Safer petrol tankeri tehlike saçmaya devam ediyor

Safer petrol tankeri tehlike saçmaya devam ediyor
TT

Safer petrol tankeri tehlike saçmaya devam ediyor

Safer petrol tankeri tehlike saçmaya devam ediyor

Hudeyde açıklarında Kızıldeniz’de demir atmış olan ve 1,1 milyon varil ham petrol taşıyan Safer petrol tankerinin sahibi olan SAFER Arama ve Üretim Operasyonları Şirketi, petrol tankerinin önümüzdeki dönemde “hafif bir değerlendirme ve bakımı” hakkında resmi olarak bilgilendirildiğini açıkladı. Ancak şirket, petrol tankerinin uzun süredir tehlikeli bir durumda olduğunu ve BM ekibinin ziyaretinden sonra dahi tehlike saçmaya devam edeceğini belirterek, tehlikenin bertaraf edilmesinin tankerin bir an evvel boşaltılmasına bağlı olduğunu vurguladı.
Husi milisleri yıllardır, bir milyon varilden fazla ham petrolün denize sızmasıyla yaşanabilecek felaketin önünü almak için batmak üzere olan harabe haldeki petrol tankerine BM’nin erişimini engelledi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric’e göre, Birleşmiş Milletler ekibinin Safer petrol tankerini durumunu incelemek ve bakımını yapmak için Ocak sonu veya Şubat ayı başında bölgeye ulaşması bekleniyor.
Dujarric, “Yapılan hazırlıkların, gerekli ekipmanın satın alınmasını, BM misyonu görevlilerinin tankere giriş izinlerinin alınmasını, tankere ulaşıldığında çalışma sistemi hakkında uyumluluk ve lojistik planları kapsadığını” belirtti.
Safer Şirketi’nde üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, değerlendirme ve hafif bakım çalışması konusunda resmi olarak bilgilendirildiklerini belirtti. Ancak yetkili, Yemen hükümetine ait olan şirketi kimin bilgilendirdiğini açıklamadı. Öte yandan yetkilinin açıklamaları konusunda Husilerle açık bir biçimde hemfikir miydi? Yoksa bu nokta BM ziyareti öncesinde ve ziyaret sırasında bir tartışma konusu olacak mı?
Gözlemciler, İran yanlısı milislerin, petrol tankerinin patlaması ve denize sızmasının neden olabileceği risklerin büyüklüğünün farkında olmaksızın, ellerindeki bu kozla dünyaya şantaj yapmaya ve siyasi kazanımlar elde etmek için bu hususa yatırım yapmaya çalışıyor.
Safer yetkilisi, tankerin tehlikede olduğunu ve ham petrolün gemide kaldığı sürece tehlikenin devam edeceği konusunda uyarıda bulundu ve sözlerine şöyle devam etti: “Petrol tankerinin ne kadarına dayanacağı konusuna gelince, uzun zamandır tehlikedeyiz ve BM ekibinin ziyaretinden sonra da tehlikede olmaya devam edeceğiz. Bu, riskin aşağı yukarı iki ay daha devam edeceği anlamına geliyor. Her an bir felaket yaşanabilir. BM ekibinin gemiye gelmesi bunu engellemeyecek. Tehlikeyi ortadan kaldıracak olan şey tankerin içindeki ham petrolün boşaltılmasıdır.”



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.