Filistin Devlet Başkanı Abbas, Arap ülkeleriyle ihtilafları aşmak istiyor

Batı Şeria’nın Salfit kentinde yerleşim yerlerini genişletmeye çalışan Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler arasında mücadele (EPA)
Batı Şeria’nın Salfit kentinde yerleşim yerlerini genişletmeye çalışan Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler arasında mücadele (EPA)
TT

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Arap ülkeleriyle ihtilafları aşmak istiyor

Batı Şeria’nın Salfit kentinde yerleşim yerlerini genişletmeye çalışan Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler arasında mücadele (EPA)
Batı Şeria’nın Salfit kentinde yerleşim yerlerini genişletmeye çalışan Yahudi yerleşimciler ile Filistinliler arasında mücadele (EPA)

Fetih Hareketi Başkan Yardımcısı Mahmud el-Alul, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın yılbaşında uluslararası konferansı düzenleme fikrini hayata geçirmek amacıyla Filistin, Ürdün ve Mısır arasında ortak bir komite kurulduğunu açıkladı.
Devlet radyosuna konuşan Alul, “Eğer uluslararası bir konferans düzenlemeyi başarırsak, bu, işlerin yoluna koyulması ve ABD yönetiminin politikaları sonucu bozulan iki devletli çözümle ilgili kavramların yeniden doğasına dönmesi için bir girişim anlamına gelir” dedi.
Alul’un açıklaması, Abbas’ın uzun bir dönemden sonra düzenlediği yurtdışı seyahatleri kapsamında Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile yaptığı görüşmelerin ardından geldi.
Abbas, ABD yönetiminin değişmesinin ardından bölgede yeni bir siyasi süreç başlatmaya çalışıyor ve bu amaç doğrultusunda Ortadoğu 4’lüsü, Arap ülkeleri ve Biden’ın ekibiyle temaslarını yoğunlaştırıyor.
Fetih Hareketi Merkezi Komite üyesi Hüseyin eş-Şeyh, Filistin-Ürdün-Mısır zirvesi görüşmelerinin, ümmetin hayati çıkarlarının savunulduğu müşterek Arap pozisyonu formülünün çekirdeğini oluşturan ortak Arap çabasının gerekliliklerine ve bölge meselelerine yönelik ortak çalışma stratejisinin temel ayağını oluşturduğunu söyledi. Şeyh, “Siyasi gelişmeleri simüle eden, Arap ilişkilerindeki atmosferi yumuşatan ve farklılıkların üstesinden gelen bir çalışma planı üzerinde anlaşmaya varıldı” dedi.
Şarku’l Avsat’ın yayınladığı Alul ve Şeyh’e ait açıklamalar, Abbas’ın, ABD’de başkan seçilen Joe Biden göreve başlamadan önce Arap ülkeleriyle koordinasyon kurmak, Araplar arasındaki diyalog aracılığıyla ortak bir pozisyon oluşturmak ve bölgede yeni siyasi süreci desteklemek amacıyla ihtilafları azaltmaya çalıştığını gösteriyor.

Biden’ın zaferi, Ramallah’ın politikalarını değiştirdi
Biden’ın zaferi, Ramallah’daki durumları baştan aşağı değiştirdi. Filistin yönetimi, Biden zaferinin hemen sonrasında 6 aydır dondurduğu İsrail ile ilişkileri yeniden canlandırdı, İsrail ile normalleşmeyi protesto kapsamında büyükelçilerini geri çektiği Arap ülkelerine yeniden elçi gönderdi ve İsrail ile ön şartsız müzakerelere hazır olduğunu ilan etti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, İsrail’de iktidardaki sağcı yönetimin, işgal altındaki Filistin topraklarında çıkar haritasını gerçekleştirecek yayılmacı sömürge planlarını ve projelerini hayata geçirmek için zamanla yarıştığına ve bu planların daima Filistinlilerin ve haklarının aleyhine olduğuna dikkat çekerek, uluslararası toplumu iki devletli çözümle ilgili mevcut sürece karşı uyardı.
Bakanlık, İsrail sağının ve onun yerleşimci müttefiklerinin, söz konusu hedefi gerçekleştirmek adına Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki görev süresinin geri kalanını istismar etmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, bu görev süresini İsrail’deki mevcut hükümetin yönetimin başında kalmasını sağlamak, Filistinlilerin aleyhine yerleşimcilere hediyeler vermek ve İsrail’de gelecekte yapılacak muhtemel bir seçim için oy kazanmak için kullandıklarını kaydetti.
Bakanlığın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Yerleşimcilerin işgal altındaki Kudüs’te Hristiyanların ve İslam’ın kutsallarına yönelik saldırılarının belirgin bir şekilde artmasının ışığında büyük yerleşim yerleri için yol yapım ve genişletme çalışmalarının yapılmasına ek olarak, halihazırda Salfit kentinde yaşananlar, Batı Şeria’nın farklı bölgelerinde gerçekleşen yıkımlar ve onlarca ev ve tesise gönderilen yıkım ihtarnamelerinde olduğu gibi yeni ileri karakolların kurulması da dahil olmak üzere yerleşim yerlerinin sürekli genişlemesi ve derinleşmesinin işgal altındaki Filistin toprağındaki uzantılarına her gün tanık oluyoruz.”
Yerleşim uygulamalarının, İsrail hükümetindeki ve dışındaki radikal yerleşimciler ve sağcı unsurlar başkanlığında devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, Filistin davasına ciddiyetle yaklaşılması ve İsrail’in uluslararası yasalara ve sistemlere uymaya mecbur bırakılmasının gerekliliği vurgulandı. Açıklamada, “Halkımız halen haklarına bağlıdır ve bölgede yaşanmakta olan ve yaşanacak gelişmeler ne olursa olsun bu hakları gerçekleştirmeye doğru emin ve pratik adımlar atmakta ısrarlıdır” ifadeleri kullanıldı.



Batı Şeria'daki silahlı saldırıda 3 kişi öldü, 7 kişi yaralandı... Netanyahu failleri tehdit etti

Batı Şeria'daki olayın gerçekleştiği yer (The Times of Israel)
Batı Şeria'daki olayın gerçekleştiği yer (The Times of Israel)
TT

Batı Şeria'daki silahlı saldırıda 3 kişi öldü, 7 kişi yaralandı... Netanyahu failleri tehdit etti

Batı Şeria'daki olayın gerçekleştiği yer (The Times of Israel)
Batı Şeria'daki olayın gerçekleştiği yer (The Times of Israel)

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, silahlı kişilerin işgal altındaki Batı Şeria'da bir Filistin köyü yakınlarında, aralarında bir yolcu otobüsünün de bulunduğu araçlara ateş açarak 3 kişiyi öldürdüğünü ve 7 kişiyi yaraladığını bildirdi. Ordu, failleri yakalamak için ‘teröristleri kovaladıklarını, kontrol noktaları kurduklarını ve bölgedeki birkaç kasabayı kordon altına aldıklarını’ söyledi.

Saldırı işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Kalkilya şehrinin doğusundaki el-Fundug köyü yakınlarında meydana geldi.

İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı’na göre, sağlık görevlileri otobüste bulunan ve durumu ciddi olarak nitelendirilen şoför dahil yedi kişiye müdahale etti.

Kızıl Davut Yıldızı, ölen iki kadının altmışlı yaşlarda olduğunu, üçüncü kurbanın ise kırk yaşlarında olduğunu bildirdi.

Sağlık görevlisi Avichai Ben-Zeruya yaptığı açıklamada, “Birçok yeri etkileyen güçlü bir saldırıydı; araçlar ve otobüs silahla vuruldu. Kurbanları aramaya başladığımızda bir arabanın içinde 60 yaşlarında iki kadın bulduk, bilinçleri yerinde değildi ve hayat belirtisi göstermiyorlardı, üzerlerinde kurşun yaraları vardı” ifadelerini kullandı.

Netanyahu: Katillere ulaşacağız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün bir açıklama yaparak, hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi. Netanyahu, “Katillere ulaşacağız ve onlara yardım eden herkesle birlikte onları adalete teslim edeceğiz. Hiç kimse cezasız kalmayacak” dedi.

Savunma Bakanı Yisrael Katz ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail ordusuna katillerin izleri nereye çıkarsa çıksın agresif bir şekilde hareket etme talimatı verdim. Hamas'ın yolunu takip eden her kim olursa olsun ağır bir bedel ödeyecektir.”

Diğer yandan aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, ‘yerleşimcilerin hayatlarının Filistin Yönetimi sakinlerinin hareket özgürlüğünden daha önemli olduğunu’ vurguladı.

Ben-Gvir, “Barış için bir ortak olduğu yanılsamasına kapılmayı bırakmalı, Filistin Yönetimi'nin terörizmi desteklediğini hatırlamalı, onunla her türlü iş birliğini durdurmalı, mümkün olduğunca çok sayıda kontrol noktası kurmalı ve yolları kapatmalıyız” şeklinde konuştu.

Saldırının gerçekleştiği yerin yakınındaki Kedumim yerleşiminde yaşayan aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise “Saldırının gerçekleştiği köy, Nablus ve Cenin, Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye'ye benzemeli ki Kfar Saba (İsrail'in orta kesimlerinde bir şehir) geleceğin Gazze'si olmasın” dedi.

Ramallah'taki Sağlık Bakanlığı'na göre geçen yıl Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana Batı Şeria'da İsrail ordusu ya da yerleşimciler tarafından düzenlenen saldırılarda en az 818 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail'in resmi rakamlarına göre aynı dönemde İsrail'in 1967'den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da Filistinlilerin İsraillilere yönelik saldırılarında en az 25 kişi öldü.