Çin’den sızan belgeler salgının ilk aşamalarının yanlış yönetildiğini ortaya koydu

Çin’in Wuhan kentinde 30 Ocak’ta sokakta ölen yaşlı bir adamın yanındaki sağlık görevlileri (AFP)
Çin’in Wuhan kentinde 30 Ocak’ta sokakta ölen yaşlı bir adamın yanındaki sağlık görevlileri (AFP)
TT

Çin’den sızan belgeler salgının ilk aşamalarının yanlış yönetildiğini ortaya koydu

Çin’in Wuhan kentinde 30 Ocak’ta sokakta ölen yaşlı bir adamın yanındaki sağlık görevlileri (AFP)
Çin’in Wuhan kentinde 30 Ocak’ta sokakta ölen yaşlı bir adamın yanındaki sağlık görevlileri (AFP)

Çin’in yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk görüldüğü Hubei eyaletinde salgının ilk aşamalarını yanlış yönettiği iddia edildi.
CNN’in ulaştığı Hubei eyaleti Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nden sızan 117 sayfalık gizli belgelere göre Çinli yetkililer salgın hakkında dünyaya gerçek verileri paylaşmadı.
‘Dahili belge, lütfen gizli tutun’ ibaresini taşıyan belgelere göre virüsün ilk tespit edildiği Hubei eyaletindeki yerel sağlık yetkilileri, 10 Şubat’ta 2 bin 478 vaka tespit edildiğini açıkladı ancak o tarihte gerçekte 5 bin 918 yeni vaka rapor edildi.
Çin hükümeti, bugüne kadar ABD ve diğer Batılı hükümetler tarafından virüsle ilgili bilgileri kasıtlı olarak gizlediği yönündeki suçlamaları reddetmekte ısrar etti.
Ekim 2019 ile Nisan 2020 arasındaki bir dönemi kapsayan belgeler, Çin’deki sağlık sistemindeki yetersizlikleri ortaya koyarken, yerel koronavirüs hastalarının teşhis edilmesindeki yavaşlığa da dikkati çekti.
Belgelerde yer alan Mart ayı başlarına dayanan raporda, semptomların başlangıcından doğrulanmış tanıya kadar geçen ortalama sürenin 23 gün olduğu vurgulandı.
CNN, belgelerde açıklanan bulgular hakkında yorum almak için Çin Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Sağlık Komisyonu ve Hubei Sağlık Komisyonu ile temasa geçti ancak herhangi bir yanıt alamadı.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nde halk sağlığı uzmanı Yanzhong Huang, “Hatalar yaptıkları açıktı. Sadece yeni bir virüsle uğraşırken meydana gelen hatalar değil, aynı zamanda bu virüsle başa çıkma biçiminde bürokratik ve siyasi motivasyonlu hatalar da vardı” yorumunda bulundu.



Netanyahu, nükleer tehdit geri dönerse İran'a karşı harekete geçmek için ABD'den ‘yeşil ışık’ istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

Netanyahu, nükleer tehdit geri dönerse İran'a karşı harekete geçmek için ABD'den ‘yeşil ışık’ istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da (İsrail Başbakanlık Ofisi)

İsrailli bir yetkili, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile bugün yapacağı görüşmede, Tahran'ın nükleer programını yeniden inşa etmesiyle ilgili her türlü faaliyete karşı harekete geçmek için ‘yeşil ışık’ isteyeceğini söyledi.

Yetkili İsrail'in Jerusalem Post gazetesine verdiği demeçte, “Amaç Lübnan'dakine benzer bir yetki almak; yani nükleer tesislerde şüpheli faaliyetler tespit edilirse ya da ABD ve İsrail savaş uçakları tarafından bombalanan bölgelerden uranyum transfer edildiğine dair kanıtlar bulunursa, bunlara karşı harekete geçmek için önceden ABD onayı alınmış olacak” dedi.

İsrail, İran'ın nükleer programını yeniden inşa etmesini engellemek için ABD öncülüğünde bir mekanizma kurmayı hedefliyor.

“Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliği yapmaması nedeniyle Snapback mekanizmasını (İran'a yeniden yaptırım uygulama mekanizması) da harekete geçirmek istiyoruz” diyen yetkili, İsrail'in Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak istediğini belirtti.

Yetkili, UAEA müfettişlerinin geçen hafta ‘güvenlik gerekçesiyle İran'dan ayrıldığını, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın da UAEA ile iş birliğini askıya alan yasayı imzaladığını’ bildirdi.

Netanyahu dün Washington'a hareket etmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, “İran'ın bizi yok etmeyi amaçlayan nükleer silah arayışını yenileme girişimlerine karşı uyanık kalmalıyız” dedi.

İsrail ordusu, haziran ayında sona eren İsrail-İran savaşının ardından odağını yeniden Hizbullah'ın altyapısını hedef almaya devam ettiği Güney Lübnan'a kaydırdı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi CBS News'e verdiği demeçte, ABD'nin İran'ın Fordo Nükleer Tesisi’ni bombalamasının tesiste ‘ciddi ve ağır hasara yol açtığını’ ifade etti.

Arakçi, “Fordo'da tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor. Ancak şu ana kadar bildiğimiz şey tesislerin ciddi ve ağır hasar gördüğü” ifadelerini kullandı.