Türkiye can kaybında üç basamak geriledi

(İHA)
(İHA)
TT

Türkiye can kaybında üç basamak geriledi

(İHA)
(İHA)

Koronavirüsle mücadelede Türkiye’nin ortaya koyduğu strateji rakamlara yansıdı. Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki can kayıplarının dikkate alınarak hazırlanan sıralamada, aralarında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya’nın da bulunduğu 25 ülke içinde 20’nci sıraya geriledi. Türkiye Eylül ayında bu listede 17'nci sırada yer alıyordu.
Dünya yeni tip koronavirüs (KOVİD-19) gölgesinde yaşamaya devam ediyor. Ülkeler aldıkları tedbirlerle vaka ve ölüm sayısını kontrol altında tutmaya gayret gösterse de hastalıktan dolayı yaşanan can kayıpları bazı coğrafyalarda yüksek düzeyde gerçekleşiyor.
Salgınla savaşta solunum cihazı, maske gibi sağlık alanında öne çıkan ekipmanlara kolay erişim oldukça önemli görülüyor. Türkiye'nin bu noktadaki başarısı virüsle mücadeleye ciddi katkı verdi. Türkiye sağlık sistemiyle bu dönemde diğer ülkelerden pozitif ayrıştı. Bu ayrışma rakamlarla da gözler önüne seriliyor. En çok can kaybı yaşanan 25 ülke arasında Türkiye 20’nci sıraya geriledi. Can kaybının en yüksek olduğu ülkeler sıralamasında ilk 10’da ABD, İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere, Meksika, Hindistan ve Brezilya yer alıyor.
Dünyada en çok koronavirüs vakası ve ölüm ABD’de yaşanıyor. Ülkede vaka sayısı 13,3 milyon olurken 266,8 bin can kaybı yaşandı. Ölüm sayıları dikkate alındığında ABD’yi 172,8 bin can kaybı ile Brezilya takip ederken, sonrasında 137 bin ölüm yaşayan Hindistan geliyor. Yüksekten düşüğe göre yapılan ilk 10 sıralamasının devamında 105,6 bin ölüm sayısı ile Meksika, 58,3 bin ile İngiltere, 54,9 bin ile İtalya, 53,4 bin ile Fransa, 47,8 bin ile İran, gelirken 44,6 bin can kaybı yaşayan İspanya şeklinde sıralandı.

Türkiye ölüm sayısında geri sıralarda
Türkiye sağlık sistemiyle bu dönemde diğer ülkelerden pozitif ayrıştı. Bu ayrışma rakamlarla da gözler önüne seriliyor. Ölüm sayılarında ilk 10’a girmemeyi başaran Türkiye; Almanya, Rusya , Belçika, Arjantin gibi ülkelerin de alt sırasında yer alarak virüsle mücadelede ön plana çıktı. Türkiye’de şu ana kadar 607 bin 628 vaka meydana gelirken, 13 bin 558 can kaybı yaşandı. İyileşen hasta sayısı ise 400 bin 242 olarak gerçekleşiyor.

İlk 10’dan sonrası
25 ülkenin can kaybı sıralaması şu şekilde; “Rusya 39 bin 127, Arjantin 38 bin 473, Kolombiya 36 bin 584, Peru 35 bin 923, Güney Afrika 21 bin 477, Polonya 17 bin 629, Endonezya 16 bin 815, Belçika 16 bin 547, Almanya 16 bin 306, Şili 15 bin 356, Türkiye 13 bin 558, Ekvador 13 bin 423, Ukrayna 12 bin 613, Irak 12 bin 224, Kanada 12 bin 46, Romanya 11 bin 193."



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.