Rusya Devlet Başkanı Putin’in gizli bir kızı olduğu iddiası

Rusya Devlet Başkanı Putin’in gizli bir kızı olduğu iddiası
TT

Rusya Devlet Başkanı Putin’in gizli bir kızı olduğu iddiası

Rusya Devlet Başkanı Putin’in gizli bir kızı olduğu iddiası

Rusya’da gazeteci Andrey Zaharov ve Roman Badanin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in eski bir temizlik çalışanı ile ilişkisinden 17 yaşında bir kız çocuğu olduğunu iddia etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçmişi ile ilgili çok az şey biliniyor. Çocukluğundan aile yaşamına kadar esrarengiz bir yaşam süren Putin’in özel yaşamına ilişkin Rusya’da bir çok kişi yeni bir şeyler öğrenmeye veya ortaya çıkarmaya çalışıyor. Rusya’da “Proje Gazeteciler” adlı çalışmalarıyla tanınan gazeteci Andrey Zaharov ve Roman Badanin, bir dedektif gibi Putin’in çevresindeki isimleri ve özel hayatındaki kişileri deşifre etmek için çalışma yapıyor. Son olarak Zaharov ve Badanin, Proekt internet sitesinde yer alan haberde Rusya lideri Putin’in geçmişte yasak aşk yaşadığı Svetlana Krivonogikh ile ilişkisinden Yelizaveta Vladimirovna adlı 17 yaşında bir kızı olduğunu iddia etti.

Temizlik yaparak para kazanıyordu
İddialara göre 1975 doğumlu Svetlana Krivonogikh 90’lı yılların sonlarına kadar Putin’in de doğduğu St. Petersburg şehrindeki Gorokhovaya caddesinde bulunan evde ailesiyle birlikte yaşadı. Yoksul bir ailenin kızı olan Krivonogikh Ekonomi ve Finans Üniversitesi’nde eğitim görürken aynı zamanda dükkan ve mağazalarda temizlik yaparak para kazanıyor ve ailesine destek oluyordu. Vladimir Putin ise o dönem Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB) başında görevini sürdürüyordu. Putin o dönemde Lyudmila Putina ile evlilik hayatı sürerken Svetlana Krivonogikh ile tanıştı. Krivonogikh’in hayatı bir anda değişmeye başladı.
Rus gazetecilerin araştırmasına göre Krivonogikh önce St. Petersburg’ta bulunan Kamenny Adası’na taşındı. Burada seçkin insanlar için yapılan konutta yaşamaya başlayan kadın, bir süre sonra Rossiya Bank’tan hisse sahibi oldu, Moskova ve Soçi’de 1.1 milyar dolarlık gayrimenkul sahibi oldu. Rus gazeteci Andrey Zaharov, Putin’in birlikte yaşadığı iddia edilen Svetlana Krivonogikh’in eski yaşadığı bölgelere gitti. Burada eski komşularıyla görüşerek bilgiler aldı. Komşular ailenin çok yoksul olduğunu ve bir anda zenginliğe ulaştıklarını söyledi.

Putin’in 17 yaşındaki kızı iddiası
Gazeteciler Andrey Zaharov ve Roman Badanin, Putin ve Krivonogikh’in 2003 yılında bir kız çocuklarının olduğu bilgisine ulaştı. İddialara göre Putin ve Krivonogikh kız çocukları olduktan sonra ilişkilerini sonlandırdı. Yelizaveta Vladimirovna Krivonogikh isimli genç kız şu anda 17 yaşında ve annesi ile birlikte yaşadığı düşünülüyor. Gazeteciler Putin’in kızı olduğu edilen Yelizaveta’nın fotoğraf analizini yayınladı. Bradford Üniversitesi Görsel Analiz Merkezi Direktörü Profesör Hassan Ugail, Putin ve Yelizaveta’nın fotoğraflarını karşılaştırdı. Ugail’e göre Putin ile Yelizaveta’nın benzerlik oranı yüzde 70.44 oranında çıktı.

Kremlin’den yalanlama
Gazetecilerin Putin’in gizli yaşamına dair yaptığı çalışmayı kamuoyuna duyurmasından sonra Kremlin Sarayı’ndan açıklama geldi. Rus muhalif basın organları tarafından sürekli haberleştirilen araştırmadan sonra duruma tepkisiz kalamayan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov bu haberin asılsız olduğunu söyleyerek, “Bu ilk değil. Yeni kişiler ortaya çıkacak. Bu uydurma haberleri hep yapacaklar” diyerek iddiaları net bir şekilde yalanladı.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.