Asya'daki en zengin 20 aile, 463 milyar doları kontrol ediyor

Asya’da koronavirüs salgınının patlak vermesiyle birlikte daha da genişleyen servet uçurumuyla ilgili insanlar arasındaki hoşnutsuzluk arttı

Hint milyarder Mukesh Ambani, eşi ve annesi (Getty İmages)
Hint milyarder Mukesh Ambani, eşi ve annesi (Getty İmages)
TT

Asya'daki en zengin 20 aile, 463 milyar doları kontrol ediyor

Hint milyarder Mukesh Ambani, eşi ve annesi (Getty İmages)
Hint milyarder Mukesh Ambani, eşi ve annesi (Getty İmages)

Kifaye Oliyer
İsviçre Alpleri'ndeki Luzern Gölü'nün pırıl pırıl sularında, dünyanın en zengin ailelerinden biri Eylül ayı başlarında bir araya geldi. Hindistan'ın en zengin ve en güçlü vatandaşı Mukesh Ambani, karısı, üç çocuğu ve onların aileleriyle tatil beldesi Bürgenstock’da, giderek büyüyen iş imparatorluğu ‘Reliance Industries’ için önemli bir dönemde bir araya geldi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dünya ekonomisini vururken ailenin ‘Antilia’ adlı 27 katlı bir gökdelende yaşadığı Mumbai de salgın dalgasının tam ortasındaydı. Ancak Bloomberg'in haberine göre Mukesh Ambani (63), önceki haftalarda Reliance Industries’nın dijital birimindeki hisselerini satmak için dünyanın önde gelen teknoloji devlerinden bazılarıyla bir takım anlaşmalar yaptı.
Hint milyarder perakende kolundaki bir sonraki bağış toplama kampanyasının başlamasına sadece birkaç gün kala petrokimya sektörünün liderliğindeki Reliance Industries’nın bir teknoloji devine dönüştürüyordu. Ancak yatırımcıların akıllarında büyük bir soru işareti belirdi, “Peki, sorumlu kim olacak?”
Hindistan basını aylardır, Ambani'nin üzerinde çalıştığı olası yeni bir yapı ile ilgili spekülatif haberler yaptı. Buna göre Mukesh Ambani - ikizler Isha ile Akash ve küçük erkek kardeşleri Anant da dahil olmak üzere - ailesine halef listesi planında eşit temsil hakkı verecek. Ambani’nin çocuklarının hepsi ABD’deki prestijli üniversitelerde eğitim görüyor ve aile şirketinde bir takım sorumluluklar taşıyorlar.
Ambani ailesi, son yıllarda, servetlerinin ve nüfuzlarının artmasıyla birlikte, Asya'nın ekonomik ve kültürel yaşamında önemli bir role sahip oldu. Ailenin zenginlikleri genellikle düğünlerde veya Coldplay'den ünlü şarkıcı Beyonce ve Chris Martin’in yer aldığı partilerde ya da bir kaynağa göre ailenin kaldıkları otelin altıncı ve yedinci katlarındaki kraliyet ve başkanlık süitlerini kiraladıkları Bürgenstock'taki gibi Avrupa gezilerinde sergileniyor.
Reliance Industries’nın sözcüsü, halef listesi planının yürürlükte olup olmadığı konusunda yorum yapmayı reddederken kabaca 90 milyar dolarlık yıllık gelire sahip olan ve yaklaşık 195 bin çalışanı istihdam eden şirketin geleceği tehlikede.

Reliance’ın hegemonyası
Şarku’l Avsat Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Ambani ailesinin serveti, 33 milyar dolarlık bir servete sahip olan Asya’daki en zengin ailelerden Hong Konglu Kwok ailesinin servetinin iki katından daha fazladır. Bununla birlikte Asya’daki en zengin 20 ailenin sıralandığı Bloomberg Milyarderler Endeksi'ne göre Ambani ailesinin serveti,  Güney Koreli Lee ailesinin 26,6 milyar dolar olarak tahmin edilen servetinin üç katı, Japon Torii ve Saji ailelerinin servetlerinin ise yaklaşık beş katıdır. Bu da Reliance’ın hegemonyası anlamına gelmektedir.
Haleflik sorunu, Bloomberg’in 2020 sıralamasında çoğu ailenin gündeminde yer alıyor. Ancak bu sorun, Mukesh Ambani’nin babası Dhirubhai Ambani’nin 2002 yılında vasiyet bırakmadan felç geçirmesinin ardından yıllarca karmaşa yaşayan Ambani ailesine özel bir öneme sahip. O dönem Mukesh ile küçük kardeşi Anil arasında bir kavga yaşandı. Anneleri kardeşlerin kavgasına müdahale etti ve 2005 yılında servetin paylaşılmasına arabuluculuk yaptı. Bu arabuluculuk sonucu petrol rafineri ve petrokimya işleri Mukesh'e, finans, altyapı, enerji ve iletişim alanındaki yeni projeler ise Anil'a kaldı.
Bu yıllar Anil (61) için borçla beslenen genişleme dönemi ve ardından bir düşüş ile geçti. Yaşadığı sorunlar, Mart 2019'da kardeşi Mukesh'in borçlarını ödemek ve onu hapishaneden kurtarmak için devreye girmesiyle gün yüzüne çıktı. Anil, geçtiğimiz Şubat ayında Londra'da görülen bir davada net servetinin ‘sıfır’ olduğunu açıkladı. Oysa Bloomberg'in 2008'deki tahminlerine göre Anil’in serveti en az 31 milyar dolardı.

Salgın ve servetin azalması
Kovi-19 salgının etkisine ve Anil'in servetinin gerilemesine rağmen Ambani ailesinin serveti, Bloomberg’in Temmuz 2019'daki sıralamasından bu yana 25 milyarın üzerinde bir artışla 76 milyar dolara yükseldi. Bu süre zarfında Bloomberg'in listesindeki 20 aile, servetlerine toplamda yaklaşık 10 ila 463 milyar dolar kattı. Bunların arasında, ailelerin yarısından fazlasının servetinde, salgının etkilerinden büyük zarar gören gayrimenkul ve finans ağırlıklı endüstrilerle ilgilendiklerinden bir gerileme görüldü. Taylandlı Chearavanont ailesi, 31,7 milyar dolar olduğu tahmin edilen servetinden 6 milyar doların üzerinde bir meblağı kaybetti. Chearavanontlar, Asya'nın en zengin aileleri listesinde üçüncü sırada yer alıyorlar. Hong Konglu Kwox ailesinin ise serveti yaklaşık 5 milyar dolar azaldı. Aile bununla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi ve bir ticaret merkezi olan Hong Kong’un geleceğini belirleyen yeni bir ulusal güvenlik yasasıyla uğraşmak zorunda kaldı.
Ambani ailesi gibi, diğer Asyalı aileler de gelir kaynaklarını çeşitlendirmeleri ve teknolojiye odaklanmaları gerektiğini biliyorlar.
Üst düzey yönetici araştırma şirketi Egon Zehnder'in danışmanlarından biri olan Neil Waters konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Büyük iş ve pazar payına sahip ailelerin iki seçeneği vardır. Ya paylarını korurlar ya da yaşanan aksaklıklarla olduğu gibi başa çıkabilir veya saldırırlar” ifadelerini kullandı.

Servet uçurumu genişliyor
Bununla birlikte ultra zenginler, Kovid-19 salgını nedeniyle artan servet uçurumunun insanlar arasında artan bir hoşnutsuzluğa sebep olmasıyla birlikte yeni ortaya çıkan bir tehditle karşı karşıyalar. Tayland'da öğrenciler, ülkenin katı sosyal ve ekonomik hiyerarşisini ve insanlar arasında artan eşitsizliği kınamak için protesto gösterileri düzenlediler. Dünyanın en pahalı konut piyasası olan Hong Kong'da, işsizlik oranı, son 15 yılın en yüksek seviyesine yükselmesine rağmen, kiralar aşırı yüksek seyrediyor. Pekin'in Ulusal Güvenlik Yasası’yla eski bir İngiliz kolonisi olan Hong Kong üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmasının ardından bir başka hoşnutsuzluk kaynağı ve yeni bir tehdit daha eklenmiş oldu. Nüfusun yüzde 78'inin güvenli gıdaya erişemediği Hindistan'da ise Kovid-19 salgını nedeniyle alınan önemler çerçevesindeki ekonomik kapanmalar ve işsizlik, insanların açlıktan ölmesine neden oluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 16 Kasım’da Bloomberg Yeni Ekonomi Forumu'nda yaptığı konuşmada, “Pandemiden önce de gelir eşitsizlikleri artıyordu. Toplumsal bölünmeler genişliyordu. Fırsat eksikliği, hayal kırıklığına ve istikrarsızlığa neden oluyordu. Bence eşitsizliği azaltmaya ve herkes için fırsatları iyileştirmeye yönelik güçlü bir taahhüt, pandemiden kurtulma şeklimizin sac ayaklarından biri olacaktır” ifadelerini kullanmıştı.



Trump bir sonraki FED başkanını erken açıklayacak mı?

FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)
FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)
TT

Trump bir sonraki FED başkanını erken açıklayacak mı?

FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)
FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, 11 ay sonra görev süresi dolacak olan Jerome Powell'ın yerine FED'in yeni başkanı olarak seçeceği ismi alışılmadık bir şekilde erken açıklamayı düşünüyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) yakın tarihli bir haberinde yer alan bu karar, Trump'ın yönetim kurulunun faiz oranlarını düşürme konusundaki yavaş yaklaşımından duyduğu hayal kırıklığının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Powell'ın halefi, üç ila dört aylık geçiş döneminin çok öncesinde, bu yaz ya da eylül veya ekim aylarında açıklanabilir.

ghyj
FED Başkanı Jerome Powell, FED Yönetim Kurulu toplantısında (EPA)

Trump'ın mevcut para politikasına karşı sabırsızlığının artması, onu seçim sürecini hızlandırmayı düşünmeye sevk etti. Şarku’l Avsat’ın WSJ’den aktardığına göre erken bir duyuru, başkan adayının mayıs ayında resmi olarak göreve başlamadan önce bile piyasa beklentilerini etkilemesine ve para politikasını yönlendirmesine olanak sağlayabilir.

Favori adaylar

FED başkanlığı için aralarında şu isimlerin de bulunduğu çok sayıda kişi yarışıyor:

  • Kevin Warsh: Eski bir FED yöneticisi ve Başkan George W. Bush'un danışmanı olan Warsh favoriler arasında. Trump, Warsh ile sekiz yıl önce bu pozisyon için ve geçen sonbaharda da Hazine Bakanlığı için görüşmüştü. Geçmişte bir ‘şahin’ (istihdamdan çok enflasyonla ilgilenen) olarak tanınmasına rağmen Warsh geçtiğimiz günlerde Trump'ın erken bir aday göstermesi halinde şaşırmayacağını belirtti. Ancak Trump'a yakın bazı isimler Warsh'ın fazla bağımsız olacağından endişe ediyor.
  •  Kevin Hassett: Ulusal Ekonomi Konseyi'nin şu anki direktörü olan Hassett'in bu göreve ilgisiz olduğu bildirildi.
  • Scott Bessent: ABD Hazine Bakanı'nın ismi çeşitli adayların müttefikleri tarafından dillendiriliyor. Uzun süredir yatırımcı olan Bessent, kamuoyu önünde mevcut görevine bağlı olmasına rağmen FED Başkanı olma fikrine sıcak baktığını ifade etti. Temsilcilere “Başkan Trump ne isterse onu yapmaktan mutluluk duyacağını” söyledi.
  • David Malpass: Trump'ın ilk döneminde atadığı Dünya Bankası eski başkanı, düşük faiz oranlarını desteklemesi ve FED'in ‘eski’ modellerini eleştirmesi nedeniyle Başkan'ın gözüne girmeyi başardı.
  • Christopher Waller: FED Yönetim Kurulu Üyesi Waller, Trump tarafından 5 yıl önce FED Yönetim Kurulu’na atanmış olsa da zayıf bir aday olarak görülüyor. Waller, yönetimin büyüme odaklı bir para politikası arzusu doğrultusunda, temmuz sonundaki bir sonraki FED toplantısında mümkün olan en kısa sürede faiz indirimi çağrısında bulunan ilk isim olarak Beyaz Saray'ın dikkatini çekti.

Beyaz Saray'ın tutumu ve FED'in bağımsızlığı

Beyaz Saray Sözcüsü Kush Desai, yönetimin ‘ekonomik büyümeyi, istihdamı ve yatırımı hızlandırmak için zemin hazırladığını ve para politikasının bu gündemi tamamlama ve ABD'nin ekonomik toparlanmasını destekleme zamanının geldiğini’ belirtti.

dfgrthy
FED Başkanı Jerome Powell, FED Yönetim Kurulu'nun bir toplantısına başkanlık ederken (AFP)

Siyasi baskılara rağmen FED Başkanı Jerome Powell, siyasetin Merkez Bankası’nın görüşlerini etkilemediğini sürekli olarak savundu. Powell bir Senato komitesine verdiği demeçte, faiz oranlarını düşürme konusundaki temkinli yaklaşımını şu sözlerle savundu: “Eğer burada bir hata yaparsak, bedelini insanlar öder... ödeyecektir.”

Erken açıklamanın riskleri ve dinamikleri

Erken bir açıklama, hem Trump hem de gelecek başkan için potansiyel dezavantajlar barındırıyor. Bu adım yeni başkanı zor bir duruma sokabilir, potansiyel olarak gelecekteki meslektaşlarının kamuoyu önünde eleştirilmesine yol açabilir veya çok uyumlu olarak algılanabilir, bu da Senato onayını tehlikeye atabilir. Ekonomist Douglas Rediker'in belirttiği gibi, ‘Trump seçimini ne kadar erken yaparsa, o kişinin karşılaşacağı zorluklar o kadar artar ve Powell'ın gerçek halefi olma ihtimali o kadar azalır.’

Dahası, Powell'ın FED'deki görev süresi 2028 yılına kadar devam ediyor, yani başkan olarak görev süresi sona erdikten sonra 18 ay daha Yönetim Kurulu’nda kalmayı seçebilir, ki o bu konuda yorum yapmayı reddetti.

Trump'ın sadık bir başkan arzusu, daha kolay bir faiz politikası isteğiyle uyumlu olsa da, mevcut Yönetim Kurulu üyeleri görevden erken ayrılmadığı sürece üyelerin çoğunluğunu atayamayacağı için, 12 üyeli faiz belirleme komitesini etkilemekte büyük bir zorlukla karşı karşıya. FED, Başkan Richard Nixon'ın faiz oranlarını düşük tutması için FED Başkanı’na gizlice baskı yaptığı 1970'lerden bu yana bağımsızlığını şiddetle koruyor.