Singapur’da laboratuvarda yetiştirilen et satışına onay

Eat Just şirketinin yetiştirdiği tavukların fotoğrafı
Eat Just şirketinin yetiştirdiği tavukların fotoğrafı
TT

Singapur’da laboratuvarda yetiştirilen et satışına onay

Eat Just şirketinin yetiştirdiği tavukların fotoğrafı
Eat Just şirketinin yetiştirdiği tavukların fotoğrafı

Singapur Gıda Ajansı, ABD merkezli Eat Just adlı şirket tarafından hayvanlar kesilmeden laboratuvarda üretilen ‘temiz ete’ onay verdi.
BBC’ye göre Singapur Gıda Ajansı’na göre uzmanlardan oluşan bir çalışma grubu, Eat Just laboratuvarlarında çiftlik kümes hayvanlarının üretim kontrolü ve güvenliğinin test edilmesiyle ilgili verileri inceledi ve tüketim için güvenli olduklarının tespit edilmesinin ardından Singapur’da satılmasına izin verildi.
Eat Just başlangıçta nugget üretmeye başlayacak, ancak piyasada ne zaman satışa sunulacağına ilişkin bilgi verilmedi.
Tüketici sağlığı, hayvanlara zarar verilmemesi ve çevresel kaygılar nedeniyle et alternatiflerine olan talep son dönemlerde arttı.
Finans grubu Barclays’e göre et ikame ürünleri pazarı önümüzdeki on yıl içinde 140 milyar dolara ulaşabilir.
Beyond Meat ve Imposible Foods gibi dünya çapında bitki bazlı et alternatifleri üreten tanınmış şirketler var.
Ancak Eat Just, bitki bazlı değil, laboratuvarda hayvan kas hücrelerini kullandığı için diğerlerinden farklı faaliyet gösteriyor.
Eat Just şirketi, buluşunu ‘küresel gıda endüstrisinde bir atılım’ olarak tanımlıyor.
Ancak laboratuvarda geliştirilen bu tavuklar, bir parçası normal tavuklara kıyasla 50 dolar gibi çok yüksek fiyatlarda satılıyor.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe