Yeni araştırma: Hayvanların cennete gideceğine yönelik inanç artıyor

Bulgular, evcil hayvanarın aileden biri olarak görülmesiyle cennete gidecekleri inancının parallellik gösterdiğini ima ediyor (Unsplash)
Bulgular, evcil hayvanarın aileden biri olarak görülmesiyle cennete gidecekleri inancının parallellik gösterdiğini ima ediyor (Unsplash)
TT

Yeni araştırma: Hayvanların cennete gideceğine yönelik inanç artıyor

Bulgular, evcil hayvanarın aileden biri olarak görülmesiyle cennete gidecekleri inancının parallellik gösterdiğini ima ediyor (Unsplash)
Bulgular, evcil hayvanarın aileden biri olarak görülmesiyle cennete gidecekleri inancının parallellik gösterdiğini ima ediyor (Unsplash)

"Hayvanlar cennete gider mi?" sorusu bazı hayvan sahiplerinin kakafasını uzun süredir kurcalıyor. Ve görünüşe göre giderek artan sayıda insan, buna "Evet" cevabını veriyor.
Birleşik Krallık'taki Newcastle Üniversitesi'nden bir araştırmacı, Newcastle ve Londra'da bulunan hayvan mezarlıklarının 1881'den bugüne uzanan 100 yılı aşkın geçmişini inceledi. 
Üniversitenin tarihsel arkeoloji bölümünde öğretim görevlisi Dr. Eric Tourigny, incelemelerinin sonucunda "hayvanların ölümsüz ruhlarına" atıfta bulunan mezarlarda artış keşfetti.
Binden fazla mezar taşına bakarak elde ettiği bulguları Antiquity isimli akademik dergide yayımlayan Tourigny, şu açıklamalarda bulundu:
"Bazı kişiler sevgili dostlarını 'yeniden görmeyi' umsa da 19. yüzyıla ait çok az mezar taşı ölümden sonraki yaşama işaret ediyor. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğindeyse mezar taşlarının daha büyük bir kısmı, sahiplerinin öbür dünyada yeniden bir araya gelmeyi beklediklerini gösteriyor."
Eric Tourigny ayrıca, evcil hayvanların ailenin bir parçası olarak görülme oranının giderek arttığına dair kanıtlar da keşfetti. II. Dünya Savaşı'ndan sonra artan sayıda mezar taşında hayvanlara soyad verildiği, hayvan sahiplerinin de "anne", "baba" veya "teyze" gibi sıfatlarla anıldığı görüldü.
Şimdiye dek yalnızca iki balığa baktığını ama kısa süre önce iki kedi sahiplendiğini belirten Tourigny, taşların çoğunun köpeklere atfedildiğini de tespit etti.
Tourigny'e göre mezarlıklardaki kedi ve köpek oranını net biçimde belirlemek zor, ancak 20. yüzyıl ilerledikçe kedilerin ve diğer hayvanların oranının arttığı görülebiliyor.
 
Independent Türkçe, The Guardian



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news