Şii blok ve partilerinin çoğu, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın “Şii platformunun restorasyonu” çağrısına sessiz kaldı. Çoğu sivil akım ve halk hareketi grubu ise karşı çıktıkları bu çağrının ülkeyi mezhepçi saflar devrine geri döndürmek için yeni bir giriş noktası, yeni bir çatışma ve mezhepsel mücadele aşamasına sürükleme girişimi sayıldığını öne sürdü.
Sadr, kendi deyimiyle “bir grup bilinçsiz ve dindar olmayan çocuğu” dine ve mezhebe kast etmek, dış destek alarak devrimcileri itibarsızlaştırmakla suçladı. Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “La ilahe illallah Muhammed Resulullah” (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed ise Allah’ın elçisidir) bayrağını taşıma yolunda ideolojik ve siyasi bir şeref ahdi yazmak için Şii evinin restorasyonunu yoğun toplantılarla hızlandırmanın acil bir çıkar olduğunu düşünüyorum” ifadelerine başvurdu.
“Şii Platformu” meselesi, rahmetli siyasetçi Ahmed Çelebi’nin nüfus çoğunluğu göz önüne alındığında Şiilerin iktidarda olma ‘hakkı’ fikrini savunan Şii güçleri ve partilerini içerecek şekilde kurmaya giriştiği 2004 yılına dayanıyor. Ancak gerekli fikir birliği elde edilememiş, büyük Şii güçleri bu girişime katılmamış, fikrin savunucuları geçerli bir halk desteği kazanamamış, o dönemde yapılan seçimlerin çoğunda oy alınamamıştı.
Tarafsız gözlemcilerin çoğu, Sadr'ın bu çağrısının halktan protestocu gruplarla son mücadelesi bağlamından ayrı olarak görülemeyeceğine inanıyor. Zirâ halk hareketi, özellikle de geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirilen protesto meydanlarındaki baskınlardan Sadr’ı ve akımını sorumlu tutuyor. Nitekim Nasıriye şehrinde patlak veren olaylarda 7 kişi hayatını kaybetmiş, 90 kişi yaralanmıştı. Bugün ise, Nasiriye halk hareketi ile dayanışma içerisinde olan ve yaşanan olayları kınayan ‘Nasiriye Cuması’ adlı gösterilerin yapılması bekleniyor.
Aktivistlerin bildirdiğine göre, ülkedeki en büyük Şii otorite olan Ayetullahuzma Ali Sistani, maruz kaldıkları saldırılardan himaye edilme çağrısında bulunan bir grup halk hareketi aktivisti ile bir araya geldi.
Sadr’ın çağrısının Ekim halk hareketi ile son zamanlardaki mücadelesinden etkilenmesinin yanı sıra, birçoğu, direkleri ana Şii parti ve blokları olacak yeni bir ittifak kurulması olasılığını reddediyor. Zirâ aralarında derin anlaşmazlıklar göze çarpıyor. Örneği Sadr Hareketi; İslami Davet Partisi ve Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu ile uzun yıllardır ciddi şekilde kesişiyor. Nitekim Mukteda el-Sadr, Maliki 2014'te başbakanlıktan ayrılana kadar yaklaşık 10 yıl boyunca ona karşı düşmanca bir politika izlemişti. Siyasi konumları Fetih Koalisyonu dahilindeki silahlı grupların çoğuyla ilişkileri de aynı şekilde olan Sadr, Asaib Ehlil Hak’ı ‘küstah milisler’ yaftasıyla yıllardır eleştiriyor.
Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim’in, yaklaşan seçimlere girmek için haftalardır ‘geçici’ bir siyasi koalisyon kurmaya çalışıyor olması dolayısıyla Sadr’ın çağrısına yanıt vermeyeceği düşünülüyor. Nitekim bu çağrı, Şii halk çevrelerinde ve diğer bileşenler içinde de yaygın bir ret ile karşı karşıya. Zirâ hatırı sayılır bir kısmı, artık tüm mezhepsel, ulusal ve etnik çağrılara ciddi bir endişeyle yaklaşıyor. Siyasi grupların vatandaşların duygularını sömürdüğü, halka elle tutulur bir şey sunmadan iktidara ulaşmayı başardıkları düşünülüyor.
Sadr'ın takipçileri ‘Şii Platformu’nun restorasyonu’ çağrısını memnuniyetle karşılarken, halk hareketi grupları ise bu çağrıya şiddetle karşı çıkıyor. Birçoğu, Sadr’ı sert bir şekilde eleştirerek onun Mayıs 2018 seçimleri sonrasında yayınladığı şu tweeti paylaştı: “Benden ölümleri ve düşmanlığı yeniden getirecek mezhepsel düzeyde hendeğe girmemi beklemeyin. Aksine kapsamlı bir Irak ittifakı olacak. Bundan uzun vadede taviz vermeyeceğiz.”
Aktivist Şakir en-Nasıri, Sadr’ın çağrısı hakkında Facebook hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadelerde bulundu:
“Zaten paramparça temeller üzerinde duran bir evi restore etmek imkansızdır. Mezhepçilik, yolsuzluk ve işlenen suçlar; eksiksiz tüm egemen Şii güçlerin Irak ve Iraklılara karşı işledikleri suçlar, yolsuzluk ve ihlalleri sonucu çöküşün eşiğindeki Şii Platformu ittifakının temel direkleridir. Şii Platformu restorasyonu, oldukça vahim bir seçim kampanyasıdır. Bu yozlaşmış ittifakın güçleri, bugünün dünyasında bir devleti yönetmeye veya yeniden inşa etmeye elverişli olmadığını kanıtladı.”
Protesto hareketinin önde gelen gençlerinden İmad Zeydun ise “Ancak ulusal kimlik altında oturulabilir. Alt kimlikler, kota ilkesinin pekiştirilmesi, daha fazla kan dökülmesi demektir. Kitlelerin haklarını garanti altına alacağı, temelini tüm siyasi sınıfın kaybettiği güvenin oluşturacağı yeni bir sosyal sözleşme yazmaya gitmek daha iyi olurdu. ‘Irak Platformu”nun daha fazla mezhepsel ayrışmadan ibaret olmaması gerekiyordu” açıklamalarında bulundu.
Sadr’ın Şiilere birleşin çağrısı Irak’ta tartışmalara yol açıyor
https://turkish.aawsat.com/home/article/2664226/sadr%E2%80%99%C4%B1n-%C5%9Fiilere-birle%C5%9Fin-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1-irak%E2%80%99ta-tart%C4%B1%C5%9Fmalara-yol-a%C3%A7%C4%B1yor
Sadr’ın Şiilere birleşin çağrısı Irak’ta tartışmalara yol açıyor
Mezhepçi saflara dönüş olarak görüldü; Nasıriye’deki halk hareketiyle dayanışma
Sadr’ın Şiilere birleşin çağrısı Irak’ta tartışmalara yol açıyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة