Türkiye OECD ülkeleri arasında büyüme gösteren tek ülke

(AP)
(AP)
TT

Türkiye OECD ülkeleri arasında büyüme gösteren tek ülke

(AP)
(AP)

Koronavirüs salgını ülke ekonomilerini olumsuz etkiliyor. Açıklanan son büyüme rakamlarına göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında büyüme performansı gösteren tek ülke oldu.
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) olumsuz etkileri dünya genelinde hissediliyor. Ülkeler salgınla mücadelede ederken ekonomilerini de ayakta tutmaya çalışıyor. 2020 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 büyüme gösteren Türkiye, OECD ülkeleri arasında büyüyen tek ülke olarak öne çıkıyor.

Lütfi Elvan: “Dengeli ve istihdam oluşturan büyüme sürecini sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz”
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, büyüme rakamlarını resmi sosyal medya hesabı üzerinden değerlendirdi.
Üçüncü çeyrek büyümesinde yurt içi talep artışının etkili olduğuna dikkat çeken Elvan, “GSYH yılın 3. çeyreğinde yıllık yüzde 6,7’lik artış kaydetti. Büyümenin öncü göstergeleri, yılın üçüncü çeyreğinde güçlü bir performansa işaret ediyordu.
Üçüncü çeyrek büyümesinde yurt içi talep artışı etkili oldu. Oluşabilecek riskleri göz ardı etmiyoruz. Makroekonomik, finansal ve fiyat istikrarını önceleyen politika çerçevemizle; dengeli ve istihdam oluşturan büyüme sürecini sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz.
Üretim ve teknoloji altyapılarımızı yapısal anlamda daha da güçlendirecek adımlar atacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ekonomiyi ilgilendiren tüm kesimlerin sesine kulak verip, ortak akılla hareket edeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.

Türkiye büyüyen tek ülke
OECD ülkeleri küçülürken Türkiye büyüdü. Üçüncü çeyrekte ABD ekonomisi yüzde 2,9 ve Fransa ekonomisi yüzde 3,9 küçülürken, Almanya'da da geçici büyüme oranı yüzde eksi 4 olarak hesaplandı.
Norveç üçüncü çeyrekte yüzde 0,1, Güney Kore yüzde 1,3, İsrail yüzde 1,4, Litvanya yüzde 1,7, Polonya yüzde 2 küçüldü.
Üçüncü çeyrek büyüme verisi açıklanan OECD ülkelerinden ekonomisi en fazla daralanlar ise yüzde 10,3 ile Şili, yüzde 9,6 ile Birleşik Krallık ve yüzde 9,5 oldu.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal