Macron: 'Lübnan'a yapılan yardım çok ama yetersiz'

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: 'Lübnan'a yapılan yardım çok ama yetersiz'

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Lübnan için düzenlenen yardım konferansında konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Yapılan yardımlar çok ama yetersiz. Yardım etmeye devam etmeliyiz. Ne desteğimizi ne de siyasi reform ve patlama soruşturması hakkındaki beklentilerimizi keseceğiz" dedi.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos'ta limanda meydana gelen patlamanın ardından ülkeye ilk gelen yabancı lider olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, birçok ülkenin devlet başkanı ile 9 Ağustos'ta acil yardım konferansı düzenlemişti. Yardım konferansının bugün gerçekleştirilen ikinci oturumuna video konferans yoluyla yaklaşık 35 ülkenin cumhurbaşkanı ve hükümet başkanları katıldı.
O günden beri yardımların ulaştırıldığı Lübnan'daki yapılanların verilerini paylaşan Macron, yardım etmeye devam edilmesi gerektiğini ifade etti. Macron, "Birleşmiş Milletlerin ilk bilançosuna göre 9 Ağustos konferansında verilen sözler tutuldu, hatta ilerisine gidildi” dedi.

"280 milyon Euro'dan fazla yardım yapıldı"
Lübnan için 280 milyon Euro'dan fazla yardım yapıldığını söyleyen Macron, bunun uluslararası yardımın ilk ihtiyaçların bir bölümünü karşıladığı dile getirdi. Macron, “12 bin 500 ton buğday unu dağıtıldı, bu imha olan stokların yaklaşık yüzde 80'ini oluşturuyor. 73 binden fazla kişi maddi yardım aldı, 17 bin kişi de yiyecek fişi aldı. 4 bin civarı sağlık muayenesi gerçekleştirildi. Yaklaşık 30 hastaneye ürün gönderildi. 20 civarı sağlık ekibi bulunduruldu. Yaklaşık 25 bin kişiye kalacak yer oluşturuldu, 8 bin hanenin tadilatı gerçekleşiyor. 6 bin kişi çocuk destek programından faydalandı, 2 bin psikolojik destek verildi ve 90 okula yardım yapıldı. Bu yardımlar çok ama yeterli değil. O yüzden hepimize çağrıda bulunuyorum” diyerek daha fazla yardım yapılması gerektiğini ifade etti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Birincisi, aciliyete cevap vermemiz gerekiyor. Patlama yüz binlerce insanı etkiledi. Kış geliyor, insanlar ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor. Acil ve temel ihtiyaç için yardım etmeye devam etmemiz gerekiyor. Bunu şeffaf bir şekilde Bileşik Milletler koordinasyonu ile yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
"İkincisi, ülke kalkınmasını sağlamamız lazım" diyen Macron, "Sivil toplum örgütlerine de danışarak gıda, sağlık, eğitim ihtiyacı, kültür ve kültürel miras, Beyrut limanının yeniden inşası, tahrip olman mahallelerin rehabilitasyonu ve şirketlerin tekrar çalışabilmesi için yardım için fon gerekiyor” şeklinde konuştu.

Siyasi reform ve patlama soruşturması vurgusu
Fransa'nın söz konusu fona destek sağlayacağını söyleyen Macron, "Sizlere de bu konuda güveniyorum. Desteğimiz devam edecek ama Lübnan'ı yaşatmak için yerel otoritelerin gittikçe ağırlaşan sorumluluğunun yerini alamaz” ifadelerini kullandı.
Hükümetin kurulması ve kalkınma reformunun işleme sokulmasının ülkeye yapılacak uluslararası kalkınma desteği için gerekli bir şart olduğunu söyleyen Macron, "Ne desteğimizi ne de siyasi reform ve patlama soruşturması hakkındaki beklentilerimizi keseceğiz" dedi.
Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun ise konferansta yaptığı konuşmada, özellikle Beyrut limanındaki patlama ve korona virüs salgını sonrasında mevcut ekonomik koşullara ve Lübnanlıların bu aşamada karşılaştığı zorluklara değindi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ise konferansta Lübnanlıların, özellikle de yardıma en çok ihtiyaç duyanların ihtiyaçlarını karşılamanın ve Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu'nun desteğiyle ülkeyi yeniden inşa etmenin önemini vurguladı.
Dünya Bankası Başkanı David Malpass da Dünya Bankası'nın diğer kurumlar ve ülkelerle katkıda bulunarak Lübnanlılara ve Lübnan'daki kurumlara yardım etmeye hazır olduğunu söyledi.



İsraillilerle Filistinlilerin barış köyü vergi tehdidi altında

Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)
Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)
TT

İsraillilerle Filistinlilerin barış köyü vergi tehdidi altında

Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)
Kooperatifte İsrailli ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihini ve kültürünü öğreniyor (Neve Şalom)

İsraillilerle Filistinlilerin barış içinde yaşadığı Neve Şalom kooperatif köyü, İsrail hükümetinin vergi politikası yüzünden zor duruma düşebilir.

Arapça adıyla Vaha es-Selam olarak da bilinen kooperatif köy, Tel Aviv’le Kudüs arasında yer alıyor. Bölgede, iki halkın savaşmadan yaşayabileceğini göstermek için İsraillilerle Filistinliler arasında barış, eşitlik ve anlayışın artırılmasına yönelik eğitim çalışmaları yürütülüyor.

Bu çalışmalar kapsamında Yahudi ve Filistinli çocuklar, birbirlerinin tarihlerini Arapça ve İbranice olarak öğreniyor.

Ancak Guardian’ın aktardığına göre İsrail devlerinin, sivil toplum kuruluşlarına yabancı ülkelerden yapılan bağışlara yüzde 80 vergi getirilmesine yönelik çalışmaları, kooperatifte endişe yaratıyor.

Haberde, köyün eğitim kurumlarını birlikte yöneten Samah Salaime ve Nir Sharon’un fon bulmak için geçen hafta Birleşik Krallık’a gittiği belirtiliyor. Eş direktörlerin salı günü parlamentoda konuşma yaptığı aktarılıyor. Dinleyiciler arasında İşçi Partili parlamenterler ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin yer aldığı bildiriliyor.

Guardian’ın görüştüğü Salaime, İsrail meclisinde tartışılan vergi yasasının onaylanmasının felaket olacağını söylüyor:

Sol, liberal ve demokrat barış yanlılarına yabancı ülkelerden gelen tüm destekler; Filistinlilere yönelik insani ya da hukuki yardımlar yüzde 80 oranında vergilendirilecek.

İsrailli Arap bir aileden gelen Salaime, Britanya’nın yanı sıra İsviçre, İsveç ve ABD’den de fon aldıklarını söylüyor. Eş direktör, İsrail’den hiçbir bağışçı bulamadıklarını belirterek “finansal ve ideolojik açıdan bize karşılar” diyor.

Geçmişte Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına uğradıklarını da söyleyen eğitimci şöyle devam ediyor:

2021'de iki kundaklama saldırısı oldu. Barış okulumuzu ateşe verdiler, biz de onu ve barış kütüphanesini yeniden inşa ettik. İlkokula saldırdılar, 16 aracı tahrip ettiler. Her türlü talihsiz olayı yaşıyoruz ama hayatta kalıyoruz.

Sharon da yasanın meclisten geçmesi halinde kooperatifteki eğitim programlarını durdurmak zorunda kalacaklarını belirtiyor.

Neve Şalom köyünün, yarısı İsrailli Araplar yarısı da İsrailli Yahudilerden oluşan 300 sakini var. Bu kişiler arasında akademisyenler ve teknoloji sektöründe çalışanlar da yer alıyor. Köyde cami ya da sinagog bulunmuyor, bunun yerine sakinler Sessizlik Mahkemesi adı verilen bir kubbede dua ediyor ya da meditasyon yapıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters