Moritanya’daki gizli evlilik fenomeni, gelenekleri ve kadın haklarını çiğniyor

Moritanya'daki birçok sivil toplum kuruluşu, gizli evliliğe karşı çıkıyor (Getty Images)
Moritanya'daki birçok sivil toplum kuruluşu, gizli evliliğe karşı çıkıyor (Getty Images)
TT

Moritanya’daki gizli evlilik fenomeni, gelenekleri ve kadın haklarını çiğniyor

Moritanya'daki birçok sivil toplum kuruluşu, gizli evliliğe karşı çıkıyor (Getty Images)
Moritanya'daki birçok sivil toplum kuruluşu, gizli evliliğe karşı çıkıyor (Getty Images)

Muhammed Al-Amjad
Gizli evlilik, Moritanya toplumunda yakın zamana kadar yalnızca bazı dul kadınların başvurduğu toplumsal bir skandal olarak görüyordu. Ancak yüksek boşanma oranları, yoksulluk ve geç evlilik gibi birçok faktör, gizli evliliğin Moritanya toplumunda eşi görülmemiş şekilde yayılmasına neden oldu.
Önceden utanç verici olarak görülen bu uygulama, şimdi ise çıkış yolu sayılan bir fenomene dönüştü.
Birçok şeyh ve hukukçu, hem erkek hem de kadın için yakışıksız ilişkilerden daha az zararlı ve daha az tehlikeli olduğu iddialarıyla gizli evliliği savunuyor.
Çocuklarına bakmakla yükümlü bazı dul kadınların sorunlarına hızlı çözüm sunan bu evlilik türü, bazı iş adamları ve zenginler için ise tatmin edici olabiliyor.
Moritanya'daki çoğu erkek, gizli evliliğin daha yaygın bir hale gelmesine, toplumca yasaklanan bir durumdan makbul bir duruma geçişine olan desteklerini gizlemiyor. Aynı zamanda gizli evliliği çok eşliliğin toplumda kabul görmemesi üzerinden haklı çıkarıyor.
Moritanya'nın Arap dünyasında istisnai durumda olduğunu söyleyen Sosyolog Beha Velid eş-Şeyh, “Şayet birden fazla kadınla evlenmek toplumda makbul görülseydi, gizli evlilik fenomeni bu derece yayılmazdı. Diğer yandan, Moritanya kadınları doğu ülkelerinde olduğu gibi otoriteyi erkeklere bırakmıyor. Gizli evliliğin sebep olduğu en büyük sorunun bu evlilikten doğan çocuklar ve bu çocukların hissedeceği kalacağı aşağılık hissi olduğu düşüncesindeyim. Aynı zamanda birçok hukuki ve adli mesele mevcut” ifadelerini kullanıyor.

Aracılar ve sorunlar
Gizli evlilik yapmak isteyenlerin bu istediklerini kolay bir şekilde gerçekleştiremiyor olmaları, aracılık yapan komisyoncuların ortaya çıkmasına neden oldu. Bazıları ise, hali vakti yerinde dul kadınların yaptığı bu tür evliliklere ‘iş evliliği’ diyor. Sosyal medya da gizlice evlenmek isteyenlerin tanışıp anlaşmasına imkan sağlıyor.
Moritanyalı boşanmış kadınlar, kendi haklarındaki toplumsal yetkilerin tümünü elinde bulunduruyor. Pek çok fıkıhçı ise, gizli evlilik savunucularına destek olarak bu hususu baz alıyor.
Bazı erkeklerin evliliği belgelemeyerek veya göstermelik tanık kullanarak gizli evlilik yapması, ardından ise kadından sözlü şekilde boşanarak ortadan kaybolmaları, gizli evliliğin neden olduğu en büyük sorunlardan biri sayılıyor. Bu tür bir durumda kadın hamile olduğu taktirde prosedürler için gerekli delil ve belgeler eksikliğinde bir hukuki dava dizisi patlak veriyor.
Bu tür durumlarda kadınların arkasında duran sivil toplum kuruluşlarının verdiği destek ise ciddi derecedeki manevi zararları telafi etmiyor.
Kadınlar, gizli evliliği genellikle maddi istikrar sağlama yolu olarak görüyor. Zenginler ise çok eşliliğin imkansızlığı nedeniyle gizli evliliğe başvurarak hem yeni eşini gizli tutuyor hem de kurduğu ilk ailedeki istikrarı bozmamış oluyor. Birçoğu, evlenecekleri gizli eşin çocuk sahibi olmamasını şart koşuyor.

Kadın hakları
Moritanya’daki birçok sivil toplum örgütü, eksik hususlar barındırdığı, kadınların tüm haklarını sağlamadığı ve gerekli manevi durumu garanti etmediği için gizli evliliğe karşı çıkıyor. Bazı insan hakları kurumları ise çok eşliliğe neden olduğu ve kadınların haysiyetine hakaret kabul ettikleri için gizli evliliği reddediyor.
Moritanya parlamentosu, kadınlar lehindeki hakları ve şartları içeren kişisel durum maddesini 2001 yılında onaylamıştı. Maddeye göre, erkek mihirden geriye kalanı ödemeye mecbur kalmazken vasinin varlığı ve evliliğin belgelenmesi, gerekli evlilik şartlarından kabul edildi. Nitekim taraflardan biri diğeri aleyhinde şikayette bulunmadıkça gizli evliliği sessiz kalınan alanlar dahilinde gören Sosyal İşler ve Aile Bakanlığı, bu tür evlilikleri iptal edebiliyor.



Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
TT

Rapor: İsrail ordusu Suriye'nin Kuneytra kırsalındaki köylere sızdı

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra sınır kapısında bir İsrail askeri (arşiv - Reuters)

İsrail ordusunun pazartesi günü Suriye'nin güneyindeki Kuneytra kırsalındaki el-Acref, el-Meşirfe ve Ummu Batina köylerine girerek, bazı evlerin etrafını sarıp arama yaptığı rapor edildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre İşgalci İsrail ordusunun dört askeri araç ve iki tanktan oluşan bir devriyesi Adnaniya kontrol noktasından yola çıkarak el--Meşirfe köyünden el-Acref köyüne doğru ilerledi ve el-Meşirfa'da durarak bazı evleri aradı.

SANA, yedi askeri araç ve iki tanktan oluşan başka bir İsrail devriyesinin Ummu Batina köyünü bastığını ve köyün batısındaki bir evi kuşattığını bildirdi. Ancak bu eylemin nedenleri veya amaçları hakkında herhangi bir bilgi vermedi.

İsrail, Suriye’de geçtiğimiz aralık ayında Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye ordusunun askeri tesislerini yok etmek ve altyapılarının yeniden inşa edilmesini önlemek amacıyla bu tesisleri hedef almıştı. Ayrıca Şam, Kuneytra ve Deraa çevresindeki kırsal bölgelere kara harekâtları düzenleyerek Suriye ile İsrail arasındaki sınırdaki tampon bölgeyi kontrolü altına aldı. Daha sonra sınır bölgelerinde baskınlar düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.


Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

TT

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Sudani: Milis grupların silahsızlandırılması ancak ABD’nin geri çekilmesiyle mümkün

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani dün yaptığı açıklamada, Irak'ın ülkedeki tüm silahları devletin kontrolüyle sınırlandırmayı taahhüt ettiğini, ancak bazı milis grupların işgal gücü olarak gördüğü ABD liderliğindeki askeri koalisyon ülkede kaldığı sürece bunun başarılı olamayacağını söyledi.

Sudani, radikal İslamcı grupların oluşturduğu tehdidin önemli ölçüde azalması nedeniyle, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’un (DMUK) İran'ın en yakın Arap müttefiklerinden biri olan Irak'tan 2026 yılının eylül ayına kadar çekilme planının hala geçerli olduğunu vurguladı.

Bağdat'ta Reuters’a konuşan Başbakan Sudani, “DAEŞ diye bir şey yok. Güvenlik ve istikrar mı? Allah’a şükür, bunlar mevcut. (2014 yılında kurulmasından bu yana DMUK’a katılan ülkelerin sayısına atıfla) DMUK’ta 86 ülkenin varlığı için bana tek bir mazeret gösterin” ifadelerini kullandı.

Silahlarını teslim ettikten sonra grupların resmi güvenlik güçlerine veya siyasi sahneye entegre edilebileceğine işaret eden Sudani, “Bu yüzden devlet kurumları dışındaki tüm silahları ortadan kaldırmak için kesin bir program olacak. Herkesin istediği de bu” ifadelerini kullandı.

Savaşa sürüklenmeyeceğiz

Irak, ABD'nin baskısı altında, İran destekli grupları silahsızlandırmak gibi siyasi açıdan hassas bir görevi yerine getirmenin bir yolunu arıyor. ABD, Sudani'nin, diğer Şii grupları da içeren bir çatı örgütü olan Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) ile bağlantılı silahlı grupları dağıtmasını istediğini açıklamıştı. Haşdi Şabi resmi olarak Irak güvenlik güçlerinin bir parçası ve çatısı altında İran yanlısı bazı grupları barındırıyor.

Öte yandan ABD ve Irak, Amerikan askerlerinin aşamalı olarak geri çekilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Tam çekilmenin gelecek yılın sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Asker sayısındaki ilk azalma bu yıl başladı.

Irak Başbakanı Sudani, Reuters’a verdiği röportaj sırasında Lübnan'daki Hizbullah gibi bölgedeki devlet dışı silahlı gruplara yönelik artan uluslararası baskı sorulduğunda, “Ortadoğu'da ABD ve İsrail’in nüfuzuna karşı çıkan ‘direniş ekseni’ olarak bilinen İran destekli grubun bir parçası olan bu gruplara yönelik baskı artacak. Allah’ın izniyle, o gün gelecek. Buradaki durum Lübnan'dakinden farklı” yanıtını verdi.

Başbakan Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Irak’ın güvenliği ve istikrarı koruma konusundaki tutumu açık ve devlet kurumları savaş ve barış konusunda karar verme yetkisine sahip. Hiçbir taraf Irak'ı savaşa veya çatışmaya sürükleyemez.”

İran, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgal hareketinin Saddam Hüseyin rejimini devrilmesinden bu yana Irak'ta önemli bir nüfuz kazanırken bu durum, İran destekli silahlı gruplara büyük bir siyasi ve askeri güç sağladı.

Irak’ta art arda gelen hükümetler, birbirine düşman olan İran ve ABD'yi Bağdat'ın müttefiki olarak tutmak konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. ABD, İran'a ağır yaptırımlar uygularken, Irak Tahran ile güçlü ticari ve ekonomik bağlara sahip.

ABD’den büyük yatırımlar çekme konusu, 2003 yılından bu yana mezhep çatışmalarının yanı sıra yıllardır ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Irak için en önemli önceliklerden biri.


Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
TT

Fransa, Lübnan'dan Esed'in 3 generalinin tutuklanmasını istedi

Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)
Beyrut Adalet Sarayı'nda adli yıl bugün başlıyor (Arşiv)

Fransa, Lübnan'dan, devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimindeki üç üst düzey generalin, Fransız vatandaşlarının ölümüne yol açan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledikleri gerekçesiyle bulunup tutuklanmasını istedi.

Önde gelen bir Lübnanlı yargı kaynağı Şarku'l Avsat'a, Başsavcı Hakim Cemal Hacer'in, Fransız yargısından, Lübnan'dan "Beşşar Esed rejiminde Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Başkanı olan Tümgeneral Cemil Hasan'ı, Ulusal Güvenlik Bürosu Müdürü Tümgeneral Ali Memlük'ü ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü Soruşturma Şubesi Başkanı Tümgeneral Abdülselam Mahmud'u bulmasını, soruşturma ve inceleme yapmasını, Lübnan'da bulunmaları halinde tutuklamasını ve Fransız yetkililere teslim etmesini" isteyen bir yargı talebi içeren resmi bir telgraf aldığını açıkladı.

İlginçtir ki, yargı kaynağına göre Fransa'nın yardım talebi, "adı geçen kişilerle düzenli olarak iletişim kuran Lübnan telefon numaralarını da içeriyordu; bu durum, Fransız makamlarının Esed rejimindeki üst düzey isimleri takip etme kapsamında yürüttüğü iletişim izlemeleriyle de doğrulandı." Yargı kaynağı, bu konunun "İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Şubesi tarafından yürütülecek takip ve soruşturmaların merkezinde yer alacağını" vurguladı.