Afrika: Sahel bölgesinde terör örgütleri Fas’ı tehdit ediyor

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, 30 Kasım’da Sahel ülkelerinin liderleriyle video konferans aracılığıyla düzenlenen bir zirve öncesinde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile konuşuyor (AP)
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, 30 Kasım’da Sahel ülkelerinin liderleriyle video konferans aracılığıyla düzenlenen bir zirve öncesinde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile konuşuyor (AP)
TT

Afrika: Sahel bölgesinde terör örgütleri Fas’ı tehdit ediyor

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, 30 Kasım’da Sahel ülkelerinin liderleriyle video konferans aracılığıyla düzenlenen bir zirve öncesinde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile konuşuyor (AP)
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, 30 Kasım’da Sahel ülkelerinin liderleriyle video konferans aracılığıyla düzenlenen bir zirve öncesinde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile konuşuyor (AP)

Naoufel Cherkaoui
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), geçen hafta sonu Sahel bölgesindeki gelişmeleri ve bu gelişmelerin çeşitli düzeylerdeki yansımalarını takip etme kararlılığını dile getirdi. İİT’nin Genel Sekreteri Dr. Yusuf bin Ahmed el-Useymin, Nijer’in başkenti Niamey’de üye devletlerin Dışişleri Bakanları Konseyi’nin 47’inci toplantısında, ‘Sahel devletlerinin karşı karşıya olduğu güvenlik ve insani zorluklar’ konulu bir oturumda açıklamada bulundu.
Useymin, Afrika kıyılarına olan ilginin, birkaç faktörün örtüştüğü hakim koşulların karmaşıklığından kaynaklandığını ve bu karmaşıklığın, bölgeyi yıllarca gerilimlerin, istikrarsızlığın ve terörist saldırıların odağı haline getirdiğini vurguladı.

Terör odağı
Afrika Sahel bölgesi, El-Kaide ve DEAŞ için bir dayanak olurken Afrika’da bir terör odağı haline geldi. İki örgütün kolları, bölgedeki resmi silahlı kuvvetlere karşı çeşitli saldırılar gerçekleştirdi. 2014 yılında Cezayir sürecinden kaynaklanan barış anlaşmasının uygulanmasını desteklemek ve Malili yetkililerin istikrar çabalarına destek vermek ile görevlendirilen, ayrıca 2013 yılında onaylanan Birleşmiş Milletler Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu’na (MINUSMA) bağlı uluslararası güçlere karşı saldırılar düzenlendi.

Diyaloğa karşı açıklık
Birleşmiş Milletler (BM) bölgedeki gerginliği sona erdirmek için diyaloga açık olduğunu belirtirken, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de DEAŞ gibi oldukça radikalizm yanlısı gruplar hariç, bölgedeki bazı militan gruplarla diyalog başlatma olasılığını ifade etti.
Guterres, “Gelecekte siyasi parti olmaları için diyalog kurabileceğimiz ve diyaloğa ilgi duyabileceğimiz gruplar var. Ancak örneğin Afganistan’da barış görüşmelerinde bulunmayan DEAŞ gibi, hiçbir adım atamayacağımız radikal terör düzeyine sahip olanlar da var” dedi.

Esir takası anlaşması
BM’nin bu tavrı, Mali hükümeti ve Mağrib El-Kaidesi örgütü arasında 8 Ekim’de esir takası sürecinin tamamlanmasının ardından gelişti. Mali hükümetinin çoğu savaşçı olan 200’den fazla esiri serbest bırakmasının ardından örgüt, Mali ana muhalefet partisi URD lideri Soumaila Cisse’nin yanı sıra 3 yabancı rehineyi (Fransız yardım görevlisi Sophie Petronin, İtalyan Nicolas Siakou ve Pierluigi Macalli) serbest bıraktı.

Fas’ın rolü
Öte yandan Fas’ın Sahel bölgesinde terörle mücadele rolü 3 eksene bağlı. Yurtdışında İkamet Eden Faslılardan Sorumlu Bakan Nuzha el-Vafi, “Fas’ın, Sahel bölgesindeki güvenlik ve insani zorluklarla yüzleşmeye yönelik yaklaşımı, Kral 6. Muhammed’in tahta çıkışından bu yana oluşturduğu ve ilk etapta insan boyuta dayanan bir vizyona dayanmaktadır. Bu vizyon, parçalanamaz bir üçlü etrafındadır; güvenlik, insani kalkınma ve oluşum” açıklamasında bulundu.

Güvenlik ekseni
Faslı Bakan, şiddet, radikalizm ve terörle mücadele amacıyla ‘askeri, güvenlik, siyasi, ekonomik ve kültürel’ olarak çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini dile getirirken, bunların bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için temel bir koşul olduğunu vurguladı.
İnsani kalkınma ekseni
İnsani kalkınmayla ilgili olarak Vafi, “Birlik ve ulusal uzlaşı ışığında, teröre karşı kampanyayı sürdürmenin anahtarı olarak, ekonomik güvenliğin ve toplumsal istikrarın temellerinin sağlanması gerekiyor. Aynı şekilde kırılganlık, işsizlik ve yetersiz eğitim terör için verimli topraklar sağlıyorsa o halde servet oluşturma, terörü yoksullaştırmak ve onun en çekici kollarını yok etmek anlamına gelir” dedi.

Oluşum ekseni
Bakan, oluşum alanının ‘gerçek, hoşgörülü ve ılımlı bir İslam’ı kökleştirerek, zihinleri ve kalpleri güçlendirmesi’ dolayısıyla gerekli olduğunu vurguladı. Bakan Nuzha el-Vafi, “Bu durum, Fas’ın, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS) üye devletlerden ve Çad’dan gelen yabancı öğrencilerin yüzde 93’ten fazlasını (1002 kişinin 937’si) içeren, 6. Muhammed İmam ve Mürşitler Enstitüsü aracılığıyla başarmayı amaçladığı bir durumdur” açıklamasında bulundu.
Bakan’a göre İİT üyesi olan Sahel devletlerindeki güvenlik ve insani zorluklarla mücadele, Fas açısından siyasi ve güvenlik düzeyinde, ‘BM kuruluşları ve bu alanda çalışan bölgesel kuruluşlar’ ile uluslararası işbirliği ve koordinasyonun güçlendirilmesini gerektiriyor. Sahel-Sahra Devletleri Topluluğu’nun (CEN-SAD) kalkınma stratejisinin faaliyete geçirilmesini desteklemenin de gerekli olduğunu söyleyen Bakan Vafi, “Sınır güvenliği konusunda ortak bir politika hazırlamanın ve bunun uygulanması için bir eylem planı kabul etmenin yanı sıra ekonomik ve kalkınma projelerini kabul edebilecek ve yabancı yatırımları teşvik edecek güvenli bir ortam hazırlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yetersiz tedbirler
Öte yandan BM Genel Sekreteri, Sahel bölgesinde alınan güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu belirtirken, terörizm tehdidi altındaki bölgeyle daha fazla uluslararası dayanışma çağrısında bulundu. “Mali’deki BM misyonu, terör tehdidiyle etkin bir şekilde mücadele etmek için oldukça sınırlıdır” diyen Guterres, 5 binden fazla personeli içeren Fransız ‘Barkhane’ gücünün yeteneklerinin de geniş bir bölgede, ancak sınırlı olduğunu dile getirdi. Antonio Guterres, Barkhane gücünün, uluslararası örgütün bölgeye 2,4 milyar dolarlık insani yardım sağlaması yönündeki umuduna da dikkati çekti.
Guterres, “Sahel’deki ortak güç, büyük güvenlik sorunlarına yanıt verecek araç ve yeteneklerden yoksundur” diyerek, Washington’un BM’ye finansman sağlamayı reddetmesini de kınadı.
Uluslararası tepkinin daha güçlü olması gerektiğinin altını çizen BM Genel Sekreteri ayrıca, uluslararası toplum tarafından daha fazla dayanışma ve Afrika gücünün faaliyet çerçevesinde değişiklik çağrısında bulundu.



ABD Hazine Bakanlığı Maduro'ya yakın 7 kişiye yaptırım uyguladı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
TT

ABD Hazine Bakanlığı Maduro'ya yakın 7 kişiye yaptırım uyguladı

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent (Reuters)

ABD Hazine Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Washington'un Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskısını artırma çabalarının bir parçası olarak, Maduro'nun aile üyeleri ve eşiyle yakın ilişkisi olan kişiler de dahil olmak üzere 7 kişiye Venezuela ile ilgili yeni yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Hazine Bakanı Scott Bessent,, bu kişileri "Nicolás Maduro liderliğindeki haydut bir uyuşturucu devletini desteklemekle" suçladı.

Bessent açıklamasında, "Venezuela'nın ülkemizi ölümcül uyuşturucularla doldurmaya devam etmesine izin vermeyeceğiz" diyerek, "Maduro ve suç ortakları Batı Yarımküre'deki barış ve istikrarı tehdit ediyor. Trump yönetimi, onun gayrimeşru diktatörlüğünü destekleyen ağları hedef almaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Venezuela Enformasyon Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Maduro ve hükümeti, suçla herhangi bir ilgilerinin olduğunu şiddetle reddediyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Venezuela'nın geniş petrol rezervlerini ele geçirmek için rejim değişikliği aradığını söylüyor.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)

Bu hamle, Trump'ın Maduro üzerindeki baskıyı artırması, iktidardan uzaklaştırılmasını istemesi ve güney Karayipler'e büyük bir askeri güç konuşlandırmasıyla eş zamanlı olarak geliyor.

Trump yönetimi ayrıca bölgede uyuşturucu kaçakçılığından şüphelenilen gemilere karşı saldırılar düzenledi, Venezuela kıyılarında yaptırım uygulanan bir petrol tankerine el koydu ve Venezuela'ya giren veya çıkan tüm yaptırım uygulanan petrol tankerlerine abluka ilan etti.

Trump, Venezuela toprakları içindeki hedeflere yönelik saldırıların yakında gerçekleştirileceğini defalarca belirtti.

Dün açıklanan yaptırımlar, ABD'nin devlet petrol şirketinde yolsuzluk planına karıştığını söylediği Maduro'nun eşinin yeğeni Carlos Eric Malpica Flores'in akrabalarını hedef aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Washington geçen hafta Flores'e de yaptırımlar uygulamıştı.

Yaptırımlar ayrıca annesini, babasını, kız kardeşini, eşini ve kızını da hedef aldı.


Brezilyalı bir hakim, eski Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun ameliyat için cezaevinden çıkmasına izin verdi

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
TT

Brezilyalı bir hakim, eski Cumhurbaşkanı Bolsonaro'nun ameliyat için cezaevinden çıkmasına izin verdi

Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)
Brezilya Eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro (Reuters)

Kasım ayından beri darbe girişiminden dolayı 27 yıl hapis cezasını çekmeye başiayan eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'ya fıtık ameliyatı için cezaevinden çıkma izni verildi. Ameliyat tarihi henüz açıklanmadı.

Brezilya Yüksek Mahkemesi Yargıcı Alexandre de Moraes, federal polis doktorlarının ameliyatın gerekli olduğunu doğrulamasının ardından aşırı sağcı lidere onay verdi.

Doktorlar, Bolsonaro'nun fıtığının karnının her iki tarafını da etkilediğini ve ona ağrı verdiğini belirtti.

2019-2022 yılları arasında görev yapan Brezilya eski Devlet Başkanı, 2018'de bir seçim mitingi sırasında karnından bıçaklanmasından beri birkaç ameliyat daha geçirdi.

Bolsonaro'nun darbe suçlamasıyla yargılanmasına ve hapse mahkum edilmesine başkanlık eden De Moraes, eski cumhurbaşkanının hastaneden taburcu edildikten sonra ev hapsine alınması talebini reddetti.

Yetkililere göre, Bolsonaro'nun başkent Brasília'daki Federal Polis karargahında tutulan diğer birkaç mahkumla hiçbir teması yok. Bolsonaro, içinde yatak, özel banyo, klima, televizyon ve masa bulunan 12 metrekarelik bir odada tutuluyor.

Yüksek Mahkeme yargıçlarından oluşan heyet, Bolsonaro ve müttefiklerinden birkaçını, 2022 seçimlerindeki yenilgisinin ardından Brezilya demokrasisini devirmeye teşebbüs etmekten suçlu buldu.


ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
TT

ABD’nin Venezuela ablukası, Çin - Tayvan gerginliğine nasıl yansır?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (Reuters)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki tankere el koyup limanları ablukaya almasıyla gerginlik tırmanırken, analistler bu hamlelerin olası Tayvan işgalinde Çin'in elini güçlendirebileceğine dikkat çekiyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela limanlarında yaptırıma tabi tankerlere tam abluka uygulanması talimatını salı günü vermişti.

Reuters'a konuşan uzmanlar, Pekin yönetiminin Tayvan'ı ablukaya alması durumunda Venezuela'daki hamleleri Washington'a karşı koz olarak kullanabileceğini belirtiyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Çin uzmanı Craig Singleton şunları söylüyor:

ABD, Venezuela'daki siyasi yapıyı değiştirmek için abluka uyguluyor, Çin de bundan hareketle sözümona güvenlik gerekçesiyle Tayvan'a karşı zorlayıcı önlemler alabilir.

Singleton, ABD'nin olası Tayvan işgaline karşı uluslararası kamuoyunu harekete geçirme kabiliyetinin Venezuela politikası nedeniyle zayıflayabileceğine dikkat çekiyor.

Trump, 11 Aralık'taki açıklamasında Venezuela açıklarında petrol taşıyan bir tankere el koyduklarını duyurmuştu. Beyaz Saray, Skipper adlı tankerin "yasadışı petrol taşımacılığı" yaptığını öne sürmüştü.

Venezuela lideri Nicolas Maduro ise tankerin ülkeden çıkarılan 1 milyon 900 bin varil petrolü taşıdığını belirterek ABD'nin hamlesini "hırsızlık ve korsanlık" diye nitelemişti. 

Venezuela ham petrolünün en büyük alıcısı olan Çin de Karayipler'deki gerginlikte Karakas yönetimini destekledi. Pekin'den dün yapılan açıklamada "tüm tek taraflı ve zorbaca eylemlere karşı olunduğu, ülkelerin egemenliklerini ve ulusal haysiyetlerini savunmalarının desteklendiği” bildirildi.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Isaac Kardon da Çin'in Venezuela'daki mevcut durumu, Tayvan'ı destekleyen küresel bir koalisyon kurulmasını engellemek için kullanabileceğini söylüyor.

Ayrıca Çin'in de benzer hamlelerle Tayvan limanlarından çıkan petrol ve doğalgaz tankerlerine el koyabileceğine işaret ediyor. Bunlara ek olarak ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle Tayvan Boğazı'nda oluşabilecek acil bir duruma zamanında müdahale edemeyebileceğini belirtiyor.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 26 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 100'den fazla kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian