağına da değiniliyor (Reuters)

ABD ve Çin arasındaki yapay zeka rekabeti, Soğuk Savaş'ı andıran bir güç mücadelesine dönüşürken, "her şeyin yeniden tanımlanabileceği" bir dönemin kapısını aralıyor.

Wall Street Journal'ın analizinde, ABD'nin ileri seviye yapay zeka çiplerinin ihracatına getirdiği kısıtlamalarla Çin'i zor durumda bırakmaya çalıştığı ancak Pekin yönetiminin kendi stratejileriyle engelleri aşmaya kararlı olduğu belirtiliyor. 

Pekin yönetiminin 2024 ilkbaharında teknoloji yöneticileri üzerindeki baskıyı artırmaya başladığı aktarılıyor. Ardından DeepSeek, 9 aylık yoğun çalışmayla Silikon Vadisi'ni sarsan bir yapay zeka modeli geliştirdi. Model, casusluk yaptığı iddiasıyla İtalya, Güney Kore, ABD, Avustralya, Tayvan ve Hindistan tarafından yasaklanmıştı.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla gazeteye konuşan kaynaklar, Çin Başbakanı Li Çiang'ın düşük maliyetine rağmen Amerikan rakipleriyle aynı seviyede sonuçlar üreten büyük dil modelinden gurur duyduğunu söylediğini belirtiyor. Bunun ardından Çin'in yapay zeka ve teknoloji alanındaki finansmanı iyice artırdığı ve ABD'yle rekabetin kızıştığı ifade ediliyor. 

Haberde, tırmanan yapay zeka rekabetinin Soğuk Savaş'ın bilimsel-teknolojik yarışını andırdığı vurgulanıyor.

Bu yarışın "ABD ve Çin borsalarını canlandıran ve dünya çapında yeni ekonomik büyüme kaynakları sunan teknoloji harcamalarındaki artışın temelini oluşturduğuna" dikkat çekiliyor. 

İki ülke arasındaki yapay zeka rekabetinin sadece teknoloji sektörünü değil toplumu ve jeopolitik yapıları tümden değiştirebileceği yorumu yapılıyor. 

Analizde ABD'nin en güçlü yapay zeka modellerini üreterek hâlâ önde olduğu yazılıyor. Ayrıca Çin'in gelişmiş çip üretiminde de ABD'ye yetişemediği, 2025'in ilk yarısında yapay zeka girişimlerine 104 milyar dolarlık yatırım yapan Amerikan finansal gücünün gerisinde kaldığı ifade ediliyor. 

Öte yandan Çin'in yetenekli mühendislerden oluşan devasa bir nüfusa, daha düşük maliyetle üretim imkanlarına ve genellikle ABD'den daha hızlı ilerleyen devlet öncülüğünde bir kalkınma modeline sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Pekin'in yarışta tüm bunları kendi lehine kullanmak istediği aktarılıyor. 

Pekin yönetiminin, güneş ve rüzgar enerjisinin bol miktarda güç sağladığı İç Moğolistan Özerk Bölgesi gibi yerlerde bilgi işlem merkezlerini geliştirdiği ifade ediliyor. Böylelikle yüzlerce veri merkezinin birbirine bağlanması ve 2028'e kadar devasa bir bilgi işlem havuzu oluşturulması planlanıyor.  

Joe Biden yönetiminde yapay zeka çiplerine yönelik ihracat kontrollerinin hazırlanmasına rol oynayan Chris McGuire, Çin'le ABD arasındaki farkın çok fazla olmadığını ve Pekin'in arayı hızla kapattığını söylüyor. 

İş danışmanlığı firması DGA-Albright Stonebridge Group'tan Paul Triolo ise rekabete dair şu değerlendirmeleri yapıyor: 

Yapay Zeka Soğuk Savaşı'nın maliyeti şimdiden yüksek ve daha da artacak. ABD ve Çin arasındaki yapay zeka silahlanma yarışında taraflar, rakibin gelişmiş yapay zeka oluşturma sürecinde kısıtlamalara uymayacağını düşünüyor. Bu yüzden sözkonusu yarış kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet haline geliyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Tech Crunch