Rusya'da Azerbaycan'a destek veren Tatar gazeteciye soruşturma

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Rusya'da Azerbaycan'a destek veren Tatar gazeteciye soruşturma

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Rusya’nın Tataristan bölgesinde yayın yapan “Türk Görüşü” gazetesinde Azerbaycan’a destek veren bir habere imza atan Nail Nabiullin hakkında soruşturma başlatıldı.
Azerbaycan'ın Ermenistan işgali altındaki topraklarını kurtarmaya yönelik başlattığı operasyonlara başta Türkiye olmak üzere dünyadaki tüm Türk toplulukları doğrudan destek vermişti. Rusya'ya bağlı Tataristan'da yayın yapan “Türk Görüşü” gazetesini çıkaran Tatar gazeteci Nail Nabiullin de, Tatarların Azerbaycan halkına desteğini göstermek için “Azerbaycan Bizim, Yürekler Sizinle” başlığı ile gazeteye manşet attı. Gazetecinin manşeti Tataristan'da ses getirirken, başkent Kazan'daki başsavcılık gazeteci ile iletişime geçerek hakkında soruşturma açıldığını bildirdi. Başsavcılık, gazetecinin olayla ilgili birkaç kez savunmasını aldı.

Mahkeme masrafları arttı, eşyalarını satılığa çıkardı
Hakkında başlatılan soruşturmanın ardından ekonomik olarak zor günler geçiren Tatar gazeteci, bir avukatla görüşerek destek istedi. Avukat tarafından savunulan gazeteci, daha mahkeme başlamadan ödeme yapmaya başladı. Tataristan Kültür Bakanlığı önünde de tek kişilik protesto gösterisi yapan gazeteci, hem soruşturmayı eleştirdi hem de duruma tepkisiz kalan Tataristan Yazarlar Birliği'ni protesto etti. Gerekli desteği göremeyen gazeteci, mahkeme masrafları için Türk dünyasına hizmet eden kişilere verilen Kültigin Madalyası'nı ve mesleğini yaparken kullandığı fotoğraf makinesini satılığa çıkardı.

Ödül ve fotoğraf makinesine değer biçmedi
Sosyal medya hesabından durumu anlatan Nabiullin, yaşanılan süreçle ilgili takipçilerine bilgiler aktararak, “Benim için değerli bir ödül olan Kültigin Madalyası'nı satıyorum. Avukat masrafları için destek toplamaya karar verdim ama çok az destek toplayabildim. Belki birileri ödülümü satın almak ister. Avukatın bir duruşma ücreti 262 dolar. Belki 2-3 duruşmaya katılacak. Kazan mahkemesi aleyhte karar vermezse yüksek mahkemeye gideceğiz. Bu durumda da 650 dolara ihtiyaç olacak” dedi.
Hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili Tatar basınına açıklamalar yapan gazeteci Nabiullin, “28 Ekim tarihinde çıkarılan gazetede Tatarların Azerbaycan halkına desteğini ifade etmek için, ‘Azerbaycan Bizim, Yürekler Sizinle' başlıklı manşet kullandık. Bunun ardından benim hakkımda savcılık tarafından soruşturma başlatıldı. Bizim hakkımızda uyarı kararı verilirken, soruşturmanın devam ettirilmesi yönünde karar verildi. Bu karardan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız. Öte yandan Rusya Anayasası'nın 29. maddesine göre herkesin ifade özgürlüğü garanti altına alınmıştır” ifadelerini kullandı.



Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'a geçen ay İran'a karşı savaşında İsrail'in yanında yer alıp almayacağı sorulduğunda şöyle demişti: “Olabilir. Katılmayabilirim de. Ne yapacağımı kimse bilmiyor.” Dünyaya İran'ın müzakerelere yeniden başlaması için iki haftalık bir ateşkesi kabul ettiğini söyledikten sonra nükleer tesislerini bombaladı.

BBC'ye göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: ‘Trump'la ilgili en öngörülebilir şey öngörülemezliği’. Fikir değiştiriyor. Her zaman kendisiyle çelişiyor.

London School of Economics'te uluslararası ilişkiler profesörü olan Peter Trubowitz, “Trump oldukça merkezileşmiş bir politika oluşturma süreci inşa etti. Dış politikada Richard Nixon'dan bu yana tartışmasız en merkezileşmiş olanı” dedi. Bu da politika kararlarını Trump'ın kişiliğine, tercihlerine ve mizacına daha bağımlı hale getiriyor.

Trump bunu siyasi olarak kullandı; ‘öngörülemezliğini’ önemli bir stratejik ve siyasi varlık haline getirdi. Şimdi, bu kişilik özelliği Beyaz Saray'ın dış ve güvenlik politikasına yön veriyor ve tartışmalı bir şekilde ‘dünyanın şeklini değiştiriyor’.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre siyaset bilimciler bu teoriyi ‘deli adam teorisi’ olarak adlandırıyor. Bu teoriye göre bir dünya lideri rakibinden taviz koparmak için onu doğası gereği her şeyi yapabileceğine ikna etmeye çalışıyor. Söz konusu teori, başarılı bir şekilde kullanılırsa, bir tür zorlamaya dönüşebilir. Trump bunun işe yaradığına, ABD müttefiklerini istediği yere getirdiğine inanıyor. Ancak bu yaklaşım düşmanlara karşı işe yarayabilir mi?

Saldırılar ve şüphecilik

Trump ikinci dönemine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklayarak ve ABD'nin müttefiklerine saldırarak başladı. Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması gerektiğini söyleyerek Kanada'yı kızdırdı. Grönland'ı ilhak etmek için askeri güç kullanmayı düşünmeye hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Panama Kanalı'nın mülkiyetini ve kontrolünü yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile ilgili olarak, ittifakın tüzüğünün 5. maddesi her üyeyi diğer tüm üyeleri savunmakla yükümlü kılar. Trump, ABD'nin buna bağlılığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Eski İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace, “Bence 5. madde çöküşün eşiğinde” dedi.

Sızan bir dizi mesaj, Trump'ın Beyaz Saray'ında Avrupalı müttefiklere yönelik ‘küçümseme kültürünü’ ortaya koydu. Trump'ın yardımcısı J.D. Vance, ABD'nin artık Avrupa'nın güvenliğinin garantörü olmayacağını belirtti.

Söz konusu karar, 80 yıllık transatlantik dayanışmanın yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Konuyla ilgili olarak Trubowitz şunları söyledi: “Trump'ın yaptığı şey, ABD'nin uluslararası taahhütlerinin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler uyandırmak oldu. Avrupa'daki bu ülkelerin ABD ile güvenlik, ekonomi ya da başka alanlarda sahip oldukları ilişkiler artık her an müzakereye açık hale geldi. Trump'ın etrafındakilerin çoğunun öngörülemezliğin iyi bir şey olduğuna inandığını hissediyorum. Çünkü bu Trump'ın ABD'nin kaldıraç gücünü kullanarak kazanımlarını maksimize etmesini sağlıyor... Emlak dünyasında pazarlık yaparken öğrendiği derslerden biri de bu.”

Dalkavukluk ve yağcılık

Trump'ın yaklaşımı meyvesini verdi. Sadece dört ay önce Birleşik Krallık savunma ve güvenlik harcamalarını gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2,3'ünden yüzde 2,5'ine çıkaracağını açıkladı. Geçen ay NATO zirvesinde bu rakam yüzde 5'e yükseldi ve diğer tüm NATO üyelerinin yakında ulaşacağı büyük bir artış oldu.

University College London'da siyaset bilimi profesörü olan Julie Norman şöyle diyor: “Gün be gün ne olacağını bilmek çok zor. Trump'ın yaklaşımı her zaman bu olmuştur. Trump değişken mizacını transatlantik savunma ilişkilerini değiştirmek için başarıyla kullandı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin geçen ay Lahey'deki NATO zirvesinde Trump'a hitaben söylediği gibi (On yıllardır hiçbir başkanın başaramadığı bir şeyi başaracaksınız) bazı Avrupalı liderler Trump'ın desteğini sürdürmek için ona dalkavukluk ve yağcılık yapıyor.”

Düşmanların dokunulmazlığı

‘Deli adam teorisi’ müttefikler üzerinde işe yarayabilirken, düşmanlar üzerinde işe yaramıyor gibi görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump'ın yaklaşımından etkilenmemeye devam ediyor. Perşembe günü yaptıkları telefon görüşmesinin ardından Trump, Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşı sona erdirme konusundaki isteksizliğinden duyduğu ‘hayal kırıklığını’ dile getirdi.

BBC'ye göre Trump, İran'da tabanına ABD'nin Ortadoğu'daki ‘sürekli savaşlara’ müdahil olmasına son vereceği sözünü verdi. Ancak ikinci döneminin şu ana kadarki ‘en öngörülemez’ tercihiyle İran'ın nükleer tesislerini vurdu. Asıl soru şu: Bu karar istenilen sonuca ulaşacak mı?

Birleşik Krallık eski Dışişleri Bakanı William Hague, bu kararın tamamen ters etki yaratacağına ve İran'ın nükleer silah edinme olasılığını arttıracağına inanıyor. Notre Dame Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Michael Desch de bu görüşe katılıyor. “Bence artık İran'ın nükleer silah peşinde koşma kararı alması çok muhtemel” diyen Desch'e göre Trump'ın yaklaşımı şu ana kadar düşmanlar nezdinde ters tepti.