Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ulusa seslendi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
TT

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ulusa seslendi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)

Azerbaycan Ordusu, Karabağ’da elde ettiği zafer sonrası yapılan anlaşma kapsamında 28 yıl Ermenistan’ın işgali altında kalan Laçın’a girdi. Ordunun Laçın’da Azerbaycan bayrağı dalgalandırmasının ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, halka hitap etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ulusa sesleniş konuşmasında, Laçın'ın Ermeni işgalinden kurtarılmasıyla ilgili Azerbaycan halkını tebrik ederek, “Laçın'da işgal 28 yıl sonra sona erdi. Laçın bölgesinin kurtuluşu tarihi bir olaydır. Tek bir kurşun atmadan Laçın bölgesine döndük. Düşmanı buna zorladık. Savaş sahasında elde ettiğimiz parlak zaferimiz bu harika sonuca yol açtı. Üç bölgemiz Ağdam, Kelbecer ve Laçın bize geri döndü. Tek el ateş etmeden, şehit vermeden bu bölgelere döndük” dedi.
Laçınlıları kısa süre içinde kentlerine geri dönmeleri için çalışmalara başlanacağını belirten Aliyev, “İşgal edilen topraklarda karşılaştığımız manzara büyük üzüntüye neden oldu. Çünkü her şey yıkıldı, altyapı tahrip edildi, binalar yıkıldı, idari binalar yıkıldı. Şu anda, o yerlerde yaşamaya elverişli koşullar yok. Ama o bölgeleri, tüm ilçeleri restore edeceğiz, vatandaşlarımızın normal yaşamı için her adımı atacağız. Bildiğiniz gibi ilk projeler çoktan uygulandı. İlgili fonlar Başkanın yedek fonundan tahsis edilmiştir. Fuzuli-Şuşa karayolu ve Berde-Ağdam demiryolu inşaatına başlandı. Bu da bizim bu çalışmayı maksimum verimlilikle ve aynı zamanda kısa sürede planladığımızı gösteriyor ki tüm işleri zaman kaybetmeden organize edebiliyoruz. Hâlihazırda ilgili bir devlet kurumu oluşturulmuş ve tüm bu çalışmalar koordineli olarak yürütülecektir” diye konuştu.

“Koridor Rus barış gücünün kontrolüne verildi”
Laçın kentinin stratejik öneminin söz konusu bölgeden ve şehir merkezinden Laçın koridorunun geçme olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Bu koridor, Rus barış gücünün kontrolüne verildi. Koridor uzun yıllar Ermeni silahlı kuvvetlerinin, işgalcilerin kontrolündeydi. 10 Kasım'da imzalanan ortak bildirinin ilk versiyonunda, bu koridorun Ermeni silahlı kuvvetlerinin kontrolü altında kalmasına ilişkin bir madde vardı. Ben buna karşı çıktım ve sonuç olarak koridor Rus barış gücünün kontrolüne verildi. Bunun büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Laçın koridoru Ermeni işgalci güçlerinden temizlendi. Ayrıca, özellikle Şuşa'nın kurtuluşundan kısa bir süre sonra, anlaşmanın ilk versiyonu üzerinde aktif çalışmaların sürdüğünü de belirtmeliyim. Anlaşmanın ilk versiyonunda Laçın koridorunun genişliğinin 30 kilometre olması öne sürüldü. Buna şiddetle karşı çıktım ve Ermeni tarafının bu iddiasının tamamen asılsız olduğunu söyledim. Koridor içinde güvenlik önlemlerini sağlamak için bu kadar geniş bir koridora ihtiyaç yok. Bu nedenle bunu tamamen kabul edilemez bir teklif olarak değerlendirdim ve fikrimi dile getirdim. Daha sonra ikinci seçenekte Laçın koridorunun genişliği 10 kilometreydi. Bunu da kabul etmedim ve sonuç olarak 5 kilometre genişliğinde bir koridorda anlaşmaya varıldı. 5 kilometre hem bizim hem de Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler için ve güvenliğin sağlanması için yeterli genişlikte” dedi.

“Laçın, Kelbecer ve Şuşa Azerbaycan'a dönmezse anlaşma olmaz”
Ermeni yönetiminin Laçın bölgesini Azerbaycan'a iade etme niyetinin olmadığını belirten Aliyev,“ Bize doğrudan söylenmemiş olsa da, Laçın bölgesinin bir şekilde Ermenistan'da kalması gerektiği düşüncesi her zaman vardı. Ermeni tarafı genel olarak Laçın bölgesinin tamamının kendilerine bir koridor olarak verilmesi gerektiğine inanıyordu. Ne yazık ki bazı Batılı çevreler bu görüşü destekledi. Bu, Ermenistan'ın konumunu daha da uzlaşmaz hale getirdi ve düşman neredeyse tamamen ahlaksız hale geldi. Sonuç olarak Laçın bölgesinde çok ciddi bir yerleşim politikası izlendi. Hep söyledim, Laçın, Kelbecer ve Şuşa Azerbaycan'a dönmezse anlaşma olmaz. Bu tutumum yabancı ülkelerde pek çok kişiyi rahatsız etti. Toprak bütünlüğümüzün yeniden sağlanması gerektiğini söyledim. Savaş seçeneğinin asla göz ardı edilmediğini söyledim. Biz güç topluyorduk, bu gücü demir yumruk haline getirdik, düşmanın belini kırdık ve bugün yeni bir gerçeklik oluşturduk. Bir yıl önce bile bazı insanlar bize mevcut gerçeklikle uzlaşmamızı söyledi, bugün de ben herkesin mevcut gerçeklikle uzlaşması gerektiğini söylüyorum” ifadelerini kullandı.
Yeni koridorun parametreleri belirlendikten sonra, Laçın şehir merkezinin Azerbaycan’a geri verileceğini ifade eden ve 10 Kasım'da imzalanan üçlü anlaşmada yer alan 6. maddeden bahseden Azerbaycan Cumhurbaşkanı, “6. maddede, Ermenistan'ın 15 Kasım'da Kelbecer'i, 1 Aralık'ta ise Laçın'ı boşaltacağı belirtiliyordu. Bildiğiniz üzere Rusya tarafı bize başvuruda bulunarak biraz zaman istedi. Kelbecer kentinin bize dönüşü 15 Kasım'da değil 25 Kasım'da sağlandı. 6. maddenin bu kısmı uygulandı. Laçın kenti Azerbaycan'a verildi. Laçın koridoru, Şuşa kentine dokunmayacak şekilde 5 kilometre genişliğinde Rus barış gücünün kontrolünde kalıyor. Bu maddeden zaten bahsetmiştim. Anlaşmanın ilk versiyonda koridorun genişliği 30 kilometre, daha sonra 10 kilometreydi ve Rus barış gücünün değil, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin kontrolü altında kalıyordu, ancak biz bunu anlaşmadan çıkardık. Anlaşmaya göre tarafların onayı ile, Dağlık Karabağ ile Ermenistan arasında iletişimi sağlayan Laçın koridoru konusunda yeni bir güzergahın inşası için önümüzdeki üç yıl içinde bir plan belirlenecek. Böylece, söz konusu güzergâhın korunması için Rus barış gücünün gelecekte yer değişimi öngörülüyor. Ben bu konuyu da yorumlamak istiyorum. Artık herkes Laçın koridorunun Laçın şehir merkezinden geçtiğini biliyor. Öyle ki Laçın şehir merkezi bu koridorun ortasında kalır. Rusya Devlet Başkanı ile görüşmelerimde Laçın şehir merkezinin de bizde kalması gerektiğini söylüyordum. Bu nedenle biz yeni bir koridor inşa edilmesini öneriyoruz. Dağlık Karabağ'ı Ermenistan'a bağlayan yeni bir koridorun güzergâhı belirlenerek inşa edilsin. Maddede süre de belirtiliyor 3 yıl içinde. Fakat ben bunu daha kısa bir sürede yapabileceğimizi düşünüyorum. Yeni koridorun parametreleri belirlendikten sonra Laçın şehir merkezi de bize geri verilecek. Bu çok önemli bir konu. Çünkü ben bunun anlaşmada yer almasını sağlamasaydım, Laçın koridoru her zaman Laçın şehir merkezini de içine alacaktı” ifadelerini kullandı.

“Bu anlaşma Paşinyan tarafından imzalandı”
Aliyev sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Biz yeni gerçeklik oluşturduk. Zafer kazanarak, düşmanın kafasını ezerek, düşmanı topraklarımızdan kovarak yeni bir gerçeklik oluşturduk. Herkes bu gerçekliği kabullenecek, kabullenmek zorunda kalacak. Tıpkı Ermenistan'ın yaptığı gibi. Bu anlaşma Paşinyan tarafından imzalandı. Paşinyan aslında teslimiyet belgesi imzaladı. Ermenistan ya tamamen yıkılacak ya da anlaşma imzalanacaktı. 10 Kasım'da imzalanan anlaşmaya müdahale etmek isteyen olursa sert mukavemetimizi görecektir. Böyle girişimler var. Bu girişimlerin amacı anlaşmayı ihlal etmektir. Çünkü bu anlaşmayla, yeni bir güvenlik formatının ortaya çıkmış olması bazı insanları rahatsız ediyor. Türk-Rus Ortak Merkezinin kurulması yapılan açıklamayla onaylandı. Düşmanın başını ezmeseydik, kendi rızasıyla bu topraklardan çıkmazdı. Yaklaşık 5 bin kilometre kareyi savaşarak kurtardık, aynı zamanda yaklaşık 5 bin kilometrekareye barışçıl bir şekilde geri döndük. Düşmanın kafasını ezmeseydik, bu topraklardan asla gönüllü olarak çıkmazdı. Düşman bu işgali devam ettirmek istedi ve tüm çirkin işleri bu amaca hizmet etti.”

“Dağlık Karabağ'da bugün yaşayan herkes Azerbaycan vatandaşıdır”
Dağlık Karabağ'da bugün yaşayan herkes Azerbaycan vatandaşı olduğuna vurgu yapan Aliyev, “Tek bir Azerbaycan devletinde hayatlar güzel olacak, sefaletten kurtulacaklar. Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler ve oraya mutlaka dönecek olan Azerbaycanlılar yeniden iyi komşuluk koşullarında yaşayacak. Pratik aşamaya girildi. Değerlendirme süreci yakında başlayacak ve hasar hesaplanacak. Yasal düzeyde adımlar atılıyor. Detayları henüz açıklamak istemiyorum. Ancak bu artık bir niyet değil, pratiğe geçmiş bir aşamadır. Onları ifşa etmeye devam edeceğiz. Biz hakkı ve adaleti yeniden kurduk, tarihi adaleti tesis ettik” dedi.
Bu savaşın Azerbaycan’ın şanlı zaferi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, “Gururluyuz. Bizim görevimiz Ermeni faşizminin bir daha bu bölgede yükselmesini önlemektir. Fransa parlamentosunun bizim meselemizle ne ilgisi var? Fransa, kaç yıldır AGİT Minsk Grubu'nun eş başkanlığını yapıyorsun? Elinizi taşın altına koydunuz mu? Bir sorunu çözmek için pratik bir adım attınız mı? Şimdi sorun çözüldükten sonra neler olduğuna bakın. Fransa Senatosu, Dağlık Karabağ'ı tanıyan bir karar kabul etti. Onlardan hoşlanıyorsanız, savaş sırasında demiştim, Marsilya şehrini verin, adını değiştirin, orada ikinci bir devlet kurun dedim. Ama bizim işimize kimse karışamaz. ‘Dağlık Karabağ sorunu’ teriminin bittiğini bir kez daha söylemek istiyorum. Bu terimin dillerde olmasını tavsiye etmiyorum. Ancak tarih söz konusu olduğunda, terim elbette kullanılabilir” ifadelerini kullandı.

“Ermenistan'ın dış borcu 8 milyar dolar”
Ermeni ordusunun yok edildiğini belirten Aliyev, “Ordularını mahvettik. Bu ordu onlarca yıl içinde kuruldu. Bu orduya ücretsiz silah, cephane, en modern teçhizat verildi. Tüm bunların maliyeti 3 milyardan fazla olarak hesaplanıyor. Bu fakir ülkede bu kadar çok para nereden geliyor? Ermenistan'ın dış borcu 8 milyar dolar. Bu ülke borç içinde. Bu ülkedeki tüm ekonomi şimdi yok ediliyor. Savaştan sonra ulusal para birimi iflas etti. Burası iflas etmiş bir ülke. Bu kadar parayı nereye ödedi? Size bu para transferlerini nasıl yaptığını göstereyim. Bu paranın hangi sözleşmelerle ödendiğini bize bildirmeleri için uluslararası kuruluşlara da başvuracağız. Ödenmiş mi? Ödenmemişse, ücretsiz olarak alınmıştır. Ermenistan'ın otuz yıldır monte ettiği teçhizatı 44 günde imha ettik. Ermeni ordusu artık yok. Şimdi ölen askerler konusunda yanlış rakamlar veriyorlar. Gerekirse, işgal gücünün ne kadar asker kaybettiğini, bu bilgileri dile getireceğiz. Ermeni ordusunu yok ettik. Bu yüzden önümüzde diz çöküp teslimiyet anlaşmasını imzalamak zorunda kaldılar. Bu herkes için bir ders olmalı” diye konuştu.

“Azerbaycan Türkiye ile birleşiyor”
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev konuşmasını şöyle sürdürdü:
“10 Kasım'daki imza töreninin ardından bu anlaşmayı Azerbaycan halkının dikkatine sundum ve tüm çalışmalarımızın şeffaf olduğunu bir kez daha gösterdim. Anlaşmayı halkın önünde imzaladım, büyük bir gururla imzaladım, kazanan olarak imzaladım. Bu açıklamanın tamamını Azerbaycan halkının dikkatine sundum. Azerbaycan, ayrılmaz parçası olan Nahçıvan ile birleşmiştir. Azerbaycan Türkiye ile birleşiyor. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran ve isterse Ermenistan bu ulaşım koridoruna katılabilir. Böylelikle bölgede beş taraflı yeni bir işbirliği platformu oluşturulabilir. Bu fikri hem Rusya hem de Türkiye Cumhurbaşkanlarına ilettim. Hem Recep Tayyip Erdoğan hem de Vladimir Putin bunu memnuniyetle karşıladı. Bölgede kalıcı barış istiyoruz. Bunu başarmak için güvenlik önlemleriyle birlikte işbirliği geliştirilmelidir. İşbirliği yapmaya hazırız. Bizim için bir numaralı konu, Azerbaycan'ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile birleştirmek ve aynı zamanda Azerbaycan ile Türkiye arasında yeni bir ulaşım koridoru oluşturmak bizim için bir numaralı konu. Bu proje gerçekleşirse, eminim yeni bir bağlantı olacak ve bundan beş ülke faydalanabilir. Bölgesel güvenlik ve işbirliği için daha iyi bir proje olabilir mi? Hayır. Bunu başlatan kim? Biz. Bu paragrafı buraya kim koydu? Ben.”
Azerbaycan için yeni bir dönemin başladığını belirten Aliyev, “Ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeni bir kuruculuk dönemi, bir gelişim dönemi, kurtarılmış bölgelerimizin yeniden tesisi dönemi başlıyor. Bu dönemde de Azerbaycan halkının birlik, beraberlik ve güçlü irade göstereceğine inanıyorum. Azerbaycan halkı yeniden birleşecek ve bu yıkılan şehir ve köyleri yeniden kurmak için ellerinden geleni yapacaklar. Bundan sonra büyük ve gururlu bir millet olarak yaşayacağız. Uluslararası arenada söz sahibi olduk, bölgede söz sahibi olduk. İstediğimizi başardık ve bundan sonra halkımızın güvenli ve mutlu bir yaşama sahip olacağına inanıyorum” diye konuştu.
Aliyev, “Eminim ki bundan sonra pek çok durumda halkıma sözlerimi söyleyeceğim. Ama bu dönem hakkındaki seslenişimi her Azerbaycan vatandaşının istediği sözlerle tamamlamak istiyorum. Cebrayıl bizim, Fuzuli bizim, Zengilan bizim, Gubadlı bizim, Ağdam bizim, Kelbecer bizim, Laçın bizim, Şuşa bizim, Karabağ bizim! Karabağ Azerbaycan'dır! Azerbaycan halkına sevgiler! Çok yaşa Azerbaycan!” diye konuştu.



Pakistan'da meydana gelen otobüs kazası: En az 20 kişi öldü, 21 kişi yaralı

Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)
Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)
TT

Pakistan'da meydana gelen otobüs kazası: En az 20 kişi öldü, 21 kişi yaralı

Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)
Yaralılar ambulansa taşınırken (AP_Arşiv)

Pakistan polisi bugün (Cuma) ülkenin kuzeyinde meydana gelen trafik kazasında en az 20 kişinin öldüğünü duyurdu.

Kaza yapan otobüs, başkent İslamabad ile yakınlarındaki Ravalpindi arasında sefer yapıyordu.

Kaza yerine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Chilas kasabasın polis yetkilisi Azmat Shah, "Kazada 20 kişinin öldüğünü, 21 kişinin de yaralandığını" söyledi.

Azmat Shah, AFP’ye yaptığı açıklamada, sürücünün virajda otobüsün kontrolünü kaybettiğini ve otobüsün İndus Nehri vadisine düştüğünü belirtti.

Polis yetkilisi, yaralılardan beşinin durumunun kritik olduğunu söyledi.

Pakistan, otoyolların kötü durumu, trafik kurallarına uyulmaması ve sürücülerin dikkatsiz nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında yüksek ölüm oranları kaydediyor.

Ülkede otobüsler çoğunlukla maksimum kapasiteye kadar dolduruluyor ve emniyet kemeri takma kuralına uyulmuyor.


ABD Savunma Bakanı: Hamas'ın güçlerimize saldırmayı planladığına dair hiçbir belirti yok

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)
TT

ABD Savunma Bakanı: Hamas'ın güçlerimize saldırmayı planladığına dair hiçbir belirti yok

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (AFP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Perşembe günü yaptığı açıklamada, Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) Gazze'deki ABD kuvvetlerine herhangi bir saldırı planladığına dair herhangi bir belirti görmediğini ancak ordunun güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri alıdığını söyledi.

Austin basın toplantısında "Bu bilgiyi istihbaratla yetkilileri görüşüyorum. Ancak şu anda böyle bir niyetin olduğuna dair herhangi bir belirti göremiyorum. Ancak burası bir savaş bölgesi ve pek çok şey olabilir" dedi.

Beyaz Saray ulusal güvenlik sözcüsü John Kirby Perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD ordusu tarafından Gazze'ye insani yardım akışını hızlandırmak amacıyla inşa edilen deniz iskelesinin, hazırlıkları engelleyen kötü hava koşullarına rağmen birkaç gün içinde faaliyete geçeceğini söyledi.

İsrailli yerleşimcilerin Ürdün'den gelen bir sevkiyata saldırmasının ardından ABD, hem İsrail'e hem de Hamas'a Gazze'deki sivillere yönelik yardımın kesintiye uğramamasını sağlama çağrısında bulundu.


İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu işgal planı

Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)
Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)
TT

İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu işgal planı

Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)
Mısır'ı Gazze Şeridi'nden ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen askerler, 19 Mart 2007. (Arşiv - AFP)

Ateşkes anlaşması ve esir değişimi konusunda ‘olumlu işaretlerin’ yayıldığı bir dönemde Tel Aviv'deki güvenlik çevreleri, İsrail ordusunun Refah'a yönelik geniş çaplı işgale alternatif olarak askeri operasyonlar üzerinde düşündüğünü bildirdi.

İsrail medyası güvenilir askeri kaynaklara dayanarak, 1,4 milyondan fazla yerinden edilmiş insana ev sahipliği yapan Refah'ın işgal edilmesine karşı ABD dahil uluslararası muhalefet ve uyarılar ışığında bir alternatif aranması gerektiğini belirtti. En iyi alternatif, Gazze Şeridi ile Mısır’ın Sina bölgesi arasındaki Philadelphia Koridoru ya da İsrail'in 2005'te bölgeden çekilmesinden önceki adıyla Selahaddin Koridoru olarak bilinen sınırın kontrol edilmesidir.

f8l9
Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru nedir?

Söz konusu askeri kaynaklar, Mısır'ın kesin bir dille yalanlamasına rağmen aktif tünellerin varlığından emin oldukları için, bu hamlenin amacının Filistin Refah’ı ile Mısır Refah’ı arasındaki yer üstü ya da yer altı geçişlerini engellemek olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu'ndan aktardığına göre Refah'ta halen düzenli ve organize bir şekilde faaliyet gösteren dört Hamas tugayı bulunuyor. Kuşkusuz bu tugayları dağıtmak aylar alacak. Çünkü İsrail ordusunun şehir içindeki tünel ve yeraltı sığınakları ağını yok etmek için uzun süre çalışması gerekecek.

İsrail Ordu Radyosu’nun raporuna göre, tünel ve yeraltı sığınaklarına önemli ölçüde zarar vermeden Hamas'ın Gazze Şeridi’ndeki komuta ve kontrol zincirini gerçek anlamda etkisiz hale getirmek mümkün değil. İsrail ordusunun kapsamlı ve şiddetli kara harekâtına rağmen, Hamas'ın komuta ve kontrol sistemi, askerlerin çekilmesinin ardından yükselmeye başladı.

Dolayısıyla rapora göre, ‘Refah'ın işgali Hamas'ın yenilgisine yol açmayacak, ancak ilk bakışta İsrail tüm Gazze Şeridi'nin işgalini tamamlamış olacak. Çünkü İsrail ordusu, yedi aylık savaşa rağmen Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerini aynı anda kontrol etmiyor. Ele geçirilen bölgelerde bile Hamas gerilla savaşını sürdürebilir.’

dsf brgt
Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Refah Sınır Kapısı’nda Mısır ordusu askerleri (DPA)

İsrail Ordu Radyosu, sınırın diğer tarafında henüz açıklanamayan bir Mısır hareketliliği olduğunu da bildirdi. İsrail askerleri, son iki hafta içinde Mısır ordusunun Gazze Şeridi sınırında alışılmadık bir şekilde konuşlandığını, zırhlı askerlerin, araçların ve savaş ekipmanlarının çok sayıda göründüğünü gözlemledi.

İsrail Ordu Radyosu’na göre bu, ‘Mısır'ın Refah'ta yerinden edilmiş insan kalabalığının sınıra doğru ilerlemesinden duyduğu korku ya da İsrail işgali ihtimalinden duyulan rahatsızlığın bir ifadesi’ olabilir.

df vbde
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden göç eden insanlar geçtiğimiz Ocak ayında Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki sınır duvarının yakınında (DPA)

Her iki durumda da Mısır ordu güçleri, 1979 yılında iki ülke arasında imzalanan Camp David Anlaşması’nın güvenlik eklerinde öngörüldüğü üzere, son yıllarda yalnızca Mısır polis güçlerinin bulunduğu bölgelerde konuşlandırılıyor.

İki ülke daha önce, Mısır Sina'da terör örgütleriyle, İsrail ise kaçakçılıkla (silah, uyuşturucu ve insan ticareti) mücadele ederken Camp David Anlaşması’nın ilkelerini karşılıklı mutabakatla ihlal etmişti.

sdcverbt
İsrail askerleri Refah yakınlarında, Gazze Şeridi ile güney sınırındaki bir karakolda askeri teçhizatı kontrol ediyor. (EPA)

İsrail Ordu Radyosu İsrailli subayların, 2012 yılında Filistinli savaşçıların Gazze Şeridi'nden Sina'ya çıktıkları, zırhlı bir aracı ele geçirdikleri ve İsrail'e saldırmak üzere sınırı geçtikleri silahlı operasyona benzer bir senaryo için hazırlık yapıldığını söylediklerini aktardı.

Diğer taraftan İsrail sağının, ordunun Refah'ı işgal etmek için gerçek ve ciddi bir plan hazırladığına inanmadığını ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bu konuda orduyu takip ettiğini ve söyledikleri her şeyin sadece propaganda ve tehdit amaçlı olduğunu belirtmek gerekir.

efrgth
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Birleşmiş Milletler (BM) Gazze Kıdemli İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag ile birlikte yürüyor. (Reuters)

Geçtiğimiz çarşamba günü Gazze Şeridi’ni ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in ülkesinin Refah'a yönelik bir saldırı için henüz ikna edici bir askeri plan almadığını ve böyle bir operasyonun Hamas’ın elindeki esirlere zarar vereceğine inandığı için saldırıya karşı olduğunu açıklaması İsrail sağının kuşkularını pekiştirdi.

Sağcı gazete İsrael Hayom'un dünkü (Perşembe) haberine göre, İsrail'deki siyasi sesler Netanyahu’yu yeterince taviz vermemekle suçlasa da Blinken'ın açıklamaları, esirlerin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varılamamasından Hamas'ın sorumlu olduğu konusunda hiçbir şüphe bırakmıyor.

Haberde ayrıca, hükümetin Refah'ı işgal etme ve kalan Hamas tugaylarını dağıtma konusunda tam meşruiyete sahip olduğu ima edildi.


ABD donanmasının Gazze'deki iskelesinin "birkaç gün içinde" açılması bekleniyor

John Kirby (AFP)
John Kirby (AFP)
TT

ABD donanmasının Gazze'deki iskelesinin "birkaç gün içinde" açılması bekleniyor

John Kirby (AFP)
John Kirby (AFP)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik sözcüsü John Kirbydün (Perşembe) yaptığı açıklamada, ABD ordusunun Gazze'ye insani yardım akışını hızlandırmak amacıyla inşa ettiği deniz iskelesinin, hazırlıkları engelleyen kötü hava koşullarına rağmen birkaç gün içinde açılacağını söyledi.

Kirby bir basın toplantısında: "Hepimiz bunun birkaç gün içinde gerçekleşeceğini umuyoruz" ifadelerini kullandı.


Blinken, Netanyahu'ya yaptığı görüşmede rehineler konusunda anlaşmanın gerekliliğini vurguladı

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
TT

Blinken, Netanyahu'ya yaptığı görüşmede rehineler konusunda anlaşmanın gerekliliğini vurguladı

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, bu hafta başında Tel Aviv'de görüştüğü Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer İsrailli liderlere, rehinelerle ilgili bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi.

Blinken, anlaşmaya varma ihtimalinin kapanmaya başladığını, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yapılacak büyük bir İsrail saldırısıyla bu ihtimalin muhtemelen tamamen ortadan kalkacağı konusunda uyarıda bulundu.


İsrail'in Şam çevresindeki bir bölgeyi hedef alan saldırısında 8 asker yaralandı

İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)
İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)
TT

İsrail'in Şam çevresindeki bir bölgeyi hedef alan saldırısında 8 asker yaralandı

İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)
İsrail'in Suriye'ye önceki baskınları (arşivler - Reuters)

Bugün Suriyeli bir askeri kaynak, Şam yakınlarındaki bir bölgeye "İsrail saldırısında" 8 askerin yaralandığını söyledi.

Suriye televizyonu dün (Perşembe) adı açıklanmayan bir askeri kaynağın, İsrail'in Golan yönünden hava saldırısı başlattığını ve bunun bazı maddi kayıplara yol açtığını söylediğini aktardı.

Suriye medyası ise İsrail bombardımanının, Suriye topraklarından bir dizi füze fırlatmasının ardından başkent Şam çevresini ve Kuneytra şehrini hedef aldığını bildirdi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), dün akşam (Perşembe) başkent Şam civarında patlamalar meydana geldiğini belirtirek,  patlamaların İsrail bombardımanından kaynaklandığını ileri sürdü.


Ben Gvir, İsrail Genelkurmay Başkanlığı'na yeni atamaların ardından Gallant'ın görevden alınması çağrısında bulundu

Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)
Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)
TT

Ben Gvir, İsrail Genelkurmay Başkanlığı'na yeni atamaların ardından Gallant'ın görevden alınması çağrısında bulundu

Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)
Itamar Ben Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Knesset'teki bir oturumda (AP)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, ordu Gazze Şeridi'nde Hamas ve diğer Filistinli gruplara, Lübnan sınırında ise Hizbullah'a karşı savaş yürütürken, Genelkurmay Başkanlığı’na yeni atamaların açıklanmasının ardından Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın görevden alınması çağrısında bulundu.

İsrail Yayın Kurumu, Ben Gvir'in, Gallant'ın Genelkurmay Başkanı ile onayladığı atamaların "halkı tamamen görmezden geldiğini gösterdiğini" söylediğini aktardı.

Ben Gvir, Gallant'ı, Hamas'ın 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ndeki mevcut savaşı ateşleyen İsrail yerleşimleri ve kamplarına yönelik saldırısına atıfta bulunarak, "ülkenin tarihindeki en büyük başarısızlığa" neden olmakla suçladı.

Ben Gvir, Gallant'ın "7 Ekim saldırısından sorumlu önde gelen yetkililerden biri" olduğunu, bu nedenle  “İsrail Genelkurmay Başkanlığına yeni atamaları onaylama yetkisi olmadığını” söyledi.


Netanyahu: Yahudiler gerekirse tek başlarına ayakta kalırlar

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

Netanyahu: Yahudiler gerekirse tek başlarına ayakta kalırlar

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaş nedeniyle İsrail’e yönelik uluslararası eleştirilerin arttığı bir ortamda, Yahudilerin mecbur kalmaları halinde ‘tek başlarına ayakta kalacaklarını’ söyledi.

Holokost'tan kurtulanlarla bir araya gelen Netanyahu, “Eğer yalnız kalmamız gerekiyorsa, tek başımıza kalacağız. Yahudi olmayanlar silah altına alınabiliyorsa bu iyi bir şey ama biz kendimizi korumazsak kimse bizi korumaz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu'nun sözleri, İsrail'in kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde ciddi bir insani krize ve yaygın bir yıkıma neden olan yedi aylık savaşı nedeniyle uluslararası toplum tarafından giderek daha fazla eleştirildiği bir dönemde geldi.

Başbakan, yüz binlerce sivilin şehirde mahsur kalması nedeniyle bu planlardan vazgeçilmesi yönündeki uluslararası çağrılara rağmen, en güneydeki Refah şehrine kara harekâtı başlatma konusundaki ısrarını yineledi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu hafta İsrail'e yaptığı ziyaret sırasında ülkesinin, sivillerin korunmasına yönelik güvenilir planlar yapılmadığı sürece Refah'a kara operasyonu düzenlenmesini reddettiğini yineledi.

Netanyahu'nun dün yaptığı açıklamalar, haftalardır ABD üniversitelerinde Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi talebiyle Filistin yanlısı protestoların düzenlendiği bir dönemde geldi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının yol açtığı yıkımın ortasında kalan Filistinliler (EPA)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog dün, ABD üniversitelerini, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını protesto etmek amacıyla protesto gösterileri düzenledikleri için eleştirdi. Herzog, bu akademik kurumları ‘nefret ve antisemitizmle lekelenmiş’ olarak nitelendirdi.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaş, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'in güneyine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasıyla başladı. AFP'nin İsrail resmi rakamlarından elde ettiği verilere göre söz konusu saldırıda bin 170 kişi öldü.

İsrailli yetkililere göre 250'den fazla kişi esir alındı; Bunlardan 129'u halen Gazze'de tutuluyor, 34'ü ise hayatını kaybetti.

Saldırıya yanıt olarak Hamas’ı ‘ortadan kaldırma’ sözü veren İsrail'in başlattığı bombardıman ve ardından gelen kara harekâtı sonucunda, Şarku'l Avsat'ın Gazze’deki Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilerden elde ettiği bilgiye göre çoğu sivil, 34 bin 596 kişi hayatını kaybetti.


Türkiye'de Mısır Genelkurmay Başkanı'nın dikkatini hangi uçak çekti?

Mısır Genelkurmay Başkanı Baykar Şirketini ziyareti sırasında (Baykar “X” platformu hesabı)
Mısır Genelkurmay Başkanı Baykar Şirketini ziyareti sırasında (Baykar “X” platformu hesabı)
TT

Türkiye'de Mısır Genelkurmay Başkanı'nın dikkatini hangi uçak çekti?

Mısır Genelkurmay Başkanı Baykar Şirketini ziyareti sırasında (Baykar “X” platformu hesabı)
Mısır Genelkurmay Başkanı Baykar Şirketini ziyareti sırasında (Baykar “X” platformu hesabı)

Mısır Genelkurmay Başkanı Korgeneral Osama Askar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak'ın davetlisi olarak Türkiye'yi ziyaret etti.

Dün (Perşembe) sona eren ziyarette iki taraf, bir sonraki aşamada iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin birçok alanda geliştirilmesi yönündeki isteklerini vurguladı.

Mısır askeri sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre Korgeneral Usame Askar, Türk Savunma Sanayii Kurumu Başkanı ile görüştü ve savunma sanayiinde uzmanlaşmış bir grup firmanın sunumunu dinledi. Usame Askar, çok sayıda inceleme gezisi gerçekleştirerek, aralarında Baykar’ın da bulunduğu birçok şirketi ziyaret etti.

Ziyarette ilgili medya haberleri, Mısır Genelkurmay Başkanı'nın bazı Türk uçaklarına olan ilgisini gösteriyordu. Bunlardan en önemlileri:

Hürjet

"Hürjet" ileri eğitim ve hafif saldırı uçağı olarak sınıflandırılıyor. Bir jet motoruyla çalışıyor ve iki kişilik. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Şirketi tarafından geliştirilmiştir.

dcrebth
Türk Hürjet ileri eğitim uçağı (Mısır Savunma Bakanlığı'na hazırlanan videodan ekran görüntüsü)

Hürjet’in geliştirilmesindeki temel amaç, Türk ordusunun pilot yetiştirmek için kullandığı Amerikan T-38 eğitim uçaklarının yerini almasıdır. Bu uçağın savaş versiyonları yakın hava desteği sağlayabiliyor. Havadan havaya füze ve havadan karaya bomba taşıyabilme özelliğine sahip.

Kızılelma

Korgeneral Usame Askar, Baykar uçak fabrikasına ait tesisi ziyareti sırasında, hava muharebe amaçlı insansız hava aracı Kızılelma’yı da inceledi.

Kızılelma, F-16 gibi insanlı savaş uçaklarının yanında savaşabiliyor veya karadan bombalama amaçlı İHA’larla birlikte hava operasyonları yürütebiliyor.

sadfwrg
Mısır Genelkurmay Başkanı, Baykar Uçak Şirketi ziyareti sırasında Kızılelma uçağının minyatür modelini teslim aldı (Baykar hesabı “X” platformu hesabı)

İlk uçuşunu geçtiğimiz yıl gerçekleştiren Kızılelma, tek motorla ses altı hızlarda uçuyor ancak şirket, iki motorla çalışan ve ses hızını aşabilen daha yeni versiyonlarını da üretmeyi planlıyor.

Uçağın tasarımı, radar izini azaltacak kamuflaj özellikleriyle karakterize edilmiştir ve havadan havaya, havadan karaya füzeler ve seyir füzesi ile bazı bomba türlerini taşıyabilir.

T-129 ATAK

Mısır Genelkurmay Başkanı, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Şirketi'nin Augusta Westland Şirketi iş birliğiyle geliştirdiği Türk T-129 ATAK helikopterinin gösterimini de izledi.

T-129 ATAK helikopteri iki koltuklu, çok görevli bir savaş helikopteridir. Üç namlulu bir makineli tüfekle donatılmıştır ve güdümsüz füze rampaları, havadan havaya füzeler ve karadan havaya füzeler dahil olmak üzere çeşitli silahları taşıyabilen 4 askı noktasına sahiptir.

sxdvebf
Mısırlı subaylar, Türk Hurjet ileri eğitim uçağını inceliyor (Mısır Savunma Bakanlığı'nın hazırladığı videodan)

 


Washington, Ürdün hava savunmasını iyileştirme çabalarını sürdürme sözü verdi

ABD hükümeti Ürdün F-16 uçağı filosunun modernizasyonunu destekliyor (AP)
ABD hükümeti Ürdün F-16 uçağı filosunun modernizasyonunu destekliyor (AP)
TT

Washington, Ürdün hava savunmasını iyileştirme çabalarını sürdürme sözü verdi

ABD hükümeti Ürdün F-16 uçağı filosunun modernizasyonunu destekliyor (AP)
ABD hükümeti Ürdün F-16 uçağı filosunun modernizasyonunu destekliyor (AP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ürdün ile ortak askeri komisyon toplantısında, bölgede devam eden çatışmaların "istikrarı bozucu etkilerinin" müzakere edildiğini duyurdu.

Açıklamaya göre, her iki tarafın önde gelen savunma yetkililerinin katıldığı toplantıda, bölgede İHA'ların yayılmasıyla ilgili mücadele de ele alındı.

Toplantıda, Ürdün'ün Irak ve Suriye sınırlarında güvenliğin sağlanmasının öneminin ele alındığı belirtildi.

Görüşmede, Amerikalı yetkililerin, Amerikan hükümetinin Ürdün'ün F-16 uçak filosunun modernizasyonunu desteklediğini söyledikleri ve Amerikalı yetkililerin, Ürdün hava savunmasını ve insansız hava araçlarına karşı koyma yeteneğini geliştirme çabalarını sürdürme sözü verdikleri ifade edildi.