Filistin otoritesinin Hamas’a yeni yaptırımlar uygulaması gündemde

Mahmud Abbas, Hamas Hareketi’ni uzlaşmayı tamamlamak ve hiçbir şart olmadan seçimleri yapmak için zorluyor.

Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’ne 2017 yılından bu yana Filistin Otoritesi tarafından yaptırımlar uygulanıyor. (Independent Arabia)
Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’ne 2017 yılından bu yana Filistin Otoritesi tarafından yaptırımlar uygulanıyor. (Independent Arabia)
TT

Filistin otoritesinin Hamas’a yeni yaptırımlar uygulaması gündemde

Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’ne 2017 yılından bu yana Filistin Otoritesi tarafından yaptırımlar uygulanıyor. (Independent Arabia)
Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’ne 2017 yılından bu yana Filistin Otoritesi tarafından yaptırımlar uygulanıyor. (Independent Arabia)

İzzeddin Ebu İşa
Fetih Hareketi Merkez Komitesi’nden bir yetkiliye göre Mısır istihbarat servisinin gözetiminde yapılan Fetih ve Hamas hareketleri arasındaki Kahire diyalogları, seçimlerin (yasama, başkanlık ve ulusal meclis) eş zamanlı ve kademeli olarak düzenlenmesine ilişkin anlaşmazlık yaşanmasının ardından Filistin uzlaşmasının başarısız olduğunun duyurulması ile sona erdi.
Bu başarısızlık, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Hamas Hareketi’nin boyun eğmesini ve öne sürdüğü koşullarından ve Filistin topraklarındaki siyasi bölünme dosyasının sona erdirilmesi ile ilgili oyalamalarından vazgeçmesini sağlamak için Gazze Şeridi’ne yeni yaptırımlar getirme seçeneğini öne sürmesini d beraberinde getirdi.
Bu, Abbas ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin yayınladığı ortak bir bildirinin ardından geldi. Bildiride, Mısır’ın bütün siyasi anlaşmazlıkları çözmek için bir giriş olacak şekilde Filistin uzlaşması seçeneğini uygulamada katı bir tutum sergilediği ifade edildi.

Uzlaşmadan geri çekilme
Fetih ve Filistin Yönetimi, Hamas’ın siyasi amaçlar için temelsiz iddialarla Filistin uzlaşmasından çekildiğini düşünürken Hamas da onların İsrail ile koordinasyonu (güvenlik ve sivil) durdurma ve tüm bağları kesme kararlarına riayet etmediğini öne sürüyor. Bunun, temelleri siyasi ortaklığa dayanan ulusal bir birliğe doğru yönelme konusunda Fetih’in ciddiyetsiz olduğunu kanıtlamaya yettiğini ifade ediyorlar.
İki hareket geçtiğimiz temmuz ayında aralarındaki siyasi anlaşmazlıkları aşacaklarını ve ulusal bir uzlaşma sağlamak için en iyi yolun sandık başına giderek bölünmeyi sona erdirmeyi esas alan ortak ulusal bir programa yönelmek olacağını duyurmuşlardı. Bu, Filistin Yönetimi’nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Batı Şeria yerleşimlerini ilhak etme planını yürürlüğe koyma konusunda ısrar etmesi sonucunda Tel Aviv ile koordinasyonu durdurma kararı almasının ardından geldi. Ancak Filistinli tarafların anlaşması başarılı olmadı.
Fetih Hareketi Merkezi Komitesi üyesi Azzam el-Ahmed konuya ilişkin yaptığı açıklamada Abbas’ın uluslararası çevreler önünde tek bir söylem oluşturmak ve herkesin uğruna savaş verdiği ülke hayaline ulaşmak için siyasi bölünmeyi bitirmeyi hedeflediğini ve Hamas’ın bunu anlaması gerektiğini söyledi.
Ahmed açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Seçim dosyasında diğer tarafın onayını almak ve belli bir süre içerisinde seçimleri yapmak için Fetih heyetini Kahire'ye gönderdik. Ancak bu konuda içeride ve dışarıdaki Hamas liderleri arasında bir anlaşmazlık olduğunu, Hamas'ın tüm seçimleri aynı anda yapmak istediğini ve uzlaşma dosyasında ilerleme kaydetmek için şart koştuğunu gördük ki bu mantıksız ve uygulanması kabul edilemez.”

Hamas’ın bakış açısı
Hamaslı milletvekili Atıf Avdan, seçimleri eş zamanlı yapma taleplerinin sadece hareketin değil tüm grupların isteği olduğunu ve bu nedenle “istedikleri şeyin ulvi bir ulusal çıkar” olduğunu belirtti. Hamas liderlerinin uzlaşmaya varma konusundaki anlaşmazlıkları hakkında değerlendirmelerde bulunan Advan, bunun kişilerin vizyonundan daha çok tutumlarının kendi çerçeveleri dahilinde kararlaştırıldığı kurumsal bir hareket olduğunu belirtti.
Her halükarda Fetih’in öne sürdüğü iddialara göre Hamas’ın liderlerinin ihtilafa düşmesi ve yasama, başkanlık ve ulusal meclis seçimlerine aynı anda gitme şartı getirmesi Abbas’ı Filistinli hükümet yetkililerini ve Fetih liderlerini toplayarak Hamas’ı ulusal programlarına yönelmeye zorlamaya yöneltti. Abbas bunun için bölünmeyi sonlandırma yollarını görüşmek üzere bir toplantı yaptı.
Independent Arabia’nın Filistin Yönetimi’ndeki yetkililerden edindiği bilgilere göre toplantıya katılan taraflar, Gazze Şeridi’nin özellikle içinden geçtiği karmaşık krizlerden çıkmak için Filistin Yönetimi’nin tarafında durması gerektiği bu dönemde Gazze Şeridi’ne eskisinden daha sert yeni yaptırımlar getirme fikrini ortaya attılar.

Sorumsuz kararlar
Buna karşılık Filistin Galk Kurtuluş Cephesi (FHKC) yöneticilerinden Kayed el-Gul, Gazze Şeridi hakkındaki kararların burada yaşayan insanları uçuruma iten sorumsuz adımlar olduğunu belirti. Yönetimden sorumlu olanlara zarar gelmeyeceğini, aksine şartlarına uyulması ve bunları artırma konusundaki inatlarını daha da artırabileceğini söyledi.
Tıbbi ekipman eksikliğinden kaynaklanan sağlık krizi ışığında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını Gazze’de hızla yayılırken Filistin hükümeti yeni yaptırımlar kapsamında Kovid-19 salgınıyla mücadele etmek için tahsis edilen tıbbi cihazları göndermemeyi planlıyor. Ayrıca buna ek olarak virüs kapan kişilere test yapmak için tahsis edilen test kitlerinin tedarikini de durdurmayı hedefliyor.
Şu ana kadar Ramallah’taki hükümet Gazze’deki çalışanlarının mali dosyalarını incelemedi ve İsrail’den Filistin fonlarını aldıktan sonra çalışanlarına tam maaşlarını da vermedi. Batı Şeria’daki çalışanlarının maaşlarını ise tazminat yüzdesi ile ödedi. Yönetimin Gazze’deki çalışanlarının maaşlarında yeni bir kesinti yapması bekleniyor. Aynı zamanda Filistin Yönetimi buradaki çalışanlarının isimlerinin listesini çıkartarak zorla emekliye ayırdı. Bu yaptırım, 2017 yılında Hamas’ı, söz konusu dönemde  kurduğu idari komiteyi feshetmeye zorlamak için kullanılmıştı.
Yeni yaptırımlar arasında, Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’nin elektrik faturasını ödememe, bölgeye tedarik edilen yakıtın fiyatını artırma, yabancı tıbbi tahvillerin mali teminatını azaltmanın yanı sıra Gazze Şeridi’ndeki esirlerin ailelerine verilen ödenekleri durdurma da yer alabilir.
Yönetim, 2017 yılında uyguladığı yaptırımları sürdürecek. Bunlardan başlıcaları arasında 62 bin çalışanının maaşında yüzde 50 oranında kesinti yapılması, yaklaşık 277 tane salınan esirin maaşlarının kesilmesi, sağlık ve eğitim de dahil olmak üzere bakanlıkların çalışma bütçelerinin durdurulması ve Gazze Şeridi’ne tedarik edilen kamyon sayılarının azaltılması yer alıyordu.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.