Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bugün (2 Aralık) 49’uncu Ulusal Günü’nü kutluyor. Bu münasebetle Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayed Al Nahyan, başta koronavirüs salgını olmak üzere son gelişmelere ve geleceğe yönelik planlarına değindi. Bir televizyon kanalına açıklamada bulunan Devlet Başkanı, “Geleceğin inşası, net bir vizyonu, fırsat ve zorlukları erkenden ele alma ve ülkenin hazır olma durumunu artıracak kararlar alma cesareti gerektirir” dedi.
Şeyh Halife bin Zayed Al Nahyan, “Önümüzdeki 50 yılı tasarlama projesi, bakanlıkların adını değiştirmek ve yeni bakanlıklar oluşturmak, bakanlıkları bazılarıyla birleştirmek ve ayrıca gelecekteki en önemli meselelerle ilgilenen bir devletin bakanlarını tahsis etmek üzere alınan kararları içeriyor” ifadelerini kullandı.
Bu yıl yaşananlarla ilgili olarak Devlet Başkanı, “2020 yılı, pek çok zorluğun yaşandığı istisnai bir yıldı. Bu zorlukların başında sıkı ve önleyici tedbirler, etkili bir ulusal karantina programıyla kontrol edilebildiğimiz ve vatandaşlara ve ziyaretçilere koruma ve tıbbi bakım sağladığımız yeni tip koronavirüs (Kovid-19) geliyor” dedi.
Ülkesinin, hastalığı tespit etmek ve ortadan kaldırmak için bir aşı geliştirmek üzere küresel çabalara aktif olarak katıldığını söyleyen Al Nahyan, “Bu pandemi, büyük beşeri ve maddi maliyetlerine rağmen, sağlık sistemimizin etkinliğini ve ülkemizin acil durumlar ve krizler karşısında yüksek hazırlık durumunu ortaya koymuştur. Kurumlarımızın iş ve uzaktan eğitime rahatlıkla ilerlemesini sağlayan bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısının gelişmişliğine işaret etmiştir” açıklamasında bulundu. Yetkili, ülkesinin yeni yılı iyimser bir atmosferde karşıladığını ve nihayetinde birliğin ilanının altın yıldönümünü kutladığını dile getirerek, “Aynı zamanda devletimizin 100’üncü yılını tamamlayacak olan önümüzdeki 50 yılı ve ülkemizi 2071 yılına kadar tüm sektörlerde niteliksel sıçramalara hazırlayacak gelecek vizyonları karşılamaya hazırlanıyorsunuz” dedi.
İbrahim Anlaşması
BAE Başbakanı Muhammed bin Raşid el-Mektum, Arap dünyasının 21’inci yüzyılın üçüncü on yılının dili ve verileri üzerine düşünmesi, son yıllarda dünyayı kasıp kavuran siyasi, ekonomik ve değer değişikliklerinin derinliğini fark etmesi gerektiğini vurguladı.
Muhammed bin Raşid el-Mektum, Arap dünyasının geleceği öngördüğünü ve kalkınma motorlarını belirlediğini söylerken, eski yöntemlerin, eski çalışma ve düşünme kalıplarının yeni sonuçlar sağlamayacağından tamamen emin olduklarını, aksine çoğunun kolay, sürdürülebilir kalkınma inşa etmeyen, barış, güvenlik veya istikrar yaratmayan eskiyi yeniden üreteceğini vurguladı.
Ulusal Gün vesilesiyle konuşma yapan el-Mektum, “Arap dünyasının içinde bulunduğu sorunlara, zorluklara ve Arap ülkelerindeki durumun kötüleşmesine rağmen, ilerleme ve reform fırsatları, farkındalığa ve iradeye sahip olanlar için her zaman mevcuttur. Belki de ülkelerin bizzat yaşadıkları muazzam ve maliyetli kargaşa sona yaklaşmıştır. Bedenlerde derin yaralar bırakan ağır can ve mal kayıpları, bu durumları kontrol altına almanın yaraların kapanma ve iyileşme sürelerini hızlandıracağına dair değerli dersler vermiştir” ifadelerini kullandı.
Başbakan, “Başarısızlığı başkalarına, yabancı komplolara ve dış müdahalelere yüklemek kabul edilemez. Yüzyıllar boyunca Ortadoğu bölgesi, büyük güçlerin ilgi odağı olmuştur. Bu ilgi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra derinleşip etkisini artırarak uluslararası güvenlik ve istikrarın bir parçası olarak bölgede güvenlik ve istikrar sağlamıştır” dedi.
Muhammed bin Raşid el-Mektum, “Bu durum, bölge ülkelerine bir yük bindirdi ve onları şu iki seçenekten birinin önüne yerleştirdi: Ya gelişimini ve güvenliği artıracak şekilde bu uluslararası ilgiye yatırım yapma ya da etkilerinin ve rekabetlerinin, olayların bağlamlarını, gelişimlerini ve yönetme yollarını kontrol etmesine izin verme” değerlendirmesinde bulundu.
“BAE’de çalışıyoruz, girişim başlatıyoruz, çabalıyoruz, geleceği öngörüyoruz ve stratejik planlamayı benimsiyoruz. Yalnızca kapsamlı bir çalışma ve her yönden incelemeden sonra bir konu sunuyoruz ve tüm olasılıkları hesaplıyoruz” diyen BAE Başbakanı, “Bu durum, radikalizm ve terörizmle mücadele, Yemen’in kimliğini, Araplarla ilişkisini değiştirme planlarını engelleme, kültürlerarası diyalog için kanallar oluşturma, İslam ve Hristiyanlıktaki en büyük iki dini referansın katılımıyla İnsan Kardeşliği Belgesi’ni başlatma hususlarında etkili bir şekilde katkıda bulunmamızı sağlayan şeydi” dedi.
El-Mektum, “İbrahim Anlaşması’nın imzaladığımızda, bölgemize çıkmazdan kurtulmak, durgun suları canlandırmak, barışa, güvenliğe, bir arada yaşamaya ve tam zamanlı kalkınmaya giden yollar açmak için değerli bir fırsat sağladık. Anlaşma, Filistinli kardeşlerimizin topraklarının kemirilmesini durdurdu, olaylardan ve gelişmelerden yoksun kalmaları sonrasında dünyaya haklı davalarını hatırlattı. Başkenti Doğu Kudüs olmak üzere, bağımsız devletlerimdeki meşru haklarına doğru onlara bir ufuk açtı” değerlendirmesinde bulundu.
Mevcut yılın, ülkeler için zorlu bir sınav yılı olduğunu ve ‘hükümetlerinin kabiliyetini, kurumlarının etkinliğini, uygulamalarının başarısını, salgınlar ve felaketlerle yüzleşme hazırlıklarının etkinliğini ve sonuçlarını ortaya koyan bir imtihan yılı olduğunu belirtti.
Ülkesinin, bu seçkin sınavdaki başarısına, hükümetin ve kurumlarının salgınlar ve afetlerle mücadele hazırlıklarının üstünlüğüne dikkati çeken el-Mektum, “Bu başarı, şans eseri olmadı. Geleceği öngörmeyi geliştiren, ülkeyi stratejilerinin ve planlarının kalbine yerleştiren, acil durumlar, tüm olasılıklar ve en kötü durumları hesaplayan BAE modelimizin meşru oğludur” dedi.
Barışa ve kalkınmaya geniş bir kapı açmak
Abu Dabi Veliaht Prensi ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, 2020 yılında BAE’nin, ABD himayesinde İsrail Devleti ile imzaladığı barış anlaşması aracılığıyla, gerginlik ve çatışmalarla dolu Ortadoğu’da barış, kalkınma, istikrar ve umut için geniş bir kapı açtığını söyledi.
Al Nahyan, “BAE, ilkeleri ve inandığı şeyler hususunda, din, ırk ve mezhep farklılıklarına bakılmaksızın, farklı uluslar ve halklar arasında barış, hoşgörü ve bir arada yaşama çağrısında bulunan katı yaklaşımıyla tutarlı olarak, büyük ve tarihi kararlar alma cesaretini gösterdi” dedi.
Arap bölgesi ve Ortadoğu’daki gençlerin kalkınma ve gelişmeyi sabırsızlıkla beklediklerine ve bunların ise ancak barış çerçevesinde sağlanabileceğine dikkati çeken Veliaht Prens, anlaşmanın, bölgedeki uzun çatışma sayfasını çevirerek, halkların çeşitli alanlardaki koşullarını daha iyiye doğru değiştirebilmeleri için geleceğin kapılarını açabileceğini belirtti.
Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, “BAE, herkese fayda sağlayan ve herkesin çıkarına hizmet eden kapsamlı bir bölgesel barış için çalışıyor ve çalışacak. Bölgede istikrar ve güvenlik sütunlarını güçlendirecek, kaynakları ve enerjileri halkımıza hizmet ve ilerlemeye yönlendirecek. Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan döneminden bu yana yerleşik ve istikrarlı yönelimlerinden yola çıkarak gelecek nesiller için daha iyi yarınlara giden yolu açacak” dedi.
BAE’nin bölgesel ve uluslararası konulara yönelik tutumunun olumlu ve sorumluluk sahibi olduğunu ve öyle olmaya devam edeceğini belirten Veliaht Prens, “Daima barışa doğru ilerliyor, devletlerin iç işlerine karışmayı kabul etmiyor, uluslararası hukuka saygı gösteriyor, halkların çıkarlarını ve arzularını gerçekleştirecek her şeyi destekliyor” ifadelerini kullandı.
Al Nahyan, “Tüm bunlar, BAE’ye dünyanın saygısını ve takdirini kazandırdı. Onu, denge, bilgelik ve ılımlılık hususunda duyulan bir ses haline getirdi. Bölgesel ve uluslararası arenalarda gücünün ve varlığının etkisini artırdı” dedi.